10 Mayıs 2017 Çarşamba

Tarihçi İlber Ortaylı: Zübeyde Hanım'a bunları diyen hayvandır

Bir televizyon programında Atatürk ve Afet İnan'a hakaret dolu sözler söyleyen Mustafa Armağan'a, tarihçi İlber Ortaylı çok ağır tepki gösterdi. Katıldığı televizyon programında konuşan Ortaylı, "Bunlar cahil adamlar, ne bilirler tarihi. Bir b*k bildikleri yok. Zübeyde Hanım'a bunları diyen hayvandır" diye konuştu.

Tarihçi İlber Ortaylı, bir televizyon programında Atatürk ve Afet İnan'a hakaret dolu sözler söyleyen Mustafa Armağan'a ve Hasan Akar'a, çok sert tepki gösterdi. Ortaylı şunları söyledi:
"Mustafa Armağan, kendi etnik kökeni yüzünden etnik milliyetçilik yapıyor. Normal bir adam Kazım Karabekir'le Mustafa Kemal'i ne diye düşman gibi gösterir. Ne derdin var İstiklâl Harbi komutanlarıyla. Rahat bırakın İstiklâl Harbi komutanlarını. Kimse bunlara bir şey demiyor. Mahallenin delisi gibi ben çıkıp söylüyorum. Herif kendine göre tarihi çarpıtıyor. Bunlar cahil adamlar, ne bilirler tarihi. Bir b*k bildikleri yok. Ne okuyacak ne bilecek. Allah'ın hödüğü suratına baksan halde turp sattırmazsın. Hepinizi ananız babanız üniversitelerde okutmuş. Dünya tarihini okuyacak kapasiteniz var. Birinci Dünya Harbi'nden sonraki İtalya'yı, Fransa'yı, Balkanları okuyacak kaynaklarınız var. Bunlara cevap da verilir ama böyle şey olur mu?"
'Afet İnan benim hocamdı'
"Afet İnan'a çok ayıp edildi. Afet Hanım hem benim hocamdı hem de çocukları arkadaşım olduğu için gider gelirdik. Ben dünyada bu kadar terbiyeli, seviyeli, mütevazi, herşeyi gayet güzel anlatan şekerler şekeri bir hoca görmedim. Üniversitedeki çok insandan daha cesurdur. Gadre uğrayan insanları kendi kürsüsüne alır korur. Kaç tane böyle isim var. Şerafettin Turan (Atatürk'ün Türk Dil Kurumu'nun son başkanı) bunlardan biri. Çok şeker bir kadıncağızdı, Allah rahmet eylesin. Her bakımdan mükemmeldi. Bir kere kadın yaşlanmasını bilen nadir Türk kadınlarındandı. Aynı şekilde Sabiha Gökçen de öyleydi. Bu adamlar zamanında kadınlarla iyi ilişkiler kursaydı, böyle olmazlardı."
'Onu kim niye çağırıyor?
(Mustafa Armağan'ın İstanbul Üniversitesi'ne konuşmacı olarak davet edilmesi) "Dünyada hangi üniversitenin hangi fakültenin aklına gelir Mustafa Armağan'ı tarih konuşturmak için oraya çağırmak. Böyle bir şey yok. Harvard'da bir günde yüzlerce seminer olur. Tarih fakültelerinde, fizik fakültelerinde olur, her şey olur ama hepsinde bir kalite olur. Hepsi aynı ayarda değildir ama bir mantığı vardır çağırmalarının. Burada yok. Onu kim niye çağırıyor?
'Nurcuları efendi bilirdim'
(Nur Cemaati'nin ‘Okuyucular' kolu hocalarından olduğu belirtilen Hasan Akar'ın Atatürk'e ve annesi Zübeyde Hanım için söylediği sözler üzerine) Bu Nurcuları efendi bilirdim. Okumuyorlar ‘okuyucu' adını almışlar. Çok büyük terbiyesizlik. Zübeyde Hanım'a bunları diyen hayvandır."

9 Mayıs 2017 Salı

O kasabaya taşınanlara 2 bin euro teşvik geliyor

İtalya'da nüfus kaybı sorunu yaşayan bir beldenin "hayalet kasabaya" dönüşmesini engellemek için, buraya yerleşeceklere 2000 euro (yaklaşık 7 bin 777 lira) ödenmesi planlanıyor.

Kuzeydeki Liguria bölgesinde yer alan Bormida’da, nüfus yaşlanması ve iş imkanlarının kısıtlılığı gibi nedenlerle nüfus kaybı ciddi bir soruna dönüştü.
Nüfusu 400’ün altına inen Bormida’nın tamamen terk edilmiş bir beldeye dönüşmesini engellemek için Belediye Başkanı bir teşvik programı hazırladı.
BBC Türkçe’nin haberine göre; Belediye Başkanı Daniele Galliano, ikametgahlarını buraya taşıyacak kişilere ev satın almaları ya da kiralamaları karşılığında 2000 euro ödeme yapmayı planladığını duyurdu.
Bormida’da belediyeye ait evlerin de büyüklüklerine göre 50-120 euro arası, İtalya standartlarına göre çok düşük olan ücretlerle kiraya verilmesi planlanıyor. Ev satın alacaklara ise düşük ücretlerin yanı sıra vergi kolaylıkları da öneriliyor.
Bu teşvik paketi henüz belediye meclisinden onay almasa da Başkan Galliano’nun Facebook hesabına talep yağmaya başladı. Galliano’ya yalnızca İtalya’dan değil, Hindistan, Kanada ve ABD gibi birçok ülkeden de mesaj geldi.
“MÜTEVAZI DA OLSA BİR İŞ GARANTİSİ VERİRSENİZ SORUN YOK”
Kimileri hemen Bormida’ya taşınmaya hazır olduğunu söylerken kimileri de buradaki iş imkanlarını sorgulamaya başladı. Bir Facebook kullanıcısı Galliano’ya, “Sevgili Belediye Başkanı, Bormida’ya taşınmaya hazırım, üstelik 2000 euro’dan da vazgeçebilirim. Fakat havayla beslenemem. Bir ailem, iki küçük çocuğum var. Eğer bana, mütevazı da olsa bir iş garantisi verirseniz sorun yok. (ciddiyim)” diye yazdı.
Öte yandan Bormida’ya taşınmaya niyetlenenlere yerel halktan, ancak stresten uzak, sakin, doğal bir yaşamı tercih edenlerin burada mutlu olabilecekleri uyarısı geldi. Denizden 420 metre yükseklikteki bu ücra beldenin doğası ve yemekleri güzel olsa da “yapılacak pek bir şey olmadığının” da dikkate alınması tavsiye edildi.
İtalya’da geçen yıl yayımlanan bir raporda, nüfus yaşlanması ve iş sebepli göç gibi nedenlerle 2430 köy ve kasabanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtilmişti.

Nobel ödüllü Aziz Sancar'dan kanser hastalarına hayati uyarı

Türkiye’deki kanser hastalarına “Amerika’ya gelmeyin. Tedaviler standart” diyen Nobelli Prof. Dr. Aziz Sancar “Tedavide temel destek aile desteğidir buraya geldiklerinde aile desteğinden yoksun kalıyorlar” uyarısı da yaptı.

Nobel Kimya Ödülü’nü 2015 yılında alan Mardinli bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Amerika’nın Sesi Radyosu’na konuştu.
Savur’dan Amerika’ya ve oradan da Nobel ödülüne uzanan yaşam öyküsünü anlatan Sancar, şu anda kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardan birinin etkisini artırmak konusunda çalıştıklarını da söyleyerek şu öneri ve uyarıda bulundu:
“Kanseri engellemek için vejetaryen yiyeceklerle besleniyorum. Günde 5-10 kilometre yürümeye çalışıyorum. Uykuyla aram iyi değil. Kanser hastalarına ‘Amerika’ya gelmeyin’ diyorum. Yapılan tedaviler standarttır. Amerika, Avrupa ve dünyanın her yerinde aynı tedavi tatbik ediliyor. Tedavide temel destek aile desteğidir, buraya geldiklerinde aile desteğinden yoksun kalıyorlar.”
‘REÇETEMİ MUSKA DİYE BAŞLARINA KOYARLARDI’
İstanbul’da tıp eğitimini bitirdikten sonra Savur’a bağlı Sürgücü Köyü’ndeki sağlık ocağında görev yapmaya başladığını anlatan Prof. Dr. Aziz Sancar şunları anlattı:
“Beni o kadar severlerdi ki onları muayene ettikten sonra reçete doldururdum, reçetemi başlarına muska diye koyarlardı. O zamanları özlüyorum, bana sorarsanız hayatımın en güzel dönemi Sürgücü Beldesi’nde doktorluk yaptığım dönemlerdi. Damda yatardık, Suriye’nin uzaktan iki şehrinin ışıklarını seyrederdik. Sabah ezan sesi ile uyanırdık.”
Savur’da 8 çocuklu bir ailede büyüdüğünü belirten Prof. Dr. Sancar, annesine ayrı bir yer ayırdı. Annesi Meryem Sarcar’ın bir köy imamının kızı olduğunu ve normalde biraz tutuk ve kapalı olmasının beklendiğini söyleyen Sancar şöyle konuştu:
BÜTÜN ÇOCUKLARININ OKUMASINI İSTEDİ
"Ama o Atatürk’ü taparcasına severdi. Atatürk’ün yaptığı devrimleri kendi hayatına getirdiği değişiklikleri gördü. O bakımdan annem büyük Atatürk hayranıydı. Atatürk’ün fazla vurguladığı konu eğitim ve bilimdi, onu annem de anladı. O bakımdan bütün çocuklarına 'okuyacaksınız’ dedi ve onun sayesinde hepimiz okuduk."
Prof. Dr. Sancar, "1960’larda İstanbul Tıp Fakültesinde gördüğüm eğitimi Avrupa’nın en iyi fakültelerinde alamazdınız. Harika bir eğitim gördüm. Çok harika hocalarımız vardı, beni iyi hazırladı ben Amerika’ya hazırlanmış olarak geldim. Orada imkanlarımız yoktu, burada vardı ama ben teorik olarak hazırdım" dedi.

CHP’de genel başkanlık için ilk aday Muharrem İnce!

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, bir özel televizyon canlı yayınında yaptığı açıklamasında, yeterli imza toplaması halinde genel başkanlık için aday olacağını söyledi.

Katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, CHP’deki tartışmalarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. CHP’li Muharrem İnce, yeterli imza toplayabilmesi halinde aday olacağını söyledi.
Muharrem İnce, daha önce de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yeterli imzayı toplayıp aday olmuştu. İnce, Kılıçdaroğlu’nun imza yeter sayısına bakmadan kurultay kararı alması gerektiğini söylerken, ”Parti içinde Saray’dan talimat alanlar var” iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi

8 Mayıs 2017 Pazartesi

On binlerce kişiye ücretsiz verilecek

Sigara bırakma tedavisi alan 300 bin kişiye nikotin ilaçları ücretsiz verilecek. Bakanlar Kurulu kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Sayıları 300 bini geçmemek şartıyla sigarayı bırakma tedavisi alanlara sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın nikotin replasman ve ilaçları ücretsiz verilecek.
Bakanlar Kurulu'nun 6 Mayıs'ta Resmi Gazete'de yayımlanan ve belirli kamu hizmetlerinden kimlerin ücretsiz veya indirimli yararlanabileceğini belirleyen, "kamuda tasarruf kararnamesi" olarak bilinen kararnameye bu yönde geçici bir madde ekleyen kararı yayımlandı.
Buna göre, sigarayı bırakma tedavisi alanlar, sayıları 300 bini geçmemek şartıyla herhangi bir sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sağlık Bakanlığı'nca temin edilerek birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına dağıtılacak nikotin replasman preparatları ile ilaçlardan, tütün bağımlılığı ve eğitim birimleri kanalıyla yaralanmada "Tasarruf kararnamesi" kapsamı dışında tutulacaklar.

7 Mayıs 2017 Pazar

Macron Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı

Fransa'da halk cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına geçti. Demokrat aday 39 yaşındaki Emmanuel Macron, cumhurbaşkanlığı yarışını oyların yüzde 65'ini alarak rakibi Marine Le Pen'in önünde bitirdi.

Fransa'da bugün ikinci turu gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, sandıktan yüzde 65,9 oyla Emmanuel Macron önde çıkarak yeni cumhurbaşkanı oldu.
Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına göre yeni cumhurbaşkanı, En Marche (Yürüyüş) hareketinin lideri 39 yaşındaki Emmanuel Macron oldu.
Sonuçların açıklanmasından sonra ellerinde Fransa bayrağı ile Yürüyüş hareketinin renklerini taşıyan Macron taraftarları, kutlamaların yapılacağı Louvre Müzesi'nin önünde yer alan meydanı doldurdu.
Fransa'da aşırı sağ, tarihin en yüksek oy oranına ulaştıİkinci turda Macron'un rakibi aşırı sağ Marine Le Pen'e verilen oylar ise yüzde 34,1'de kaldı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybeden Le Pen'in aldığı oy oranı ise aşırı sağın elde ettiği en yüksek oy oldu.
Tarihin en düşük ikinci katılımı
Seçimlere katılım oranı yüzde 74de kaldı. Bu oran 1969 yılındaki ikinci tur seçimlerinden sonraki en düşük katılımlı seçim olarak kayıtlara geçti. 2012 yılında ikinci tur seçimlerine katılım oranı yüzde 80 olarak gerçekleşmişti.
'Daha iyi bir gelecek'
Emmanuel Macron, “Daha iyi bir gelecek inşa etmek istiyorum” dedi.
Sandık çıkış anketlerine göre Fransa cumhurbaşkanı seçilen Emmanuel Macron, Fransa'yı yeniden birleştireceğini belirterek, "Bizi bölen şeylere karşı mücadele edeceğim." dedi.
Macron, sandık çıkış anketlerinde cumhurbaşkanlığını kazandığının açıklanmasının ardından zafer konuşması yaptı.
Fransa'nın bölünmüş olduğunu bildiğini ifade eden Macron, bu konudaki kızgınlığı, endişeyi ve şüpheyi anladığını ifade etti. Macron, "Bizi bölen şeylere karşı mücadele edeceğim." ifadesini kullandı.
Fransa tarihinde yeni bir sayfanın açıldığını vurgulayan Macron, bundan sonra da Fransa ve Avrupa'yı savunmaya devam edeceğini kaydetti.
Macron, terörizmle de sonuna kadar savaşacağını vurgulayarak, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'a da desteğinden dolayı teşekkür etti.
Macron'un bu akşam ilerleyen saatlerde Louvre'da seçmenleri ile bir araya gelmesi bekleniyor.
İçişleri Bakanlığının oy sayımına ilişkin verileri gelecek saatlerde açıklamaya başlamasıyla Macron'un galibiyetinin gece saatlerinde resmen netleşeceği tahmin ediliyor.
Yasal resmi sonuçlar ise Fransa Anayasa Konseyi tarafından 10 Mayıs'ta açıklanacak.
Yeni Cumhurbaşkanı'nın görevi 14 Mayıs'a kadar François Hollande'dan devralması bekleniyor.

İngiltere: 'Çalışmak için heyecanla bekliyoruz'
İngiltere Başbakanlığından yapılan yazılı açıklamada Başbakan Theresa May’in, Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda sandık çıkış anketlerine göre zaferini ilan eden Macron’u seçim başarısından dolayı içtenlikle tebrik ettiği belirtilerek, “Fransa en yakın müttefiklerimizden biri. Yeni Cumhurbaşkanı ile geniş bir yelpazeye yayılan ortak önceliklerimiz üzerinde çalışmak için heyecanla bekliyoruz.” denildi.
Aşırı sağcı Marine Le Pen’e karşı zafer elde eden Macron’un seçimi kazanmasını coşkuyla karşılayan İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni ise sosyal paylaşım platformu Twitter’daki şahsi hesabından yazdığı iletisinde, "Yaşasın, Macron cumhurbaşkanı. Avrupa’yı bir umut sarıyor." ifadesini kullandı.
Almanya sonuçtan memnun
Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu Emmanuel Macron'un kazanması Almanya'da memnuniyetle karşılandı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel adına ilk açıklama federal hükümet sözcüsü Steffen Seibert'ten geldi. Seibert, twitter üzerinden gönderdiği mesajda, "Tebrikle Emmanuel Macron. Sizin zaferiniz güçlü birleşmiş bir Avrupa'nın ve Alman-Fransız dostluğunun zaferidir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier'dan tebrik
Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de Fransa'da seçimleri kazanan Macron'u tebrik etti. Steinmeier, yaptığı yazılı açıklamada, Fransız seçmenin verdiği karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Steinmeier, açıklamasında Avrupa ve komşu bölgelerdeki sorunların üstesinden ancak Fransa ile birlikte gelinebileceğini ifade ederek, "Almanya'nın güçlü bir Fransa'ya ihtiyacı var. Almanya ve Fransa'nın gelecek yıllarda sıkı, güven dolu ve başarılı işbirliğini devam ettireceğine inanıyorum” dedi.

Gabriel: Bu Avrupa ve Almanya için iyi bir gün
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Macron'un seçilmesinden duyduğu memnuniyeti "Bu Fransa için iyi bir gün! Avrupa ve Almanya için de iyi bir gün” sözleriyle dile getirdi. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Gabriel, pazar günü yaptığı yazılı açıklamada, Fransızların "dışlama, sinizm ve nefreti değil iyimserliği, reformları, dünyaya açık olmayı, özgürlüğü, eşitliği ve kardeşliği seçtiğini” vurguladı.
Macron'un "milliyetçi ve popülistlere karşı koyulabildiğini” gösterdiğini işaret eden Gabriel, Almanya'nın önümüzdeki dönemde Macron'u destekleyeceğini ifade etti.
Fransız siyasetçilerden tebrik yağmuru
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Başbakan Bernard Cazeneuve ve Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault'un, sandık çıkış anketlerine göre cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olan Yürüyüş Hareketinin lideri Emmanuel Macron'u tebrik ettiği bildirildi.
Cumhurbaşkanı Hollande, yaptığı yazılı açıklamada, Macron'la telefonla görüştüğünü ve seçim sonuçları dolayısıyla kendisini tebrik ettiğini belirtti.
Hollande, açıklamasında, "Macron'un zaferi, vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun cumhuriyetin değerleri etrafında birleşmek istediğini, Avrupa Birliği'ne (AB) bağlı olduğunu ve dünyaya açılan bir Fransa istediğini gösteriyor." ifadesine yer verdi.
François Hollande, "Asıl sorun, Fransa'yı başarıya ve sosyal adalete götürecek yolda devam edebilmek için birleşmektir." değerlendirmesini yaptı.
Başbakan Cazeneuve de yazılı açıklamayla Macron'u tebrik ederek başarı dileklerini iletti.
"Seçim sonuçları, aşırı sağın feci projesini reddeden seçmenlerin akıllarının berraklığını ve cumhuriyetin değerlerine sarsılmaz bir şeklide bağlı olduklarını gösterdi." ifadesini kullanan Cazeneuve, seçmenlerin Fransa'nın genel çıkarlarını gözetme endişesiyle dünyada yaşanan sorunlara, özellikle de terör sorununa karşı AB'ye bağlı kalmayı tercih ettiklerini kaydetti.
Macron'un zaferinin bütün Fransızların zaferi olması gerektiğini belirten Cazeneuve, sol partinin şu anki tarihi zamanın ve sorumluluğun bilincinde olduğunu ve Fransa'nın başarısına katkıda bulunması gerektiğini vurguladı.
Bakanı Ayrault da sosyal medya hesabından "Yeni cumhurbaşkanına tebrikler. Fransa ve Avrupa için başarı dileklerimi iletiyorum." mesajını paylaştı.

Venedik'te kebapçı dükkanı açmak artık yasak

Dünyanın önemli turistik noktalarından biri olan İtalya'nın Venedik kentinde, şehrin kültürel yapısını korumak amacıyla kebapçı ve fast food dükkanlarına sınırlama getirildi.

The Guardian'da yer alan habere göre yetkililer, şehrin kültürel mirasını ve geleneklerini korumak için dilim pizza satan dükkanlar da dahil olmak üzere bazı dükkanlara limit getirdi. Şehirdeki el yapımı dondurma satan dükkanların yeni kısıtlamalardan hariç tutulacağı belirtildi.
'KEBABA VEYA BAŞKA YİYECEKLERE DÜŞMANLIĞIMIZ YOK'
Konuyla ilgili açıklama yapan Venedik turizm şefi Paola Mar, "Venedik'in kültürel mirasını korumak ve geliştirme politikamızla uyumlu olmayan bazı aktivitelere sınırlama getirmek istiyoruz" dedi.
Kebaba veya başka bir yiyeceğe herhangi bir düşmanlığı olmadığını söyleyen Mar, "Bizim gibi çok fazla turist alan şehirlerde, şehrin kendi kimliğini kaybetme riski oluşuyor. Öne çıkarmamız gereken bazı yerel ürünler var. Bu şehrin ruhu ve sürdürülebilirlik için de daha iyi olacaktır" ifadelerini kullandı.
PİKNİK ALANLARI KURULACAK
Mar, turist bölgelerindeki fast food kültürünü seyrekleştirmek için şehirde bazı piknik alanları kurmayı da planladıklarını söyledi.
Geçtiğimiz yıl bir diğer İtalyan şehri Verona, yeni kebap dükkanı açılmasını yasaklamış, Floransa'da ise açılan tüm yeni restoranlarda satılan ürünlerin en az yüzde 70'inin yerel olması şartı getirilmişti.

Abdullah Gül’ün babası Ahmet Hamdi Gül hayatını kaybetti

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'ün babası 91 yaşındaki Ahmet Hamdi Gül, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Bir süreden beri yaşlılığa bağlı olarak hastanede tedavi gören, son bir aydır ise özel doktor ve hemşire gözetiminde evinde bakım altına alınan Ahmet Hamdi Gül dün gece yarısı fenalaştı. Özel ambulansla tedavi gördüğü  Acıbadem Kayseri Hastanesi’ne kaldırılan Ahmet Hamdi Gül, saat 18.40’ta yaşamını yitirdi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Baştabibi Ömer Akbeyaz, ”Hastamız  Ahmet  Hamdi Gül, dün gece saat 00.05 sıralarında evinden ambulansla alınarak bilinç bulanıklığı, solunum sıkıntısı, bulantı ve kusma şikayetleriyle, septik şok tanısıyla yoğun bakıma alındı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen  kalp durması sonucu 18.40 itibarıyla kaybedildi” dedi.

ABDULLAH GÜL KAYSERİ’DEYDİ
Onbirinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, babası Ahmet Hamdi Gül’ü rahatsızlığının ilerlemesi nedeniyle son bir ayda 3 kez ziyaret etmiş, cuma günü de İstanbul’dan Kayseri’ye gelmişti.
Ahmet Haldi Gül, Kayseri’deki 2’nci Hava İkmal Bakım Merkezinde uzun yıllar torna ustası olarak çalıştı. Emekli olduktan sonra Sanayi Bölgesi ve Organize Sanayi Bölgesi’nde Asteksan Şirketi’ni kuran Ahmet Hamdi Gül, ilerlemiş yaşına karşın uzun süre çalışmayı sürdürdü.
Adeviye Gül ile evli olan Ahmet Hamdi Gül, 3 çocuk babasıydı.

CENAZE TÖRENİ YARIN
Onbirinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu akşam Kayseri’de vefat eden babası Ahmet Hamdi Gül yarın toprağa verilecek. Ahmet Hamdi Gül’ün cenaze namazı yarın öğleyin Melikgazi İlcesi Cami-i Kebir’de kılınacak.
DHA

6 Mayıs 2017 Cumartesi

HSYK 82 hakim ve savcıyı mesleğe iade etti

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu 4 Mayıs'ta toplanarak, meslekten çıkarma kararlarına karşı "yeniden inceleme" talep eden hakim ve savcıların durumunu görüştü; Kurul, 82 hakim ve savcıyı mesleğe iade etti.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Kurulunun meslekten çıkarılan 82 hakim ve savcının görevlerine iadesine, 329 hakim ve savcının yeniden inceleme taleplerinin reddine ilişkin kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, 4 Mayıs'ta toplanan HSYK Genel Kurulu, meslekten çıkarma kararlarına karşı "yeniden inceleme" talebinde bulunan 411 hakim ve savcının soruşturma dosyasında yer alan bilgi, belge ve tüm delilleri inceledi.
İnceleme sonucu, yeniden inceleme dilekçeleri kabul edilen 82 hakim ve savcı hakkında verilen meslekten çıkarma kararlarının kaldırılarak görevlerine iadesine hükmedildi.
HSYK Genel Kurulu, 329 hakim ve savcının ise yeniden inceleme taleplerinin esastan reddine karar verdi.

59 yıldır ağzından gülü çıkaramıyor! Öyle bir sebebi var ki...

Bursa’da yaşayan 86 yaşındaki Ali Rıza Karan, sigarayı bırakmak için ağzına aldığı gülü 59 yıldır ağzından düşürmüyor.

Orhangazi ilçesine bağlı Keramet köyünde yaşayan Ali Rıza Karan, 27 yaşına kadar sigara içti. İçtiği sigaraların kendisine zarar verdiğini hisseden Karan, sigarayı bırakmaya karar verdi. Tiryakisi olduğu sigarayı bırakmakta ilk başlarda zorlandı.
Sigarayı unutmak için ağzına gül aldı. Daha sonra bu güle o kadar alıştı ki tam 59 yıldır ağzından gülü düşürmüyor. Yazın gülleri kendi ve komşularının bahçelerinden kopartan Karan, kışın ise gül bulmak için her ay Yalova’ya gidiyor. Kışın Yalova’dan tanesi 8 liradan 4 tane gül alan Karan, 1 gülü bir hafta boyunca ağzında taşıyor.

Ağzında gül taşımaya sigarayı bırakmakla başladığını ifade eden 87 yaşındaki Ali Rıza Karan, “27 yaşımda içtiğim sigarının bana zarar verdiğini düşünerek sigarayı bıraktım. Tiryaki olduğum için çok zor geldi. Sigarayı bırakmak için çare aramaya başladım. Sigarayı unutturum diye ağzıma gül koymaya başladım. Tam 59 yıldır ağzımdan gülü hiç ayırmıyorum.
Yazın gülleri bahçemden temin ediyorum. Kışın ise gül almak için her ay Yalova’ya gidiyorum. Bir gül bir hafta ağzımda duruyor. Her hafta ağzıma yeni bir gül alıyorum. Köyden çıkıp bir yere gittiğimde beni tanımayanlar tuhaf tuhaf bakıp niçin ağzımda gül taşıdığımı soruyorlar. Ben de onlara neden ağzımda gül taşıdığımı söylüyorum. Ben bu gülü ölünce bırakırım” şeklinde konuştu.

Devletten Zeynep bebeğe 3 milyon TL'lik ilaç

Manisa'da yaşayan 11 aylık SMA hastası Zeynep Fatma Özden'in ailesinin ilaç isteğini Sağlık Bakanlığı duydu. SMA hastası Zeynep'in yaklaşık 3 milyon liralık ilacının maliyeti bakanlık tarafından karşılanacağı belirtildi.

Alaşehir'de oturan ev kadını 29 yaşındaki Şengül Özden ile Alaşehir'deki bir camide imam, 33 yaşındaki Yusuf Özden çiftinin yaşamı 2 çocuğuklarından 11 aylık Zeynep Fatma Özden'e, SMA hastalığı teşhisi koyulmasıyla değişti. 45 günlükken hareketlerindeki yavaşlama nedeniyle çocuklarını Salihli'deki bir hastaneye götüren Özden çifti, doktorun, 'Omurilikte yer alan ve kasların hareketinden sorumlu olan bazı hücrelerin hastalanması ve görevlerini yapamamaları sonucu ortaya çıkan SMA hastası olabilir' demesi üzerine, bu defa daha kapsamlı araştırma yapılabilecek Ege Üniversitesi Hastanesi'ne başvurdu. Burada yapılan tetkiklerde, minik Zeynep'e SMA tanısı konuldu.
Bu haberle yıkılan aile, Zeynep'in durumunun kötüleşmesi üzerine 45 gün hastanede kaldı. 11 aylık olan Zeynep bebek, solunum cihazına bağlı olarak yaşarken, yavaş yavaş hareketleri de yok olmaya başladı. Çocuklarının hastalığını anlatırken gözyaşlarına boğulan, kızlarını yaşatabilmek için yurtdışından getirilmesi gereken ilacın fiyatının yaklaşık 3 milyan lira olduğunu belirten Özden çiftinin sesini, DHA duyurdu.
Yaklaşık maliyeti 3 milyon lira olan, 3 ay boyunca kullanılacak 6 doz ilaç için Sağlık Bakanlığı harekete geçti. AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, durumu acil olan 15-20 bebek için yurt dışından bu ilacın getirileceğini ve Zeynep Fatma'nın da bu bebekler arasında bulunduğunu duyurdu. AK Partili Özdağ, şöyle dedi:
"İlaçlarının maliyeti 3 milyon lira. Bu ilaç henüz dünyada deneniyor. Sağlık Bakanlığı ile konuştum. Bununla ilgili komisyon kuruldu. Çalışmalar ışığında 15-20 hastaya ilaç getirme kararı aldılar. Bir tanesi de Zeynep Fatma bebek oldu. Baba bizi çok aradı. Ben bakan yardımcıları, ilgilileri çok aradım. Bu ilacın denenmesinde fayda olduğuna karar verdiler. En azından kaslarda güçlenme meydana getiriyor. Kas erimesini durdurduğunu biliyoruz, ama iyileştirme noktasını zamanla göreceğiz. Mesele para değil, insanlarımızın sağlığı ile parayı karşılaştıramayız. Sağlık Bakanlığı'nın heyeti 'Bu ilacı kullanmasında fayda vardır' dediği için ilaç getirilecek. Çocuğumuz da bu ilacı Ege Üniversitesi'nde kullanacak. İnşallah şifa bulur."
"ANNE VE BABA ÇOK MUTLU"
Sağlık Bakanlığı'nın ilaçla ilgili harekete geçmesi Zeynep Fatma bebeğin anne ve babasını çok sevindirdi. Baba Yusuf Özden, kendileri için bir umut doğduğunu belirterek, "Acil durumdaki, durumu uygun olan çocuklardan 20'sine ilaç geleceğini ve kızımızın da bu kişiler arasında yer aldığını öğrendik. Diğer çocuklar için de devamı gelecek. İlacın biran önce gelmesini bekliyoruz" dedi.

4 Mayıs 2017 Perşembe

12 Eylül Darbe davası düşürüldü

Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, 12 Eylül askeri darbesine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Şahinkaya hakkındaki davanın, sanıkların ölmüş olmaları nedeniyle düşürülmesine karar verildi.

Ankara 10.Ağır Ceza Mahkemesince, 12 Eylül askeri darbesine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ali Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın, sanıkların ölmeleri nedeniyle düşürülmesi kararlaştırıldı.
Yargıtayın, Evren ve Şahinkaya hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin kararı bozmasının ardından tekrar görülmeye başlanan davada karar çıktı. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, müdahillerin son beyanlarını, sanık avukatlarının esas hakkındaki savunmalarını almasının ardından, Evren ve Şahinkaya hakkındaki davanın düşürülmesine karar verildiğini açıkladı.
'Bari apoletlerini sökün'
Müştekilerin avukatları da yaptıkları son savunmada iki sanığın hayatını kaybettiğini, 1632 sayılı Askeri Kanun uyarınca en azından rütbelerinin sökülmesi talebinde bulundu. Verilen aranın ardından mahkeme iki sanık hakkındaki davanın düşürülmesine karar verirken; sanık generaller Evren ve Şahinkaya'nın rütbesinin sökülmesi talebini reddetti.

Kadir Topbaş'ın damadı tahliye edildi

İş adamlarına yönelik FETÖ soruşturmasında tutuklanan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı, sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye edildi.

Topbaş'ın damadı olan Kavurmacı'nın avukatlarının sağlık sorunlarını gerekçe göstererek tahliye talebinde bulunduğu, talebi değerlendiren nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nin de tahliye kararı verdiği belirtildi. Savcılığın tahliyeye itiraz ettiği ancak üst hakimliğin savcılığın itirazını reddettiği belirlendi.
TUSKON'a üye iş adamlarına yönelik aralarında Ömer Faruk Kavurmacı'nın da bulunduğu 86 kişi hakkında hazırlanan iddianame dün Başsavcılık tarafından onaylanmıştı.
 İddianamede, firari şüpheliler Fetullah Gülen, Rıza Nur Meral ve Mustafa Muhammet Günay hakkında "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs ve TBMM'yi ve Hükümeti yıkmaya teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken, aralarında Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de bulunduğu 86 iş adamının da "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi.  DHA

Dudak silikonu faciasında yeni mağdur çıktı

Adana’da internette kendisini estetik uzmanı olarak tanıtan kuaför Soner G.’ye dudak silikonu yaptıran tek kişinin hemşire Merve Keleş olmadığı ortaya çıktı. Soner G.’ye 20 gün önce bin TL karşılığında silikon dolgu yaptırdığını belirten 30 yaşındaki Z.U. da dudaklarını kaybetmemek için tedavi görüyor. 20 gündür dışarı çıkamayan, markete bile peçeyle gidip gelen Z.U., Merve hemşirenin başına gelenleri duyunca savcılığa giderek suç duyurusunda bulunmaya karar verdi.

Habertürk Gazetesi'nden Soner Özcan'ın haberine göre ‘estetik’ kurbanı hemşire Merve Keleş’in şikâyetçi olduğu Soner G.’ye 20 gün önce bin TL karşılığında silikon dolgu yaptırdığını belirten 30 yaşındaki Z.U. da dudaklarını kaybetmemek için tedavi görüyor. Merve Keleş’in başına gelenlerin duyulmasının ardından Z.U. da savcılığa suç duyurusunda bulundu. Merve hemşireye ulaşan 3 kişi, daha Soner G.’nin kendilerine de estetik operasyon yaptığını ve mağdur olduklarını ifade etti.
‘KLİNİK TADİLATTA’
Adana’da yaşayan ev kadını Z.U.’nun başına gelenleri Habertürk’e anlatan ablası A.U., şunları söyledi: “Kardeşimin bir arkadaşı kalçasına ve göğsüne silikon dolgu yaptıracaktı. İnternetten Soner G.’yi bulmuş. İnstagram’da ‘Medical Estetik Uzmanı’ diye sayfası varmış. Telefonda konuşmuşlar. Adam kardeşime ve arkadaşına kendini doktor olarak tanıtıp 3 yıl bu işin eğitimini gördüğünü söylemiş. Onlara da kliniğinin tadilatta olduğunu, isterlerse evde uygulayabileceğini anlatmış. Kardeşimin arkadaşının evinde buluşmuşlar.”
PEÇEYLE DOLAŞIYOR
Soner G.’nin kardeşinden bin TL aldığını dile getiren A.U., şöyle devam etti: “İşlemi o gün hemen evde yapmış. Silikonu enjekte ettikten 1 saat sonra alerjik reaksiyon oluşmuş. Dudakları Merve hemşireninki gibi şişince nedenini sormuş. Soner G. de ‘Enfeksiyon kapmışsın’ demiş. Bir süre enfeksiyon tedavisi gördü. Sonradan alerjik reaksiyon oluştuğu ortaya çıktı. Soner G. dudağa ne enjekte edildiğini bize söylemiyor. Doktorlar maddenin tespit edilmesi için parça alıp biyopsi yaptı. Sonuçlar 2-3 gün sonra belli olacak. Ona göre tedavi yürütülecek. Ama doktorların söylediğine göre en iyi ihtimalle kalıcı iz olacağı. Tedavinin 3 yıl süreceğini söylüyorlar.”
20 gündür dışarı çıkamayan, markete bile peçeyle gidip gelen Z.U., Merve hemşirenin başına gelenleri duyunca savcılığa giderek suç duyurusunda bulunmaya karar verdi.
‘PİŞMAN OLACAĞIM BİR ŞEY YOK’
Cumhuriyet Polis Merkezi’nde ifadesi alınan kuaför Soner G. ise konuyla ilgili daha fazla konuşmak istemediğini söyledi. Kendini savunmaya devam eden Soner G., “Size hesap vermek zorunda değilim. Olay zaten yargıya intikal etti, ifademi verdim. Adam öldürmedim, hırsızlık yapmadım. Utanacağım, pişman olacağım bir şey yok” diye konuştu.

İnternetten film izleyenlere kötü haber

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, internetten yasak olmasına rağmen korsan film izleyenleri etkileyecek çalışma ile ilgili bilgi verdi. Bakan Avcı, "Bir sanat eserini korsan, yasa dışı bir şekilde kullanıyorsanız meslek birliğiyle birlikte sizin internet kullanımınızı yavaşlatmaktan internete erişiminizi yasaklamaya kadar bir dizi tedbir öngörülüyor" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, telif haklarına yönelik yeni yasa taslağıyla, sanatçıların dijital ortamdaki haklarını korumak için, bir savcının başkanlığında Dijital Hak İhlalleriyle Mücadele Merkezi'nin kurulmasını öngördüklerini bildirdi.
Bakan Avcı, Gölbaşı Vilayetler Evinde düzenlenen toplantıda, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin hazırlanan taslak hakkında TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyelerine bilgi verdi. Avcı, bilgilendirmenin ardından basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Avcı, yasa taslağında internette izinsiz paylaşımlara ilişkin hangi düzenlemelerin öngörüldüğüne yönelik soru üzerine, "İnternette usulsüz kullanımla ilgili maddeler var. Mesela bir sanat eserini korsan, yasa dışı bir şekilde kullanıyorsanız meslek birliğiyle birlikte sizin internet kullanımınızı yavaşlatmaktan internete erişiminizi yasaklamaya kadar bir dizi tedbir öngörülüyor." dedi.
30 GÜN SÜREYLE GÖRÜŞE AÇIK OLACAK
Yasa taslağının süreci hakkında bilgi veren Avcı, "Taslak, internet sitemizde 30 gün süreyle görüşlere açık olacak. Bu bir ay içerisinde biz zaten komisyon üyelerimizden de gelen, kamuoyundan gelecek olan görüşleri, değerlendirmeleri alacağız. Son şeklini verip bu yasama dönemi bitmeden inşallah
yasalaştırmak için Meclise göndereceğiz." ifadelerini kullandı. Avcı, sinemacıların yaşadığı sıkıntılara yönelik soru üzerine, sinemacıların, oyuncuların, edebiyatçıların, müzisyenlerin eserlerinin çoğaltılması, dağıtılması gibi alanlarda sıkıntılar bulunduğuna işaret etti.
Oyuncularla ilgili "kölelik anlaşması" olarak da anılan uygulamaların bulunduğunu aktaran Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pek çok sinema sanatçımız bu yüzden ciddi mağduriyetler yaşıyor. Düşünün ki Sefa Önal gibi Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek kadar senaryoya imza atmış bir sinema insanı bile bugün televizyonlarda ve sinemalarda gösterilen bunca filmine rağmen bunlardan herhangi bir telif alamıyor. Dolayısıyla onların bu sorunlarını da çözecek düzenlemeler telif yasasıyla getiriliyor."
'UYARI NİTELİĞİNDE OLACAK'
Avcı, yapılacak düzenlemelerin geçmişe dönük değil bundan sonraki telif hakları için geçerli olacağını kaydetti. Bakan Avcı, gazetecilerin haberlerinin internette izinsiz, imzasız paylaşımına ilişkin taslakta bir düzenleme bulunup bulunmadığına yönelik soruya karşılık, "Sizlerin haberleri, yayınları da telif hukukuna tabi olduğu için korsan üretenlerle ilgili sizler de gerekli yasal yollara başvurabileceksiniz." diye konuştu. Avcı, bir soru üzerine, internetin kapatılmasının veya yavaşlatılması yaptırımının bireysel olduğunu vurgulayarak, korsan kullanım tespit edildiği andan itibaren bireysel olarak internet kullanımının yavaşlatılmasının söz konusu olacağını söyledi. Bunun bir uyarı niteliğinde olacağını anlatan Avcı, eser sahipleriyle ceza mahkemesinde karşı karşıya gelinebileceğinin altını çizdi.
Avcı, yasanın tüm tarafları memnun edip etmeyeceğine ilişkin soru üzerine, "Telif hakları konusu dünyanın hiçbir yerinde ilgili bütün tarafları memnun edecek çözüme ulaştırılmış bir konu değildir. Burada ilgili bütün paydaşlar kendi çıkarlarını olabildiğince yüksekte tutmak istiyor. Dolayısıyla çatışan çıkarlar söz konusu olabiliyor. Bizim yaptığımız, bu alandaki kuralsızlıkları gidermek ve herkesin hak arayışlarına bir hukuki zemin ve çerçeve çizmek." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Avcı, 20'nin üzerinde meslek kuruluşunun, üyesi olsun olmasın, sanatçılarla, üreticilerle ilgili hak takibi yoluna gitmeye kalktığını belirterek, bunun da sahada sanatçıların da hakkını almasını zorlaştıran çok ciddi bir karmaşaya yol açtığını ifade etti. Avcı, taslakta ortak hak arayışına imkan verecek bir düzenleme yaptıklarını anlatarak, şunları kaydetti:
'ORTAK YASAL ZEMİN OLUŞTURULUYOR'
"Meslek kuruluşlarını bir çatı altında toplayarak onların ayrı ayrı bu tür hak arayışlarına gitmemelerini ve kendi aralarındaki paylaşımları tüketicilere yansıtmamalarını sağlayacak bir zemin oluşturuyoruz. Dolayısıyla tüm meslek kuruluşları haklarını alabilecekleri bir şemsiye kuruluşuna kavuşuyorlar. Bununla ilgili ortak yasal zemin oluşturuluyor. Tüketiciler de kiminle muhatap olacaklarını ve kiminle muhatap olurlarsa gerçekten sanatçının, üreticinin hakkını vermiş olacaklarını baştan bilerek lisanslama faaliyetlerine girmiş olacaklar."
Avcı, ortak lisanslamayla işlerin yürütülmesi sonucunda dünyadaki örneklerinde olduğu gibi üretici, sanatçı ve bilim insanlarının telif gelirlerinde ciddi artışlar olabileceğini ifade etti. Bakan Avcı, Antalya'da valiliğin kamuya açık alanlara yönelik aldığı alkol yasağı ve bu konuda yöneltilen eleştirilere ilişkin soru üzerine, Avrupa'da da bazı kamuya açık alanlarda alkol yasağının uygulandığına dikkat çekti. Bu uygulamanın eski bir kararın hatırlatılması olduğunu aktaran Avcı, "Bu, yeni bir düzenleme değil ve Türkiye'ye mahsus bir düzenleme de değil. Dünyanın her yerinde nerede içki içileceği, nerede içilemeyeceği kurallara bağlıdır. Antalya Valiliğinin yaptığı da bu uygulamadır." dedi. Avcı, bunun bir "içki yasağı" olarak lanse edilmesinin doğru olmadığını belirtti.
Telif haklarına ilişkin düzenlemede Sabahattin Ali'nin eserlerine ilişkin haklar konusunda da bir çalışmanın bulunup bulunmayacağı sorulan Avcı, bunun ibretlik bir olay olduğunu vurguladı. Bu konuda Sabahattin Ali'nin kızıyla da görüştüğünü anlatan Avcı, telif haklarının sanatçının ölümünden 70 yıl geçtikten sonra kamuya devredilmesine yönelik uygulamanın bulunduğunu anımsattı. Ali'nin 1949'da öldürüldüğüne fakat uzun bir süre ölümüyle ilgili resmi bir kayıt olmadığı için ölüm ilamının 1953 yılında alındığına dikkat çeken Avcı, ailesinin de telif hakları konusunda 1949 yılını "ölüm yılı" olarak kabul etmek istemediğini aktardı.
'AİLENİN TALEBİ HAKLI'
Avcı, 1949 yılı baz alındığında Sabahattin Ali'nin eserleri için sürenin 2019'da biteceğini bildirerek, bunun yanında 1944 ve 1948'te alınmış iki Bakanlar Kurulu kararıyla Ali'nin iki eserinin 1965 yılına kadar yasaklandığını ve iki kitap için yasaklamanın diğer eserlerin basımını da etkilediğini hatırlattı.
Ailenin, eserlerin bu süre içerisinde de piyasada olmaması sebebiyle söz konusu telif haklarının 1965'ten itibaren uygulanmasını istediğini belirten Avcı, bu sürenin makul olduğunu ifade etti. Avcı, "Bence ailenin bu konudaki talebi haklı. Bizim tartışmaya açtığımız telif hakları kanununda inşallah bununla ilgili bir düzenleme bulunursa bence iyi olur. Bakanlık olarak bizim bu konuda kanaatimiz, en azından iki Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklanmış olmaktan kaynaklı bu mağduriyetin giderilmesi için istisnai bir hüküm geliştirilebilir mi diye çalışıyoruz." diye konuştu.
Bunun genel bir düzenleme olduğunu vurgulayan Avcı, yazarın ölümüyle ilgili bir netlik yoksa veya yasaklanmalardan kaynaklanan bir gecikme olması durumundaki mağduriyetlerin giderilmesine ilişkin bir düzenleme düşünüldüğünü dile getirdi. Bu süreçte yargının, Ali'nin eserlerinin telif hakkı süresinin 2019'da dolmasına yönelik karar da verebileceğini aktaran Avcı, "Bence burada Türk yayıncıları örnek davranış sergilemeli ve hukuken, yasal olarak böyle bir hak olsa bile bu 21 yıl boyunca, yasaklı olduğu süre boyunca en azından Sabahattin Ali'nin kitaplarına kamu malı muamelesi yapmamayı yayıncı birlikleri ve yayıncılar ortak bir tavır olarak benimsemeli. Bence çok yakışır ve Sabahattin Ali'nin hatırasına da denk düşen bir uygulama olur." şeklinde konuştu.
'SAVCILIK HIZLICA MÜDAHALE EDECEK'
Bakan Avcı, sanatçıların eserlerine internette çok rahat ulaşılabilinmesine yönelik nasıl bir yenilik getirileceği sorusuna karşılık da bugünün teknolojik imkanlarıyla kimin yasal kimin yasal olmayan hangi esere ulaştığını tespit edebildiklerini anlattı. Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(Eserlerim internet üzerinden korsan paylaşıma açılıyor) bilgisi ulaştığı anda biz bunu takibat altına alıyoruz. Nasıl alıyoruz? Bir merkez kuruyoruz, yasa taslağımızda bu var, Dijital Hak İhlalleriyle Mücadele Merkezi. Yani sanatçıların dijital ortamlardaki haklarını korumak üzere bir merkez kuruyoruz ve bu merkezin başında bir savcı olacak. Münhasıran bu konularla ilgili savcılık hemen hızlıca müdahale edebilecek."
Bakan Avcı, günlük ihtiyaçlara hemen cevap verebilecek konuları gözeterek bazı noktaları yönetmeliğe bıraktıklarını, teknolojik gelişmeler ve güncel durum dikkate alınarak yönetmelik değişikliklerinin daha kolay gerçekleştirebileceğini kaydetti. Hürriyet