Devlet büyüklerinin kriptolu ve normal telefonlarının usulsüz dinlendiği iddialarına ilişkin düzenlenen fezleke Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Fezlekede müşteki olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin yer aldı. Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan fezlekede mağdur olarak yer buldu.
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının, devlet büyüklerinin kriptolu ve normal telefonlarının usulsüz dinlendiği iddialarına ilişkin, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) görevlisi 28 kişi hakkında yürüttüğü soruşturmaya ilişkin fezleke Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Fezlekede, "müştekiler" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin olarak gösterildi.
'SİYASİ VE AKSEKİ CASUSLUK
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, eski bakanlar Erdoğan Bayraktar, Binali Yıldırım, Recep Akdağ, Zafer Çağlayan, Efkan Ala ve İdris Naim Şahin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da arasında bulunduğu bazı kişilerin "mağdur" olarak yer aldığı fezlekede, şüphelilere "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "yönetmek ve üye olmak", "haberleşmenin gizliliğini ihlal", "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ile "siyasal ve askeri casusluk" suçlamaları yöneltildi.
Fezlekede, kriptolu telefonların yazılımını yapan ve IMEI numaralarını bilen şüphelilerin, "kamuoyunda 17-25 Aralık olayları olarak bilinen, 17-25 Aralık 2013'ten önce ve yine Mart 2014'te yapılan mahalli seçimler öncesinde, devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin ederek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek maksadıyla devletin idari, askeri ve yargı teşkilatında görev yapan üst düzey yöneticilerin konuşmalarını hukuka aykırı olarak kayda alıp, daha sonra montajlamak suretiyle görsel ve internet medyasında yayımlamak için örgüt kurdukları" ifade edildi.
HİYERARŞİK YAPIDA HAREKET
"Örgütün liderinin şüphelilerden eski TİB Başkan Vekili Osman Nihat Şen, yöneticilerinin ise İlhan Elieyioğlu, Adil Biçer, Barış Yaslan, Bülent Kocagürbüz, Ferhat Saraç ve Hasan Palaz olduğu" savunulan fezlekede, diğer şüphelilerin ise örgüt üyesi olduğu kaydedildi. Fezlekede, "Böylece, bütün şüphelilerin hiyerarşik bir yapı içinde eylem ve fikir birliği halinde hareket etmeye karar vererek, terör örgütü kurdukları, söz konusu suçların hiyerarşik bir örgüt yapısı olmadan, bireysel olarak işlenmesinin mümkün olmayacağı anlaşılmıştır" denildi.
Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki örgütlerin silahlı olması zorunluluğunun aranmadığı ifade edilen fezlekede, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bir kararında, "Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek amacıyla kurulmuş silahsız terör örgütü niteliğindeki Hizbut Tahrir örgütüne üye olmak suçundan" bir sanığın cezalandırılmasına karar verdiği nakledildi ve "Böylelikle, terör örgütünün silahsız da olabileceği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, telefonların dinlenilmesi, kayda alınması ve montajlanarak kullanılması baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit anlamına gelmektedir" değerlendirmesinde bulunuldu.
"Cebir" kavramının ise manevi cebri de kapsadığı kaydedilen fezlekede, devletin üst düzey yetkilileri ile hükümet üyelerini dinlemek suretiyle devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerin elde edilmesi, açıklanması veya bu kayıtların montajlanarak kullanılması suretiyle hükümet üzerinde baskı kurarak, görevini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edildiği için suçun yasal unsurlarının gerçekleştiği öne sürüldü.
(kaynak:hürriyet.com.tr)
24 Mart 2015 Salı
Fransa'da uçak faciası! 150 ölü.. Türkler de var..
Barcelona-Düsseldorf seferini yapan Airbus A320 tipi bir yolcu uçağı, Fransız Alpleri'nin güneyinde düştü. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 144 yolcu ve altı mürettebat taşıyan uçakta kurtulan olmadığını söyledi. İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, "Düşen uçakta çok sayıda İspanyol, Alman ve Türk var" dedi. Fransa İçişleri Bakanlığı, uçağın karakutularından birine ulaşıldığını açıkladı.
Lufthansa'ya bağlı Germanwings havayolu şirketine ait uçakta 150 kişi olduğu açıklandı.
Kaza yerinden geçilen ilk karelerden biri...
İspanya'nın Barcelona kentinden Almanya'nın Düsseldorf şehrine giden 4U 9525 sefer sayılı uçak, Nice kentinin kuzeyindeki Barcelonnette kasabasına 100 kilometre uzaklıkta düştü.
Gilbert Sauvan isimli yerel meclis üyesi, Les Echos gazetesine yaptığı açıklamada, "Uçak parçalara ayrılmış. En büyük enkaz parçası, bir otomobil büyüklüğünde" dedi. Yetkililer bölgeye ulaşımın sadece helikopterle sağlanabildiğini, yürüyerek ise en az 3 saatlik mesafe bulunduğunu açıklamıştı.
Kazanın yaşandığı yerin yakınlarında çalışan Rejane isimli görgü tanığı, BBC'ye yaptığı açıklamada, duyduğu gürültüyü "Küçük bir deprem gibiydi" sözleriyle tanımladı.
NEDENİ BELLİ DEĞİL
Köln-Bonn Havalimanı'nda basın toplantısı düzeleyen Germanwings CEO'su Thomas Winkelmann, "Düşmeden önce sekiz dakika boyunca iritfa kaybetti. Uçağın hangi sebeple alçaldığını bilmiyoruz. Uçağın düşme nedenini bir an önce bulmaya çalışacağız. Yolcular arasında iki bebek vardı. Uçağın son kontrolleri Lufthansa tarafından dün yapıldı. Uçağın kaptanı 10 yıllık tecrübesi olan bir kaptandı. Airbus uçağıyla 6 bin saatlik tecrübesi olan bir pilottu. Uçak 1991'den beri kullanılıyordu" dedi.
"İSİMLERİ AÇIKLAYAMIYORUZ"
Winkelmann, "Acil durum sinyaliyle ilgili yeni bir bilgi veremiyoruz. Bir sinyal verildiğini doğrulamıyoruz. Uçaktaki yolcuların listesi önümüzde. Ancak gizlilik sebebiyle açıklamıyoruz. Önce ailelerine bildireceğiz" dedi.
Germanwings CEO'su, "Normal uçuşlarımıza devam edeceğiz. Uçağa binerken isim veriyorsunuz ancak yolcularla ilgili detayları biz de bilmiyoruz. İspanya Schengen ülkesi olduğu için pasaport kontrolü yapılmıyor. Yolcularla ilgili yalnızca genel bilgilere sahibiz" diye konuştu.
HOLLANDE "MUHTEMELEN" DEDİ AMA...
Paris'te İspanya Kralı 6'ncı Felipe ile basın toplantısı düzenleyen Hollande, uçaktaki yolcular arasında "Almanlar, İspanyollar ve muhtemelen Türkler var" dedi.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, İspanya Kralı ise Hollande'dan daha net bir ifade kullanarak, uçakta Türklerin olduğunu belirtti. CİHAN'a göre, Kral Felipe, "Türk yetkililere de taziyelerimi iletiyorum" derken; CNN International, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un, "Düşen uçakta çok sayıda İspanyol, Alman ve Türk var" dediğini bildirdi.
DHA'nın haberine göre, Katalan televizyonu '24 Saat', Almanya kaynaklara dayanarak uçakta 39 Türk soyadlı kişinin bulunduğu bilgisine ulaştığını iddia etti.
BİR TÜRK'ÜN KİMLİĞİ BELLİ OLDU
İHA'nın haberine göre, kazada hayatını kaybedenler arasında yer alan Türk yolculardan birinin kimliği belli oldu. Yolculardan 36 yaşındaki Gülizar Çelik isimli Türk vatandaşının İstanbullu ve evli olduğu bilgisine ulaşıldı.
67 Alman yolcu taşıyan uçaktaki 45 kişinin İspanyol soyadına sahip olduğu açıklanmıştı.
DHA, Alman basınının "uçakta Gelsenkirchen kenti yakınlarındaki bir liseden 16 öğrenci ve iki de öğretmenin bulunduğunu" yönündeki haberlerini aktardı.
Fransız iTele televizyonuna konuşan bir havacılık yetkilisi, kazanın meydana geldiği dakikalarda hava şartlarının normal olduğunu söyledi.
Facianın ardından yaptığı ilk açıklamada, uçakta muhtemelen çok sayıda Alman yolcu olduğunu belirten Hollande, "Kaza, erişimin zor olduğu bir alanda oldu" dedi. "Bu, topraklarımızda yaşanmış bir trajedidir" diyen Hollande, kazaya ilişkin Almanya Başbakanı Angela Merkel'le telefon görüşmesi yaparak üzüntüsünü dile getirdi.
81 uçağıyla 86 noktaya uçan Germanwings'in, sahip olduğu filonun yaş ortalamasının 9.2 olduğu bildirildi. Düşen uçağın ise 24 yıllık olduğu açıklandı.
İngiliz medyasında yer alan haberlere göre; Germanwings hava yolu şirketi daha önce ölümcül bir kazaya karışmadı.
MERKEL PROGRAMINI İPTAL ETTİ
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Sözcüsü Steffen Seibert, Şansölye'nin kaza dolayısıyla "şoke olduğunu" söyledi. Seibert, Merkel'in Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve İspanya Başbakanı Rajoy'la telefonda görüştüğünü ve tüm programlarını iptal ettiğini duyurdu.
Merkel, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, "Hem kaza yerinde hem de havaalanlarında kriz merkezleri oluşturuldu. Ulaştırma ve dışişleri bakanlarımız bölgeye gidiyor. Kaza yerini bizzat görmek için yarın da ben gideceğim. Hepimiz yastayız" diye konuştu.
Airbus'tan yapılan açıklamada, “Uçak 46 bin 700 uçuşta yaklaşık olarak 58 bin 300 saat uçuş gerçekleştirmiştir. Uçak CFM 56-5A1 motorları ile güçlendirilmiştir. Şu anda elimizde başka kesin bilgi bulunmamaktadır” denildi.
(hürriyet.com.tr)
Lufthansa'ya bağlı Germanwings havayolu şirketine ait uçakta 150 kişi olduğu açıklandı.
Kaza yerinden geçilen ilk karelerden biri...
İspanya'nın Barcelona kentinden Almanya'nın Düsseldorf şehrine giden 4U 9525 sefer sayılı uçak, Nice kentinin kuzeyindeki Barcelonnette kasabasına 100 kilometre uzaklıkta düştü.
Gilbert Sauvan isimli yerel meclis üyesi, Les Echos gazetesine yaptığı açıklamada, "Uçak parçalara ayrılmış. En büyük enkaz parçası, bir otomobil büyüklüğünde" dedi. Yetkililer bölgeye ulaşımın sadece helikopterle sağlanabildiğini, yürüyerek ise en az 3 saatlik mesafe bulunduğunu açıklamıştı.
Kazanın yaşandığı yerin yakınlarında çalışan Rejane isimli görgü tanığı, BBC'ye yaptığı açıklamada, duyduğu gürültüyü "Küçük bir deprem gibiydi" sözleriyle tanımladı.
NEDENİ BELLİ DEĞİL
Köln-Bonn Havalimanı'nda basın toplantısı düzeleyen Germanwings CEO'su Thomas Winkelmann, "Düşmeden önce sekiz dakika boyunca iritfa kaybetti. Uçağın hangi sebeple alçaldığını bilmiyoruz. Uçağın düşme nedenini bir an önce bulmaya çalışacağız. Yolcular arasında iki bebek vardı. Uçağın son kontrolleri Lufthansa tarafından dün yapıldı. Uçağın kaptanı 10 yıllık tecrübesi olan bir kaptandı. Airbus uçağıyla 6 bin saatlik tecrübesi olan bir pilottu. Uçak 1991'den beri kullanılıyordu" dedi.
"İSİMLERİ AÇIKLAYAMIYORUZ"
Winkelmann, "Acil durum sinyaliyle ilgili yeni bir bilgi veremiyoruz. Bir sinyal verildiğini doğrulamıyoruz. Uçaktaki yolcuların listesi önümüzde. Ancak gizlilik sebebiyle açıklamıyoruz. Önce ailelerine bildireceğiz" dedi.
Germanwings CEO'su, "Normal uçuşlarımıza devam edeceğiz. Uçağa binerken isim veriyorsunuz ancak yolcularla ilgili detayları biz de bilmiyoruz. İspanya Schengen ülkesi olduğu için pasaport kontrolü yapılmıyor. Yolcularla ilgili yalnızca genel bilgilere sahibiz" diye konuştu.
HOLLANDE "MUHTEMELEN" DEDİ AMA...
Paris'te İspanya Kralı 6'ncı Felipe ile basın toplantısı düzenleyen Hollande, uçaktaki yolcular arasında "Almanlar, İspanyollar ve muhtemelen Türkler var" dedi.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, İspanya Kralı ise Hollande'dan daha net bir ifade kullanarak, uçakta Türklerin olduğunu belirtti. CİHAN'a göre, Kral Felipe, "Türk yetkililere de taziyelerimi iletiyorum" derken; CNN International, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un, "Düşen uçakta çok sayıda İspanyol, Alman ve Türk var" dediğini bildirdi.
DHA'nın haberine göre, Katalan televizyonu '24 Saat', Almanya kaynaklara dayanarak uçakta 39 Türk soyadlı kişinin bulunduğu bilgisine ulaştığını iddia etti.
BİR TÜRK'ÜN KİMLİĞİ BELLİ OLDU
İHA'nın haberine göre, kazada hayatını kaybedenler arasında yer alan Türk yolculardan birinin kimliği belli oldu. Yolculardan 36 yaşındaki Gülizar Çelik isimli Türk vatandaşının İstanbullu ve evli olduğu bilgisine ulaşıldı.
67 Alman yolcu taşıyan uçaktaki 45 kişinin İspanyol soyadına sahip olduğu açıklanmıştı.
DHA, Alman basınının "uçakta Gelsenkirchen kenti yakınlarındaki bir liseden 16 öğrenci ve iki de öğretmenin bulunduğunu" yönündeki haberlerini aktardı.
Fransız iTele televizyonuna konuşan bir havacılık yetkilisi, kazanın meydana geldiği dakikalarda hava şartlarının normal olduğunu söyledi.
Facianın ardından yaptığı ilk açıklamada, uçakta muhtemelen çok sayıda Alman yolcu olduğunu belirten Hollande, "Kaza, erişimin zor olduğu bir alanda oldu" dedi. "Bu, topraklarımızda yaşanmış bir trajedidir" diyen Hollande, kazaya ilişkin Almanya Başbakanı Angela Merkel'le telefon görüşmesi yaparak üzüntüsünü dile getirdi.
81 uçağıyla 86 noktaya uçan Germanwings'in, sahip olduğu filonun yaş ortalamasının 9.2 olduğu bildirildi. Düşen uçağın ise 24 yıllık olduğu açıklandı.
İngiliz medyasında yer alan haberlere göre; Germanwings hava yolu şirketi daha önce ölümcül bir kazaya karışmadı.
MERKEL PROGRAMINI İPTAL ETTİ
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Sözcüsü Steffen Seibert, Şansölye'nin kaza dolayısıyla "şoke olduğunu" söyledi. Seibert, Merkel'in Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve İspanya Başbakanı Rajoy'la telefonda görüştüğünü ve tüm programlarını iptal ettiğini duyurdu.
Merkel, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, "Hem kaza yerinde hem de havaalanlarında kriz merkezleri oluşturuldu. Ulaştırma ve dışişleri bakanlarımız bölgeye gidiyor. Kaza yerini bizzat görmek için yarın da ben gideceğim. Hepimiz yastayız" diye konuştu.
Airbus'tan yapılan açıklamada, “Uçak 46 bin 700 uçuşta yaklaşık olarak 58 bin 300 saat uçuş gerçekleştirmiştir. Uçak CFM 56-5A1 motorları ile güçlendirilmiştir. Şu anda elimizde başka kesin bilgi bulunmamaktadır” denildi.
(hürriyet.com.tr)
Özgecan'ın ardından sivil polis ile denetim
Özgecan Aslan'ın bindiği minibüste vahşice öldürüldüğü Mersin'in Tarsus ilçesinde, sivil polisler tarafından toplu taşıma araçlarında denetim yapılmaya başlandı.
Tarsus Emniyet Müdürlüğü Şehir İçi Trafik Kayıt Tescil ve Büro Amiri Ali Eskin, denetleme çalışmalarının tanıtımında gazetecilere yaptığı açıklamada, vatandaşların huzur ve güven içinde seyahat etmelerini sağlamak, sürücülerin trafik kurallarına uyup uymadıklarını belirlemek, toplu taşıma araçlarında yolculara karşı hoş olmayan tutum ve davranışların önlenebilmesi için değişik zamanlarda araçlara sivil polis bindirerek uygulama yapmaya başladıklarını söyledi.
Eskin, toplu taşıma araçlarının sürücülerinin veya çalışanlarının karıştığı bazı olumsuz olaylar olduğunu hatırlatarak bu tarz üzücü durumların önlenebilmesinde uygulamanın etkili olacağını ifade etti. Şu ana kadar yaptıkları kontrol ve denetimlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmadığını belirten Eskin, denetimlerin yıl boyu devam edeceğini sözlerine ekledi. Toplu taşıma araçlarındaki yolcular da uygulamayı memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.
Tarsus Emniyet Müdürlüğü Şehir İçi Trafik Kayıt Tescil ve Büro Amiri Ali Eskin, denetleme çalışmalarının tanıtımında gazetecilere yaptığı açıklamada, vatandaşların huzur ve güven içinde seyahat etmelerini sağlamak, sürücülerin trafik kurallarına uyup uymadıklarını belirlemek, toplu taşıma araçlarında yolculara karşı hoş olmayan tutum ve davranışların önlenebilmesi için değişik zamanlarda araçlara sivil polis bindirerek uygulama yapmaya başladıklarını söyledi.
Eskin, toplu taşıma araçlarının sürücülerinin veya çalışanlarının karıştığı bazı olumsuz olaylar olduğunu hatırlatarak bu tarz üzücü durumların önlenebilmesinde uygulamanın etkili olacağını ifade etti. Şu ana kadar yaptıkları kontrol ve denetimlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmadığını belirten Eskin, denetimlerin yıl boyu devam edeceğini sözlerine ekledi. Toplu taşıma araçlarındaki yolcular da uygulamayı memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.
Fransa'da yolcu uçağı düştü
Barcelona-Düsseldorf seferini yapan Airbus A320 tipi bir yolcu uçağı, Fransız Alpleri'nin güneyinde düştü. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 148 kişi taşıyan uçakta kurtulan olmadığının tahmin edildiğini söyledi.
Lufthansa'ya bağlı Germanwings havayolu şirketine ait uçakta 142 yolcu ve altı mürettebat olduğu açıklandı.
Almanya'nın Düsseldorf kentinden İspanya'nın Barcelona şehrine giden 4U 9525 sefer sayılı uçağın, Nice kentinin kuzeyindeki Barcelonnette kasabasına 100 kilometre uzaklıkta düştüğü belirtildi.
Yetkililer bölgeye ulaşımın yalnız helikopterle sağlanabildiğini, yürüyerek ise en az 3 saatlik mesafe bulunduğunu açıkladı.
TÜRKİYE'DEN AÇIKLAMA
Düşen uçağa ilişkin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, "Uçakta Türk var mı bilgimiz yok. Arkadaşlarımız araştırıyor. Olumlu ya da olumsuz bir şey şu anda söyleyemiyorum. Umarım yoktur" dedi.
Kaza, Barcelonnette kasabası yakınlarında meydana geldi.
Fransız iTele televizyonuna konuşan bir havacılık yetkilisi, kazanın meydana geldiği dakikalarda hava şartlarının normal olduğunu söyledi.
İLK AÇIKLAMALAR OLUMSUZ
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, kazadan sağ kurtulan olmadığının düşünüldüğünü söyledi. Uçakta muhtemelen çok sayıda Alman yolcu olduğunu belirten Hollande, "Kaza, erişimin zor olduğu bir alanda oldu" dedi.
"Bu, topraklarımızda yaşanmış bir trajedir" diyen Hollande, kazaya ilişkin Almanya Başbakanı Angela Merkel'le telefon görüşmesi yapacağını belirtti.
Grafik: Anadolu Ajansı
Fransa Başbakanı Manuel Valls ise, "Tabii ki kazanın sebebini bilmiyoruz. Açıkçası kazanın koşullarına bakıldığında, 142 ila 150 arasında yolcunun ölmüş olmasından korkuyoruz" dedi.
6 bin 800 feet'te (2 bin 72 metre) irtibatın kesildiği uçağın düştüğü nokta
Fransa Ulaştırma Bakanı Thierry Mariani uçağın TSİ 11.47'de acil durum sinyali gönderdiğini açıkladı.
DHA'nın haberine göre, bölgede uçuş yapan iki helikopter uçağın enkazını tespit etti. Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, kurtarma ekiplerinin bölgeye doğru yola çıktığını söyledi.
ŞİRKETTEN İLK AÇIKLAMA
Düşen uçakla ilgili TSİ ile 15.00'da basın toplantısı düzenleyeceği duyurulan Germanwings'ten yapılan açıklamada, "Basında yer alan kaza haberleri konusunda henüz herhangi bir bilgiyi teyit edemiyoruz. Konuyla ilgili kesin bilgiler elimize ulaştıkça sizinle paylaşıyor olacağız" denildi.
81 uçağıyla 86 noktaya uçan Germanwings'in, sahip olduğu filonun yaş ortalamasının 9.2 olduğu bildirildi. Düşen uçağın ise 24 yıllık olduğu açıklandı.
İngiliz medyasında yer alan haberlere göre; Germanwings hava yolu şirketi daha önce ölümcül bir kazaya karışmadı. (hürriyet.com.tr)
Lufthansa'ya bağlı Germanwings havayolu şirketine ait uçakta 142 yolcu ve altı mürettebat olduğu açıklandı.
Almanya'nın Düsseldorf kentinden İspanya'nın Barcelona şehrine giden 4U 9525 sefer sayılı uçağın, Nice kentinin kuzeyindeki Barcelonnette kasabasına 100 kilometre uzaklıkta düştüğü belirtildi.
Yetkililer bölgeye ulaşımın yalnız helikopterle sağlanabildiğini, yürüyerek ise en az 3 saatlik mesafe bulunduğunu açıkladı.
TÜRKİYE'DEN AÇIKLAMA
Düşen uçağa ilişkin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, "Uçakta Türk var mı bilgimiz yok. Arkadaşlarımız araştırıyor. Olumlu ya da olumsuz bir şey şu anda söyleyemiyorum. Umarım yoktur" dedi.
Kaza, Barcelonnette kasabası yakınlarında meydana geldi.
Fransız iTele televizyonuna konuşan bir havacılık yetkilisi, kazanın meydana geldiği dakikalarda hava şartlarının normal olduğunu söyledi.
İLK AÇIKLAMALAR OLUMSUZ
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, kazadan sağ kurtulan olmadığının düşünüldüğünü söyledi. Uçakta muhtemelen çok sayıda Alman yolcu olduğunu belirten Hollande, "Kaza, erişimin zor olduğu bir alanda oldu" dedi.
"Bu, topraklarımızda yaşanmış bir trajedir" diyen Hollande, kazaya ilişkin Almanya Başbakanı Angela Merkel'le telefon görüşmesi yapacağını belirtti.
Grafik: Anadolu Ajansı
Fransa Başbakanı Manuel Valls ise, "Tabii ki kazanın sebebini bilmiyoruz. Açıkçası kazanın koşullarına bakıldığında, 142 ila 150 arasında yolcunun ölmüş olmasından korkuyoruz" dedi.
6 bin 800 feet'te (2 bin 72 metre) irtibatın kesildiği uçağın düştüğü nokta
Fransa Ulaştırma Bakanı Thierry Mariani uçağın TSİ 11.47'de acil durum sinyali gönderdiğini açıkladı.
DHA'nın haberine göre, bölgede uçuş yapan iki helikopter uçağın enkazını tespit etti. Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, kurtarma ekiplerinin bölgeye doğru yola çıktığını söyledi.
ŞİRKETTEN İLK AÇIKLAMA
Düşen uçakla ilgili TSİ ile 15.00'da basın toplantısı düzenleyeceği duyurulan Germanwings'ten yapılan açıklamada, "Basında yer alan kaza haberleri konusunda henüz herhangi bir bilgiyi teyit edemiyoruz. Konuyla ilgili kesin bilgiler elimize ulaştıkça sizinle paylaşıyor olacağız" denildi.
81 uçağıyla 86 noktaya uçan Germanwings'in, sahip olduğu filonun yaş ortalamasının 9.2 olduğu bildirildi. Düşen uçağın ise 24 yıllık olduğu açıklandı.
İngiliz medyasında yer alan haberlere göre; Germanwings hava yolu şirketi daha önce ölümcül bir kazaya karışmadı. (hürriyet.com.tr)
KPSS'de bir numaralı zanlı Fethullah Gülen
2010 yılında yapılan Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ile ilgili usülsüzlük iddialarıyla ilişkin dün eş zamanlı operasyon başlatılmıştı.
63 kişinin gözaltına alındığı KPSS soruşturmasının 1 numaralı zanlısının Fethullah Gülenolduğu bildirildi.
Soruların, ÖSYM'den flaş belleklerle sızdırıldığı iddia edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada ise, milyonlarca kişinin hakkının yendiği yönünde delillere ulaşıldığı belirtilmişti. (medyafaresi.com.tr)
63 kişinin gözaltına alındığı KPSS soruşturmasının 1 numaralı zanlısının Fethullah Gülenolduğu bildirildi.
Soruların, ÖSYM'den flaş belleklerle sızdırıldığı iddia edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada ise, milyonlarca kişinin hakkının yendiği yönünde delillere ulaşıldığı belirtilmişti. (medyafaresi.com.tr)
Ahmet Hakan'dan ilginç Bülent Arınç yorumu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Melih Gökçek'e cevaben "Sayın Hakan, Gökçek'ten çok daha namusludur, şereflidir" sözlerine Ahmet Hakan'dan ilginç bir cevap geldi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerinden sonra kendisini bugün kendisini istifaya davet eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında yaptığı açıklamalar, Türkiye'nin gündemine oturdu.
Bülent Arınç, Melih Gökçek'i şu sözlerle eleştirdi, "Melih Gökçek oğlunun milletvekili adaylığını netleştirmek istiyor. Birilerine yaranmak istiyor. Ahmet Hakan Beyi, Gökçek’ten çok önce tanırım. Çok eleştirmiş bir insanım ama Sayın Ahmet Hakan, Melih Gökçek'ten çok daha namusludur, şereflidir."
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan ise, Bülent Arınç'ın bu sözlerini kişisel twitter sayfasından şöyle değerlendirdi, "Herkes kendini kurtaracak, olan bana olacak."
Boncuk Şölen’i bırakmadı
Silivri’de yaklaşık 1 ay önce ölü bulunan Şölen Doğan’ın köpeği Boncuk evin önünden ayrılmadı. Evin bahçesinden çıkmayan Boncuk’a komşular bakıyor.
ŞÖLEN Doğan’dan (41) haber alamayan annesi 28 Şubat’ta kızının Silivri Selimpaşa’daki yazlık evine geldi. Kapıyı açan olmayınca polislerden yardım istedi. Eve girildi. Polisler ve annesi Kumburgaz’da bir veterinerde çalışan Şölen Doğan’ın elleri ve ayakları iple bağlı, kafasına poşet geçirilmiş cesediyle karşılaştılar. Evde, “Ben sana yakışan evlat olamadım. Kardeşimi istediği kişiyle evlendir. Yavrularıma da (baktığı hayvanlarla ilgili) iyi bakın” notu bulundu.
PATRONDAN ŞİKÂYETÇİ
Ölümü nottan dolayı intihar gibi yorumlansa da elleri ve ayaklarının bağlı olarak intihar etmesi güç olduğu için cinayet büro ekipleri çalışmalara başladı. Üzerinden 3 hafta geçse de henüz bir sonuç alınamadı. Bu arada yakınları kadının Balıkesir Gönen’de bir barda şarkıcı olarak çalışırken kaçırıldığı, elektrikle işkenceye ve tecavüze uğradığını söyledi. Şölen Doğan’ın Gönen’deki olayla ilgili, patronu hakkında polise şikâyetçi olduğu öğrenildi.
Doğan’ın ölümünün ardından birçoğu kör 50 kadar kedisi ve 3 köpeği de zor durumda kaldı. Hayvanlara ilk etapta komşular sahip çıktı. Ardından sosyal medyadan bir kampanya düzenlendi. Kediler ve iki köpek sahiplendirildi. Fakat Şölen Doğan’ın sokakta minik bir yavruyken bulduğu köpeği Boncuk evin bahçesinden çıkmak istemedi. Kapıda, kendisine ait olan koltuktan bile kalkmadı. Ne yapsalar Boncuk’u çıkaramayan komşular ve hayvanseverler köpeği orada beslemeye karar verdi.
ŞÖLEN Doğan’dan (41) haber alamayan annesi 28 Şubat’ta kızının Silivri Selimpaşa’daki yazlık evine geldi. Kapıyı açan olmayınca polislerden yardım istedi. Eve girildi. Polisler ve annesi Kumburgaz’da bir veterinerde çalışan Şölen Doğan’ın elleri ve ayakları iple bağlı, kafasına poşet geçirilmiş cesediyle karşılaştılar. Evde, “Ben sana yakışan evlat olamadım. Kardeşimi istediği kişiyle evlendir. Yavrularıma da (baktığı hayvanlarla ilgili) iyi bakın” notu bulundu.
PATRONDAN ŞİKÂYETÇİ
Ölümü nottan dolayı intihar gibi yorumlansa da elleri ve ayaklarının bağlı olarak intihar etmesi güç olduğu için cinayet büro ekipleri çalışmalara başladı. Üzerinden 3 hafta geçse de henüz bir sonuç alınamadı. Bu arada yakınları kadının Balıkesir Gönen’de bir barda şarkıcı olarak çalışırken kaçırıldığı, elektrikle işkenceye ve tecavüze uğradığını söyledi. Şölen Doğan’ın Gönen’deki olayla ilgili, patronu hakkında polise şikâyetçi olduğu öğrenildi.
Doğan’ın ölümünün ardından birçoğu kör 50 kadar kedisi ve 3 köpeği de zor durumda kaldı. Hayvanlara ilk etapta komşular sahip çıktı. Ardından sosyal medyadan bir kampanya düzenlendi. Kediler ve iki köpek sahiplendirildi. Fakat Şölen Doğan’ın sokakta minik bir yavruyken bulduğu köpeği Boncuk evin bahçesinden çıkmak istemedi. Kapıda, kendisine ait olan koltuktan bile kalkmadı. Ne yapsalar Boncuk’u çıkaramayan komşular ve hayvanseverler köpeği orada beslemeye karar verdi.
Gökçek'ten yeni tweet: Çapulcular size saldırıyorsa...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı hedef alan açıklamaları sonrası çok sert bir yanıt alan Melih Gökçek, Twitter'dan üstü kapalı şekilde Arınç'ı hedef almaya devam etti.
Dün Başbakan Yardımcısı Arınç ile büyük bir tartışmaya giren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, bugün Twitter'dan yeni açıklamalarda bulundu.
Gökçek'in mesajları şöyle:
SAĞDUYULU DOSTLARA...KENDİNE SOLCU,ANARŞIST,ÇAPULCU,GEZİCİ DİYEN KİŞİLER SIZE SALDIRIYORSA BİLİNİZ Kİ DOĞRU YOLDASINIZ...
AMA BU KİŞİLER SIZI ALKIŞLIYORSA OTURUP DÜŞÜNMEK LAZIM...
Dün Başbakan Yardımcısı Arınç ile büyük bir tartışmaya giren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, bugün Twitter'dan yeni açıklamalarda bulundu.
Gökçek'in mesajları şöyle:
SAĞDUYULU DOSTLARA...KENDİNE SOLCU,ANARŞIST,ÇAPULCU,GEZİCİ DİYEN KİŞİLER SIZE SALDIRIYORSA BİLİNİZ Kİ DOĞRU YOLDASINIZ...
AMA BU KİŞİLER SIZI ALKIŞLIYORSA OTURUP DÜŞÜNMEK LAZIM...
Mansur Yavaş, Bülent Arınç-Melih Gökçek tartışmasına katıldı
2014 yerel seçimlerinde Ankara'da CHP'den aday olan Mansur Yavaş, Bülent Arınç'ın sözleri sonrası "Sayın Arınç az daha Ankara seçimleri ile ilgili de bir şeyler diyecekti gibi geldi bana" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Melih Gökçek ile yaptığı açıklamalar sıcaklığını korurken konuyla ilgili bir mesajda son seçimde Melih Gökçek'in CHP'den rakibi olan Mansur Yavaş'tan geldi.
Mansur Yavaş resmi Twitter adresinden Bülent Arınç'ın açıklamalarını yorumlarken, "Sayın Arınç az daha Ankara seçimleri ile ilgili de bişeyler diyecekti gibi geldi bana" ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Melih Gökçek ile yaptığı açıklamalar sıcaklığını korurken konuyla ilgili bir mesajda son seçimde Melih Gökçek'in CHP'den rakibi olan Mansur Yavaş'tan geldi.
Mansur Yavaş resmi Twitter adresinden Bülent Arınç'ın açıklamalarını yorumlarken, "Sayın Arınç az daha Ankara seçimleri ile ilgili de bişeyler diyecekti gibi geldi bana" ifadesini kullandı.
Etiketler:
ak parti,
bülent arınç,
chp,
haber,
melih gökçek,
mhp
'860 bin Alman kadına tecavüz edildi'
Konstanzlı tarihçi Miriam Gebhardt tecavüz kurbanları Alman kadınlarıyla ilgili yaptığı araştırmada, Kızıl ordu askerlerinin tek tecavüzcüler olmadığını tespit ettiğini duyurdu.
Focus dergisinin haberine göre, Gebhardt, İkinci Dünya Savaşı sonrası askerlerin tecavüzüne uğrayan Alman kadınlarıyla ilgili olarak yazdığı “Askerler geldiğinde“ adlı kitabı piyasaya çıkıyor.
860 bin Alman kadına tecavüz edildi
Kadınların utançlarından kendi aile içerisinde bile konuşmaya çekindiklerini söyleyen yazar, “tecavüz konusu kamuoyunda konuşulunca akla hep Kızıl Ordu askerleri gelirdi” dedi. Gebhardt, papazların, doktorların ve askeri yargıçların raporlarından elde ettiği bilgileri yeni kitabında topladı.
Film yapımcısı Helke Sander’in doksanlı yıllarda iki milyon Alman kadının Sovyet askerlerince tecavüz edildiği iddiasına katılmayan Gebhardt, bu rakamın yaklaşık yarım milyon olduğunu yazıyor. Kitapta, 190 bin Alman kadının Amerikan askerlerince tecavüz edildiği yer alırken, müttefik güçleri askerlerince tecavüze uğrayan Alman kadının sayısının yaklaşık olarak 860 bini bulduğunu belirtiyor.
Gruplar halinde tecavüz ettiler
Miriam Gebhardt kitabında, Amerikalı, İngiliz ve Fransız askerlerinin tecavüz şekillerinin Kızıl Ordu askerlerininkinden farklı olmadığına dikkati çekiyor: Evlere el konuluyor, yağmalanıyor ve sonra askerler gruplar halinde kadınlara tecavüz ediyor. Özellikle Bavyera eyaletinde papazlara günah çıkaran kadınların, Amerikan askerlerinin acımasız saldırılarını anlattıkları vurgulanıyor.
Focus dergisinin haberine göre, Gebhardt, İkinci Dünya Savaşı sonrası askerlerin tecavüzüne uğrayan Alman kadınlarıyla ilgili olarak yazdığı “Askerler geldiğinde“ adlı kitabı piyasaya çıkıyor.
860 bin Alman kadına tecavüz edildi
Kadınların utançlarından kendi aile içerisinde bile konuşmaya çekindiklerini söyleyen yazar, “tecavüz konusu kamuoyunda konuşulunca akla hep Kızıl Ordu askerleri gelirdi” dedi. Gebhardt, papazların, doktorların ve askeri yargıçların raporlarından elde ettiği bilgileri yeni kitabında topladı.
Film yapımcısı Helke Sander’in doksanlı yıllarda iki milyon Alman kadının Sovyet askerlerince tecavüz edildiği iddiasına katılmayan Gebhardt, bu rakamın yaklaşık yarım milyon olduğunu yazıyor. Kitapta, 190 bin Alman kadının Amerikan askerlerince tecavüz edildiği yer alırken, müttefik güçleri askerlerince tecavüze uğrayan Alman kadının sayısının yaklaşık olarak 860 bini bulduğunu belirtiyor.
Gruplar halinde tecavüz ettiler
Miriam Gebhardt kitabında, Amerikalı, İngiliz ve Fransız askerlerinin tecavüz şekillerinin Kızıl Ordu askerlerininkinden farklı olmadığına dikkati çekiyor: Evlere el konuluyor, yağmalanıyor ve sonra askerler gruplar halinde kadınlara tecavüz ediyor. Özellikle Bavyera eyaletinde papazlara günah çıkaran kadınların, Amerikan askerlerinin acımasız saldırılarını anlattıkları vurgulanıyor.
Bülent Arınç ve Melih Gökçek hakkında soruşturma
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, hakkında yapılan suç duyuruları sonrasında soruşturma başlattı.
Hürriyet'in haberine göre; Bülent Arınç'ın dünkü 'Melih Göçek bu yapının kucağında oturmuştur ve Ankara'yı bu yapıya parsel parsel satmıştır' demişti. Bu açıklaması üzerine ardı ardına Arınç ve Gökçek için suç duyuruları geldi.
Arınç'ın 'görevi kötüye kullanma' ve 'suçu gizleme' suçlarını işlediği iddia ediliyor.
Gökçek'in ise 'zimmet' ve 'görevi kötüye kullanma' suçunu işlediği öne sürülüyor.
Eğer savcılık suç unsuruna rastlarsa, Gökçek için İçişleri Bakanlığı'ndan izin istenecek.
Bülent Arınç için ise dokunulmazlığı nedeniyle fezleke düzenlenerek Meclis'e gönderilecek.
Hürriyet'in haberine göre; Bülent Arınç'ın dünkü 'Melih Göçek bu yapının kucağında oturmuştur ve Ankara'yı bu yapıya parsel parsel satmıştır' demişti. Bu açıklaması üzerine ardı ardına Arınç ve Gökçek için suç duyuruları geldi.
Arınç'ın 'görevi kötüye kullanma' ve 'suçu gizleme' suçlarını işlediği iddia ediliyor.
Gökçek'in ise 'zimmet' ve 'görevi kötüye kullanma' suçunu işlediği öne sürülüyor.
Eğer savcılık suç unsuruna rastlarsa, Gökçek için İçişleri Bakanlığı'ndan izin istenecek.
Bülent Arınç için ise dokunulmazlığı nedeniyle fezleke düzenlenerek Meclis'e gönderilecek.
Etiketler:
ak parti,
ankara,
bülent arınç,
melih gökçek,
tbmm
Ankara'da suç duyurusu patlaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ilgili sözleri üzerine hem muhalefet partileri hem de sivil toplum örgütleri harekete geçti.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Gökçek başta olmak üzere bilip de paylaşmayan, görüp de söylemeyen herkesin suçlu olduğunu iddia ederek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 'genel suç duyurusunda' bulundu. CHP ise Başbakan Davutoğlu'nu Gökçek ile ilgili olarak harekete geçmeye çağırdı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Gökçek ile ilgili olarak Ankara'nın parsel parsel satılması, plan değişiklikleri açıklamalarının Bülent Arınç'ı kurtarmadığına dikkat çekti.Candan, "Bilip de söylememek suçtur. Biz Oda olarak Gökçek başta olmak üzere bilip de paylaşmayan, görüp de söylemeyen, planlarda imzası olan herkes hakkında 'genel bir suç duyurusunda' bulunduk. Buna Arınç da dahildir" dedi.
"NEVİN HANIM ÜZÜLMESİN DİYE..."
"Arınç, Nevin Hanım üzülür, diye daha fazlasını söylemeyeceğini, belirtti" diyen Candan, "Nevin Hanımı üzmemek için Türk halkını üzüyorlar. Bir partinin menfaatine, bir halkın menfaatini kurban etmek erdem değildir. Kimse bu kadar kirliliğin içinde temiz kalamaz" dedi.
"PARSEL PARSEL HESAP VERECEKLER"
Candan "Cumhuriyet savcılarının işini kolaylaştırdık, suç duyurusunda bulunduk, yıllardır bunları söylüyoruz ve mücadele ediyoruz 300 davamız var. Bu sürecin kapanmasına izin vermeyeceğiz, tanık ve itiraflar ortada, hükümet sözcüsü Gökçek’i ihbar etti " dedi. Sözlerini şöyle sürdürdü:
"Parselleri belirleyenler, parselleri ucuza kapatanlar, parsel parsel satanlar, plan değişikliği teklif edenler, emsal arttıranlar, plan değişikliğini onaylayanlar, pay alanlar, Gökçek'e soruşturma izni vermeyenler, göz yumanlar, bilip de konuşmayanlar, aday gösterenler hepsi sorumlu. Parsel parsel yargı önünde hesap verecekler. Biz de bunu adım adım takip edeceğiz, kaçak sarayda olduğu gibi. Parsel parsel dağıttılar, şimdi parsel parsel dağılacaklar" dedi"
Arınç'ın açıkladığı gibi 100 değil, bizim Ankara ile ilgili 300 davamız var, Büyükşehir Belediye meclisinden her ay 120'ye yakın plan değişikliği ile ilgili meclis kararları geçiyor. Yılda bini aşkın plan değişikliği oluyor Ankara’da. Biz olanaklarımız ölçüsünde bir bölümüne dava açabiliyoruz. Açtığımız davalarda, Büyükşehir'in yanında Holdingler, Başbakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kimi zaman şahıslar, Belediyenin yanında müdahil oluyor. Herkes bu satışın içerisinde, ben yapmadım diyerek kimse bu işten kurtulamaz, herkes bir gün adalet önünde yaptıklarının hesabını verecek. Atatürk Orman Çiftliğinde, kaçak sarayda, Eskişehir yolu aksı üzerinde ki emsal artırımların da, İncek’de ki katmerli emsal artışı ve plan değişikliklerinde, Çavundur'da, İmrahor'da, Lodumlu'da, Mühye'de, Beytepe'de, Alacaatlı'da, Pursaklarda, Dikmen Vadisi'nde, Oran'da, ODTÜ’de Ana Ulaşım Planında Ankara’nın her karış toprağındaki imar ve rant hareketlerinin müsebbibi bellidir. Türkiye, Türkiye olalı böyle satış görmedi. Uyuduğumuz her dakika, çocuklarımıza ait olan geleceğimiz, topraklarımız satılıyor. Arınç’ın söylemesi yetmez, hükümet sızlanma yeri değildir, gereğini yapsınlar hem de hemen. Partilerini değil halkı düşünsünler"
MUHALEFET HAREKETE GEÇTİ
Muhalefet, Arınç-Gökçek kavgasıyla ilgili olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu'na 'bu açıklamalar' sonrasında ne yapacağını sordu. CHP Milletvekili Umut Oran, Başbakan Davutoğlu'nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Hükümet Sözcüsü, Başbakan Yardımcısı Arınç'ın, Gökçek için "Paralelcilere Ankara’yı parsel parsel satmıştır. İmar planında değişiklik yapmıştır… Oy almak için bu yapının kucağına oturmuştur. Adaylığına itiraz ettim hıncını çıkarıyor. Oğlunun milletvekilliğini garantilemek istiyor. Kimin nerede havlayacağını, hangi işlerini çevireceğini biliriz. Gökçek’le ilgili 100 konuyu seçimden sonra konuşmak isterim” sözlerini anımsattı.
"BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULUNU HAREKETE GEÇİRECEK MİSİNİZ"
Oran, bu sözlerin ardından Başbakan Davutoğlu'na şu soruları yöneltti:
1. Yardımcınız, hükümet sözcünüz Sn. Arınç’ın bu sözleri bir suç ihbarı değil midir? Arınç’ın bu sözleri üzerine Mülkiye Müfettişlerine, Başbakanlık Teftiş Kurulu’na Gökçek’in tüm işlemlerinin incelenmesi, araştırılması talimatı verecek misiniz?
2. İ.Melih Gökçek’in de ‘paralel soruşturmasına’ katılması için savcılığa ihbarda bulunacak mısınız?
3. Gökçek’in usulsüzlüklerinin 100 ayrı konuyu oluşturduğu iddiası doğru mudur?
4. İ.Melih Gökçek’in ilişkileri selefinizin yönettiği diğer hükümetler ile mevcut hükümetinizde hiç gündeme gelmedi mi, neden kendisine karşı herhangi bir önlem alınmadı?
5. Türk Ceza Kanunu uyarınca bir suçun işlendiğini bildiği halde ihbar etmeyen kamu görevlisi de suç işlemiş olmuyor mu, bugünden itibaren hangi adımları atacaksınız?
6. İ.Melih Gökçek’in hükümetiniz içindeki uzantılarını saptamak için girişimde bulunacak mısınız?
hürriyet.com.tr
Etiketler:
Ahmet Davutoğlu,
ak parti,
ankara,
başbakan,
bülent arınç,
cemaat,
haber,
seçim
Bülent Arınç'tan Melih Gökçek hakkında olay yaratan sözler
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kendisini istifaya davet eden tweet’lerine çok sert yanıt verdi. Arınç, “Gökçek benimle ilgili tweet’ler atmış, ‘İstifa et, gereğini Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız yapsın’ demiş. Öncelikle şunu söyleyeyim terbiyesizce bir açıklamadır” dedi. Arınç'ın sözlerine Gökçek de çok sert cevap verdi ve ''Seni dava edeceğim. Hesabını mahkemede vereceksin'' ifadelerini kullandı.
Çankaya Köşkü’nde toplanan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlarken “Gökçek, bakın sayın demiyorum, bir yerlere yaranmak istiyor. Oğlunun adaylığını onaylatmak istiyor” diyen Arınç, özetle şunları söyledi:
HAVLAYACAĞI BİLİRİZ
“Arkadaşlara sordum ne cevap vereyim diye. Muhatap almayın, Gökçek kim siz kimsiniz diyenler oldu. Ama karşılık vermeden bugünü geçmemek lazım. Ben görevimin başındayım, koltuğuma zamkla yapışan bir insan değilim. Bunu kendisi de çok iyi biliyor. Benim sevdam koltuk sevdası değil, adam kandırma değil. Ben burada bir dava için varım. Görevimden ayrıldıktan sonra emekli maaşı ile geçinen, kalbi huzurla dolu bir insan olacağım. Birilerine çağrıda bulunmak hakkın ve haddin değil. Okkalı cevaplar vermeyeceğim çünkü eşine karşı bir saygım var. Gökçek hakkında konuşursam Nevin Hanım’ı üzmüş olacağım.
İkincisi yeni bir tartışma konusu ortaya çıkarmak istemiyorum. Şunu söyleyeyim: Ben bu cumartesi-pazar konuşmalarından sonra aleyhimde konuşacak herkesi biliyorum. Arzu ederseniz gizli bir mektupla veririm size. Biz kimin havlayacağını, kimlerin konuşacağını biliriz. Her şeye davamız adına katlanıyoruz. Gökçek, bakın sayın demiyorum, bir yerlere yaranmak istiyor. Oğlunun adaylığını onaylatmak istiyor, bana başka bir şey söyletmesin. Bunlar belaltı işlerdir. Ahmet Hakan Beyefendi ailem hakkında yazmış. Delil olarak bunları soruyor. Ahmet Hakan Gökçek’ten daha haysiyetli ve namusludur. Bunun yaptığı tetikçiliktir. Çok zor seçimi kazandıktan sonra başkalarına yaranmaya çalışıyor. 2009-2014 yıllarında onun adaylığına karşı çıktım. ‘Yeter artık, yapamıyor’ dedim. Benim bildiğim siyasette bir şey vardır, bu benim düşüncelerimdir. Benim sözlerim mutlak değildir. Partim onun adaylığına onay verince ben onun için çalıştım. O da bunun hıncını bu şekilde çıkarıyor. Bana bunu saldırtan kişi, kişileri ortaya çıkarırım. Birilerine yaranmak için yaptığını biliyorum.
Ankara’yı parsel parsel Paralel Yapı’ya satmıştır
Bu Paralel Yapı sahtekarlıkları ortaya çıktıktan sonra ben hükümetin yanındayım, Cumhurbaşkanımızın yanındayım, ben buyum her şeyimle ortadayım. Olimpiyatlara giden benim, ben bunları gizlemiyorum. Ama Gökçek bunların daha fazlasını yapmıştır. Bu yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır. Zengin işadamlarına okullar yaptırmıştır.
MÜZAKERE KABUL EDİLMEZ
Öcalan’ın Nevruz mesajının ne anlama geldiğini Kamu Güvenliği Müsteşarlığı analiz ediyor. Bizim beklentilerimiz farklıydı. Olmaması gerekenler çıkmalıydı. Ama açıklandığı şekliyle bile olumlu bulduğumu söylemiştim. Bizim kabul edemeyeceğimiz noktalar vardır. Eşme’den bahsedilmiş olması, biz bu çalışmaların içinde PKK veya İmralı’nın terminolojisine bağlı kalamayız. Biz hükümetiz devleti yönetiyoruz. Bir şey yapılacaksa bu örgüte ait terminolojiyle yapılmaması gerekir. Diyalog başka şey müzakere başka şeydir. Müzakere sözünü kabul etmiyoruz.
KOŞARAK BİLGİ VERİR
Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuyu baldıran zehiri içmek gibi nitelendirdiğini hepiniz biliyorsunuz. Süreci başlatan, bütün zorluklara göğüs geren bir kişinin her aşamada yeterince bilgilendirilmesi gerekir. O ne zaman emrederse Sayın Başbakan koşar bilgi verir. Onun talep etmediği zaman bile ilgili arkadaşların ona bilgi sunması gerektiğini düşünüyorum.”
İzleme Heyeti 5-6 kişi olabilir
İzleme Heyeti’nde yer alacak kişilerin Akil İnsanlar içinde yer alacağını söyleyebilirim. O haftalarda her kafadan farklı sesler çıktı. Akdoğan süreci en iyi takip edenlerden biri. İzleme Heyeti’nin 5-6 kişi olacağını söyleyebilirim. Onların onayını almamız lazım. Hangi görev verilecek, ne görev yapacaklar bunu da belirleyeceğimiz bir listemiz var. Akil İnsanlar’dan seçilecek İzleme Heyeti’nin nasıl bir görevi olacak, neye dikkat edilecektir, kayıt altına alınacak. İzleme Heyeti olarak uygun göreceğim kişilerle Sayın Başbakan temas kuracaktır.
Sayın Cumhurbaşkanı’nı İzleme Heyeti konusunda ve Çözüm Süreci konusunda daha fazla bilgilendirme ihtiyacı doğdu. Böyle bir eksikliğin bizim tarafımızda olduğunu kabul etmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız süreci başlatan ve sahiplenen bir insan olarak yapılacak işlerden etraflıca bilgilendirilmeli, bilgi sahibi olmalı. Sayın Başbakan süreçle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı’na bilgi arz edecektir.
BÜLENT ARINÇ KİMDİR?
Ak Parti'nin kurucularından sayılan Bülent Arınç 1948 yılında Jandarma Astsubayı İbrahim Arınç ile Sevdiye Arınç'ın (1919-2003) dördüncü çocuğu olarak dünyaya geldi.
12 yaşındayken babasını kaybetti. Manisa Lisesi'ni bitirdikten sonra, 1970 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Manisa'da uzun süre serbest avukatlık yaptı. Üniversite yıllarından itibaren siyasete ilgi duydu. Milli Selamet Partisi'nin (MSP) Manisa Gençlik Kolları Başkanlığı ve Manisa İl Başkanlığı görevlerinde bulundu.
13 Ekim 1985'te Refah Partisi'nin İzmir'de düzenlediği Refah Gecesi'nde yapılan konuşmalar nedeniyle daha sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde, aralarında RP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın da bulunduğu partililer hakkında dava açıldı. Arınç yargılama sonunda 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı ancak Yargıtay hapis cezasını iptal etti.
1991 genel seçimlerinde Refah Partisi listesinden Manisa'dan aday oldu ancak seçilemedi, 1994 yerel seçimlerinde de, Refah Partisi'nden aday olduğu Manisa Belediye Başkanlığı seçimlerinde başarısız oldu. Bülent Arınç 24 Aralık 1995 Milletvekili Genel Seçimleri'nde Refah Partisi'nden Manisa Milletvekili seçilerek ilk defa Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) girdi. Bu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Ve Türkiye AB Karma Komisyonu´nda çalıştı. Yurtiçi ve yurtdışı resmi toplantı ve sempozyumlara katıldı. 1999 genel seçimlerinde Fazilet Partisi'nden Manisa milletvekili seçiilen Arınç, Fazilet Partisi Grup Başkan Vekilliği görevini icra etti. Kurucuları arasında olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi'nden 2002 ve 2007'de Manisa, 2011 seçimlerinde ise Bursa'dan TBMM'ye seçildi.
19 Kasım 2002 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçildi, 8 Ekim 2004'te üç yıl süreyle yeniden bu göreve seçildi. 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi cumhurbaşkanlığı için adı geçen Arınç 24 Nisan 2007 günü aday olmayacağını açıkladı. 22 Temmuz Genel Seçimleri'nin ardından yapılan Meclis Başkanlığı seçimlerine aday olmadı. 1 Mayıs 2009 günü yapılan kabine revizyonunda Başbakan yardımcısı olarak kabineye giren Arınç, 2011 Genel Seçimleri'nden sonra kurulan 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'nde Başbakan yardımcılığı ve hükümet sözcülüğü görevini üstlendi.
Münevver Arınç ile evliliğinden 2'si erkek 3 çocuk babasıdır. Oğullarından Mehmet Fatih Arınç 1997 yılında geçirdiği trafik kazasında 16 yaşında yaşamını yitirdi.
Çankaya Köşkü’nde toplanan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlarken “Gökçek, bakın sayın demiyorum, bir yerlere yaranmak istiyor. Oğlunun adaylığını onaylatmak istiyor” diyen Arınç, özetle şunları söyledi:
HAVLAYACAĞI BİLİRİZ
“Arkadaşlara sordum ne cevap vereyim diye. Muhatap almayın, Gökçek kim siz kimsiniz diyenler oldu. Ama karşılık vermeden bugünü geçmemek lazım. Ben görevimin başındayım, koltuğuma zamkla yapışan bir insan değilim. Bunu kendisi de çok iyi biliyor. Benim sevdam koltuk sevdası değil, adam kandırma değil. Ben burada bir dava için varım. Görevimden ayrıldıktan sonra emekli maaşı ile geçinen, kalbi huzurla dolu bir insan olacağım. Birilerine çağrıda bulunmak hakkın ve haddin değil. Okkalı cevaplar vermeyeceğim çünkü eşine karşı bir saygım var. Gökçek hakkında konuşursam Nevin Hanım’ı üzmüş olacağım.
İkincisi yeni bir tartışma konusu ortaya çıkarmak istemiyorum. Şunu söyleyeyim: Ben bu cumartesi-pazar konuşmalarından sonra aleyhimde konuşacak herkesi biliyorum. Arzu ederseniz gizli bir mektupla veririm size. Biz kimin havlayacağını, kimlerin konuşacağını biliriz. Her şeye davamız adına katlanıyoruz. Gökçek, bakın sayın demiyorum, bir yerlere yaranmak istiyor. Oğlunun adaylığını onaylatmak istiyor, bana başka bir şey söyletmesin. Bunlar belaltı işlerdir. Ahmet Hakan Beyefendi ailem hakkında yazmış. Delil olarak bunları soruyor. Ahmet Hakan Gökçek’ten daha haysiyetli ve namusludur. Bunun yaptığı tetikçiliktir. Çok zor seçimi kazandıktan sonra başkalarına yaranmaya çalışıyor. 2009-2014 yıllarında onun adaylığına karşı çıktım. ‘Yeter artık, yapamıyor’ dedim. Benim bildiğim siyasette bir şey vardır, bu benim düşüncelerimdir. Benim sözlerim mutlak değildir. Partim onun adaylığına onay verince ben onun için çalıştım. O da bunun hıncını bu şekilde çıkarıyor. Bana bunu saldırtan kişi, kişileri ortaya çıkarırım. Birilerine yaranmak için yaptığını biliyorum.
Ankara’yı parsel parsel Paralel Yapı’ya satmıştır
Bu Paralel Yapı sahtekarlıkları ortaya çıktıktan sonra ben hükümetin yanındayım, Cumhurbaşkanımızın yanındayım, ben buyum her şeyimle ortadayım. Olimpiyatlara giden benim, ben bunları gizlemiyorum. Ama Gökçek bunların daha fazlasını yapmıştır. Bu yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır. Zengin işadamlarına okullar yaptırmıştır.
MÜZAKERE KABUL EDİLMEZ
Öcalan’ın Nevruz mesajının ne anlama geldiğini Kamu Güvenliği Müsteşarlığı analiz ediyor. Bizim beklentilerimiz farklıydı. Olmaması gerekenler çıkmalıydı. Ama açıklandığı şekliyle bile olumlu bulduğumu söylemiştim. Bizim kabul edemeyeceğimiz noktalar vardır. Eşme’den bahsedilmiş olması, biz bu çalışmaların içinde PKK veya İmralı’nın terminolojisine bağlı kalamayız. Biz hükümetiz devleti yönetiyoruz. Bir şey yapılacaksa bu örgüte ait terminolojiyle yapılmaması gerekir. Diyalog başka şey müzakere başka şeydir. Müzakere sözünü kabul etmiyoruz.
KOŞARAK BİLGİ VERİR
Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuyu baldıran zehiri içmek gibi nitelendirdiğini hepiniz biliyorsunuz. Süreci başlatan, bütün zorluklara göğüs geren bir kişinin her aşamada yeterince bilgilendirilmesi gerekir. O ne zaman emrederse Sayın Başbakan koşar bilgi verir. Onun talep etmediği zaman bile ilgili arkadaşların ona bilgi sunması gerektiğini düşünüyorum.”
İzleme Heyeti 5-6 kişi olabilir
İzleme Heyeti’nde yer alacak kişilerin Akil İnsanlar içinde yer alacağını söyleyebilirim. O haftalarda her kafadan farklı sesler çıktı. Akdoğan süreci en iyi takip edenlerden biri. İzleme Heyeti’nin 5-6 kişi olacağını söyleyebilirim. Onların onayını almamız lazım. Hangi görev verilecek, ne görev yapacaklar bunu da belirleyeceğimiz bir listemiz var. Akil İnsanlar’dan seçilecek İzleme Heyeti’nin nasıl bir görevi olacak, neye dikkat edilecektir, kayıt altına alınacak. İzleme Heyeti olarak uygun göreceğim kişilerle Sayın Başbakan temas kuracaktır.
Sayın Cumhurbaşkanı’nı İzleme Heyeti konusunda ve Çözüm Süreci konusunda daha fazla bilgilendirme ihtiyacı doğdu. Böyle bir eksikliğin bizim tarafımızda olduğunu kabul etmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız süreci başlatan ve sahiplenen bir insan olarak yapılacak işlerden etraflıca bilgilendirilmeli, bilgi sahibi olmalı. Sayın Başbakan süreçle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı’na bilgi arz edecektir.
BÜLENT ARINÇ KİMDİR?
Ak Parti'nin kurucularından sayılan Bülent Arınç 1948 yılında Jandarma Astsubayı İbrahim Arınç ile Sevdiye Arınç'ın (1919-2003) dördüncü çocuğu olarak dünyaya geldi.
12 yaşındayken babasını kaybetti. Manisa Lisesi'ni bitirdikten sonra, 1970 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Manisa'da uzun süre serbest avukatlık yaptı. Üniversite yıllarından itibaren siyasete ilgi duydu. Milli Selamet Partisi'nin (MSP) Manisa Gençlik Kolları Başkanlığı ve Manisa İl Başkanlığı görevlerinde bulundu.
13 Ekim 1985'te Refah Partisi'nin İzmir'de düzenlediği Refah Gecesi'nde yapılan konuşmalar nedeniyle daha sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde, aralarında RP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın da bulunduğu partililer hakkında dava açıldı. Arınç yargılama sonunda 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı ancak Yargıtay hapis cezasını iptal etti.
1991 genel seçimlerinde Refah Partisi listesinden Manisa'dan aday oldu ancak seçilemedi, 1994 yerel seçimlerinde de, Refah Partisi'nden aday olduğu Manisa Belediye Başkanlığı seçimlerinde başarısız oldu. Bülent Arınç 24 Aralık 1995 Milletvekili Genel Seçimleri'nde Refah Partisi'nden Manisa Milletvekili seçilerek ilk defa Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) girdi. Bu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Ve Türkiye AB Karma Komisyonu´nda çalıştı. Yurtiçi ve yurtdışı resmi toplantı ve sempozyumlara katıldı. 1999 genel seçimlerinde Fazilet Partisi'nden Manisa milletvekili seçiilen Arınç, Fazilet Partisi Grup Başkan Vekilliği görevini icra etti. Kurucuları arasında olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi'nden 2002 ve 2007'de Manisa, 2011 seçimlerinde ise Bursa'dan TBMM'ye seçildi.
19 Kasım 2002 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçildi, 8 Ekim 2004'te üç yıl süreyle yeniden bu göreve seçildi. 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi cumhurbaşkanlığı için adı geçen Arınç 24 Nisan 2007 günü aday olmayacağını açıkladı. 22 Temmuz Genel Seçimleri'nin ardından yapılan Meclis Başkanlığı seçimlerine aday olmadı. 1 Mayıs 2009 günü yapılan kabine revizyonunda Başbakan yardımcısı olarak kabineye giren Arınç, 2011 Genel Seçimleri'nden sonra kurulan 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'nde Başbakan yardımcılığı ve hükümet sözcülüğü görevini üstlendi.
Münevver Arınç ile evliliğinden 2'si erkek 3 çocuk babasıdır. Oğullarından Mehmet Fatih Arınç 1997 yılında geçirdiği trafik kazasında 16 yaşında yaşamını yitirdi.
İstanbul'da mesai saatleri değişiyo
Saatlerin ileri alınacak olması dolayısıyla İstanbul'da 30 Mart'tan itibaren memurların mesai saatleri 08.30-12.30 ve 13.00-17.00 olarak uygulanacak.
İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada, Bakanlar Kurulu'nun 17 Mart 2015 tarih ve 2015/7391 sayılı kararı gereğince 29 Mart 2015'ten itibaren ülke genelinde ileri saat uygulamasına geçileceği hatırlatıldı. Açıklamada, "Gün ışığından daha fazla yararlanıp, enerji tüketiminin azaltılması amacıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 100'üncü maddesi gereğince ilimizde mesai saatleri 30 Mart 2015 Pazartesi gününden itibaren 08.30-12.30, 13.00-17.00 olarak uygulanacaktır" ifadeleri kullanıldı.
İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada, Bakanlar Kurulu'nun 17 Mart 2015 tarih ve 2015/7391 sayılı kararı gereğince 29 Mart 2015'ten itibaren ülke genelinde ileri saat uygulamasına geçileceği hatırlatıldı. Açıklamada, "Gün ışığından daha fazla yararlanıp, enerji tüketiminin azaltılması amacıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 100'üncü maddesi gereğince ilimizde mesai saatleri 30 Mart 2015 Pazartesi gününden itibaren 08.30-12.30, 13.00-17.00 olarak uygulanacaktır" ifadeleri kullanıldı.
23 Mart 2015 Pazartesi
Cinnet getiren anne 2 çocuğunu öldürdü
HATAY’ın Samandağ İlçesi’nde cinnet getiren 26 yaşındaki Serpil T, 1 yaşındaki oğlu Oktay ile 1 aylık kızı Narinnur’u boğarak öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alındı.
Dün saat 16.00 sıralarında meydana gelen olayda, iddiaya göre bilinmeyen bir nedenle cinnet getiren Serpil T., pazarcı esnafı eşi Celal T, evde olmadığı sırada çocukları Oktay ile Narinnur’u önce dövdü, sonrada boğarak öldürdü. İhbar üzerine eve gelen polis, Serpil T’yi gözaltına aldı.
Olay yerinde yapılan incelemenin ardından Oktay ve Narinnur’un cesetleri otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Olay sırasında baba Celal T’nin İskenderun’da olduğu belirtildi.
Çocukların amcası Hayrettin T, olayın neden kaynaklandıklarını bilmediklerini belirterek, "Adli tıpta yapılacak işlemler sonrası belli olacak. Kardeşim ile aralarında herhangi bir problemleri yoktu. Kardeşim çalıştığı için maddi problemleri de yoktu" diye konuştu.
DHA
Dün saat 16.00 sıralarında meydana gelen olayda, iddiaya göre bilinmeyen bir nedenle cinnet getiren Serpil T., pazarcı esnafı eşi Celal T, evde olmadığı sırada çocukları Oktay ile Narinnur’u önce dövdü, sonrada boğarak öldürdü. İhbar üzerine eve gelen polis, Serpil T’yi gözaltına aldı.
Olay yerinde yapılan incelemenin ardından Oktay ve Narinnur’un cesetleri otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Olay sırasında baba Celal T’nin İskenderun’da olduğu belirtildi.
Çocukların amcası Hayrettin T, olayın neden kaynaklandıklarını bilmediklerini belirterek, "Adli tıpta yapılacak işlemler sonrası belli olacak. Kardeşim ile aralarında herhangi bir problemleri yoktu. Kardeşim çalıştığı için maddi problemleri de yoktu" diye konuştu.
DHA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)