İzmir'de paralel yapı iddiasıyla başlatılan operasyonda, örgütün "okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu" olduğu ileri sürülen ve aynı zamanda Fethullah Gülen'in yeğeni olan Mehmet Mezher Gülen'in de aralarında bulunduğu 29 kişi gözaltına alındı.
Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca örgütün finans ayağına yönelik operasyon kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince 500 polisin katılımıyla sabah saatlerinde 73 adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Halen devam eden operasyonda örgütün okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu olduğu iddia edilen ve aynı zamanda Fethullah Gülen'in yeğeni olan Mehmet Mezher Gülen'in (28) yanı sıra örgütün Bergama Emniyet imamı olduğu ileri sürülen kişi ile çok sayıda yöneticinin de aralarında olduğu 29 kişi gözaltına alındı.
Polisin gözaltına aldığı isimler arasında Fethullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen de bulunuyor.
Operasyon kapsamında Bergama'daki bir öğrenci yurdu ile Bakırçay Sanayici ve İşadamları Derneğinde de arama yaptı.
Halen devam eden operasyonda gözaltına alınanlar, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine götürüldü. Gözaltı sayısının artabileceği belirtildi. Hürriyet
17 Mayıs 2016 Salı
16 Mayıs 2016 Pazartesi
150 şehit tabutu görenleri şaşkına çevirdi!
Karabük’te 26 yaşındaki Cihan Aslan, şehitlere ve ailelerine ithafen, il merkezinde üzerinde Türk bayraklarının olduğu 150 tabutla kısa film çekti. Meydanda tabutlar gören halk şaşkına döndü.
Karabük Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, mezunu Cihan Aslan şehitlerle onların aileleri ithafen çekeceği ’Son Nokta’ adlı kısa film için gönüllü üniversiteli arkadaşlarıyla bir araya geldi. Film çekimi için kent meydanına üzeri Türk bayraklarıyla sarılı tabutlar getirildi. Türk bayrağına sarılı 150 tabut, görenlerin dikkatini çekti. Kısa filmde ellerinde otomatik silahlı polis özel harekat kıyafetli gençler ile tabutların başında Türk Cumhuriyetleri ile İslam devletlerinin bayraklarını açan gençler yer aldı.
Filmin yönetmenliğini de yapan Cihan Aslan, "Peygamber efendimizin zamanında yaşanan bir hadiseden yola çıkılarak hazırlanmış bir senaryoyu filmde canlandıracağız. İnşallah birlik ve beraberliğimizi tüm dünyaya duyurmak istiyoruz. Birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızın pekişmesi mesajımız olacak. Mesajımız filmimizi bitirdiğimizde doğru bir şekilde iletilecektir. Buradaki tabutların sayısı önemli değil. Bizim kıymetlilerimizin vatan evlatlarımızın olduğunu belirteceğiz" dedi. DHA
Karabük Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, mezunu Cihan Aslan şehitlerle onların aileleri ithafen çekeceği ’Son Nokta’ adlı kısa film için gönüllü üniversiteli arkadaşlarıyla bir araya geldi. Film çekimi için kent meydanına üzeri Türk bayraklarıyla sarılı tabutlar getirildi. Türk bayrağına sarılı 150 tabut, görenlerin dikkatini çekti. Kısa filmde ellerinde otomatik silahlı polis özel harekat kıyafetli gençler ile tabutların başında Türk Cumhuriyetleri ile İslam devletlerinin bayraklarını açan gençler yer aldı.
Filmin yönetmenliğini de yapan Cihan Aslan, "Peygamber efendimizin zamanında yaşanan bir hadiseden yola çıkılarak hazırlanmış bir senaryoyu filmde canlandıracağız. İnşallah birlik ve beraberliğimizi tüm dünyaya duyurmak istiyoruz. Birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızın pekişmesi mesajımız olacak. Mesajımız filmimizi bitirdiğimizde doğru bir şekilde iletilecektir. Buradaki tabutların sayısı önemli değil. Bizim kıymetlilerimizin vatan evlatlarımızın olduğunu belirteceğiz" dedi. DHA
15 Mayıs 2016 Pazar
Sümeyye Erdoğan'ın gelin buketini o aldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar, Halkalı Yahya Kemal Bayatlı Gösteri Merkez’inde düzenlenen törenle dünya evine girdi.
Nikah töreni sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın elindeki gelin buketini 18 yaşındaki üniversite öğrencisi Neslihan Durmaz kaptı. Nikahın ardından annesiyle gösteri merkezinden ayrılan Durmaz, yaşadıklarını DHA’ya anlattı. Durmaz, "Evet çiçeği ben kaptım. Çalışmalarımızdan dolayı tanışmıştık. Protokol falan çok kalabalıktı. Buketi atmadı, masadaydı, gittim aldım. Sonra kendisine gösterdim. Aldığımı söyledim. Ablası ’Ooo çak ’ yaptı. Tebrik etti. Güzel bir andı. Mutlu olduk. Çok güzel geçti. Onu hatıra olarak saklayacağım. Evli değilim. Herkes evli olup olmadığımı sordu. ’İnşallah evli değilsin de bir işe yarar falan’ dediler. Çiçek çok olay oldu. Ben üniversite öğrencisiyim anestezi okuyorum." dedi.
Nikah töreni sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın elindeki gelin buketini 18 yaşındaki üniversite öğrencisi Neslihan Durmaz kaptı. Nikahın ardından annesiyle gösteri merkezinden ayrılan Durmaz, yaşadıklarını DHA’ya anlattı. Durmaz, "Evet çiçeği ben kaptım. Çalışmalarımızdan dolayı tanışmıştık. Protokol falan çok kalabalıktı. Buketi atmadı, masadaydı, gittim aldım. Sonra kendisine gösterdim. Aldığımı söyledim. Ablası ’Ooo çak ’ yaptı. Tebrik etti. Güzel bir andı. Mutlu olduk. Çok güzel geçti. Onu hatıra olarak saklayacağım. Evli değilim. Herkes evli olup olmadığımı sordu. ’İnşallah evli değilsin de bir işe yarar falan’ dediler. Çiçek çok olay oldu. Ben üniversite öğrencisiyim anestezi okuyorum." dedi.
Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar'ın nişan fotoğrafları ortaya çıktı
Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikah töreninde gelin ve damadın hayatlarını konu alan 25 dakikalık kısa filmde çiftin nişan fotoğraflarına da yer verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar’ın Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’ndeki nikahta, Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar’ın hayat hikayelerinin anlatıldığı kısa bir film yayınlandı.
Video ilgi çekerken, filmde Sümeyye Erdoğan’ın çocukluğu ve genç kızlık döneminde çekilmiş ve daha önce hiç yayınlanmamış fotoğraflar yer aldı.
Sümeyye Erdoğan’ın binicilik sporu, bungee jumping yaptığı pek çok kişi tarafından ilk defa törendeki bu kısa filmden öğrenilirken, çiftin nişan fotoğraflarına da yer verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar’ın Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’ndeki nikahta, Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar’ın hayat hikayelerinin anlatıldığı kısa bir film yayınlandı.
Video ilgi çekerken, filmde Sümeyye Erdoğan’ın çocukluğu ve genç kızlık döneminde çekilmiş ve daha önce hiç yayınlanmamış fotoğraflar yer aldı.
Sümeyye Erdoğan’ın binicilik sporu, bungee jumping yaptığı pek çok kişi tarafından ilk defa törendeki bu kısa filmden öğrenilirken, çiftin nişan fotoğraflarına da yer verildi.
Korumadığımız çocuk kürtaj olmuş
Edirne’de 14 yaşındaki sağır ve dilsiz çocuk istismara uğramasına rağmen korumaya alınmadı. Hamile kaldı. 4 yıl sonra sonuçlanan davada 10 kişi cinsel istismardan mahkûm oldu. Çocuğun kimden hamile kaldığı ise hâlâ bulunamadı.
Edirne'de 2 Nisan 2012’de 14 yaşında olan sağır ve dilsiz kız çocuğunu yıkık hamam civarında istismar ettikleri iddiasıyla 5 kişi gözaltına alındı. Bunlardan biri, kendisi de işitme engelli olan N.A.’ydı (56). Suçlamaları redden bu kişi ifadesinde, 76 yaşındaki Y.D.’nin kızla birlikte olduğunu anlattı. Şüpheliler bırakılırken adli tıp raporunda çocuğun istismar edildiği ve bu yüzden ‘ruh sağlığının bozulduğu’ tespit edildi. Savcılık, zekâ geriliği de bulunan çocuğu koruma altına aldırması gerekirken, bu yola başvurmadı. Çocuk Şube Müdürlüğü ve okulu kılını kıpırdatmayınca çocuk koruma altına alınmayıp aileye verildi.
‘BABA’ KİM BİLİNMİYOR
Bu arada, Edirne’de yaşayan emekli hâkim Nilgün Kurtoğlu 22 Mayıs 2012’de, o dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e e-mail göndererek çocuğun koruma altına alınmasını istedi. Ne var ki bakanlık da harekete geçmedi. Kustuğu için 3 Eylül 2012’de hastaneye kaldırılan çocuğun 3.5 aylık hamile olduğu tespit edildi. Çocuğun “koruma altına alınmadığı” dönemde tekrar istismara uğradığı ve bu kez hamile kaldığı ortaya çıktı. Çocuk, ağabeyinin de içinde olduğu birçok kişinin istismarına uğradığını, anne ve babasının da buna göz yumduğunu anlattı. Ağabey dahil 11 kişi tutuklandı. Baba ve annesi ‘çocukları fuhuşa teşvik’ suçundan gözaltına alındı. Ailesinin kararıyla kürtaj edilen çocuk, koruma altına alındı. Kızın kimden hamile kaldığı tespit edilemeyince 4 ay sonra 11 kişi serbest kaldı.
AİLESİ CEZA ALMADI
Edirne 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, 22 Şubat’ta bitti. Sanıklardan N.A.’ya ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 17 yıl hapis cezası verildi. Ceza, iyi halden 14 yıl 2 aya indirildi. 9 sanığa ise aynı suçtan 12’şer yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Ağabey, anne ve baba dahil olmak üzere diğer 9 sanık suçsuz bulundu. Bir sanık ise yargılama sürerken öldüğü için davası düşürüldü. (hürriyet.com.tr)
Edirne'de 2 Nisan 2012’de 14 yaşında olan sağır ve dilsiz kız çocuğunu yıkık hamam civarında istismar ettikleri iddiasıyla 5 kişi gözaltına alındı. Bunlardan biri, kendisi de işitme engelli olan N.A.’ydı (56). Suçlamaları redden bu kişi ifadesinde, 76 yaşındaki Y.D.’nin kızla birlikte olduğunu anlattı. Şüpheliler bırakılırken adli tıp raporunda çocuğun istismar edildiği ve bu yüzden ‘ruh sağlığının bozulduğu’ tespit edildi. Savcılık, zekâ geriliği de bulunan çocuğu koruma altına aldırması gerekirken, bu yola başvurmadı. Çocuk Şube Müdürlüğü ve okulu kılını kıpırdatmayınca çocuk koruma altına alınmayıp aileye verildi.
‘BABA’ KİM BİLİNMİYOR
Bu arada, Edirne’de yaşayan emekli hâkim Nilgün Kurtoğlu 22 Mayıs 2012’de, o dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e e-mail göndererek çocuğun koruma altına alınmasını istedi. Ne var ki bakanlık da harekete geçmedi. Kustuğu için 3 Eylül 2012’de hastaneye kaldırılan çocuğun 3.5 aylık hamile olduğu tespit edildi. Çocuğun “koruma altına alınmadığı” dönemde tekrar istismara uğradığı ve bu kez hamile kaldığı ortaya çıktı. Çocuk, ağabeyinin de içinde olduğu birçok kişinin istismarına uğradığını, anne ve babasının da buna göz yumduğunu anlattı. Ağabey dahil 11 kişi tutuklandı. Baba ve annesi ‘çocukları fuhuşa teşvik’ suçundan gözaltına alındı. Ailesinin kararıyla kürtaj edilen çocuk, koruma altına alındı. Kızın kimden hamile kaldığı tespit edilemeyince 4 ay sonra 11 kişi serbest kaldı.
AİLESİ CEZA ALMADI
Edirne 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, 22 Şubat’ta bitti. Sanıklardan N.A.’ya ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 17 yıl hapis cezası verildi. Ceza, iyi halden 14 yıl 2 aya indirildi. 9 sanığa ise aynı suçtan 12’şer yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Ağabey, anne ve baba dahil olmak üzere diğer 9 sanık suçsuz bulundu. Bir sanık ise yargılama sürerken öldüğü için davası düşürüldü. (hürriyet.com.tr)
14 Mayıs 2016 Cumartesi
İçilebilir 10 su markasında yenilenen liste
İçilebilir 10 su markası... Ambalajlı Su Raporu'na göre 167 su markası, standartlardan bir veya birkaçına uygun değil
Hazırlıkları yaklaşık 1 yıl süren ‘Ambalajlı Sular Raporu'nu açıklayan Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer; “Sağlık Bakanlığı'nca yapılan resmi analiz sonuçlarına göre, Türkiye'de büyük bedeller ödeyerek satın aldığımız sular; kimyasal, biyolojik ve radyoaktif kirlilik açısından güvenle içilebilir olmaktan çok uzak” demişti.
İşte 21.01.2014 tarihinde güncellenen yeni liste: İçilebilir 10 su markası…
Hazırlıkları yaklaşık 1 yıl süren ‘Ambalajlı Sular Raporu'nu açıklayan Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer; “Sağlık Bakanlığı'nca yapılan resmi analiz sonuçlarına göre, Türkiye'de büyük bedeller ödeyerek satın aldığımız sular; kimyasal, biyolojik ve radyoaktif kirlilik açısından güvenle içilebilir olmaktan çok uzak” demişti.
İşte 21.01.2014 tarihinde güncellenen yeni liste: İçilebilir 10 su markası…
Sümeyye Erdoğan’ın 10 saat süren düğün maratonun
İstanbul dün eşine benzerine az rastlanır bir düğüne şahitlik etti.
Bir gün önceden neredeyse tüm yolları kapatan polis aldığı talimatlar doğrultusunda sivil araçlara adeta geçiş vermedi. Polis ve makam araçlarına ait olan yollarda kontrol öylesine sıkıydı ki yer yer ambulansların bile bu yola girilmesine izin verilmedi. Böylesine sıkı denetimler eşliğinde başlayan nikah saat 11.30’da gelin ve damadın Huber köşkünden ayrılmasıyla başladı ve akşam 21.30’da düğünün yapıldığı Yahya Kemal Bayatlı Gösteri Merkezi’nden ayrılmasıyla bitti. Bu 10 saatlik nikah töreni maratonundan öne çıkan başlıklarsa şöyle:
Bir gün önceden neredeyse tüm yolları kapatan polis aldığı talimatlar doğrultusunda sivil araçlara adeta geçiş vermedi. Polis ve makam araçlarına ait olan yollarda kontrol öylesine sıkıydı ki yer yer ambulansların bile bu yola girilmesine izin verilmedi. Böylesine sıkı denetimler eşliğinde başlayan nikah saat 11.30’da gelin ve damadın Huber köşkünden ayrılmasıyla başladı ve akşam 21.30’da düğünün yapıldığı Yahya Kemal Bayatlı Gösteri Merkezi’nden ayrılmasıyla bitti. Bu 10 saatlik nikah töreni maratonundan öne çıkan başlıklarsa şöyle:
11.30 SİLAHLARIN ATILDIĞI GELİN ALMA MERASİMİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ve nişanlısı Selçuk Bayraktar'ın içinde bulunduğu gelin arabası sabah saat 11:30 sıralarında Tarabya'daki Huber Köşkü'nden çıktı. Gelin arabasını Selçuk Bayraktar kullanırken Sümeyye Erdoğan'ın ise yan koltukta oturduğu görüldü.
Gelin arabası süslenirken şatafattan kaçınılması dikkat çekti. Arabada süs olarak sadece yan dikiz aynalarında birer demet çiçek bulunduğu gözlendi. ‘Gelin alma' sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumaları gelin ve damadın şerefine havaya ateş açtı. Sümeyye Erdoğan Huber Köşkü'nden silah ve korna sesleri ile uğurlandı.
TRAFİK YOĞUNLUĞU YÜZDE 70’LERİ GÖRDÜ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar’ın nikahı nedeniyle davetli trafiği yaşandı. Nikahın yapılacağı Küçükçekmece’deki Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’ne gelen davetliler Basın Ekspres Yolu’ndaki Güneşli Köprüsü’nü kullanarak salona ulaşmaya çalıştı.
Ancak Güneşli Köprüsü yoğunluğa dayanamadı. Nikahın yapılacağı salona giden istikamet tıkanırken diğer istikamette ise herhangi bir yoğunluk yaşanmadı. Bazı davetliler ters istikameti kullanarak salona ulaşmaya çalıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) verilerine göre ise; nikah saatinde İstanbul’da trafik yoğunluğu yüzde 70’lere ulaştı.
CUMHURBAŞKANI DÜĞÜNÜN YAPILACAĞI YERE UÇMAYI TERCİH ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan’ın nikahı için Tarabya’daki Huber
Köşkü önünden helikopter ile Küçükçekmece Halkalı’daki Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’ne havalandı.
Helikoptere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve damadı Berat Albayrak’ın da bindiği görüldü.
Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın içinde bulunduğu gelin arabası saat 12:00 sıralarında nikahın yapılacağı Yahya Kemal Kültür Merkezi'ne geldi. Davetlileri kapıda Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve kardeşi Mustafa Erdoğan karşıladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu saat 15:00’de nikahın kıyılacağı gösteri merkezine geldi. Protokol girişindeki yoğunluk nedeniyle Başbakanın konvoyu arka girişi kullandı. Davutoğlu davetlilerin kullandığı kapıdan içeri girdi.
GECİKMEYLE BAŞLADI
15:00’da başlaması planlanan nikah töreni yoğunluk nedeniyle 1 saat 15 dakika gecikmeyle başladı. Nikah saat 16:15’de kıyıldı. Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar konukların önüne Cem Karaca’nın “Bu son olsun” şarkısının müziği eşliğinde çıktı.
Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar’ın şahitleri arasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da yer aldı. Diğer şahitler ise Pakistan Eski Başbakanı Navaz Şerif, Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Üyesi Bekir İzzetbegoviç, Lübnan Eski Başbakanı Saad Hariri, Arnavutluk Başbakan’ı Edi Rama oldu.
Nikaha yaklaşık 6 bin davetlinin katıldığı öğrenildi. Davetliler için ilk giriş kapısı oluşturuldu. Davetliler Halkalı köprüsü girişinde kurulan kontrol noktasından içeri alındı. Minibüsler belli merkezlerden davetlileri nikaha taşımak için ring attı.
ERDOĞAN SAAT 20.00’DA SALONDAN AYRILDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar’ın Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’ndeki nikahının ardından helikopterle Huber Köşkü’ne geçti.
Nikahın bitiminin ardından saat 20.00 sıralarında aracına binen Erdoğan konvoyla, gösteri merkezinin yanındaki halı sahada bekletilen helikoptere gitti. Helikoptere binen Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan Huber Köşkü’ne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan gittikten sonra, başka bir helikopterde kalkış yaptı.
Bu helikopterin de yolcusunun olmadığı öğrenildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gidişinin ardından yaklaşık 30 dakika sonra trafiğe kapatılan yollar açıldı. Erdoğanın aracı ve konvoyu da daha sonra çıkış yaptı.
GELİN VE DAMAT 21.30’A KADAR KALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kızı Sümeyye Erdoğan ile Eşi Selçuk Bayraktar, nikahın yapıldığı gösteri merkezindeki fotoğraf çekiminin ardından ayrıldı.Gelin ile damadın bulunduğu konvoy saat 21.30’da nikahın yapıldığı Yahya Kemal Bayatlı Gösteri Merkezi’nden ayrıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve davetlilerin gösteri merkezinden ayrılmasının ardından gelin ile damat yaklaşık 1.5 saat fotoğraf çekimi için gösteri merkezinde kaldı. Gelin ile damat fotoğraf çekiminin ardından kendilerini bekleyen konvoyla gösteri merkezinden ayrıldı. Gelin ve damadın nereye gittiği hakkında bilgi verilmedi. Sözcü
Erdoğan'dan nikahta duygusal konuşma
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, Selçuk Bayraktar ile İstanbul'da Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde düzenlenen nikah töreniyle evlendi. Nikah sırasında "Doğarken Ağladı İnsan, Bu Son Olsun Bu Son" şarkısı çalarken, Erdoğan nikah sonrası duygusal bir konuşma yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’ın kıydığı nikaha yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda davetlinin katılırken, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu şahitlik yaptı. Nikah töreni sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan bir duygusal bir konuşma yaptı. Erdoğan, “Sümeyye’ye çocukken ‘ceylanım’ derdim, ‘gözümün nuru’ derdim. Şimdi bir ceylan gibi yuvadan ayrılıyor” dedi.
Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar evlendi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın Küçükçekmece Halkalı'daki Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde dünyaevine girdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, iş adamı Özdemir Bayraktar'ın
oğlu Selçuk Bayraktar ile evlendi. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş nikahı kıydı. Nikah cüzdanını 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül verdi.
Açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı, "Arena Mega" isminin Türkçe bir isimle değiştirilmesini talep ettiği ve Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı adını alan gösteri merkezinde gerçekleştirilen törende çiftin nikahını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kıydı.Çiftin şahitliklerini ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, eski Lübnan Başbakanı Saad Hariri ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama yaptı. Nikahın ardından aile cüzdanını Abdullah Gül takdim etti.
ERDOĞAN'DAN DUYGUSAL KONUŞMA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kızı Sümeyye Erdoğan'ın nikahından sonra kısa ve duygusal bir konuşma yaptı.Erdoğan, "Sümeyye'ye çocukken ceylanım derdim. Gözümün nuru derdim. Şimdi bir ceylan gibi yuvadan ayrılıyor" dedi. Nikah töreninde Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar'ın hayat hikayelerinin anlatıldığı kısa bir film yayınlandı. Filmde Sümeyye Erdoğan'ın çocukluğu ve genç kızlık döneminde çekilmiş ve daha önce hiç yayınlanmamış fotoğraflar yer aldı.
GENİŞ ÖNLEM
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikah törenlerinin yapılacağı Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi çevresinde hareketlilik yaşandı. Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ne çıkan yollarda geniş güvenlik önlemleri alındı. Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın içinde bulunduğu gelin arabası, nikahın yapılacağı salona geldi. Nikahın yapılacağı Küçükçekmece'deki Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi çevresinde tüm yollar geceden trafiğe kapatıldı.
ERDOĞAN AİLESİ HUBER'DEN HELİKOPTER İLE HAVALANDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kızı Sümeyye Erdoğan'ın nikahı için Tarabya'daki Huber Köşkü önünden helikopter ile Küçükçekmece Halkalı'daki Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ne havalandı. Helikoptere Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanısıra eşi Emine Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve damadı Berat Albayrak'ın da bindiği görüldü.
POLİSLERİ PANİKLETEN ARAÇ
Yolların kapatılmasına tepki gösteren bazı vatandaşlar görevli polis ekipleriyle tartıştı. Bir sürücü aradaki boşluktan faydalanarak kapalı yola aracıyla dalıp, kaçtı. Polisler kısa süreli alarma geçti.Bölgede geniş güvenlik önlemleri alındı. Görevli polislere güvenlik uyarıları yapıldı. Bölgede seyreden her aracın plaka kontrolünün yapılması istendi. Bölgede görev yapan tüm polis ekiplerine yaka kartı zorunluğu getirildi. Davetlilerin giriş yapacağı alandaki görevliler özellikle uyarıldı.
GELİN DAMAT ERKENDEN GELDİ
Bu arada düğün konvoyu sabah Tarabya'dan çıkarak nikahın yapılacağı Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ne geldi.
SELÇUK BAYRAKTAR'DAN ASKERLERİN NİKAH MESAJINA CEVAP
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın nişanlısı Selçuk Bayraktar, askerlerin fotoğraflı mesajına cevap verdi.Twitter hesabından askerlerin kendisine yolladığı "Selçuk abi mutluluklar, Şırnak'tan selamlar. Bursa/JÖH" yazan pankartlı mesajı paylaşan Bayraktar, "Şırnak'ta operasyon nedeniyle nikaha gelemeyen kahraman kardeşlerim en güzel hediyeyi yollamış" yazdı.
ÇOK SAYIDA DAVETLİ GELDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikah törenine saatler kala hazırlıklar hummalı şekilde devam etti. Davetlilerin giriş yapacağı alana turkuaz renkte halı serilirken, özel harekat polisleri de güvenlik önlemleri kapsamında bina çatılarına konuşlandırıldı. Konuklar ise nikahın yapılacağı Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ne geldi.
TÖRENE ÇELENK VE ÇİÇEK GÖNDERİLMEMESİ İSTENDİ
Nikah törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katılacağı öğrenildi. Nikah törenine ise çelenk ve çiçek gönderilmemesi, bunun yerine vakıflara bağış yapılmasının istendiği bilgisine ulaşıldı.İş, sanat, siyaset ve spor camiasından çok sayıda kişinin katılacağı nikah töreni öncesi Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar gelin aracıyla konvoy eşliğinde Huber Köşkü'nden ayrılmıştı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan, ardından nikah merasimine geçilen törene, bakanlar, yabancı devletlerin temsilcileri, büyükelçiler, belediye başkanları, sanatçılar ve iş adamlarının yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
KADİR TOPBAŞ KIYDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikah törenine siyaset, iş ve sanat dünyasından çok sayıda isim katıldı. Çiftin nikahını ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın kıydı.
NİKAH ŞAHİTLERİ DİKKAT ÇEKTİ
Çiftin nikah şahitleri Hulusi Akar, Ahmet Davutoğlu, İsmail Kahraman, Abdullah Gül, Bekir İzzetbegoviç, Navaz Şerif, Edi Rama, Saad Hariri oldu. Org. Akar, ilk kez nikah şahidi olan Genelkurmay Başkanı oldu.
ÇOK SAYIDA İSİM KATILDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın Selçuk Bayraktar, Halkalı Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde düzenlenen nikah törenine siyaset, iş ve sanat dünyasından çok sayıda isim katıldı.Nikah törenine katılanlar arasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, AB Bakanı Volkan Bozkır, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, eski Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sanatçı Orhan Gencebay, Cengiz Kurtoğlu ve çok sayıda isim yer aldı.
NİKAH TÖRENİNDE BARKOVİZYON GÖSTERİSİ
Bu arada, nikah töreninde davetlilere, Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın hayatlarını konu alan barkovizyon gösterisi sunuldu.Sümeyye Erdoğan'ın babasıyla olan çocukluk fotoğrafları ve okul yıllarına ait detaylarla başlayan kısa filmde, Erdoğan'ın başörtüsü yasağı nedeniyle imam hatip eğitimini Trabzon Araklı'da tamamlamak zorunda bırakılışı da anlatılıyor.Kısa filmde, başörtüsü yasağının 2013'te kaldırılmasının ardından Sümeyye Erdoğan ile Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk karşılaşmalarında geçen diyaloglar Ankara Milletvekili Aydın Ünal tarafından anlatılıyor. Ünal, şu ifadeleri kullanıyor:"O gün babasıyla neler yaşadığını sormuştum. Babası eve geldiği zaman 'Çok şükür bir yasağı, bir zulmü daha kaldırdık. Hadi bir şükür namazı kılalım' demiş. Sümeyye Hanım, babasını yanaklarından öpmüş. Arkasından cemaatle namaz kıldıklarını, Yasin okuduklarını ve Erdoğan'ın uzun bir dua ettiğini anlatmıştı."Indiana Üniversitesi'nde master, London Schools of Economics'te yüksek lisans yapan Sümeyye Erdoğan'ın binicilik sporuyla ilgilendiği, kemana karşı büyük bir ilgisi olduğu ve bungee jumping yaptığına da kısa filmde yer veriliyor.Kısa filmde Sümeyye Erdoğan'ı, yakın arkadaşları röportajlarla anlatıyor.Filmde, Selçuk Bayraktar'ın lise yıllarından üniversite ve iş yaşamına kadar geçen süreçte insansız hava araçlarını (İHA) yapma hayali anlatılıyor. Projenin gerçekleştirilmesi sürecinde daha önce yayınlanmamış görüntüler de kısa filmde yer alıyor.İTÜ Elektronik Mühendisliği bölümü mezunu olan Bayraktar, Amerika Upenn'de yüksek lisans, sonrasında ise Massachusetts Institute of Technology'de (MİT) doktora çalışması yapmıştı. Türkiye'ye döndükten sonra İHA'ların üretimine başlayan Bayraktar, milli ve özgün insansız hava aracını üretmişti. Habertürk
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, iş adamı Özdemir Bayraktar'ın
oğlu Selçuk Bayraktar ile evlendi. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş nikahı kıydı. Nikah cüzdanını 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül verdi.
Açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı, "Arena Mega" isminin Türkçe bir isimle değiştirilmesini talep ettiği ve Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı adını alan gösteri merkezinde gerçekleştirilen törende çiftin nikahını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kıydı.Çiftin şahitliklerini ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, eski Lübnan Başbakanı Saad Hariri ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama yaptı. Nikahın ardından aile cüzdanını Abdullah Gül takdim etti.
ERDOĞAN'DAN DUYGUSAL KONUŞMA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kızı Sümeyye Erdoğan'ın nikahından sonra kısa ve duygusal bir konuşma yaptı.Erdoğan, "Sümeyye'ye çocukken ceylanım derdim. Gözümün nuru derdim. Şimdi bir ceylan gibi yuvadan ayrılıyor" dedi. Nikah töreninde Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar'ın hayat hikayelerinin anlatıldığı kısa bir film yayınlandı. Filmde Sümeyye Erdoğan'ın çocukluğu ve genç kızlık döneminde çekilmiş ve daha önce hiç yayınlanmamış fotoğraflar yer aldı.
GENİŞ ÖNLEM
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikah törenlerinin yapılacağı Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi çevresinde hareketlilik yaşandı. Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ne çıkan yollarda geniş güvenlik önlemleri alındı. Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın içinde bulunduğu gelin arabası, nikahın yapılacağı salona geldi. Nikahın yapılacağı Küçükçekmece'deki Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi çevresinde tüm yollar geceden trafiğe kapatıldı.
ERDOĞAN AİLESİ HUBER'DEN HELİKOPTER İLE HAVALANDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kızı Sümeyye Erdoğan'ın nikahı için Tarabya'daki Huber Köşkü önünden helikopter ile Küçükçekmece Halkalı'daki Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ne havalandı. Helikoptere Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanısıra eşi Emine Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve damadı Berat Albayrak'ın da bindiği görüldü.
POLİSLERİ PANİKLETEN ARAÇ
Yolların kapatılmasına tepki gösteren bazı vatandaşlar görevli polis ekipleriyle tartıştı. Bir sürücü aradaki boşluktan faydalanarak kapalı yola aracıyla dalıp, kaçtı. Polisler kısa süreli alarma geçti.Bölgede geniş güvenlik önlemleri alındı. Görevli polislere güvenlik uyarıları yapıldı. Bölgede seyreden her aracın plaka kontrolünün yapılması istendi. Bölgede görev yapan tüm polis ekiplerine yaka kartı zorunluğu getirildi. Davetlilerin giriş yapacağı alandaki görevliler özellikle uyarıldı.
GELİN DAMAT ERKENDEN GELDİ
Bu arada düğün konvoyu sabah Tarabya'dan çıkarak nikahın yapılacağı Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ne geldi.
SELÇUK BAYRAKTAR'DAN ASKERLERİN NİKAH MESAJINA CEVAP
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın nişanlısı Selçuk Bayraktar, askerlerin fotoğraflı mesajına cevap verdi.Twitter hesabından askerlerin kendisine yolladığı "Selçuk abi mutluluklar, Şırnak'tan selamlar. Bursa/JÖH" yazan pankartlı mesajı paylaşan Bayraktar, "Şırnak'ta operasyon nedeniyle nikaha gelemeyen kahraman kardeşlerim en güzel hediyeyi yollamış" yazdı.
ÇOK SAYIDA DAVETLİ GELDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikah törenine saatler kala hazırlıklar hummalı şekilde devam etti. Davetlilerin giriş yapacağı alana turkuaz renkte halı serilirken, özel harekat polisleri de güvenlik önlemleri kapsamında bina çatılarına konuşlandırıldı. Konuklar ise nikahın yapılacağı Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'ne geldi.
TÖRENE ÇELENK VE ÇİÇEK GÖNDERİLMEMESİ İSTENDİ
Nikah törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katılacağı öğrenildi. Nikah törenine ise çelenk ve çiçek gönderilmemesi, bunun yerine vakıflara bağış yapılmasının istendiği bilgisine ulaşıldı.İş, sanat, siyaset ve spor camiasından çok sayıda kişinin katılacağı nikah töreni öncesi Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar gelin aracıyla konvoy eşliğinde Huber Köşkü'nden ayrılmıştı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan, ardından nikah merasimine geçilen törene, bakanlar, yabancı devletlerin temsilcileri, büyükelçiler, belediye başkanları, sanatçılar ve iş adamlarının yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
KADİR TOPBAŞ KIYDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın nikah törenine siyaset, iş ve sanat dünyasından çok sayıda isim katıldı. Çiftin nikahını ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın kıydı.
NİKAH ŞAHİTLERİ DİKKAT ÇEKTİ
Çiftin nikah şahitleri Hulusi Akar, Ahmet Davutoğlu, İsmail Kahraman, Abdullah Gül, Bekir İzzetbegoviç, Navaz Şerif, Edi Rama, Saad Hariri oldu. Org. Akar, ilk kez nikah şahidi olan Genelkurmay Başkanı oldu.
ÇOK SAYIDA İSİM KATILDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın Selçuk Bayraktar, Halkalı Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde düzenlenen nikah törenine siyaset, iş ve sanat dünyasından çok sayıda isim katıldı.Nikah törenine katılanlar arasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, AB Bakanı Volkan Bozkır, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, eski Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sanatçı Orhan Gencebay, Cengiz Kurtoğlu ve çok sayıda isim yer aldı.
NİKAH TÖRENİNDE BARKOVİZYON GÖSTERİSİ
Bu arada, nikah töreninde davetlilere, Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar'ın hayatlarını konu alan barkovizyon gösterisi sunuldu.Sümeyye Erdoğan'ın babasıyla olan çocukluk fotoğrafları ve okul yıllarına ait detaylarla başlayan kısa filmde, Erdoğan'ın başörtüsü yasağı nedeniyle imam hatip eğitimini Trabzon Araklı'da tamamlamak zorunda bırakılışı da anlatılıyor.Kısa filmde, başörtüsü yasağının 2013'te kaldırılmasının ardından Sümeyye Erdoğan ile Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk karşılaşmalarında geçen diyaloglar Ankara Milletvekili Aydın Ünal tarafından anlatılıyor. Ünal, şu ifadeleri kullanıyor:"O gün babasıyla neler yaşadığını sormuştum. Babası eve geldiği zaman 'Çok şükür bir yasağı, bir zulmü daha kaldırdık. Hadi bir şükür namazı kılalım' demiş. Sümeyye Hanım, babasını yanaklarından öpmüş. Arkasından cemaatle namaz kıldıklarını, Yasin okuduklarını ve Erdoğan'ın uzun bir dua ettiğini anlatmıştı."Indiana Üniversitesi'nde master, London Schools of Economics'te yüksek lisans yapan Sümeyye Erdoğan'ın binicilik sporuyla ilgilendiği, kemana karşı büyük bir ilgisi olduğu ve bungee jumping yaptığına da kısa filmde yer veriliyor.Kısa filmde Sümeyye Erdoğan'ı, yakın arkadaşları röportajlarla anlatıyor.Filmde, Selçuk Bayraktar'ın lise yıllarından üniversite ve iş yaşamına kadar geçen süreçte insansız hava araçlarını (İHA) yapma hayali anlatılıyor. Projenin gerçekleştirilmesi sürecinde daha önce yayınlanmamış görüntüler de kısa filmde yer alıyor.İTÜ Elektronik Mühendisliği bölümü mezunu olan Bayraktar, Amerika Upenn'de yüksek lisans, sonrasında ise Massachusetts Institute of Technology'de (MİT) doktora çalışması yapmıştı. Türkiye'ye döndükten sonra İHA'ların üretimine başlayan Bayraktar, milli ve özgün insansız hava aracını üretmişti. Habertürk
13 Mayıs 2016 Cuma
‘Başörtüsüz’ iddiası başını yakabilir
İran’da milletvekili Minoo Khaleghi’nin yurtdışında başörtüsüz gezdiği iddiaları koltuğunu tehlikeye soktu.
Başörtüsüz fotoğrafları bulunduğu öne sürülen Khaleghi ‘ulusa ihanet etmek’le suçlanıyor.
Başörtüsüz fotoğrafları bulunduğu öne sürülen Khaleghi ‘ulusa ihanet etmek’le suçlanıyor.
Etiketler:
abdullah gül,
başörtüsü,
İran,
kadın,
millet
50 TL'lik alacak kavgasında araya giren kadını öldürdü
Kartal'da 50 liralık alacak kavgasında araya giren 36 yaşındaki Özlem Özişseven, taksici Enes S.'nin tabancasından çıkan kurşunla hayatını kaybetti.
Habertürk Gazetesi'nden Müslim Sarıyar'ın haberine göre, Kartal Dragos Sahil Yolu'nda önceki gece saat 04.00 sıralarında meydana gelen olay iddiaya göre şöyle gelişti:
Kendisine 50 TL borcu olan Bülent A., ile karşılaşan taksici Enes S., aracından inerek borcunu istedi. Alacak nedeniyle ikili arasında başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Taksisine giden Enes S., araçtan aldığı tabanca ile Bülent A.'ya ateş etti. Tabancadan çıkan mermi, kavgayı ayırmak için olay yerinde bulunan Bülent A.'nın arkadaşı 36 yaşındaki Özlem Özişseven'in göğsüne isabet etti. Ağır yaralanan Özişseven, olay yerine çağrılan ambulansla Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Genç kadın hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
''KÜFÜR EDİNCE TARTIŞIP KAVGA ETTİK''
Kartal Asayiş Büro Amirliği'ne götürülen Bülent A., verdiği ifadede olayı şöyle anlattı:
"Enes'in taksisine aboneydim. Daha önceki taşımalarından 50 TL borcum bulunuyordu. Özlem'le birlikteyken, olayın meydana geldiği yerde Enes'le karşılaştık. Parasını istedi. Küfür etmeye başladı. Bunun üzerine kavga etmeye başladık. Enes taksisine giderek silahını aldı ve ateşledi. Özlem vurulunca yere düştü. Enes kaçarken, ben de olay yerine ambulans çağırdım."
TAKSİCİNİN 4 OLAYDAN KAYDI VAR
Olaydan sonra kaçan taksici Enes S., ise Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve Kartal Asayiş Büro Amirliğinin ortaklaşa düzenlediği operasyonla gözaltına alındı. Sorgusu devam eden Enes S.,'nin sahtecilik, hırsızlık, mala zarar verme, uyuşturucu, cinsel istismar suçlarından poliste kaydı olduğu öğrenildi.
Habertürk Gazetesi'nden Müslim Sarıyar'ın haberine göre, Kartal Dragos Sahil Yolu'nda önceki gece saat 04.00 sıralarında meydana gelen olay iddiaya göre şöyle gelişti:
Kendisine 50 TL borcu olan Bülent A., ile karşılaşan taksici Enes S., aracından inerek borcunu istedi. Alacak nedeniyle ikili arasında başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Taksisine giden Enes S., araçtan aldığı tabanca ile Bülent A.'ya ateş etti. Tabancadan çıkan mermi, kavgayı ayırmak için olay yerinde bulunan Bülent A.'nın arkadaşı 36 yaşındaki Özlem Özişseven'in göğsüne isabet etti. Ağır yaralanan Özişseven, olay yerine çağrılan ambulansla Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Genç kadın hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
''KÜFÜR EDİNCE TARTIŞIP KAVGA ETTİK''
Kartal Asayiş Büro Amirliği'ne götürülen Bülent A., verdiği ifadede olayı şöyle anlattı:
"Enes'in taksisine aboneydim. Daha önceki taşımalarından 50 TL borcum bulunuyordu. Özlem'le birlikteyken, olayın meydana geldiği yerde Enes'le karşılaştık. Parasını istedi. Küfür etmeye başladı. Bunun üzerine kavga etmeye başladık. Enes taksisine giderek silahını aldı ve ateşledi. Özlem vurulunca yere düştü. Enes kaçarken, ben de olay yerine ambulans çağırdım."
TAKSİCİNİN 4 OLAYDAN KAYDI VAR
Olaydan sonra kaçan taksici Enes S., ise Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve Kartal Asayiş Büro Amirliğinin ortaklaşa düzenlediği operasyonla gözaltına alındı. Sorgusu devam eden Enes S.,'nin sahtecilik, hırsızlık, mala zarar verme, uyuşturucu, cinsel istismar suçlarından poliste kaydı olduğu öğrenildi.
12 Mayıs 2016 Perşembe
Fethullah Gülen kişilerin mahrem bilgilerine meraklı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı yazıda böyle denildi...
Gülen'in ABD'den iadesi için hazırlanan evrakta çarpıcı iddialar paylaşıldı. Başsavcılık yazısında “Kamu kurumlarındaki kişileri dinletip, elde ettiği bilgilerle şantaj yapıyor. Talimatlarını, kurye gibi gelen kişilere doğrudan veriyor” ifadeleri yer aldı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Fethullah Terör Örgütü (FETÖ) ana dosyası kapsamında, örgüt lideri Fethullah Gülen'in ABD'den iadesi için hazırladığı evrakta çarpıcı bilgiler yer aldı. Savcılık, bugüne kadar Gülen hakkında 620 tanığın ifadesine başvurulduğunu, 2010 KPSS sorularının bizzat Gülen tarafından cemaat mensuplarına dağıtacak kişiye gönderildiğini belirtti.
“ARŞİVLEYİP, ŞANTAJ İÇİN KULLANIYOR”
Yazıda, Gülen'in devlet kurumlarında kadrolaşmak için sınav sorularını çaldırdığı öne sürülerek, “2010 yılı Temmuz ayında yapılan bir sınavda önceden elde edilen sorular Fetullah Gülen'e gönderilmiş ve daha sonra cemaat mensuplarına dağıtımını yapacak kişiye gönderdiği IP numarasından tespit edilmiştir. Şüpheli rüya yoluyla sınav sorularını elde ettiğini iddia etmiştir” denildi. Gülen'in kişilerin mahrem özel ve gizli bilgilerine “meraklı” olduğu da belirtilerek, verdiği talimatlarla kamu kurumlarındaki elemanları aracılığıyla kişileri usulüne aykırı dinlettiği ve izlettiği, bu yolla elde ettiği bilgileri arşivlediği ve şantaj için kullandığı iddia edildi.
“EVİN İÇİNE BOMBA VE SİLAH KONULDU”
Yazıda, dikkat çekici bölümler şöyle sıralandı: “Şüpheli davalarda sahte delil oluşturmak, delil olabilecek şeyleri kişilerin ev ve iş yerine koyup sonra arama yaptırıp bulmuş gibi adli evrak düzenleyerek kişileri mağdur etme talimatı vermiştir. Bir sohbetinde radikal Tahşiye diye bir örgütten bahsedip bu örgüte yönelik operasyon yapılması talimatı vermiştir. Şüphelinin emriyle harekete geçen cemaat mensupları önce bir dizide senaryo olarak konuyu işlemiş ve daha sonra hedef alınan kişilerin kullandığı iddia edilen eve bomba ve silah konulmuş, hakimden arama kararı alınıp aranarak sahte deliller bulunmuş ve Tahşiye denilen grubun tutuklanması sağlanmıştır. Delillerin, eve onları bulan polisler tarafından konulduğu yıllar sonra ortaya çıkmıştır.”
“İLETİŞİM VE PARA TRAFİĞİ TESPİT EDİLDİ”
“Şüpheli, mensuplarına yapacağı işleri genel talimat olarak çok kere gizli ve bazen ise açık olmak üzere Herkül.org internet sitesi üzerinden ilan etmektedir. Paralel yapı, bu konuşmaları etüt ederek talimatın ne olduğunu anlayıp gerektiğinde teyit ederek hareket etmektedir. Şüphelinin Türkiye'de işlenen suçları sahiplenip kabullendiğine ve suç işleyen kişilerin doğru işler yaptığına dair basın yayın organlarında çıkan yazı, röportaj ve demeçleri bulunmaktadır. Yapıyı yöneten diğer kişilerle iletişim ve para trafiği tespit edilmiştir. Yurt dışı giriş ve çıkış kayıtlarında talimatların yüz yüze kurye gibi ziyarete gelen kişilere doğrudan verildiği anlaşılmıştır.”
Pensilvanya'da 10 yıldır bu çiftlikte yaşıyor
Fethullah Gülen, ABD'nin Pensilvanya eyaletinde 500 dönümlük bir arazi üzerine kurulu çiftlikte yaşıyor. Çiftlikte 20 villa, 500 araçlık da bir otopark bulunuyor. Her villada, büyüklüklerine göre 50 ila 100 kişi kalabiliyor. Çiftliğin günde bin kişiyi ağırlayacak büyüklükte olduğu ifade ediliyor. 100 kişinin çalıştığı çiftlikte ağırlanacak misafirlerin karşılanması için bir limuzin şirketi hizmet veriyor. Gülen'in 10 yılı aşkın süredir ikamet ettiği çiftlikte, çatıda sürekli çevreyi dürbünle gözetleyen bir koruma ekibi var. Gülen bütün misafirlerini bu çiftlikte ağırlıyor. Acil durumlar için tam teşekküllü bir ambulans da çiftlikte her zaman hazır bekletiliyor.
Asuman Aranca / sözcü.com.tr
Gülen'in ABD'den iadesi için hazırlanan evrakta çarpıcı iddialar paylaşıldı. Başsavcılık yazısında “Kamu kurumlarındaki kişileri dinletip, elde ettiği bilgilerle şantaj yapıyor. Talimatlarını, kurye gibi gelen kişilere doğrudan veriyor” ifadeleri yer aldı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Fethullah Terör Örgütü (FETÖ) ana dosyası kapsamında, örgüt lideri Fethullah Gülen'in ABD'den iadesi için hazırladığı evrakta çarpıcı bilgiler yer aldı. Savcılık, bugüne kadar Gülen hakkında 620 tanığın ifadesine başvurulduğunu, 2010 KPSS sorularının bizzat Gülen tarafından cemaat mensuplarına dağıtacak kişiye gönderildiğini belirtti.
“ARŞİVLEYİP, ŞANTAJ İÇİN KULLANIYOR”
Yazıda, Gülen'in devlet kurumlarında kadrolaşmak için sınav sorularını çaldırdığı öne sürülerek, “2010 yılı Temmuz ayında yapılan bir sınavda önceden elde edilen sorular Fetullah Gülen'e gönderilmiş ve daha sonra cemaat mensuplarına dağıtımını yapacak kişiye gönderdiği IP numarasından tespit edilmiştir. Şüpheli rüya yoluyla sınav sorularını elde ettiğini iddia etmiştir” denildi. Gülen'in kişilerin mahrem özel ve gizli bilgilerine “meraklı” olduğu da belirtilerek, verdiği talimatlarla kamu kurumlarındaki elemanları aracılığıyla kişileri usulüne aykırı dinlettiği ve izlettiği, bu yolla elde ettiği bilgileri arşivlediği ve şantaj için kullandığı iddia edildi.
“EVİN İÇİNE BOMBA VE SİLAH KONULDU”
Yazıda, dikkat çekici bölümler şöyle sıralandı: “Şüpheli davalarda sahte delil oluşturmak, delil olabilecek şeyleri kişilerin ev ve iş yerine koyup sonra arama yaptırıp bulmuş gibi adli evrak düzenleyerek kişileri mağdur etme talimatı vermiştir. Bir sohbetinde radikal Tahşiye diye bir örgütten bahsedip bu örgüte yönelik operasyon yapılması talimatı vermiştir. Şüphelinin emriyle harekete geçen cemaat mensupları önce bir dizide senaryo olarak konuyu işlemiş ve daha sonra hedef alınan kişilerin kullandığı iddia edilen eve bomba ve silah konulmuş, hakimden arama kararı alınıp aranarak sahte deliller bulunmuş ve Tahşiye denilen grubun tutuklanması sağlanmıştır. Delillerin, eve onları bulan polisler tarafından konulduğu yıllar sonra ortaya çıkmıştır.”
“İLETİŞİM VE PARA TRAFİĞİ TESPİT EDİLDİ”
“Şüpheli, mensuplarına yapacağı işleri genel talimat olarak çok kere gizli ve bazen ise açık olmak üzere Herkül.org internet sitesi üzerinden ilan etmektedir. Paralel yapı, bu konuşmaları etüt ederek talimatın ne olduğunu anlayıp gerektiğinde teyit ederek hareket etmektedir. Şüphelinin Türkiye'de işlenen suçları sahiplenip kabullendiğine ve suç işleyen kişilerin doğru işler yaptığına dair basın yayın organlarında çıkan yazı, röportaj ve demeçleri bulunmaktadır. Yapıyı yöneten diğer kişilerle iletişim ve para trafiği tespit edilmiştir. Yurt dışı giriş ve çıkış kayıtlarında talimatların yüz yüze kurye gibi ziyarete gelen kişilere doğrudan verildiği anlaşılmıştır.”
Pensilvanya'da 10 yıldır bu çiftlikte yaşıyor
Fethullah Gülen, ABD'nin Pensilvanya eyaletinde 500 dönümlük bir arazi üzerine kurulu çiftlikte yaşıyor. Çiftlikte 20 villa, 500 araçlık da bir otopark bulunuyor. Her villada, büyüklüklerine göre 50 ila 100 kişi kalabiliyor. Çiftliğin günde bin kişiyi ağırlayacak büyüklükte olduğu ifade ediliyor. 100 kişinin çalıştığı çiftlikte ağırlanacak misafirlerin karşılanması için bir limuzin şirketi hizmet veriyor. Gülen'in 10 yılı aşkın süredir ikamet ettiği çiftlikte, çatıda sürekli çevreyi dürbünle gözetleyen bir koruma ekibi var. Gülen bütün misafirlerini bu çiftlikte ağırlıyor. Acil durumlar için tam teşekküllü bir ambulans da çiftlikte her zaman hazır bekletiliyor.
Asuman Aranca / sözcü.com.tr
Etiketler:
abd,
ankara,
cemaat,
fethullah gülen,
haber
Çukurca’da sekiz asker şehit
Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde sekiz asker şehit oldu, 8 asker de yaralandı. Bölgedeki çatışma sürüyor.
Hakkari’nin Çukurca ilçesi Çığlı üs Bölgesi’nde sabaha karşı 04:50 sularında PKK’lı teröristlerle askerler arasında silahlı çatışma çıktı. İlk çatışmada altı asker şehit oldu, 8 asker de yaralandı. Çatışma bölgesine sevk edilen helikopterin arıza nedeniyle düşmesi sonu iki asker daha şehit düştü. Çıkan çatışmada 6 teröristin de öldürüldüğü duyuruldu. Bölgede operasyonların sürdüğü zaman zaman çatışmaların yaşandığı bildirildi. Çıkan çatışmalarda 6 teröristin öldürüldüğü gelen bilgiler arasında.
İŞTE TSK’DAN YAPILAN AÇIKLAMA
13 Mayıs 2016 Cuma günü saat 04.50 sularında, Hakkâri Çukurca Çığlı Üs Bölgesinde teröristlerle çıkan silahlı çatışma esnasında altı kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, sekiz kahraman silah arkadaşımız ise yaralanmıştır.
Teröristlere müdahale için bölgeye sevk edilen bir Kobra helikopterimiz ise Hakkâri Çukurca bölgesinde saat 05.50 sularında kaza kırıma uğramıştır. Teknik bir arızadan kaynaklandığı değerlendirilen bu elim kazada helikopter pilotu olan iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur. Kaza ile ilgili inceleme ve araştırma devam etmektedir.
Teröristlerin etkisiz hale getirilmesi maksadıyla, bölgeye F-16 uçağı, taarruz helikopter kolu, insansız hava aracı ve takviye birlikler sevk edilmiş, şu ana kadar altı bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiş olup operasyonlara devam edilmektedir.
Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır, yaralanan kahraman silah arkadaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Hakkari’nin Çukurca ilçesi Çığlı üs Bölgesi’nde sabaha karşı 04:50 sularında PKK’lı teröristlerle askerler arasında silahlı çatışma çıktı. İlk çatışmada altı asker şehit oldu, 8 asker de yaralandı. Çatışma bölgesine sevk edilen helikopterin arıza nedeniyle düşmesi sonu iki asker daha şehit düştü. Çıkan çatışmada 6 teröristin de öldürüldüğü duyuruldu. Bölgede operasyonların sürdüğü zaman zaman çatışmaların yaşandığı bildirildi. Çıkan çatışmalarda 6 teröristin öldürüldüğü gelen bilgiler arasında.
İŞTE TSK’DAN YAPILAN AÇIKLAMA
13 Mayıs 2016 Cuma günü saat 04.50 sularında, Hakkâri Çukurca Çığlı Üs Bölgesinde teröristlerle çıkan silahlı çatışma esnasında altı kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, sekiz kahraman silah arkadaşımız ise yaralanmıştır.
Teröristlere müdahale için bölgeye sevk edilen bir Kobra helikopterimiz ise Hakkâri Çukurca bölgesinde saat 05.50 sularında kaza kırıma uğramıştır. Teknik bir arızadan kaynaklandığı değerlendirilen bu elim kazada helikopter pilotu olan iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur. Kaza ile ilgili inceleme ve araştırma devam etmektedir.
Teröristlerin etkisiz hale getirilmesi maksadıyla, bölgeye F-16 uçağı, taarruz helikopter kolu, insansız hava aracı ve takviye birlikler sevk edilmiş, şu ana kadar altı bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiş olup operasyonlara devam edilmektedir.
Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır, yaralanan kahraman silah arkadaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Topuklu ayakkabıyı reddedince kovuldu!
İngiltere'de topuklu ayakkabı giymek istemeyen resepsiyonist ilk iş gününde evine geri gönderildi.
Sputnik Türkiye'nin aktardığı habere göre İngiltere'de topuklu ayakkabı giymeyi reddeden bir resepsiyonist, mesai ücretini alamadan evine gönderildi. İngiltere'de 27 yaşındaki Nicola Thorp'a Londra'daki finans şirketi PricewaterhouseCoopers şirketinde işe başladığı ilk gün, 5-10 cm arasında topukları olan ayakkabı giymesi söylendi. Bu isteği reddeden ve erkek iş arkadaşlarına böyle taleplerle gelinmediğini söyleyen Thorp, aynı gün eve gönderildi.
Thorp işverenine yüksek topuklu ayakkabılarla bütün gün ayakta çalışmasının zor olacağını, bunun yerine şık alçak topuklu ayakkabı giymek istediğini belirtti. Bunun üzerine genç kadına gidip hemen kendine yüksek topuklu ayakkabılar alması söylendi. BBC Radyo'ya konuşan Thorp, "Bana alçak topukla neden bu işi yapamayacağımı söylerlerse ve gerçerli bir neden verirlerse talebi kabul edeceğimi söyledim. Ama hiçbir neden veremediler" dedi. Thorp "9 saat boyunca ayakta olmam ve müşterilere toplantı odalarına kadar eşlik etmem gerekiyordu. Bunu yüksek topuklu ayakkabılarla yapamayacağımı söyledim" diye devam etti. Diğer taraftan Thorp bir erkeğin aynı çalışma saatlerini yüksek topuklu ayakkabılarla yapıp yapamayacağını sorması üzerine kendisine gülündüğünü söyledi.
İMZA KAMPANYASI BAŞLATTI
Bu arada başına gelenleri arkadaşlarına anlatan daha sonra da Facebook sayfasında paylaşan ve pek çok kadının benzer olaylar yaşadığını gören Thorp, topuklu ayakkabılarla ilgili imza toplamaya başladı. Thorp, "Başta bu konuda açıkça konuşmaktan olumsuz tepki alırım diye korkmuştum. Ama büyük bir konu olduğu için sesimi çıkarmaya karar verdim" dedi.
'TOPUKSUZ AYAKKABIYLA DA ŞIK VE RESMİ OLUNABİLİR'
Kadınların topuksuz ayakkabıyla da şık ve resmi olabileceğini söyleyen Thorp, "İşverenler resmi kıyafet giyme zorunluluğu getirme hakkına sahip. Onlara bu konuda karşı değilim. Ama yüksek topuklu ayakkabı giyip giymemek kadına ait bir karar. Bu ayrıca bir cinsiyetçilik meselesi. Şirketler kadın çalışanlara bunu dayatamazlar" dedi.
FİRMA: HABERİMİZ YOKTU
Konuyla ilgili açıklama yapan PwC ise kapıdaki resepsiyon hizmetinin başka bir şirketin yönettiğini ve konudan 5 ay sonra haberdar olduklarını açıkladı. PwC sözcüsü resmi kıyafet zorunluluğuna yönelik maddeyi taşeron şirketle görüştüklerini ve kendi şirket politikaları olmadığını da ekledi. cnntürk
Sputnik Türkiye'nin aktardığı habere göre İngiltere'de topuklu ayakkabı giymeyi reddeden bir resepsiyonist, mesai ücretini alamadan evine gönderildi. İngiltere'de 27 yaşındaki Nicola Thorp'a Londra'daki finans şirketi PricewaterhouseCoopers şirketinde işe başladığı ilk gün, 5-10 cm arasında topukları olan ayakkabı giymesi söylendi. Bu isteği reddeden ve erkek iş arkadaşlarına böyle taleplerle gelinmediğini söyleyen Thorp, aynı gün eve gönderildi.
Thorp işverenine yüksek topuklu ayakkabılarla bütün gün ayakta çalışmasının zor olacağını, bunun yerine şık alçak topuklu ayakkabı giymek istediğini belirtti. Bunun üzerine genç kadına gidip hemen kendine yüksek topuklu ayakkabılar alması söylendi. BBC Radyo'ya konuşan Thorp, "Bana alçak topukla neden bu işi yapamayacağımı söylerlerse ve gerçerli bir neden verirlerse talebi kabul edeceğimi söyledim. Ama hiçbir neden veremediler" dedi. Thorp "9 saat boyunca ayakta olmam ve müşterilere toplantı odalarına kadar eşlik etmem gerekiyordu. Bunu yüksek topuklu ayakkabılarla yapamayacağımı söyledim" diye devam etti. Diğer taraftan Thorp bir erkeğin aynı çalışma saatlerini yüksek topuklu ayakkabılarla yapıp yapamayacağını sorması üzerine kendisine gülündüğünü söyledi.
İMZA KAMPANYASI BAŞLATTI
Bu arada başına gelenleri arkadaşlarına anlatan daha sonra da Facebook sayfasında paylaşan ve pek çok kadının benzer olaylar yaşadığını gören Thorp, topuklu ayakkabılarla ilgili imza toplamaya başladı. Thorp, "Başta bu konuda açıkça konuşmaktan olumsuz tepki alırım diye korkmuştum. Ama büyük bir konu olduğu için sesimi çıkarmaya karar verdim" dedi.
'TOPUKSUZ AYAKKABIYLA DA ŞIK VE RESMİ OLUNABİLİR'
Kadınların topuksuz ayakkabıyla da şık ve resmi olabileceğini söyleyen Thorp, "İşverenler resmi kıyafet giyme zorunluluğu getirme hakkına sahip. Onlara bu konuda karşı değilim. Ama yüksek topuklu ayakkabı giyip giymemek kadına ait bir karar. Bu ayrıca bir cinsiyetçilik meselesi. Şirketler kadın çalışanlara bunu dayatamazlar" dedi.
FİRMA: HABERİMİZ YOKTU
Konuyla ilgili açıklama yapan PwC ise kapıdaki resepsiyon hizmetinin başka bir şirketin yönettiğini ve konudan 5 ay sonra haberdar olduklarını açıkladı. PwC sözcüsü resmi kıyafet zorunluluğuna yönelik maddeyi taşeron şirketle görüştüklerini ve kendi şirket politikaları olmadığını da ekledi. cnntürk
11 Mayıs 2016 Çarşamba
Diyanet: “Ötenazi cinayettir”
Diyanet İşleri Başkanlığı, ötanazinin “İntihar“ olduğunu, ötanazi uygulayan kişinin de “Cinayet işlediğini” savundu.
Ötenazinin “Allah'a isyan” anlamına geldiğini belirten Diyanet, “Çekilen acılar müminin günahları için kefarettir” dedi.
“Ötanazi caiz midir?” sorusuna Diyanet şu yanıtı verdi:
“Tıbbi verilere göre yaşama umudu kalmamış ve şiddetli acılar hisseden bir insanın hayatına bir başkanını eliyle son verilmesi olan ötanazi talepte bulunun kişi açısından intihar, bunu yapan açısından cinayettir. Allah'ın emanet ettiği cana haklı bir gerekçe olmadan kıymak asla caiz değildir. Çünkü bu hem Allah'ın koyduğu sınırları çiğnemek hem de onun takdirine karşı isyan anlamına gelir. Çekilen acılar müminin günahları için kefarettir. Üstelik hızla gelişen tıp alanında yeni tedavi imkanlarının bulunması da muhtemeldir.” sözcü.com.tr
Ötenazinin “Allah'a isyan” anlamına geldiğini belirten Diyanet, “Çekilen acılar müminin günahları için kefarettir” dedi.
“Ötanazi caiz midir?” sorusuna Diyanet şu yanıtı verdi:
“Tıbbi verilere göre yaşama umudu kalmamış ve şiddetli acılar hisseden bir insanın hayatına bir başkanını eliyle son verilmesi olan ötanazi talepte bulunun kişi açısından intihar, bunu yapan açısından cinayettir. Allah'ın emanet ettiği cana haklı bir gerekçe olmadan kıymak asla caiz değildir. Çünkü bu hem Allah'ın koyduğu sınırları çiğnemek hem de onun takdirine karşı isyan anlamına gelir. Çekilen acılar müminin günahları için kefarettir. Üstelik hızla gelişen tıp alanında yeni tedavi imkanlarının bulunması da muhtemeldir.” sözcü.com.tr
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)