15 Temmuz darbe girişimi sonrası hakkında yakalama kararı çıkarılan Hakan Şükür ailesinin FETÖ'nün karşısında olduğunu iddia etti.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hakkında yakalama kararı çıkarılan ve babası bu kapsamda tutuklanan Hakan Şükür sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla geri adım attı.
17 Aralık'tan bir gün önce milletvekili olduğu AK Parti'den istifa eden ve her fırsatta teröristbaşı Fetullah Gülen'e kalkan olan Hakan Şükür, ailesinden kimsenin FETÖ ile bağlantısı olmadığını iddia etti.
FETÖ'nün yaptıkları karşısında üzgün ve şaşkın olduğunu açıklayan Şükür, darbe girişimi lanetledi ve şehitlere rahmet diledi.
Hakan Şükür'ün 200 milyon değerindeki gayri menkuluna el konulmasının ardından bu açıklamayı yapması dikkat çekti. Sosyal medya kullanıcıları da Şükür'ün açıklamalarına tepki gösterdi.
FETÖ soruşturması kapsamında Sakar Cumhuriyet Başsavcılığı, Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün FETÖ'ye finansal destek sağladıklarının belirlenmesi üzerine tüm mal varlıklarına el konulmasına karar vermişti.
Hakan Şükür ve babasının 200 milyon değerinde gayri menkulu olduğu ortaya çıkmıştı.
İşte Hakan Şükür'ün açıklamalarının tamamı:
"Değerli dostlar, yaşadıklarım, hakkımda söylenenler ve yapılanları hiç hak etmiyor ve çok üzülüyorum.
Vatan, Bayrak, Millet, Türkçe'mizin, Milli ve manevi değerlerimizin Dünya'ya anlatılması konusunda birçok devlet büyüğü, sanatçı, siyasetçi ve sporcu gibi sempati duyduğumuz günler yaşadık.
Hangimiz bu duyguda değildi ki?
Bugün ise bir çok yetkili ve makam sahiplerinin yıllardır farkına varamadığı devlete sızmış bir örgütten bahsediliyor.
Biz ise sadece anlam veremediğimiz bir sürecin yargısız infaz kısmını yaşıyoruz.
Bir sporcu olarak, kimi tanırsınız, neyini bilebilirsiniz neresinde olabilirsiniz ki yaşananların?
Bütün herşeyin hukuki ve yasal olduğu anlarda yaptığınız bir hayrın, söylediğiniz bir sözün, bugün suç olabileceğini nasıl bilebiliriz ki..
Ailemden öğrendiğim tek şey "Yetebildiğin her yere yardıma koş gönlüne huzur biriktir" sözü olmuştur her daim.
Şeffaf yaşadım, böyle yaptım, iyilik düşündüm. Her zaman yasal olan, halka açık olan ve ihtiyacı olan her yere herkese yardım etmeye çalıştım.
Bazen Doğu'daki kardeşime, bazen mahallemdeki komşuma bazen de bana söylenen, desteğe ihtiyacı olana kimliğine bakmadan yardım ettim.
İçimde her zaman bu duygu vardı ve hep huzurluydum. Ne zaman ki siyasete girdim; ki bana göre değildi siyaset, bu duygum hep devam etti.
Yapamadım, beceremedim belki de... Bir sporcu olarak kıramadım kimseyi ve "evet" dedim makama ihtiyacım olmadan bu teklife..
"Keşke" demiyorum hiçbir zaman, ama konumumu haksızlığa kullanmadım, 'hak yerim' duygusu ile ailem dahil kimseye ihtimas geçmedim.
Hep aktif sporcu kalamıyor insan, bazen iyi niyetinizin kurbanı oluyorsunuz, kimseye "hayır" diyememek hatanız oluyor işte. Ama hayat bu!
"Bunları niye yazıyorsun?" diyebilir, ağır şeyler söyleyebilirsiniz bana belki ama, ne bileyim, içimden sizlerle paylaşmak geldi işte..
Sevdiklerimden uzak, herkesin hakkımda ağır ithamlarda bulunduğu bir ortamda susmayı tercih ettim ortamın karanlığında.
Keşke bana söz hakkı verilseydi de sizlerle dertleşebilseydim.
Çocukluğumdan beri hayatım mücadele ile geçti. Bazı şeyleri yaşamak gerekirmiş hayatı ve başkalarını da anlayabilmek için.
Yaşadıklarından sorumlu olmadığım halde, yaşadıklarımın hayatı daha iyi anlamamı sağladığını söyleyebilirim rahatlıkla.
Öyle bazısının anlattığı gibi kimsenin dizinin dibinde, kimsenin dediğini yapan biri değilim. O yüzden hata yapıyor, duygusal davranıyorum.
İnanın Kanser tedavisinden yeni çıkmış Annem başta, kardeşlerim, eşim ve çocuklarım ile ağır şeker hastası tutuklu Babam'a çok üzülüyoruz.
Tamamen başka dünyanın insanları olan ailemin hiçbir ferdinin bahsi geçen Fetö ile hiçbir bağı yok. Bunu kime sorsanız bilir.
Bahsi geçen harekete tamamen karşı olan biri olan ağır şeker hastası Babam, şu anda tutuklu ve hukuken birşey yapamıyoruz.
Tüm kalbimle söylüyorum bir çok sporcu arkadaşımın dediği gibi bizler de geçmişte milli ve manevi değerlerimizin, Türkçemiz'in tanıtımı ve Bayrağımızın Dünya'da dalgalandırılması çerçevesinde sempati duyduğumuz bu hareketin, bugüne bakan ortadaki iddiaları bilebilmemiz imkansız. Ortadaki iddiaların kabul edilebilir yanı kesinlikle yok ve olamaz..
İddialar karşısında, şaşkın ve bir o kadar da üzgünüm. Umarım suçun şahsiliği ve hukuk kuralları işler..
Yıllarını ülkesine hizmet için vermiş, ülkesini her alanda tanıtmış, bayrağını dalgalandırmış bir sporcu olarak bu durumu yaşamak çok zor.
Ben içimden geçenleri söyledim. Kim ne yaptıysa cezasını çeksin inşallah..
Kalbini kırdıklarım varsa hepsinden özür diliyor, haklarını helal etmelerini istiyorum.
Faydası olacaksa, yakında ülkemde son dönemlerde yaşananlarla ilgili vicdanen duygu ve düşüncelerimi sizlerle zaman zaman paylaşacağım.
Tekrar seçilmiş Cumhurbaşkanı'na Hükümetine, Demokrasimize yapılan hain teşebbüsü lanetliyor,
Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Ülkemi, bayrağımı, milletimi çok sevdiğimi ve nasıl temsil ettiğimi söylememe gerek olmadığını düşünüyor, canım ülkemin toplumsal barış ile huzura kavuşmasını diliyorum.
Allah Devletimi, Ülkemi, Milletimi korusun. Amin.."