11 Mayıs 2016 Çarşamba

Yeni bir taciz skandalı

11’inci sınıf öğrencisi bir kız çocuğu camideki imam odasında imamın cinsel istismarına maruz kaldığını söyleyerek şikâyetçi oldu. İmam açığa alındı.


Ankara'da Anadolu imam hatip lisesi 11’inci sınıfta okuyan bir kız öğrenci, annesiyle birlikte 5 Mayıs’ta polis merkezine giderek ifade verdi. Kız öğrenci ifadesinde, okulda ücretli Kuran dersine de giren ve aynı zamanda imam olan E.C.’nin kendisini camide cinsel istismarda bulunduğunu iddia etti. Çocuk, polisteki ifadesinde özetle şunları anlattı:

‘ELİNDEN ZOR KURTULDUM’

“2 Mayıs’ta okulda rahatsızlandım, onun için erken çıkıp evime doğru giderken E.C. hocam beni gördü. Rahatsızlığımı söyleyince de ‘Gel camiye gidelim, sana dua edeyim, eşime söyledim o da senin için dua ediyor’ diyerek camiye gelmemi istedi. Camiye gittiğimizde imam odasına girdik, burada biraz dinlendikten sonra gitmek için kalktım. Ayağa kalktığımda hoca iki eliyle bana sarılıp dudaklarımdan öpmeye başladı. Zorla elinden kurtularak kaçtım. Boynumda ve dudaklarımdaki morlukları annem fark etti. Önce utandım anlatmak istemedim sonra zorlayınca olayı anlattım.”

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Öğrencinin ifadesinin ardından Cumhuriyet savcılığı da evli olduğu öğrenilen imam E.C. ile ilgili soruşturma başlattı. Diyanet İşleri Başkanlığı Teftiş Kurulu olayın soruşturulması için bir müfettiş görevlendirirken, imam E.C. açığa alındı. DHA

Zarrab ile ilgili İran'dan çarpıcı iddia

İran Meclisi Yolsuzluk Araştırma Komisyonu üyesi Emir Abbas Sultani, New York’ta tutuklu bulunan Reza Zarrab hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sultani, Zarrab’ın daha önceden hazırlanan bir plana göre, tutuklanacağını bile bile ABD’ye gittiğini savundu.


Al Monitor’a konuşan Sultani, İran’da idam cezası alan Babek Zencani ile Zarrab arasındaki ilişkiye dikkat çekti ve Zarrab’ın "Türkiye’de kalmayı sürdürmesi durumunda İranlı yetkililer tarafından yakalanacağını düşündüğünü" belirtti ve "Bu nedenle kendisini güvene almak için ABD’ye bilerek gitti" dedi.

Zarrab’ın, Babek Zencani davasında da önemli bir eleman olduğunu vurgulayan Sultanı, Zarrab’ın ABD’ye gelerek kendisine güvenli bir sığınak aradığını belirterek "Yargı yetkililerimiz, onun davasını takip ediyor. Ankara ile Tahran arasında ilişkilerin gelişmesi nedeniyle Türkiye’deki koşullar, onun için iyi değildi. İranlı yargı yetkilileri tarafından suçlu bulunsaydı Türkiye ile İran arasındaki anlaşma gereği, Tahran’a iade edilmesi gündeme gelebilecekti. İran ile ABD arasında suçluları iade anlaşması yok, Zarrab bundan dolayı ABD’ye gitmeye karar verdi" diye konuştu.
Sultani Zarrab ile ilgili olarak "Zencani davası ile ortaya çıkan yolsuzluk fırtınasının ne zaman dineceğini ve Zencani’ye ne olacağını bekliyor. Eğer Zencani idam edilirse, ölümünün arkasından Zarrab birçok gerçeği inkar eder. Zarrab, Zencani’nin sırdaşı ve şirketlerinin kıdemli yöneticisiydi. İkisi birlikte 70’den fazla şirket kurdular ve birçoğu Zarrab tarafından yönetiliyordu" diye konuştu.
Zarrab’ın, Zencani tutuklanmadan önce İran’a sık sık geldiğini de değinen Sultanı "Zencani ile bağlantısı olmadığı mesajını defalarca bize iletti. Ama çok açık bir şekilde, onun Zencani ile bağlantısı vardı vardı ve onun bir yöneticisiydi" dedi.

Miami Havalimanı’ndan ABD’ye giriş yapmak isterken 19 Martta FBI ajanları tarafından gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemede tutuklanan İran asıllı işadamı Zarrab, ABD çıkarlarına karşı komplo kurmak, İran’a karşı uygulanan ABD ambargosunu delmek, banka sahteciliği yapmak ve kara para aklamak suçlamalarından yargılanıyor. DHA

10 Mayıs 2016 Salı

Turizmdeki kayıp 9 milyar dolar

Turizmdatabank’ın verilerine göre, Türkiye bu yıl 7,6 milyon turist, 9 milyar dolar da gelir kaybı yaşayacak.

Turizmdatabank tarafından yapılan tahminlere göre, Türkiye turizmi 2016 yılında 7,6 milyon turist kaybedecek. Ülkemizin olası gelir kaybı da 9 milyar Dolar.

Rusya ve Avrupa pazarlarında önemli oranda turist kaybetmeye devam eden Türkiye turizminin olası gelir kaybı da büyüyor.

Turizmdatabank'ın Krizden Sonra Türkiye Turizmi Araştırması çerçevesinde, ilk çeyrek kesinleşmiş turizm verileri ile revize ettiği 4 farklı kayıp senaryosuna göre, en kötü ihtimalle 7,6 milyon turist kaybetmesi mümkün olan Türkiye, 9 milyar dolar gelir düşüşü yaşayabilir.
Diğer yandan en iyimser senaryoya göre ise Türkiye'nin 2016 yılı kaybı 4-5 milyon düzeyinde turist ve 5-6 milyar dolayında turizm geliri olacak.

3 AYDA TURİST YÜZDE 10, GELİR YÜZDE 16 DÜŞTÜ

Öte yandan Türkiye'ye yılın ilk çeyreğinde gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 10,3 azalarak 4 milyon 530 binden 4 milyon 63 bine geriledi.

Türkiye'nin turizm geliri 2016'nın ilk çeyreğinde yüzde 16,5 azalarak 4 milyar 66 milyon 384 bin Dolar'a düştü. Üç aylık dönemde Rusya'dan gelen turist sayısı yüzde 56 azalarak 150 binden 66 bine düştü.

Bu dönemde Almanya'dan gelen turist sayısı da yüzde 11,7 azalarak 548 binden 483 bine indi.

TURİZMDE 2016 KAYIP SENARYOLARI

Turist kaybı (milyon kişi) Gelir kaybı (milyar dolar)

En iyi seneryo           -4.2 -4,9
İyimser senaryo     -5.3 -6,2
Kötümser senaryo   -6.5 -7,6
En kötü senaryo   -7.6 -8,9

Zayıflayınca zengin oldu

Terri Ann Nunns, 32 yaşında ve kilo vermek onu sadece daha çekici ve özgüvenli bir kadın yapmadı. Nunns, kilo vermesiyle birlikte zengin oldu çünkü o kendi kilo verme yöntemi üzerinden para kazanmaya başladı. 


Genç kadın bundan 11 yıl önce 2005 yılında ikiz çocuklarını doğurdu ancak çocuklarından biri doğduktan sonra hayatını kaybedince üzüntüsünü bastırmak için kendisini yemeye verdi. Ardından üçüncü çocuğu dünyaya geldi ve o henüz 11 aylıkken bu sefer de eşi onu terk etti ve ayrıldılar.

1 YIL İÇİNDE 44 KİLO ALDI

Boşandıktan sonra daha da kilo alan 2 çocuk annesi zor günler geçirmeye başladı. 1 yıl içinde 44 kilo alan Terri Ann Nunns, 2011 yılında ikinci eşi Michael ile tanıştı ve zayıflamaya karar verdi. Diyet, fitness üzerine geniş kapsamlı bir araştırma yapan Nunns, diyetinde başarılı olup düzgün bir fiziğe kavuştu.

500 BİN İNGİLİZ STERLİN'İNDEN DAHA FAZLA KAZANIYOR

Bunu işe dönüştürmeye karar veren Terri, şimdi bu sayede yılda 500 bin İngiliz Sterlin'inden yani 2 milyon Türk Lirası'ndan daha fazla para kazanıyor.

Kişiye özel zayıflama önerileri verdiği internet sitesinin şu anda 53 bin üyesi var. (hürriyet.com.tr)









9 Mayıs 2016 Pazartesi

Gülen'in 8 suçtan iadesi istenecek

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, firari sanık Fetullah Gülen'in ABD'den iadesine ilişkin evraka son şeklini verdi. İade evrakında, Gülen'in kimlik bilgileri, suçlamalar, suç tarihleri, suç yerleri, yüklenen suçlar için kanunda öngörülen ceza türleri ve miktarları ile Pensilvanya'daki adresi yer alacak, ayrıca suçlamalara ilişkin açıklamalarda bulunulacak.


Edinilen bilgiye göre, ABD adli makamlarına gönderilecek iade evrakının taslağı tamamlandı.
Taslakta, Fetullah Gülen'in "nitelikli dolandırıcılık", "resmi belgede sahtecilik", "iftira", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama", "zimmet", "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kaydedilmesi", "özel hayatın gizliliğini ihlal" ile "kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek" suçlarını işlediğine yer veriliyor.

Suç tarihi 2000-2016, suç yeri ise Ankara olarak gösterilen taslakta, "Suçun işlenişine ilişkin olgular" başlığı altında açıklamalarda bulunuluyor.

Bu bölümde, "Şüpheli Fetullah Gülen'in kurup yönettiği cemaat; yargı, ordu, emniyet, bürokrasi içerisinde kadrolaşmıştır. Bu kadrolar dini istismar aracı olarak kullanmaktadır. Organizasyonu Fetullah Gülen yönetmektedir. Onun özel talimatları, yurt dışından özel kurye ile gelmektedir. Genel talimatları şifreli şekilde sohbet ve konuşma olarak yayınlanmaktadır. Ona bağlı örgüt üyeleri Türkiye'de her kurumda bulunmaktadır." ifadeleri yer alıyor.

Taslakta, söz konusu cemaatin sınav sorularını önceden elde ederek, mensuplarının devlet kurumlarına yerleşmelerini sağlandığı da kaydediliyor. Hürriyet

Almanya’da sığınmacılara devlet destekli flört kursu

Almanya'ya sığınan Ortadoğulu yüz binlerce gencin sosyal bir soruna dönüşmesinin önüne geçmek üzere harekete geçen hükümet, sığınmacı gençlerin topluma daha kolay uyum sağlamaları için devlet destekli "flört kursları" başlattı.


Bayerischer Rundfunk televizyonunun haberine göre, ilk aşamada Ingolstadt, Neuburg ve Eichstätt gibi bölgelerde açılan kurslara, en az asgari düzeyde Almanca bilen mülteci gençler katılıyor.
Gençlera kurslarda, Alman kadınlara nasıl yaklaşıp nasıl ilişki kuracakları Alman kadın yardımcılar eşliğinde uygulamalı olarak anlatılıyor.

Bu kurslardan birinin eğitmeni olan Christian Zech, görevinin Alman kadınları mültecilerden korumak değil, bir arada yaşamalarına yardımcı olmak olduğunu belirttikten sonra, çoğu mültecinin kadınlara nasıl yaklaşılacağı konusunda bir fikri olmadığını belirtiyor.


Bayerischer Rundfunk kanalının görüntülediği devlet fonlarıyla desteklenen kurslardan birinde Somalili bir genç kursta yardımcı öğretmen olarak çalışan bir Alman kadına yaklaşmaya çalışıyor.
Kadın genci, “Yavaş yavaş, adım adım ilerle. Fazla ısrarcı olma. Kadından hoşlandın diye hemen üstüne atlama” diye uyarıyor. DHA

Demirhan'ın cesedi bulundu

İstanbul Esenyurt'taki evinden dün sabah saatlerinde arkadaşlarıyla oyun oynamak için çıkan 10 yaşındaki Demirhan Dir'in cansız bedeni bulundu.


Avcılar’da kaybolan 10 yaşındaki Demirhan Dir’in cenazesi balık adamlar tarafından derede bulundu. Annesi ve yakınları acı haberi alınca gözyaşlarına boğuldu.

10 yaşındaki Demirhan Dir, dün sabah saat 11.00 sıralarında arkadaşlarıyla oyun oynamak için Esenyurt’taki evlerinden çıktı. Akşam geç saatler olmasına rağmen Demirhan evine gelmedi. Çocuklarının eve gelmediğini gören aile Demirhan’ı sormak için birlikte oyun oynadığı arkadaşlarının yanına gitti. Bunun üzerine arkadaşları Demirhan’ın ailesine kendilerini köpeğin kovaladığını ve Demirhan’ın da Avcılar’daki boş araziye doğru kaçtığını söyledi. Çocukların tarif ettiği tarlaya giden aile, aramalarına rağmen bulamayarak, durumu hemen polise bildirdi. Gece olması nedeniyle olayın meydana geldiği yerde geniş çaplı arama yapamayan polis ekipleri, İstanbul Valiliği Afet ve Acil Durum Arama ve Kurtarma Birliği’den (AFAD) yardım istedi. Gece saat 03:00 sıralarında AFAD ekipleri bölgeye gelerek kayıp Demirhan Dir’i aramaya başladı. Arama çalışmalarına polis ekipleri ve küçük çocuğun ailesi de eşlik etti.

"SADECE BENİM ÇOCUĞUM GELMEDİ"

Kayıp çocuğun babası Abdülkerim Dir, "4 tane çocuk oynamaya gelmişler ve köpek onları kovalamış. Yanındaki arkadaşının dediğine göre Demirhan böyle aşağı doğru koştu, ben geri döndüm eve geldim onlar gelmedi. Onlar da evine gitmiş, benim çocuğum gelmedi. Diğer 3 çocukların hepsi gelmiş sadece benim çocuğum gelmedi. Ve ayrıca benim çocuğun misketleri diğer çocukta, çocuk kayıp olsa o misketlerin onda ne işi var. Akşam 17:30’dan beri arıyorum. Polisten yardım istedim" dedi.

BALIK ADAMLAR DEREDE ARADI

Bu sırada polis ekipleri kayıp Demirhan’ın gündüz beraber oyun oynadığı iki arkadaşını evlerinden alıp oynadıkları yere getirdi. Polis ekipleri çocuklara gündüz nerede oynadıklarını sordu. Polis ve AFAD ekipleri aramaları çocukların gösterdiği yerlerde yapmaya başladı. Burada herhangi bir ize rastlanmayınca Haramidere’de köprüsü yakınlarında arama başlatıldı. Kayıp çocuğun giysileri bulununca arama, derede yoğunlaştı. İstanbul İtfaiyesine bağlı bir balık adam dereye girerek arama çalışması yaptı. 1 saat süren çalışmalara rağmen herhangi bir şeye rastlanamadı. Bu sırada AFAD’a bağlı su altı ekibi geldi. Dalgıç kıyafetlerini giyen 2 balık adam dereye girdi.

DEMİRHAN’A KOŞTULAR

Derede yapılan yarım saatlik aramanın ardından 10 yaşındaki Demirhan’ın cesedine ulaşıldı. Demirhan’in cenazesi çıkarılarak ceset torbasına konuldu. Bu sırada Demirhan’ın yakınları cenazenin bulunduğu noktaya koştu. Demirhan’ın cenazesi ambulansa konuldu. Sinir krizi geçiren anne yakınları tarafından sakinleştirilmeye çalışıldı. Demirhan’in cenazesi Büyükçekmece Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. DHA






Reza Zarrab'ın mahkeme tutanakları ortaya çıktı

New York'ta Savcı Preet Bharara'nın hakkında hazırladığı iddianamede dört ayrı suçlamadan yargılanan Reza Zarrab'ın davasında mahkeme tutanaklarını yayımladı.


New York'ta Savcı Preet Bharara'nın hakkında hazırladığı iddianamede dört ayrı suçlamadan yargılanan Reza Zarrab'ın davasında savcıların mahkemeye yeni deliller sunmak için çalışmalarını yoğunlaştırdığı öğrenildi. Amerika'nın Sesi'nden Can Kamiloğlu, davaya ilişkin mahkeme tutanaklarını yayımladı. Habere göre; yeni delilleri mahkemeye sunmak için sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgeler, yazışmalar ve telefon kayıtları inceleniyor. Yeni delillerle ilgili çalışmaların en geç bu ay sonu tamamlanması bekleniyor. Hukukçular ise dava iddianamesine savcının yeni delillerle ek yapabileceği görüşünde.

Hazırlanan ek iddianameyle Türkiye'nin de suçun işlendiği yer olarak iddianameye girmesinin ardından Türkiye ile ilgili delillerin ne olduğu konusunda veya yeniden bir ek iddianame hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda ise savcılık kaynakları bilgi vermiyor ve yorum yapmıyor. Sarraf ile ilgili yeni deliller Amerikan ceza yasalarına göre 16 Haziran'da yapılacak duruşmanın öncesinde, müvekkillerini savunabilmeleri için Zarrab'ın avukatlarına da sunulacak.

Mahkeme tutanaklarında değişiklik veya redaksiyon amacıyla henüz itiraz süresi dolmadığı için duruşma tutanakları adli sistemde yayınlanmadı. Ancak bu tutanaklarda, Amerikan devleti adına iddia makamının yeni deliller bulmak için çok sayıda belgeyi araştırdığı, mahkemeden en az 30 gün ek süre istediği ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgelerin incelendiği belirtiliyor. Tutanaklarda; duruşmayı dinleyiciler sırasında izleyen, ancak hiç konuşmayan New York Güney Bölgesi Savcısı Preet Bharara'nın da dinleyici değil, davayı açan federal savcı olarak geçtiği yazıyor.

Mahkeme yargıcı Richard Berman'ın karşısına Rıza Sarraf'ın yanı sıra Amerikan devletini temsilen Savcı Preet Bharara, savcı yardımcısı Sid Kamaraju, Sarrafın avukatları Benjamin Brafman, Mare Anglefilo, Joshua Krishner, Zarrab soruşturmasını yapan ekipte yer alan iki FBI ajanı ve Türkçe simultane çeviri yapan bir tercüman yer aldı.


TEK KELİME ÇEVİRMEN İÇİN

Rıza Sarraf'ın duruşma boyunca resmi kayıtlara geçen tek sözü İngilizce olarak söylediği 'I understand' (Anladım) kelimesi oldu. Hakim Berman ve Rıza Sarraf arasında geçen bu diyalog tutanaklara ise şöyle yansıdı:

Hakim Richard Berman: "Başlangıçta bilmenizi istediğim bir şey var Sayın Brafman ve sanırım biliyorsunuz. Türkçe bir çevirmen ayarladım."

Avukat Benjamin Brafman: "Evet efendim. Günaydın. Bu duruşmada olmak her zaman için bir onur. Çevirmen ayarladığınız için teşekkürler. Sabah müvekkilimle İngilizce konuştuk. Onun tercihi mahkeme sürecinde tercüman kullanılması. Bize bunu sağladığınız için teşekkürler. Sabah müvekkilimle konuşma fırsatımız oldu ve duruşma için hazırız."

Hakim Richard Berman: "Duruşmada sonradan değil, anında tercüme yapılacak"
Avukat Benjamin Brafman: "Evet"

Hakim Richard Berman: Rıza Sarraf'a dönerek; "Bay Sarraf, bu duruşmayı çevirmen yardımıyla izleyeceksiniz"

Sanık Rıza Sarraf: "I understand (Anladım)"

SAVCILIK 30 GÜN İSTEDİ

Duruşma tutanaklarına geçen diğer bir ayrıntıda, iddia makamının yeni delilleri araştırdıkları ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen belgeleri araştıran savcılığın çalışmaları tamamlamak için mahkemeden en az 30 gün daha istemesi de tutanaklara şöyle yansıdı:

Hakim Richard Berman: "Sayın Brafman, bu davada iddiaları kabul etmeyip (müvekkilinizin) suçsuz olduğunu beyan ettiniz. Bu arada devlet (iddia makamı) ile zamanlama konusunda bir tercih ve bir sonraki aşama için bir görüşmeniz oldu mu?"

Avukat Benjamin Brafman: "Evet efendim. Devlet bu konuda oldukça nazik davrandı. Biz bugün bir kefalet karşılığında salıverilme talebinde bulunmayacağız. Bu talebimizi mahkemenin ve devletin daha uygun bir zamanında yapacağız. Bu konuyu (Kefalet duruşmasını kast ediyor) bir anlaşmayla çözme umudunu taşıyoruz. Bu konuda mahkemeniz bize uygun bir zamanlama ve fırsat verirse, hazırlayacağımız kefalet paketini sizin önceden daha gözden geçirme şansınız olacaktır. Devlet bize bu sabah soruşturma sürecini hızlandıracağını beyan etti. Tahmin edebileceğiniz gibi sayfalarca belgelerin içerisindeler. Bir şekilde bize ivedi bir format içerisinde mümkün olan en kısa zamanda verecekler. Konuşmamıza göre bu işin onların açısından bitmesi ve mahkemeye devam edilmesi için 30 gün gerekiyor. Biz de bu süreç öncesinde mahkemenize de bildireceğimiz kefalet duruşması talebimizi ileteceğiz."

Hakim Richard Berman: "Bu konuda bir araya gelip konuşup uzlaşırsanız mutlu olurum. Bu şekilde daha iyi olur. Bu konuda anlaşamazsınız zamanı gelince beni size de önceden bildirilmek kaydıyla bir duruşma zamanı veririm."

Devlet Savcısı Sid Kamaraju: "Efendim, mahkemeye sunulacak deliller konusunda, soruşturmayı bir kaç ayrı bölümde sürdürüyoruz. Ana elektronik posta belgeleri, banka kayıtları, telefon kayıtları gibi. Burada konusunu ettiğimiz binlerce, yüzbinlerce sayfa. Savunma avukatıyla bunu konuştuk. Onlara da müşterek çalışıp en kısa süre içerisinde onlara da vereceğiz. Mahkemeden 30 gün daha istiyoruz"
Hakim Richard Berman: "Buraya yeniden gelmek için otuz gün mü dediniz?"

Federal Savcı Sid Kamaraju: "Esas olarak üzerinde halen çalıştığımız soruşturmayı tamamlamamız için otuz güne ihtiyacımız var demek istedim. Duruşma günü bu süreden sonra belirlenebilir"
Hakim Richard Berman: "Bay Brafman sizin için uygun mu?"

Avukat Benjamin Brafman: "Tamamıyla efendim." (Cnn Türk)


Fransa'da hamile kadınlara sigarayı bırakmaları için 300 euro

Fransa'da hamile kadınlara sigarayı bırakmaları için 300 euro’ya (yaklaşık 1000 lira) kadar para ödeyecek.

Uygulama, 'mali teşvikin, nikotin bırakılmasına nasıl etki ettiğini' inceleme amaçlı yapılan bir deney kapsamında gerçekleştirilecek.

Deney, sağlık bakanının Avrupa'da sigara içen hamile kadınların sayısının en fazla Fransa'da olduğunu açıklamasının ardından yapılıyor.

Hamile kadınlara önce 20 euro ödenecek ve bu kademeli olarak artacak.

Independent'ın haberine göre eğer tekrar sigara içmeye başlamazlarsa, ödenecek miktar 300 euro’ya kadar çıkabilecek.

Paris'taki devlet hastaneleri ile Ulusal Kanser Enstitüsü'nün ortak çalışması, para vermenin gebelikte tütün tüketimini azaltmaya teşvik edip etmediğini inceleyecek.

Avrupa'da en çok sigara içilen ülke

Deneye, 18 yaş üstü en az dört aydır hamile olan ve her gün beşten fazla sigara içen kadınlar katılabilecek.

Çalışma kapsamında elektronik sigara ve diğer tütün maddeleri ise yasak.

Hamile kadınlar kurallara uyup uymadıklarının tespit edilebilmesi için düzenli olarak kontrolden geçecek.

Geçen yılın verilerine göre her beş Fransız kadından biri hamilelik döneminde sigarayı bırakmadı.

Fransa Sağlık Bakanı Marisol Touraine, "Avrupa ülkeleri arasında sigara içen en fazla hamile kadının Fransa'da olduğunu" söyledi.

Sigara içmek gebelik süresince cenine oksijen tedarikini azaltır ve düşük riskini, prematüre veya düşük doğum ağırlığı riskini arttırır. BBC Türkçe

'Aşıklar Sokağı'nda eş arayışı

Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Muratlar köyünde düzenlenen "hayır yemeği"nde bir araya gelen bekar gençler, "Aşıklar Sokağı" olarak bilinen bölgede eş adaylarıyla tanışma imkanı buldu.

Her yıl köylüler tarafından organize edilen ve Muratlar ile çevre yerleşim birimlerinden pek çok kişinin katıldığı geleneksel yemek için toplanan bekar erkek ve kızlar, "Aşıklar Sokağı"nda gezdi. Eş adaylarını arayan gençlerin yanı sıra il dışından gelen ve bu sokağı merak edenler de bu yılki etkinliğe ilgi gösterdi.

Birbirleriyle tanışma imkanı bulan gençlerden bazıları, gelecekte kurmayı planladıkları yuvalar için ilk adımları attı.

Köy Muhtarı İsa Korkmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisinin de eşiyle bu sokakta tanıştığını söyledi.

Genç kızların yöresel kıyafetlerini giyip yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki yolda yürüdüğünü belirten Korkmaz, "Erkekler de bu yolda yürüyerek eşlerini arıyor. Bu gelenek çok eskiye dayanıyor. Gençlerimiz burada birbirlerini görüp beğeniyor. Köydeki evli çiftlerin yüzde 90'ının bu sokakta eşlerini bulduğunu söyleyebilirim" diye konuştu.

Korkmaz, son yıllarda gazete, televizyon ve sosyal medyada çıkan haberler üzerine sokağı görmek için ülkenin birçok ilinden ziyaretçi geldiğini, bunun da yeni dostluklara, arkadaşlıklara imkanlar oluşturduğunu ifade etti.

Köylülerden Mehmet Aydoğan ise Muratlar'ın "Aşıklar Sokağı" ile tanınmasından mutluluk duyduklarını belirtti. DHA





19 yaşındaki Hayriye'nin acı kaderi

Gümüşhane'de, 150 metrelik yamaca yuvarlanan otomobilde bulunan 19 yaşındaki Hayriye Yalın ölürken, kazada 4 kişi de yaralandı.


Edinilen bilgiye göre, Ertuğrul Orak (25) yönetimindeki 61 VY 285 plakalı otomobil, saat 23.50 sıralarında Grup köy yolundan Süleymaniye Mahallesine dönerken sürücüsünün kontrolünü kaybetmesi sonucu yolun altındaki dik yamaca yuvarlandı. Kazada, yamaçtan taklalar atarak yuvarlanan ve yoldan yaklaşık 150 metre aşağıda durabilen otomobilde bulunan 5 kişinin tamamı araçtan fırlarken, kaza yerine ilk olarak bölgeye yakın yerde bulunan vatandaşlar ulaştı.

Kazayı görür görmez 112 acil servise bilgi veren vatandaşlar bu sırada yol kenarına çıkan yaralıyla konuşarak aracı buldu. Kısa süre olay yerine gelen ambulanslar, vatandaşlar tarafından bulunan 2 yaralıyı Gümüşhane Devlet Hastanesine götürürken, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğüne bağlı ekipler ise halat yardımıyla uçuruma yuvarlanan diğer yaralılar için çalışma başlattı.

Zor şartlar altında yapılan tespitin ardından yaralılar sedye yardımıyla vatandaşların da desteğiyle yolda bekleyen ambulanslara yetiştirildi. Kazada yaralanan sürücü Orak ile araçta bulunan Emre Uzunosmanoğlu (28), Ceylin Şeyma Boz (22) ve Tuğçe Kahraman (21) da Gümüşhane Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Orak, daha sonra Trabzon Kanuni Araştırma Hastanesine sevk edildi.

Kazada, Hayriye Yalın (19) adlı genç kızın olay yerinde öldüğü tespit edildi. Yalın'ın cesedi Cumhuriyet Savcısının bölgeye gelerek inceleme yapmasının ardından İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri tarafından bulunduğu yerden çıkarılarak Gümüşhane Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

Kaza haberini alan yaralı yakınları ve arkadaşları Gümüşhane Devlet Hastanesi'ne akın etti. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Hürriyet

Süleyman Demirel'in kardeşi hayatını kaybetti

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kardeşi işadamı 90 yaşındaki Şevket Demirel, tedavi gördüğü İstanbul’daki Amerikan Hastanesi’nde sabaha karşı yaşamını yitirdi.


Isparta’da çimento üretimi yapan Göltaş A.Ş, orman ürünleri üretimi yapan Orma A.Ş’nin ve TED Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Şevket Demirel, geçen hafta içinde evinde rahatsızlandı.
Yaşlılığa bağlı hastalıklardan dolayı İstanbul Amerikan Hastanesi’nde tedaviye alınan Şevket Demirel, saat 03.39’da yaşamını yitirdi. Şevket Demirel’in cenazesi havayoluyla Isparta’ya getirilerek, Atabey İlçesi’ne bağlı İslamköy’deki aile kabristanında toprağa verilecek. (Mehmet ERÇAKIR/ ISPARTA - DHA)


8 Mayıs 2016 Pazar

Nusaybin’den acı haber: Üç şehit

Mardin’ in Nusaybin ilçesi’nde operasyonların sürdüğü Abdulkadirpaşa mahallesinde meydana gelen patlamada 2 askerin şehit oldu bir asker ağır yaralandı.


Yaralı asker, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.
Nusaybin ilçesinde asker ve polisin ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyonlar devam ederken, bugün ilçenin Fırat Mahallesi Kordon sokakta bir evde arama tarama faaliyeti gerçekleştirildi. Arama çalışmaları sürerken, teröristlerce önceden eve yerleştirilen el yapımı patlayıcıyının infilak etmesi sonucu 3 asker ağır yaralandı.  Ancak yaralı askerlerden kurtulan olmadı. DHA

Yılmaz Özdil'in Can Dündar yazısı olay oldu

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü köşesinde kaleme aldığı "Can Dündar" başlıklı yazısıyla sosyal medyada gündem oldu.


Yılmaz Özdil'in yazısı şöyle..

Milli futbolcu Emre Belözoğlu sabah namazına giderken otomobiliyle yayaya çarptı, yaya öldü, Emre derhal serbest bırakıldı, karakoldan çıkarken “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratı yapıldı.
*
Milleti dolandırmaktan aranan Jet Fadıl, havalimanının VIP kapısından Türkiye'ye giriş yaptı, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlandı, tutuklandı, bi süre yattı, hapisten çıkarken “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlandı.
*
Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'yı sokağa saldılar, yoluna güller döküldü, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye bağırıldı, bilahare, yanlış hesapladıkları, erken saldıkları ortaya çıktı, gene içeri tıktılar, biraz daha yattı, gene saldılar, yoluna karanfiller döküldü, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye bağırıldı.
*
Hrant Dink'in katili Ogün Samast duruşmalara girerken “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı, cinayet haftasında oynanan futbol maçlarına Ogün Samast gibi beyaz bere takarak gelen taraftarlar “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yaptı.
*
İnsanları domuz bağıyla öldürüp, mezar evlerine gömen Hizbullahçıları serbest bıraktılar, hapishane kapısında karşılayanlar “Türkiye sizinle gurur duyuyor” sloganlarıyla halay çekti.
*
Kerkük'e karışırsanız Diyarbakır'a karışırım diyerek Türkiye'ye posta koyan, Pkk'nın evsahibi Barzani, Akp kongresinde onur konuğu yapıldı, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye ayakta tempo tutuldu.
*
“Barutun kokusu düştü burnuma, dört bir yanı istiyorum dibinden patlatayım, ya ölüm ya kurtuluş, artık savaş zamanıdır, tutmak istiyorum Kürdistanımı” şeklinde hümanist (!) şarkılar söyleyen Şivan Perver, Akp mitinginde asrın liderimizle elele sahneye çıktı, düet yaptı, “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye alkışlandı.
*
Polat Alemdar üniversitede konferans verdi, salon inim inim inledi, “Türkiye seninle gurur duyuyor!”
*
Hakan Şükür henüz Akp'liyken, henüz yurtdışına kaçmamışken, ben aslında Türk falan değilim dedi, yandaş medyada “Türkiye seninle gurur duyuyor” manşetleri atıldı.
*
78 yaşındaki Hüseyin Üzmez, 13 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismardan tutuklandı, bi ara bırakıldı, televizyon televizyon dolaşıp “hovardayım, benim hayatıma giren kadınlar benimle beraber olmasalardı fahişe olurlardı” dedi, “müslüman olduğun için sana iftira atılıyor, Türkiye seninle gurur duyuyor” diye makaleler yazıldı.
*
Gezi protestosuna katılan gençler hakkında “yaptığınız eylemi si.eyim, vatan hainleri, meydanı Ermenilere bıraktınız, Allah belanızı versin çapulcular” diye tweetler atan güreşçiye “Türkiye seninle gurur duyuyor” adıyla facebook sayfası açıldı.
*
Gezi protestoları sırasında katil polis Ethem Sarısülük'ün suratına ateş etti, öldürdü, ertesi gün Ethem'in vurulduğu yere “değerli Türk polisi, Ankara sizinle gurur duyuyor” yazılı pankart asıldı.
*
Keriz Feneri'nin sanığı Zahid Akman serbest bırakıldı, kapıda karşılayanlar “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışladı.
*
17/25'te oğlu tutuklanan ekonomi bakanı, oğlu tutuklanan içişleri bakanı, oğlu gözaltına alınan toki bakanı ve bakara makaracı devlet bakanı, sanki UEFA kupasını kazanmışlar gibi otobüsün üstüne çıkıp, elele poz verdiler, rabia işareti yaptılar, ahaliyi selamladılar, sayın ahalimiz de “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye alkışladı.
*
Kendi ellerimizle beslediğimiz, tırlarla silah-cephane gönderdiğimiz köktendinci teröristler, Reyhanlı'yı havaya uçurdu, 52 insanımız hayatını kaybetti, asrın liderimiz Reyhanlı'ya taziyeye gideceğine, atladı uçağa ABD'ye gitti, dolaştı, geldi, anca 15 gün sonra lütfedip Reyhanlı'ya gitti, otobüslerle şakşakçı taşıdılar, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yaptırdılar.
*
Soma'da 301 madencimizi diri diri gömdüler, Ermenek'te 18 madencimizi diri diri boğdular, Ermenek'e giden enerji bakanı Taner Yıldız'a “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yaptılar.
*
Ensar Vakfı'ndaki sapık, oğlan çocuklarına üç sene boyunca tecavüz etti, aile bakanı Sema Ramazanoğlu “buna bir kere rastlanmış, Ensar Vakfı'yla gurur duyuyoruz” dedi, o hafta Akp grup toplantısında ayakta alkışlandı, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı.
*
Hal böyleyken…
Malum şahsın tetikçisi olan hırt, gazeteci Can Dündar'a kurşun sıktı. Niye yaptın diye sordular, “vatan haini olduğu için” dedi.
*
Akp Türkiyesi'nin özeti.
*
Hırsızsan katilsen dolandırıcıysan sapıksan, Türkiye seninle gurur duyuyor, övünebilirsin.

Yok eğer malum şahsın canını sıkıyorsan, sana da sıkarlar, vatan hainisin.

Cübbeli'den Ahmet Hakan'a: Sen hangi kafadasın?

Cübbeli Ahmet Hoca ve gazeteci Ahmet Hakan arasında 23 Nisan nedeniyle başlayan tartışma devam ediyor. Cübbeli Ahmet Hoca katıldığı bir televizyon programında Ahmet Hakan'a büyük tepki gösterdi.

23 Nisan gösterileri için söylediği sözler sonrası Ahmet Hakan'la tartışmaya giren Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı bir programda konuya açıklık getirdi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gösterileri öncesinde söylemiş olduğu sözlerin yanlış anlaşıldığını belirten Cübbeli Ahmet lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı televizyon programında konuya açıklık getirdi.

İşte Cübbeli'nin o sözleri:

AHMET HAKAN NEDEN HEDEF ALIYOR BİLMİYORUM

"Ahmet Hakan'ın beni neden hedef aldığını bilmiyorum. Bana köşe ayırmış ve orada 'Baldır, bacak' gibi ifadelerin benim ağzımdan söylendiğini yazmış. Ben böyle bir cümle kullanmadım bile. Sen hangi kafadasın Ahmet Hakan!..

BALDIR BACAK DEMİŞSEM...

O konuşmamda şunu söylemiştim 'Küçücük çocukların orada oynatılmasından rahatsız oluyorum.' Bir de küçücük kız çocuklarının üzerinden böyle bir polemik konusu yaratmak oldukça yanlış. Eğer baldır-bacak demişsem bile onu ergenliğe erişmiş kızlar için söylemişimdir. Çünkü İslam buna izin vermez. Ama Ahmet Hakan'ın da hakkını yemeyelim...

AHMET HAKAN'IN BENDE HAKKI VAR

Benim hapishanede olduğum süreçte beni ziyarete gelmişti. Bu yüzden bende hakkı var. Eski bir aile tanışıklığı da var Ahmet Hakan'la... Ben ona o günlerde 'Yine aynı görüşte misin (Münlüman mısın)' diye sormuştum. O da bana 'evet aynı görüşteyim' demişti. O günlerde bana bunları söyleyen biri benim görüşlerime nasıl aykırı bir yazı yazar onu da anlamış değilim."

internethaber