Yazar Beki İkala Erikli’yi ofisinin bulunduğu apartmanda öldüren ve 26 saat sonra suç aleti tabancayla birlikte yakalanan Sinem Koç (31) çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.
Koç, polisteki sorgusunda, Erikli’nin kitaplarını okuduktan sonra dengesinin bozulduğunu belirterek, “İnsanlara zararlı bir kişi olduğu kanaatine vardım. Başkalarına zarar vermesin diye öldürmeye karar verdim” dedi. Eşinden 4 yıl önce boşandıktan sonra annesiyle yaşamaya başlayan Sinem Koç, dün adliyeye sevk edildi.
Hakim: İntihar eğilimi var
Sinem Koç, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde şunları söyledi: “Beki İkala’nın seminerlerine katıldım. Sonra şeytan ve diğer varlıkları görmeye başladım. İki aydır uyuyamıyordum. Öldürmekle bir çok kişinin aynı problemleri yaşamasını engellemiş oldum.”
Koç’un “kasten öldürmek”ten tutuklanmasına karar veren hakim, ayrıca “intihar eğiliminin bulunduğu, ifadesi sırasında ellerini açıp kapatmak, ağlamak, sabit bir noktaya bakmak gibi sıradışı hareketlerde bulunduğunu da tutanağa geçirdi. Hakimlik, Koç’un akıl dengesinin yerinde olup olmadığının ve bu kişinin davranışları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi için bir sağlık kuruluşunda gözlem altına alınmasına karar verdi.
Üzerinden not çıktı
Koç’un yakalandığında üzerinden intihar notu çıktı. Notta, “Çok güzel bir hayatım vardı. Bu kadını tanıyana kadar. Meleklerle Yaşamak kitabı beni çok cezbetti, okuduktan sonra hayatım mahvoldu. Güzel kahkahalarım vardı hepsini aldı, uykularımı çaldı. Bu kadını öldürdüm şimdi kendimi öldürüyorum.”
'Sen enerji bedeni ne biliyor musun?'
Savcıya ifade vermek için bekletilen Sinem Koç, yanındaki kadın polislerden ısrarla kelepçelerinin çıkarılmasını istedi. Koç kadın polislere, “Sıkı tutma elimi, çek elini. Senin gibi bir insan değilim. Enerji bedeni ne biliyor musun” dedi. Koç’un oldukça rahat tavırlar sergilediği ve beklediği süre boyunca kafasını aşağı yukarı sallayarak kendi kendine bir şeyler söylediği gözlemlendi. Hürriyet
18 Aralık 2016 Pazar
17 Aralık 2016 Cumartesi
Bursa'da tehlikeli gerginlik, HDP binasını ateşe verdiler
Bursa'da HDP Yıldırım İlçe Başkanlığı'nin binası, kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildi. İtfaiyenin müdahalesi sonucu söndürülen yangında, bina kullanılmaz hale geldi.
Bursa'da HDP Yıldırım İlçe Başkanlığı'nin binası, kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildi. İtfaiyenin müdahalesi sonucu söndürülen yangında, bina kullanılmaz hale geldi. Merkez Yıldırım İlçesi Ankara yolu üzerindeki HDP İlçe Başkanlığı'na giren kimliği belirsiz kişiler, kapı ve pencereleri kırıp eşyalara zarar verdikten sonra binayı ateşe verdi. Şüpheliler kaçarken, ihbar üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.
Polis çalışma başlattı
Polis bina çevresinde önlem alırken, itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu yangın, kısa sürede söndürüldü. Bursa İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Yangında bina kullanılmaz hale gelirken, polis, kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. DHA
Bursa'da HDP Yıldırım İlçe Başkanlığı'nin binası, kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildi. İtfaiyenin müdahalesi sonucu söndürülen yangında, bina kullanılmaz hale geldi. Merkez Yıldırım İlçesi Ankara yolu üzerindeki HDP İlçe Başkanlığı'na giren kimliği belirsiz kişiler, kapı ve pencereleri kırıp eşyalara zarar verdikten sonra binayı ateşe verdi. Şüpheliler kaçarken, ihbar üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.
Polis çalışma başlattı
Polis bina çevresinde önlem alırken, itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu yangın, kısa sürede söndürüldü. Bursa İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Yangında bina kullanılmaz hale gelirken, polis, kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. DHA
Çocukları sosyal medyada korkutup taciz eden adam tutuklandı
Tekirdağ'da sosyal medya üzerinden çocuklarla iletişime geçip onları korkutarak cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 33 yaşındaki G.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. G.K.'nin en son 2 kız çocuğundan cinsel içerikli fotoğraf ve görüntü istediği öne sürüldü.
Tekirdağ’da sosyal medya üzerinden çocuklarla iletişime geçip onları korkutarak, cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu .Edinilen bilgiye göre Tekirdağ’da sosyal medyadan yaşları 9 ile 15 arasında değişen çocuklarla iletişim kurarak, cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 33 yaşındaki G.K. 2 kız çocuğuyla iletişime geçti.
Aileler şikayetçi oldu
Sosyal medya üzerinden 2 kız çocuğuyla iletişim kuran G.K. çocuklara baskı kurarak ve korkutarak onlardan cinsel içerikli fotoğraf ve görüntü istedi. Çocukları tarafından durumdan haberdar olan aileler ise durumu polis ekiplerine bildirdi. Bunun üzerine hareket geçen polis ekipleri, G.K.’yi kaldığı evde kıskıvrak yakaladı. Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan G.K. emniyetteki işlemlerinin ardından, adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen G.K. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Tekirdağ’da sosyal medya üzerinden çocuklarla iletişime geçip onları korkutarak, cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu .Edinilen bilgiye göre Tekirdağ’da sosyal medyadan yaşları 9 ile 15 arasında değişen çocuklarla iletişim kurarak, cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 33 yaşındaki G.K. 2 kız çocuğuyla iletişime geçti.
Aileler şikayetçi oldu
Sosyal medya üzerinden 2 kız çocuğuyla iletişim kuran G.K. çocuklara baskı kurarak ve korkutarak onlardan cinsel içerikli fotoğraf ve görüntü istedi. Çocukları tarafından durumdan haberdar olan aileler ise durumu polis ekiplerine bildirdi. Bunun üzerine hareket geçen polis ekipleri, G.K.’yi kaldığı evde kıskıvrak yakaladı. Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan G.K. emniyetteki işlemlerinin ardından, adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen G.K. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İşveren uzlaşmak için işçiye ev verebilecek
Yeni yılda işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan zorunlu arabuluculukla bir satte çözüme kavuşturulabilecek. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi ilk kez öngörülen farklı yöntemlerle anlaşma sağlanabilecek.
Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve milyonlarca çalışanı ilgilendiren İş Mahkemeleri Kanunu Tasarı Taslağı’nda sona gelindi. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katıldığı Üçlü Danışma Kurulu toplantısında taslak tartışıldı. Öneriler doğrultusunda taslağa son şeklini Adalet Bakanlığı verecek.
Taslağa göre kanundan, bireysel ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatları ile işe iade taleplerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu olacak. Tarafların ilk 2 saatlik arabulucu huzurunda görüşme ücreti Hazine tarafından, iki saati aşan kısmın ücreti ise taraflar tarafından eşit şekilde karşılanacak. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesinde dava açabilecek. Arabulucudan önce doğrudan mahkemeye gidilemeyecek.
Az masrafla çözümler
Zorunlu arabuluculuk uygulaması ile birlikte iş uyuşmazlıklarının, kısa süre içinde ve daha az masrafla çözümlenmesine imkan sağlanacak. Arabuluculuk müzakerelerinin gizli yapılacak olması nedeniyle iki tarafın sırları korunacak. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin, çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi değişik yöntemlerle anlaşmalar sağlanabilecek.
Dosyalar Yargıtay'da birikiyor
Adalet Bakanlığı verilerine göre iş davalarının görülme süresi ortalama 14 ay, Yargıtay’a gönderilen dosyalar için ise bu süre, işe iade davalarında 5 ay, işçi alacaklarına ilişkin davalarda 2 yıl, hizmet tespiti davalarında 6 ay, rücu davalarında ise 1 yıl olduğu tespit edildi. Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi durumunda İş Mahkemelerinin iş yükünde büyük bir azalma olacak. Bakanlık verilerine göre, 2014 yılında 424 bin 890, 2015 yılında ise 455 bin 984 dosya iş mahkemelerinde görüldü. Hukuk mahkemelerinin toplam iş yükünün yüzde 18’i, iş uyuşmazlıklarından oluşuyor. Yargıtay’da sadece bu işe bakan 5 daire, toplam hukuk davalarının yüzde 31’ini inceliyor.
1 saatte çözüm planı
Yeni düzenleme ile işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan 1 günde ilk 1 saat içinde davaya gerek kalmadan ücretsiz çözüme kavuşturulabilecek. Örneğin işçi alacaklarına ilişkin 2 yıl süren iş davaları, yasa yürürlüğe girince mahkemeden önce zorunlu olarak arabulucuya gidecek. İşçi ve işveren tarafı, ücreti Hazine tarafından ödenecek arabulucu huzurunda görüşmede uzlaşma arayacak. Bu uzlaşma sağlanırsa tazminat alacağı konusu bir saatte çözülebilecek. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesine gidip dava açabilecek.
Yüzde 97 başarılı
Adalet Bakanlığı tarafından alternatif çözüm yolu olarak getirilen ‘Arabuluculuk’ 3 yıldır uygulamada bulunuyor. İş mahkemeleri dışında kullanılan arabuluculuk yöntemine yaklaşık 3 yılda başvurulan 5 bin 289 dosyanın 5 bin 46’sında anlaşma sağlandı. Arabuluculara gelen başvuruların 4 bin 222’sini (yüzde 80) işçi-işveren uyuşmazlıkları oluşturuyor. İş uyuşmazlıklarındaki arabuluculuğa giden dosyaların yüzde 97’sinde taraflar uzlaşarak mahkemeye gitmeden çözüm buluyor. cnntürk
Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve milyonlarca çalışanı ilgilendiren İş Mahkemeleri Kanunu Tasarı Taslağı’nda sona gelindi. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katıldığı Üçlü Danışma Kurulu toplantısında taslak tartışıldı. Öneriler doğrultusunda taslağa son şeklini Adalet Bakanlığı verecek.
Taslağa göre kanundan, bireysel ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatları ile işe iade taleplerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu olacak. Tarafların ilk 2 saatlik arabulucu huzurunda görüşme ücreti Hazine tarafından, iki saati aşan kısmın ücreti ise taraflar tarafından eşit şekilde karşılanacak. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesinde dava açabilecek. Arabulucudan önce doğrudan mahkemeye gidilemeyecek.
Az masrafla çözümler
Zorunlu arabuluculuk uygulaması ile birlikte iş uyuşmazlıklarının, kısa süre içinde ve daha az masrafla çözümlenmesine imkan sağlanacak. Arabuluculuk müzakerelerinin gizli yapılacak olması nedeniyle iki tarafın sırları korunacak. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin, çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi değişik yöntemlerle anlaşmalar sağlanabilecek.
Dosyalar Yargıtay'da birikiyor
Adalet Bakanlığı verilerine göre iş davalarının görülme süresi ortalama 14 ay, Yargıtay’a gönderilen dosyalar için ise bu süre, işe iade davalarında 5 ay, işçi alacaklarına ilişkin davalarda 2 yıl, hizmet tespiti davalarında 6 ay, rücu davalarında ise 1 yıl olduğu tespit edildi. Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi durumunda İş Mahkemelerinin iş yükünde büyük bir azalma olacak. Bakanlık verilerine göre, 2014 yılında 424 bin 890, 2015 yılında ise 455 bin 984 dosya iş mahkemelerinde görüldü. Hukuk mahkemelerinin toplam iş yükünün yüzde 18’i, iş uyuşmazlıklarından oluşuyor. Yargıtay’da sadece bu işe bakan 5 daire, toplam hukuk davalarının yüzde 31’ini inceliyor.
1 saatte çözüm planı
Yeni düzenleme ile işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan 1 günde ilk 1 saat içinde davaya gerek kalmadan ücretsiz çözüme kavuşturulabilecek. Örneğin işçi alacaklarına ilişkin 2 yıl süren iş davaları, yasa yürürlüğe girince mahkemeden önce zorunlu olarak arabulucuya gidecek. İşçi ve işveren tarafı, ücreti Hazine tarafından ödenecek arabulucu huzurunda görüşmede uzlaşma arayacak. Bu uzlaşma sağlanırsa tazminat alacağı konusu bir saatte çözülebilecek. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesine gidip dava açabilecek.
Yüzde 97 başarılı
Adalet Bakanlığı tarafından alternatif çözüm yolu olarak getirilen ‘Arabuluculuk’ 3 yıldır uygulamada bulunuyor. İş mahkemeleri dışında kullanılan arabuluculuk yöntemine yaklaşık 3 yılda başvurulan 5 bin 289 dosyanın 5 bin 46’sında anlaşma sağlandı. Arabuluculara gelen başvuruların 4 bin 222’sini (yüzde 80) işçi-işveren uyuşmazlıkları oluşturuyor. İş uyuşmazlıklarındaki arabuluculuğa giden dosyaların yüzde 97’sinde taraflar uzlaşarak mahkemeye gitmeden çözüm buluyor. cnntürk
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milli seferberlik ruhuyla mücadele edeceğiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri'deki saldırıyla ilgili konuştu. Erdoğan, 'Terör eylemleri, asker ve polislerimizle birlikte 79 milyon vatandaşımızın tamamını hedef almaktadır. Teröre karşı milli seferberlik ruhuyla mücadele edeceğiz'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah 13 askerin şehit olduğu 55 kişinin yaralandığı Kayseri saldırısı hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kayseri'de yaşanan bombalı saldırı ile ilgili yazılı açıklaması şöyle:
"Bugün Kayseri'de, çarşı iznine çıkan askerlerimizin bulunduğu halk otobüsünü hedef alan bir canlı bomba saldırısı yapılmıştır. 13 şehidimiz ve 55 yaralımız vardır. Geçtiğimiz Cumartesi gecesi İstanbul'da Beşiktaş'ta yaşanan hadise neticesinde halen yüreklerimiz yanarken, Kayseri'de yapılan bu bombalı saldırı acımızı daha da artırmıştır. Terör eylemleri, asker ve polislerimizle birlikte 79 milyon vatandaşımızın tamamını hedef almaktadır. Türkiye, terör örgütlerinin ortak saldırısı altındadır. Özellikle bölücü terör örgütü, tüm imkanlarını kullanmaktadır. Eylemlerin biçimi ve hedefleri, bölücü terör örgütünün asıl gayesinin Türkiye'nin önünü kesmek, ayağına çelme takmak, gücünü ve enerjisini başka yönlere yoğunlaştırmak olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır.
Maruz kaldığımız bu saldırıların, bölgemizde yaşanan olaylardan, özellikle Suriye ve Irak'taki gelişmelerden, hatta ekonomideki dalgalanmalardan bağımsız olmadığını biliyoruz. Bu terör örgütlerine karşı, milletimizle birlikte, bir milli seferberlik ruhu içerisinde hep birlikte kararlılıkla mücadele edeceğiz. Gün farklılıklar üzerinden kısır çekişmelerle enerjimizi heba etme, kavga etme değil, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ilkeleri çerçevesinde bir olma, beraber olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma günüdür. Kayseri'deki saldırıda hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." cnntürk
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah 13 askerin şehit olduğu 55 kişinin yaralandığı Kayseri saldırısı hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kayseri'de yaşanan bombalı saldırı ile ilgili yazılı açıklaması şöyle:
"Bugün Kayseri'de, çarşı iznine çıkan askerlerimizin bulunduğu halk otobüsünü hedef alan bir canlı bomba saldırısı yapılmıştır. 13 şehidimiz ve 55 yaralımız vardır. Geçtiğimiz Cumartesi gecesi İstanbul'da Beşiktaş'ta yaşanan hadise neticesinde halen yüreklerimiz yanarken, Kayseri'de yapılan bu bombalı saldırı acımızı daha da artırmıştır. Terör eylemleri, asker ve polislerimizle birlikte 79 milyon vatandaşımızın tamamını hedef almaktadır. Türkiye, terör örgütlerinin ortak saldırısı altındadır. Özellikle bölücü terör örgütü, tüm imkanlarını kullanmaktadır. Eylemlerin biçimi ve hedefleri, bölücü terör örgütünün asıl gayesinin Türkiye'nin önünü kesmek, ayağına çelme takmak, gücünü ve enerjisini başka yönlere yoğunlaştırmak olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır.
Maruz kaldığımız bu saldırıların, bölgemizde yaşanan olaylardan, özellikle Suriye ve Irak'taki gelişmelerden, hatta ekonomideki dalgalanmalardan bağımsız olmadığını biliyoruz. Bu terör örgütlerine karşı, milletimizle birlikte, bir milli seferberlik ruhu içerisinde hep birlikte kararlılıkla mücadele edeceğiz. Gün farklılıklar üzerinden kısır çekişmelerle enerjimizi heba etme, kavga etme değil, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ilkeleri çerçevesinde bir olma, beraber olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma günüdür. Kayseri'deki saldırıda hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." cnntürk
Devlet Bahçeli, "Terör her yerde, teröristler her taraftadır"
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kayseri'de gerçekleşen terör saldırısına ilişkin, "Terör her yerde, teröristler her taraftadır" açıklamasında bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kayseri'de gerçekleşen terör saldırısına ilişkin açıklama yaptı.
Devlet Bahçeli'nin açıklaması şöyle,
"Türk milleti felaket üstüne felaket yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti korkunç ve kanlı nitelikli kolektif bir terör kuşatması altındadır. Her Türk vatandaşımız, vicdan ve vatan sevgisine sahip her insanımız terörizmin hain saldırılarına karşı nefret ve öfke doludur.
Artık bıçak kemiği delmiş, sabır taşı çatlamış, tahammül eşiği geçilmiştir. Bugün Kayseri'de, acımasız terörist eylem serisine bir yenisi daha eklenmiştir. Sabah saatlerinde, Kayseri Komando Tugay Komutanlığı'ndan izne çıkan er ve erbaşlarımızı taşıyan araca canlı bomba saldırısı düzenlenmiştir. Ne acıdır ki, 13 evladımız şehit, 6'sı ağır olmak üzere 55 evladımız da yaralanmıştır.
Geçen hafta Beşiktaş'ta vuku bulan menfur saldırının acıları henüz sarılmamışken, 44 şehidimizin hüznü henüz çok yeniyken, bu defa da Kayseri'de ortaya çıkan teröristler milletimizi bir kez daha can evinden vurmuşlardır. Kayseri'de yerleşik 1.Komando Tugayı'nın terörle mücadelede aktif ve yüksek bir payı olduğu göz önüne alındığında, saldırının hedef ve stratejisinin muhtevası net bir şekilde anlaşılacaktır. Terör her yerde, teröristler her taraftadır. Bundan böyle teröre karşı mücadele tüm vatan sathında, devletin bütün imkan ve kuvvetinin öncülüğünde, milli dayanışma ruh ve fedakarlığıyla yerine getirilmelidir. Türkiye'nin beka ve birliğine yönelmiş ağır tehditlerin yok edilmesi ve odağında imhası muhakkak sağlanmalıdır. "
"ELBETTE TÜRKİYE, TERÖRLE MÜCADELESİNDE HAKLI VE MEŞRUDUR"
"Bomba yüklü araçları, bedenlerine bomba sarmış alçakları milletimizin üzerine gönderen iç ve dış mihraklarla çok etkin, çok çetin ve acımasız bir mücadele süratle devreye alınmalıdır. Gerek vatan topraklarında, gerekse de sınır ötesinde, terörün ürediği kaynakları tamamen kurutmak amacıyla olağanüstü bir irade ve kararlılık sergilenmelidir. Karşımıza kim çıkarsa çıksın tesirsiz hale getirmek şarttır. Elbette Türkiye, terörle mücadelesinde haklı ve meşrudur.
Bilinsin ki, demokrasi, özgürlük ve insan hakları iddialarının ardına saklanarak terörle mücadeleyi sekteye uğratmaya çabalayan bölücü ve yıkıcı çevrelerin gerçek kirli yüz ve niyetleri gün gibi meydandadır. Açıktır ki, ülkemizin Suriye ve Irak'a dönüştürülmesi konusunda rekabet halinde olan dış güçlere, derin bağlantılara, kiralık çetelere, işbirlikçi oluşumlara merhamet gösterilmesi, boyun eğilmesi zulme ortak olmak anlamına gelecektir.
Türk milletinin böyle bir acizliği ve teslimiyeti kabul etmesi düşünülemeyecektir. Terörizm varlığımıza kast etmek için yarıştadır. Terörizm bin yıllık kardeşlik hukukunu bozmak, fitili tutuşturulmak istenen etnik ve mezhep kaosunu tırmandırmak için çırpınmaktadır. Ortadoğu'nun haritasını yeni baştan çizmek için masaya kurulan, iş başı yapan zalim güçlerin en temel gayesi Türkiye'yi çözmek ve çöküşünü sağlamaktır."
"TERÖRÜN PANZEHRİ MİLLİ BİRLİK VE KUCAKLAŞMA HALİNİ GÜÇLENDİRMEKTİR"
"Nihai gaye Kürdistan'dır. Oynanan oyun hiç kuşku yok ki vahşidir. Türk milleti tamamıyla terör namlusunun karşısındadır. Her hafta patlayan bombalar, devletin inandırıcılığını sorgulatmakla kalmayıp provokasyon ihtimalini de arttırmaktadır. İç savaş şartlarını oluşturmak için yoğun ve şeytani planlar yapanlara karşı her zamankinden daha fazla bir ve beraber olmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Düşmanları sevindirmemek lazımdır.
Türkiye'ye tuzak kurmak için her fırsatı değerlendirenlere koz vermemek için Türk milleti yediden yetmişe, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine milli bir uyanışla kenetlenmeli, hıyaneti emelleriyle birlikte def etmelidir. Terörün panzehri milli birlik ve kucaklaşma halini güçlendirmektir. Siyasi ve ideolojik farklılıkların ikinci plana atılması, suni anlaşmazlıkların geride bırakılması acilen sağlanmalı; Türk milleti ortak mukadderatını, tarihsel miras ve emanetlerini cansiperane savunmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ni terörle alt ve tasfiye etmek için pusuda bekleyenlere milletin kudret ve azameti gösterilmelidir.
Aksi halde yıkım ve parçalanma tufanı kapımıza dayanmıştır. Teröre destek veren, terörün büyümesi ve kök salması için açık veya gizli mücadele yürüten siyasetçisinden sanatçısına kadar kim olursa olsun yakasından tutmak, hak ettikleri cezayı kesmek devletin tarihi görevidir."
"İLGİLİLERDEN HESAP SORULMASI GEREKTİĞİ TARTIŞMASIZ ORTADADIR"
"Kayseri'de hepimizi kedere boğan saldırının asıl faillerinin deşifre edilmesinin yanı sıra, askerlerimizi tedbirsiz şekilde izne çıkartan, lazım gelen güvenlik önlemlerini sırasıyla almayan sorumlular hakkında da adli ve idari işlemler yapılmalıdır. İstihbarat ve güvenlik zaaflarından doğan boşluğu kullanarak bombacıların ülkemizde cirit attığı, bu itibarla ilgililerden hesap sorulması gerektiği tartışmasız ortadadır. Milletimizin daha fazla kaybıyla birlikte, otomatiğe bağlanan cinayetlere milli ruhun daha fazla katlanmasını hiç kimse beklememelidir. Çünkü hiçbir millet, hiçbir toplum bu kadar ağır bir yükü uzun süre kaldıramayacaktır. Bu düşüncelerle, Kayseri'de şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı niyaz ediyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum. Tekrar vurguluyor, tekrar haykırıyorum ki, Türkiye'yi bölmeye, milleti birbirine düşürmeye hiçbir alçak ve namert hevesin gücü yetmeyecektir. Şanlı tarihimizde görüldüğü üzere, bir öldüysek bin doğacağımızı, şehit ve şühedanın hatırasına yüz çevirmeyeceğimizi, vatan ve bayrağa yan gözle bakan eşkıya ve ortaklarını perişan edeceğimizi herkesin bilmesinde fayda görüyorum." ntvmsnc
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kayseri'de gerçekleşen terör saldırısına ilişkin açıklama yaptı.
Devlet Bahçeli'nin açıklaması şöyle,
"Türk milleti felaket üstüne felaket yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti korkunç ve kanlı nitelikli kolektif bir terör kuşatması altındadır. Her Türk vatandaşımız, vicdan ve vatan sevgisine sahip her insanımız terörizmin hain saldırılarına karşı nefret ve öfke doludur.
Artık bıçak kemiği delmiş, sabır taşı çatlamış, tahammül eşiği geçilmiştir. Bugün Kayseri'de, acımasız terörist eylem serisine bir yenisi daha eklenmiştir. Sabah saatlerinde, Kayseri Komando Tugay Komutanlığı'ndan izne çıkan er ve erbaşlarımızı taşıyan araca canlı bomba saldırısı düzenlenmiştir. Ne acıdır ki, 13 evladımız şehit, 6'sı ağır olmak üzere 55 evladımız da yaralanmıştır.
Geçen hafta Beşiktaş'ta vuku bulan menfur saldırının acıları henüz sarılmamışken, 44 şehidimizin hüznü henüz çok yeniyken, bu defa da Kayseri'de ortaya çıkan teröristler milletimizi bir kez daha can evinden vurmuşlardır. Kayseri'de yerleşik 1.Komando Tugayı'nın terörle mücadelede aktif ve yüksek bir payı olduğu göz önüne alındığında, saldırının hedef ve stratejisinin muhtevası net bir şekilde anlaşılacaktır. Terör her yerde, teröristler her taraftadır. Bundan böyle teröre karşı mücadele tüm vatan sathında, devletin bütün imkan ve kuvvetinin öncülüğünde, milli dayanışma ruh ve fedakarlığıyla yerine getirilmelidir. Türkiye'nin beka ve birliğine yönelmiş ağır tehditlerin yok edilmesi ve odağında imhası muhakkak sağlanmalıdır. "
"ELBETTE TÜRKİYE, TERÖRLE MÜCADELESİNDE HAKLI VE MEŞRUDUR"
"Bomba yüklü araçları, bedenlerine bomba sarmış alçakları milletimizin üzerine gönderen iç ve dış mihraklarla çok etkin, çok çetin ve acımasız bir mücadele süratle devreye alınmalıdır. Gerek vatan topraklarında, gerekse de sınır ötesinde, terörün ürediği kaynakları tamamen kurutmak amacıyla olağanüstü bir irade ve kararlılık sergilenmelidir. Karşımıza kim çıkarsa çıksın tesirsiz hale getirmek şarttır. Elbette Türkiye, terörle mücadelesinde haklı ve meşrudur.
Bilinsin ki, demokrasi, özgürlük ve insan hakları iddialarının ardına saklanarak terörle mücadeleyi sekteye uğratmaya çabalayan bölücü ve yıkıcı çevrelerin gerçek kirli yüz ve niyetleri gün gibi meydandadır. Açıktır ki, ülkemizin Suriye ve Irak'a dönüştürülmesi konusunda rekabet halinde olan dış güçlere, derin bağlantılara, kiralık çetelere, işbirlikçi oluşumlara merhamet gösterilmesi, boyun eğilmesi zulme ortak olmak anlamına gelecektir.
Türk milletinin böyle bir acizliği ve teslimiyeti kabul etmesi düşünülemeyecektir. Terörizm varlığımıza kast etmek için yarıştadır. Terörizm bin yıllık kardeşlik hukukunu bozmak, fitili tutuşturulmak istenen etnik ve mezhep kaosunu tırmandırmak için çırpınmaktadır. Ortadoğu'nun haritasını yeni baştan çizmek için masaya kurulan, iş başı yapan zalim güçlerin en temel gayesi Türkiye'yi çözmek ve çöküşünü sağlamaktır."
"TERÖRÜN PANZEHRİ MİLLİ BİRLİK VE KUCAKLAŞMA HALİNİ GÜÇLENDİRMEKTİR"
"Nihai gaye Kürdistan'dır. Oynanan oyun hiç kuşku yok ki vahşidir. Türk milleti tamamıyla terör namlusunun karşısındadır. Her hafta patlayan bombalar, devletin inandırıcılığını sorgulatmakla kalmayıp provokasyon ihtimalini de arttırmaktadır. İç savaş şartlarını oluşturmak için yoğun ve şeytani planlar yapanlara karşı her zamankinden daha fazla bir ve beraber olmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Düşmanları sevindirmemek lazımdır.
Türkiye'ye tuzak kurmak için her fırsatı değerlendirenlere koz vermemek için Türk milleti yediden yetmişe, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine milli bir uyanışla kenetlenmeli, hıyaneti emelleriyle birlikte def etmelidir. Terörün panzehri milli birlik ve kucaklaşma halini güçlendirmektir. Siyasi ve ideolojik farklılıkların ikinci plana atılması, suni anlaşmazlıkların geride bırakılması acilen sağlanmalı; Türk milleti ortak mukadderatını, tarihsel miras ve emanetlerini cansiperane savunmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ni terörle alt ve tasfiye etmek için pusuda bekleyenlere milletin kudret ve azameti gösterilmelidir.
Aksi halde yıkım ve parçalanma tufanı kapımıza dayanmıştır. Teröre destek veren, terörün büyümesi ve kök salması için açık veya gizli mücadele yürüten siyasetçisinden sanatçısına kadar kim olursa olsun yakasından tutmak, hak ettikleri cezayı kesmek devletin tarihi görevidir."
"İLGİLİLERDEN HESAP SORULMASI GEREKTİĞİ TARTIŞMASIZ ORTADADIR"
"Kayseri'de hepimizi kedere boğan saldırının asıl faillerinin deşifre edilmesinin yanı sıra, askerlerimizi tedbirsiz şekilde izne çıkartan, lazım gelen güvenlik önlemlerini sırasıyla almayan sorumlular hakkında da adli ve idari işlemler yapılmalıdır. İstihbarat ve güvenlik zaaflarından doğan boşluğu kullanarak bombacıların ülkemizde cirit attığı, bu itibarla ilgililerden hesap sorulması gerektiği tartışmasız ortadadır. Milletimizin daha fazla kaybıyla birlikte, otomatiğe bağlanan cinayetlere milli ruhun daha fazla katlanmasını hiç kimse beklememelidir. Çünkü hiçbir millet, hiçbir toplum bu kadar ağır bir yükü uzun süre kaldıramayacaktır. Bu düşüncelerle, Kayseri'de şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı niyaz ediyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum. Tekrar vurguluyor, tekrar haykırıyorum ki, Türkiye'yi bölmeye, milleti birbirine düşürmeye hiçbir alçak ve namert hevesin gücü yetmeyecektir. Şanlı tarihimizde görüldüğü üzere, bir öldüysek bin doğacağımızı, şehit ve şühedanın hatırasına yüz çevirmeyeceğimizi, vatan ve bayrağa yan gözle bakan eşkıya ve ortaklarını perişan edeceğimizi herkesin bilmesinde fayda görüyorum." ntvmsnc
Kılıçdaroğlu: Bu oyuna kimse gelmemeli
Kayseri'deki terör saldırısının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım'ı arayarak taziyelerini iletti. Kılıçdaroğlu "Terör konusunda dik ve onurlu durursak, teröre boyun eğmezsek bu olayı aşarız" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Valisi Süleyman Kamçı'yı telefonla arayarak, Kayseri'degerçekleşen terör saldırısına ilişkin bilgi aldı.
CHP Basın Birimi'nden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, terör saldırısı nedeniyle Vali Kamçı'ya başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti
BAŞBAKAN'LA DA GÖRÜŞTÜ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Kayseri Valisi Kamçı'yla yaptığı görüşmenin ardından Başbakan Binali Yıldırım'ı da aradı. Saldırıya ilişkin taziyelerini ve dayanışma dileklerini ileten Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan'dan gelişmelere ilişkin bilgi aldı.
KILIÇDAROĞLU: BU OYUNA KİMSE GELMEMELİ
CHP lideri daha sonra kameralar karşısına geçerek açıklama yaptı. Saldırıyı kınayan Kemal Kılıçdaroğlu birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada, "Terör konusunda dik ve onurlu durursak, teröre boyun eğmezsek bu olayı aşarız. Teröristler amaçlarına ulaşmak için toplumda yılgınlık yaratmak, karışıklık yaratmak, toplumu birbirine düşürmek isterler. Toplum olarak teröre karşı mücadele edeceğiz. Bu oyuna hiç kimse gelmemeli. Hepimiz dik, onurlu, vakur bir duruş sergilemek zorundayız. Daha önce de söyledim güvenlik güçlerine sıkılmış bir kurşun millete sıkılmış bir kurşundur. Yapılan her eylem millete yapılmış bir eylemdir.
Şehitlerimiz var, biz ne dersek diyelim ateş düştüğü yeri yakar. İnşallah bu son olur ve Türkiye bir daha böyle olaylarla karşı karşıya gelmez" ifadelerini kullandı. ntvmsnc
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Valisi Süleyman Kamçı'yı telefonla arayarak, Kayseri'degerçekleşen terör saldırısına ilişkin bilgi aldı.
CHP Basın Birimi'nden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, terör saldırısı nedeniyle Vali Kamçı'ya başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti
BAŞBAKAN'LA DA GÖRÜŞTÜ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Kayseri Valisi Kamçı'yla yaptığı görüşmenin ardından Başbakan Binali Yıldırım'ı da aradı. Saldırıya ilişkin taziyelerini ve dayanışma dileklerini ileten Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan'dan gelişmelere ilişkin bilgi aldı.
KILIÇDAROĞLU: BU OYUNA KİMSE GELMEMELİ
CHP lideri daha sonra kameralar karşısına geçerek açıklama yaptı. Saldırıyı kınayan Kemal Kılıçdaroğlu birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada, "Terör konusunda dik ve onurlu durursak, teröre boyun eğmezsek bu olayı aşarız. Teröristler amaçlarına ulaşmak için toplumda yılgınlık yaratmak, karışıklık yaratmak, toplumu birbirine düşürmek isterler. Toplum olarak teröre karşı mücadele edeceğiz. Bu oyuna hiç kimse gelmemeli. Hepimiz dik, onurlu, vakur bir duruş sergilemek zorundayız. Daha önce de söyledim güvenlik güçlerine sıkılmış bir kurşun millete sıkılmış bir kurşundur. Yapılan her eylem millete yapılmış bir eylemdir.
Şehitlerimiz var, biz ne dersek diyelim ateş düştüğü yeri yakar. İnşallah bu son olur ve Türkiye bir daha böyle olaylarla karşı karşıya gelmez" ifadelerini kullandı. ntvmsnc
Abdullah Gül: Teröre boyun eğmeyeceğiz
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayseri'deki terör saldırısıyla ilgili “Saldırıyı yapanlara lanet olsun. Devletimiz ve aziz milletimiz asla teröre boyun eğmeyecek" dedi.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, halk otobüsünün geçişi sırasında bomba yüklü aracın patlatılmasıyla gerçekleşen terör saldırısının ardından Kayseri'ye gitti.
Kayseri’de yetkililerden bilgi alacak Gül’ün, yaralıları da ziyaret edeceği belirtildi.
Abdullah Gül, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Huzur kentimiz Kayseri'de askerlerimize karşı bu terör saldırısını yapanlara lanet olsun. Devletimiz ve aziz milletimiz asla teröre boyun eğmeyecektir. Şehitlerimize rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum. Acımız derin" dedi.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, halk otobüsünün geçişi sırasında bomba yüklü aracın patlatılmasıyla gerçekleşen terör saldırısının ardından Kayseri'ye gitti.
Kayseri’de yetkililerden bilgi alacak Gül’ün, yaralıları da ziyaret edeceği belirtildi.
Abdullah Gül, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Huzur kentimiz Kayseri'de askerlerimize karşı bu terör saldırısını yapanlara lanet olsun. Devletimiz ve aziz milletimiz asla teröre boyun eğmeyecektir. Şehitlerimize rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum. Acımız derin" dedi.
Yeter artık!
Alçak bile değil "çukur" terör örgütü geçen hafta cumartesi gecesi Beşiktaş'ı kana bulamıştı. Çoğu polis 44 canımız gitti, şehitlerimizi toprağa emanet edip ellerimiz onlar için henüz dualara açıkken ve bu hainliğin üzerinden sadece 7 gün geçmişken, "çukur PKK" bu sabah Kayseri'de hortladı. 14 şehit... Çoğu çarşı iznine çıkan 48 Mehmetçik, 7 sivil yaralı.
“Allahım bu acılara yüreklerimiz nasıl dayanacak” diye sorarak birbirimize, insanlığımıza, bizi bölmek isteyenlere inat kardeşliğimize sığınırken, gelen bir haberle kara günün bitmediği anlaşıldı!
“Allahım bu acılara yüreklerimiz nasıl dayanacak” diye sorarak birbirimize, insanlığımıza, bizi bölmek isteyenlere inat kardeşliğimize sığınırken, gelen bir haberle kara günün bitmediği anlaşıldı!
Fırat Kalkanı operasyonunda ağır yaralanarak hastanede tedavi gören kahraman bir astsubayımız, yaşam savaşını yitirerek şehit düştü.
Biz millet olarak olumsuzluklara, kötülüklere direndikçe üst üste geliyordu sanki belalar. Gün, karardıkça karardı haberlerle. Adres bu kez de Suriye idi. El-Bab’daki askerlerimize IŞID saldırmış. Üç kahraman askerimiz yaralanmıştı. Yaralı kahramanlarımız derhal Türkiye’ye getirilmiş ve tedaviye alınmıştı.
Saatler 14:00’ü gösterirken Türkiye üç kez sarsılmış. Kayseri saldırısında ve Fırat Kalkanı operasyonunda 14 şehit, 58 yaralı vermişti.
Yenilmeyeceğiz, alçaklardan ve alçaklıklarından korkmuyoruz. Ancak, yitirdiğimiz canlara dayanacak gücümüz, akıtacak gözyaşımız kalmadı.
Ama yeter artık!
Hem, bu çalışkan ve en büyük arzusu barış içinde, huzurla yarınlara, güzel günlere yürümek olan millet niye ağlasın yitenlerin ardından?
Annelerin ciğeri neden daha çok yansın?
Babalar, oğullar, kızlar, akrabalar velhasıl bu vatanın her köşesindeki milyonlar, şehitlerine yanmak yerine onların yaşarken gösterdikleri başarılarla niye gururlanmasın?
Düşün bu milletin yakasından ahlaksız teröristler. Her sinsi, korkak hainlikten sonra nasıl kenetlendiğimizi görmüyor musunuz? Amacınıza ulaşamayacaksınız.
Gece gündüz demeyin, daha çok çalışın devletin istihbarat görevlileri. Canımız sizin başarılarınıza emanet çünkü. Can yakmadan yakalayın bu ruhlarını şeytana satmış hainleri.
Türk siyasetinin önderleri, liderleri, milletin vekilleri, bakın millet etle tırnak gibi, kötülükleri kardeşlikle aşmaya çalışıyor. Gözünü kırpmadan, canını hiçe sayarak, “sen-ben demeden” koşuyor patlama olan yere, kan veriyor, yardım etmeye çalışıyor. Kucaklayın milyonları, Sıkı sıkı tutun ellerimizi. (Kaynak:sözcü.com.tr)
Adnan Oktar'a kötü haber
RTÜK, DEAŞ'ı masum göstermeye çalışan yayını nedeniyle Adnan Oktar'ın A9 TV kanalına müeyyide uygulanmasına karar verdi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 13 Aralık'ta yaptığı toplantıda kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak tanınan Adnan Oktar'ın A9 TV kanalında yayınlanan bir programda, "Terör örgütü DEAŞ'ın Türkiye'deki eylemlerinin, terör örgütü PKK tarafından yapıldığı ve DEAŞ'ın üzerine yıkılmak istendiği, örgüt üyelerinin öldürülmesinin haram olduğu ve örgütün fikirsel sorunu varsa bunun Diyanet İşleri Başkanlığınca bastırılan ve Kur'an-ı Kerim'den sonra temel kaynak olan Buhari, Müslüm, Tirmizi ve Nesai gibi temel hadis kitaplarından kaynaklandığı ifadeleri kullanılarak bu temel eserler ile Diyanet İşleri Başkanlığının töhmet altında bırakılması" konusunu ele aldı.Bu kapsamda, DEAŞ’ı masum göstermeye yönelik yayını nedeniyle, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesindeki "… Terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, …" hükmünü ihlalden A9 TV kanalına müeyyide uygulanması kararlaştırıldı.
AYRIMCILIK CEZASI
RTÜK, Aralık'ta yaptığı toplantıda, Show TV'de yayınlanan "Evleneceksen Gel" programında, Roman vatandaşları temsil ettiğini iddia eden bir katılımcının sürekli Roman vatandaşları rencide edecek şekilde davranışlar sergilemesine ilişkin şikayetleri ele aldı.Üst Kurul, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesindeki "Irk, renk, din, tabiiyet, cinsiyet, özürlülük, siyasi ve felsefi düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez." hükmünün ihlali sebebiyle Show TV'ye ceza verdi.Bunun yanı sıra aynı program için, "Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ve "Türkçenin özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez." hükümlerini ihlalden de müeyyide uygulanması kararlaştırıldı. Kararlar oy birliğiyle alındı.
AYRIMCILIK CEZASI
RTÜK, Aralık'ta yaptığı toplantıda, Show TV'de yayınlanan "Evleneceksen Gel" programında, Roman vatandaşları temsil ettiğini iddia eden bir katılımcının sürekli Roman vatandaşları rencide edecek şekilde davranışlar sergilemesine ilişkin şikayetleri ele aldı.Üst Kurul, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesindeki "Irk, renk, din, tabiiyet, cinsiyet, özürlülük, siyasi ve felsefi düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez." hükmünün ihlali sebebiyle Show TV'ye ceza verdi.Bunun yanı sıra aynı program için, "Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ve "Türkçenin özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez." hükümlerini ihlalden de müeyyide uygulanması kararlaştırıldı. Kararlar oy birliğiyle alındı.
Kayseri'de patlama: 13 asker şehit, 56 yaralı
Kayseri'de Erciyes Üniversitesinin ana girişinin yakınında, bugün saat 08.45'de içinde çarşı iznine çıkan sivil kıyafetli askerlerin de bulunduğu halk otobüsü geçerken, bomba yüklü araç patlatıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri, 13 askerin şehit olduğunu açıkladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptığı açıklamada, olayda 56 kişinin yaralandığını söyledi. 12 şehidin kimliğinin belli olduğunu söyleyen Soylu teröristin kimliğinin de belirlendiğini açıkladı. Saldırıyla ilgili 7 kişinin gözaltına alındığını, 5 kişinin de arandığını ifade etti.
Patlama bugün sat 08.45'de Erciyes Üniversitesi ana girişinin 500 metre uzağında, acil giriş yakınında Atatürk Bulvarı Talas Caddesi'nde meydana geldi. Talas içesi Zincidere Mahallesi'nden kent merkezine giden ve içinde daha çok 1'inci Komando Tugayı'ndan çarşı iznine giden sivil kıyafetli askerlerin bulunduğu belirtilen halk otobüsü, üniversitenin önüne geldiğinde, halk otobüsünün soluna otomobil yanaştı. Ardından şiddetli bir patlama meydana geldi.
13 asker şehit oldu, 56 kişi yaralı
Türk Silahlı Kuvvetleri saldırıda 13 askerin şehit olduğunu açıkladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yaptığı açıklamada 12 şehidin kimliğinin belirlendiğini söyledi. Saldırıda 56 kişinin yaralandığını 4'nün durumunun ağır olduğunu açıkladı.
Teröristin kimliği belirlendi
Bakan Soylu teröristin kimliğinin de belirlendiğini açıkladı. Saldırıyla ilgili 7 kişinin gözaltına alındığını söyleyen Soylu 5 kişinin de arandığını açıkladı.
Patlamanın detayları
DHA Kayseri Büro Şefi Oktay Ensari olayın detaylarını şöyle anlattı: Birinci komando tugayından çıkan askerleri alan halk otobüsü, şehir merkezine gelirken bu Atatürk Bulvarı üzerinde Erciyes Üniversitesinin kapısını biraz geçtikten sonra yanına bir araç yaklaşıyor ama aracın rengini kimse söyleyemedi çünkü araç paramparça olmuş durumda. Bu araç otobüsün sol tarafına yaklaşıyor. O anda yanına geliyor ve bu patlamayı gerçekleşiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım patlamayla ilgili bilgi aldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri'de Erciyes Üniversitesi yakınlarındaki patlamayla ilgili
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'dan bilgi aldı.
Başbakan da Binali Yıldırım, Kahramanmaraş'a hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı'nda, Kayseri'de meydana gelen terör saldırısı hakkında ilgili bakanlardan bilgi aldı.
Başbakan Yıldırım: Terörün amacı moral değerlere zarar vermek
Binali Yıldırım Kahramanmaraş'ta açıklama yaptı. Açıklamasında programının iptal olmadığını açıkladı. 'Terörün amacı moral değerlere zarar vermek, onların istediğini yapmayacağız' dedi.
"Kan stokları yeterli"
Saldırının ardından yapıldığı belirtilen kan anonslarına karşılık Sağlık Bakanlığı "Kan ihtiyacı bulunmamaktadır" açıklaması yaptı. Türk Kızılayı yetkilileri de acil müdahalelere bakan hastanelerin kan bağışı için meşgul edilmemesini isteyerek, kan stokunun yeterli olduğunu bildirdi.
Sağlık Bakanlığı yaptığı basın açıklamasında, Kayseri'de gerçekleştirilen terör saldırısı ile ilgili 112 Komuta Kontrol Merkezine ilk ihbarın saat 08.49 geldiğini kaydetti. İlk ambulansımız olay yerine saat 08.56 da, 7 dakika içinde ulaştığını açıkladı.
Açıklamada, 'Toplam 27 ambulans ve 2 UMKE ekibiyle 34 dakikada tüm yaralı gazilerimiz hastanelere ulaştırılmış ve tedavileri sağlanmıştır' denildi.
Geçici yayın kısıtlaması geldi
RTÜK, Başbakanlık tarafından Kayseri'de meydana gelen patlamaya ilişkin geçici yayın kısıtlaması getirildiğini bildirdi.
Başsavcılık'tan açıklama
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada, olaya ilişkin yazılı ve görsel medya organlarındaki yayınlarda, olaya iştirak etme şüphesi olan kişilerin bulundukları şehirlerin ve kullandıkları araçların bilgilerinin yayınlanarak olayın aydınlatılmasının, şüphelilerin yakalanmasının ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmesi için milli güvenlik, kamu güvenliği, cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü gereğince kamu düzeninin bozulma riski meydana geldiğinin anlaşıldığı belirtildi.
Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliğince saldırıyla ilgili yayın yasağı kararı verildiği kaydedilen açıklamada, "Toplum sağlığının, milli güvenlikle kamu düzeni ve kamu güvenliği, suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve internet medyasında, sosyal medyada her türlü haber, röportaj ve bu içerikteki yayınların yapılmasının 5187 sayısı kanunun 3/2 maddesi gereğince yasaklanmasına karar verildi." ifadesi kullanıldı.
8 savcı görevlendirildi
Öte yandan, Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı, Radyo Televizyon Üst Kurulunun resmi internet sitesinden de yayımlandı.
Bu arada, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca, 13 askerin şehit edildiği, 48 askerin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili Başsavcı Vekili Mustafa Arslantürk nezaretinde 8 Cumhuriyet Savcısının görevlendirildiği öğrenildi.
AYM'den kınama
AYM Başkanlığı Kayseri'de gerçekleştirilen ve 13 askerin şehit olduğu saldırı ile ilgili bir kınama mesajı yayınladı. AYM Başkanlığından yapılan açıklamada; "Bugün Kayseri'de gerçekleştirilen menfur terör saldırısını kınıyoruz. Ülkemizin huzurunu hedef alan bu saldırılar karşısında milletimizin birlik ve beraberliğini sürdüreceğine olan inancımız tamdır" denildi. (cnntürk.com.tr)
13 asker şehit oldu, 56 kişi yaralı
Türk Silahlı Kuvvetleri saldırıda 13 askerin şehit olduğunu açıkladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yaptığı açıklamada 12 şehidin kimliğinin belirlendiğini söyledi. Saldırıda 56 kişinin yaralandığını 4'nün durumunun ağır olduğunu açıkladı.
Teröristin kimliği belirlendi
Bakan Soylu teröristin kimliğinin de belirlendiğini açıkladı. Saldırıyla ilgili 7 kişinin gözaltına alındığını söyleyen Soylu 5 kişinin de arandığını açıkladı.
Patlamanın detayları
DHA Kayseri Büro Şefi Oktay Ensari olayın detaylarını şöyle anlattı: Birinci komando tugayından çıkan askerleri alan halk otobüsü, şehir merkezine gelirken bu Atatürk Bulvarı üzerinde Erciyes Üniversitesinin kapısını biraz geçtikten sonra yanına bir araç yaklaşıyor ama aracın rengini kimse söyleyemedi çünkü araç paramparça olmuş durumda. Bu araç otobüsün sol tarafına yaklaşıyor. O anda yanına geliyor ve bu patlamayı gerçekleşiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım patlamayla ilgili bilgi aldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri'de Erciyes Üniversitesi yakınlarındaki patlamayla ilgili
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'dan bilgi aldı.
Başbakan da Binali Yıldırım, Kahramanmaraş'a hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı'nda, Kayseri'de meydana gelen terör saldırısı hakkında ilgili bakanlardan bilgi aldı.
Başbakan Yıldırım: Terörün amacı moral değerlere zarar vermek
Binali Yıldırım Kahramanmaraş'ta açıklama yaptı. Açıklamasında programının iptal olmadığını açıkladı. 'Terörün amacı moral değerlere zarar vermek, onların istediğini yapmayacağız' dedi.
"Kan stokları yeterli"
Saldırının ardından yapıldığı belirtilen kan anonslarına karşılık Sağlık Bakanlığı "Kan ihtiyacı bulunmamaktadır" açıklaması yaptı. Türk Kızılayı yetkilileri de acil müdahalelere bakan hastanelerin kan bağışı için meşgul edilmemesini isteyerek, kan stokunun yeterli olduğunu bildirdi.
Sağlık Bakanlığı yaptığı basın açıklamasında, Kayseri'de gerçekleştirilen terör saldırısı ile ilgili 112 Komuta Kontrol Merkezine ilk ihbarın saat 08.49 geldiğini kaydetti. İlk ambulansımız olay yerine saat 08.56 da, 7 dakika içinde ulaştığını açıkladı.
Açıklamada, 'Toplam 27 ambulans ve 2 UMKE ekibiyle 34 dakikada tüm yaralı gazilerimiz hastanelere ulaştırılmış ve tedavileri sağlanmıştır' denildi.
Geçici yayın kısıtlaması geldi
RTÜK, Başbakanlık tarafından Kayseri'de meydana gelen patlamaya ilişkin geçici yayın kısıtlaması getirildiğini bildirdi.
Başsavcılık'tan açıklama
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada, olaya ilişkin yazılı ve görsel medya organlarındaki yayınlarda, olaya iştirak etme şüphesi olan kişilerin bulundukları şehirlerin ve kullandıkları araçların bilgilerinin yayınlanarak olayın aydınlatılmasının, şüphelilerin yakalanmasının ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmesi için milli güvenlik, kamu güvenliği, cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü gereğince kamu düzeninin bozulma riski meydana geldiğinin anlaşıldığı belirtildi.
Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliğince saldırıyla ilgili yayın yasağı kararı verildiği kaydedilen açıklamada, "Toplum sağlığının, milli güvenlikle kamu düzeni ve kamu güvenliği, suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve internet medyasında, sosyal medyada her türlü haber, röportaj ve bu içerikteki yayınların yapılmasının 5187 sayısı kanunun 3/2 maddesi gereğince yasaklanmasına karar verildi." ifadesi kullanıldı.
8 savcı görevlendirildi
Öte yandan, Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı, Radyo Televizyon Üst Kurulunun resmi internet sitesinden de yayımlandı.
Bu arada, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca, 13 askerin şehit edildiği, 48 askerin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili Başsavcı Vekili Mustafa Arslantürk nezaretinde 8 Cumhuriyet Savcısının görevlendirildiği öğrenildi.
AYM'den kınama
AYM Başkanlığı Kayseri'de gerçekleştirilen ve 13 askerin şehit olduğu saldırı ile ilgili bir kınama mesajı yayınladı. AYM Başkanlığından yapılan açıklamada; "Bugün Kayseri'de gerçekleştirilen menfur terör saldırısını kınıyoruz. Ülkemizin huzurunu hedef alan bu saldırılar karşısında milletimizin birlik ve beraberliğini sürdüreceğine olan inancımız tamdır" denildi. (cnntürk.com.tr)
16 Aralık 2016 Cuma
Çipli kimlik kartlarının dağıtımına 2017'de başlanıyor
Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Projesi kapsamında 11 ilde başvuruları alınan yaklaşık 150 bin kişiye yeni kimlik kartları teslim edildi. Yeni yılla birlikte tüm Türkiye’de kimlik kartlarının dağıtımına başlanacak. Peki nasıl başvuracaksınız? İşte cevabı...
Çipli kimlik kartlarına geçiş işlemleri yürütülen 11 ilde yaklaşık 150 bin kişiye yeni kimlikleri teslim edildi.
Kırıkkale'yle başlayan projeye daha sonra Adıyaman, Aksaray, Burdur, Uşak ve Yalova eklendi. Bu illerde yeni kimlik kartı almak için başvuru imkanı sağlanmasıyla proje kapsamındaki il sayısı 11'e ulaştı.
İl bazındaki çalışmaların yanı sıra kasım ayından itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa başvuru masaları kuruldu. Buralarda görevli personelin yeni kimlik kartı için başvurularının alınmasına da devam ediliyor.
Yeni yılla birlikte tüm Türkiye’de kimlik kartlarının dağıtımına başlanacak.
Kimlik kartlarını nasıl alacaksınız? İşte yapmanız gerekenler...
NASIL BAŞVURACAKSINIZ?
Kimlik kartı almak için 15 yaşından büyüklerin yurt içinde ilçe nüfus müdürlüklerine, yurt dışında ise dış temsilciliklere şahsen başvuru yapması gerekiyor. Bunun için en yakın müdürlüğe müracaat edilebileceği gibi, herhangi bir müdürlüğe de başvurulabilecek.
Başvuru için ilçe nüfus müdürlüğüne doğrudan ya da zaman kaybına sebep vermemek için randevu alarak gidilebilecek.
Kimlik kartı başvurusu için son 6 ay içinde çekilmiş 1 biyometrik fotoğraf ve kimlik beyanı için nüfus cüzdanı, uluslararası aile cüzdanı, pasaport, sürücü belgesi, memur cüzdanı, avukat kimlik kartı veya basın kartı gibi kimlik belgesi yerine geçen fotoğraflı bir belgenin olması yeterli olacak.
Başvuru sonucunda kişiye başvuru belgesinin bir nüshası verilecek.
15 yaşını tamamlamayan çocuklar için veli veya vasileri başvuruda bulunabilecek. Talep edilmediği sürece 15 yaşını tamamlamamış çocukların kimlik kartlarında fotoğrafa yer verilmeyecek.
İlçe nüfus müdürlüğüne şahsen giderek başvuruda bulunma imkanı bulunmayanların başvuruları kendi adreslerinde alınacak.
Kanuni bildirim süresi dışında doğum nedeniyle düzenlenen kimlik kartı ve değiştirme nedeniyle düzenlenen kimlik kartı için 15 lira, kayıp nedeniyle düzenlenen kimlik kartı için 30 lira ödenecek.
KİMLİK KARTLARI POSTAYLA ULAŞACAK
Başvuru esnasında kimlik bilgileri kontrol edilecek, gereken alanlarda güncellemeler gerçekleştirilecek, fotoğraf taranacak, biyometrik verileri alınacak (her iki el için parmak izi, parmak damar izi, el ayası damar izi).
Başvuru sonunda kişilere PIN zarfında bulunan 6 haneli şifre verilecek. Bu şifre, banka kartlarında olduğu gibi bazı işlemlerde kimlik doğrulama amacıyla kullanılacak. PIN kodu, kimlik kartı teslim edilinceye kadar aktive olmayacak. PIN kodu ilçe nüfus müdürlüklerinde bulunan kioskları kullanarak değiştirebilecek.
Yapılacak değerlendirmenin ardından kimlik kartı hazırlanarak, başvuru esnasında belirtilen adrese PTT Kargo aracılığıyla teslim edilecek. ntvmsnc
Çipli kimlik kartlarına geçiş işlemleri yürütülen 11 ilde yaklaşık 150 bin kişiye yeni kimlikleri teslim edildi.
Kırıkkale'yle başlayan projeye daha sonra Adıyaman, Aksaray, Burdur, Uşak ve Yalova eklendi. Bu illerde yeni kimlik kartı almak için başvuru imkanı sağlanmasıyla proje kapsamındaki il sayısı 11'e ulaştı.
İl bazındaki çalışmaların yanı sıra kasım ayından itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa başvuru masaları kuruldu. Buralarda görevli personelin yeni kimlik kartı için başvurularının alınmasına da devam ediliyor.
Yeni yılla birlikte tüm Türkiye’de kimlik kartlarının dağıtımına başlanacak.
Kimlik kartlarını nasıl alacaksınız? İşte yapmanız gerekenler...
NASIL BAŞVURACAKSINIZ?
Kimlik kartı almak için 15 yaşından büyüklerin yurt içinde ilçe nüfus müdürlüklerine, yurt dışında ise dış temsilciliklere şahsen başvuru yapması gerekiyor. Bunun için en yakın müdürlüğe müracaat edilebileceği gibi, herhangi bir müdürlüğe de başvurulabilecek.
Başvuru için ilçe nüfus müdürlüğüne doğrudan ya da zaman kaybına sebep vermemek için randevu alarak gidilebilecek.
Kimlik kartı başvurusu için son 6 ay içinde çekilmiş 1 biyometrik fotoğraf ve kimlik beyanı için nüfus cüzdanı, uluslararası aile cüzdanı, pasaport, sürücü belgesi, memur cüzdanı, avukat kimlik kartı veya basın kartı gibi kimlik belgesi yerine geçen fotoğraflı bir belgenin olması yeterli olacak.
Başvuru sonucunda kişiye başvuru belgesinin bir nüshası verilecek.
15 yaşını tamamlamayan çocuklar için veli veya vasileri başvuruda bulunabilecek. Talep edilmediği sürece 15 yaşını tamamlamamış çocukların kimlik kartlarında fotoğrafa yer verilmeyecek.
İlçe nüfus müdürlüğüne şahsen giderek başvuruda bulunma imkanı bulunmayanların başvuruları kendi adreslerinde alınacak.
Kanuni bildirim süresi dışında doğum nedeniyle düzenlenen kimlik kartı ve değiştirme nedeniyle düzenlenen kimlik kartı için 15 lira, kayıp nedeniyle düzenlenen kimlik kartı için 30 lira ödenecek.
KİMLİK KARTLARI POSTAYLA ULAŞACAK
Başvuru esnasında kimlik bilgileri kontrol edilecek, gereken alanlarda güncellemeler gerçekleştirilecek, fotoğraf taranacak, biyometrik verileri alınacak (her iki el için parmak izi, parmak damar izi, el ayası damar izi).
Başvuru sonunda kişilere PIN zarfında bulunan 6 haneli şifre verilecek. Bu şifre, banka kartlarında olduğu gibi bazı işlemlerde kimlik doğrulama amacıyla kullanılacak. PIN kodu, kimlik kartı teslim edilinceye kadar aktive olmayacak. PIN kodu ilçe nüfus müdürlüklerinde bulunan kioskları kullanarak değiştirebilecek.
Yapılacak değerlendirmenin ardından kimlik kartı hazırlanarak, başvuru esnasında belirtilen adrese PTT Kargo aracılığıyla teslim edilecek. ntvmsnc
Nurofen'e 4,4 milyon dolar para cezası!
Federal mahkeme, ağrı kesici ibuprofen içeren Nurofen'in üreticisi Reckitt Benckiser'e, tüketicileri yanılttığı gerekçesiyle verdiği para cezasını artırdı
Avustralya'da federal mahkeme, ağrı kesici ibuprofen içeren Nurofen'in üreticisi Reckitt Benckiser'e, tüketicileri yanılttığı gerekçesiyle verdiği para cezasını artırdı.
Avustralya Rekabet ve Tüketici Komisyonu (ACCC), federal mahkemenin Reckitt Benckiser firmasına tüketicileri yanılttığı gerekçesiyle nisan ayında verdiği 1,25 milyon dolarlık cezayı 4.4 milyon dolara yükselttiğini duyurdu.
ACCC Yönetim Kurulu Başkanı Rod Sims, konuyla ilgili olarak, "Bu, Avustralya Tüketici Kanunu uyarınca yanıltıcı davranışlar nedeniyle verilen en yüksek kurumsal ceza" açıklamasını yaptı.
Federal mahkeme ACCC'in Nurofen bel ağrısı, Nurofen migren ağrısı, Nurofen baş ağrısı ve Nurofen adet ağrısı gibi ağrı kesici hapların, aslında birbirinden farklı olmadığını ileri sürerek açtığı davayı 28 Nisan 2016’da karara bağlamış ve üretici firma Reckitt Benckiser'i 1,25 milyon dolar para cezasına çarptırmıştı.
Cezayı yetersiz bulan ACCC'in itirazı üzerine dava yeniden görülmüştü.
Avustralya'da federal mahkeme, ağrı kesici ibuprofen içeren Nurofen'in üreticisi Reckitt Benckiser'e, tüketicileri yanılttığı gerekçesiyle verdiği para cezasını artırdı.
Avustralya Rekabet ve Tüketici Komisyonu (ACCC), federal mahkemenin Reckitt Benckiser firmasına tüketicileri yanılttığı gerekçesiyle nisan ayında verdiği 1,25 milyon dolarlık cezayı 4.4 milyon dolara yükselttiğini duyurdu.
ACCC Yönetim Kurulu Başkanı Rod Sims, konuyla ilgili olarak, "Bu, Avustralya Tüketici Kanunu uyarınca yanıltıcı davranışlar nedeniyle verilen en yüksek kurumsal ceza" açıklamasını yaptı.
Federal mahkeme ACCC'in Nurofen bel ağrısı, Nurofen migren ağrısı, Nurofen baş ağrısı ve Nurofen adet ağrısı gibi ağrı kesici hapların, aslında birbirinden farklı olmadığını ileri sürerek açtığı davayı 28 Nisan 2016’da karara bağlamış ve üretici firma Reckitt Benckiser'i 1,25 milyon dolar para cezasına çarptırmıştı.
Cezayı yetersiz bulan ACCC'in itirazı üzerine dava yeniden görülmüştü.
Forbes "Dünyanın en güçlü insanları" listesini açıkladı
Dünyaca ünlü ekonomi dergisi Forbes, geleneksel olarak yayınladığı “Dünyanın en güçlü insanları” listesini açıkladı.
Dünyaca ünlü ekonomi dergisi Forbes, geleneksel olarak yayınladığı “Dünyanın en güçlü insanları” listesini açıkladı.
2016 listesinin tepesinde üst üste dördünce yılında da “Dünyanın en güçlü insanı” seçilen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bulunmakta. Rusya'nın global ölçekli etkisini Suriye İç Savaşı’ndan, ABD seçimlerine kadar pek çok yerde artırdığını açıklayan Forbes Dergisi Putin'i “istediğini almayı başaran bir lider” olarak tarif etti.
Putin’i bu sene içerisinde ABD’nin yeni başkanı seçilen Donald Trump ikinci, Almanya Başbakanı Angela Merkel üçüncü, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping dördüncü ve Papa Francis ise beşinci sıradan takip etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise listenin 56. sırasında yer almakta.
İşte "Dünyanın en güçlü insanları" listesi:
70) Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte
69) ABD'nin yeni Başkan Yardımcısı Mike Pence
68) Dangote Group CEO'su Aliko Dangote
67) Walt Disney CEO'su Bob Iger
66) Kanada Başbakanı Justin Trudeau
65) Icahn Capital Management kurucusu Carl Icahn
64) Uber kurucusu ve CEO'su Travis Kalanick
63) Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad
62) General Motors CEO'su Mary Barra
61) IBM CEO'su Ginni Rometty
60) Baidu kurucusu ve CEO'su Robin Li
59) Dalian Wanda Group başkanı Wang Jianlin
58) Metalloinvest kurucusu Alisher Usmanov
57) DAEŞ lideri Ebu Bekir el-Bağdadi
56) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
55) Bloomberg CEO'su Michael Bloomberg
54) Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto
53) Softbank CEO'su Masayoshi Son
52) Blackstone Group CEO'su Stephen Schwarzman
51) Microsoft CEO'su Satya Nadella
50) Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi Başyargıcı John Roberts
49) Suudi Arabistan Enerji, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı Halid bin Abdulaziz el Falih
48) ABD Başkanı Barack Obama
47) Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda
46) Dell CEO'su Michael Dell
45) Tencent Holding CEO'su Ma Huateng
44) Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi
43) Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un
42) Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim
41) China Investment Corp. Başkanı Ding Xuedong
40) Samsung Başkan Yardımcısı Jay Y. Lee
39) Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Halife bin Zayid El Nahyan
38) Reliance Industries başkanı Mukesh Ambani
37) Japonya Başbakanı Shinzo Abe
36) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres
35) News Corp CEO'su Rupert Murdoch
34) BlackRock kurucusu ve CEO'su Larry Fink
33) CK Hutchison Holding Başkanı Li Ka-shing
32) Apple CEO'su Tim Cook
31) Koch Industries CEO'su Charles Koch
30) Alphabet Şirketler Grubu Başkanı Sergey Brin
29) Toyota Motor CEO'su Akio Toyoda
28) Alibaba Group kurucusu ve başkanı Jack Ma
27) Wal-Mart CEO'su Doug McMillon
26) Goldman Sachs Group CEO'su Lloyd Blankfein
25) IMF Direktörü Christine Lagarde
24) ExxonMobil CEO'su Rex Tillerson
23) Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande
22) General Electric CEO'su Jeffrey Immelt
21) Tesla Motors CEO'su Elon Musk
20) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu
19) JPMorgan Chase Bankası CEO'su Jamie Dimon
18) İran İslam Cumhuriyeti'nin dini lideri Ali Hamaney
17) América Móvil Telekomünikasyon Şirketi Onursal Başkanı Carlos Slim Helu
16) Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el-Suud
15) ABD'li iş adamı Warren Buffett
14) Amazon.com kurucusu ve CEO'su Jeff Bezos
13) Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May
12) Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Li Keçiang
11) Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi
10) Facebook kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg
9) Hindistan Başbakanı Narendra Modi
8) Google kurucusu ve Alphabet Şirketler Grubu CEO'su Larry Page
7) Microsoft kurucusu ve başkanı Bill Gates
6) ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen
5) Papa Francis
4) Çin Komunist Partisi Genel Sekreteri Şi Cinping
3) Almanya Başbakanı Angela Merkel
2) ABD'nin yeni başkanı Donald Trump
1) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin
Dünyaca ünlü ekonomi dergisi Forbes, geleneksel olarak yayınladığı “Dünyanın en güçlü insanları” listesini açıkladı.
2016 listesinin tepesinde üst üste dördünce yılında da “Dünyanın en güçlü insanı” seçilen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bulunmakta. Rusya'nın global ölçekli etkisini Suriye İç Savaşı’ndan, ABD seçimlerine kadar pek çok yerde artırdığını açıklayan Forbes Dergisi Putin'i “istediğini almayı başaran bir lider” olarak tarif etti.
Putin’i bu sene içerisinde ABD’nin yeni başkanı seçilen Donald Trump ikinci, Almanya Başbakanı Angela Merkel üçüncü, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping dördüncü ve Papa Francis ise beşinci sıradan takip etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise listenin 56. sırasında yer almakta.
İşte "Dünyanın en güçlü insanları" listesi:
70) Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte
69) ABD'nin yeni Başkan Yardımcısı Mike Pence
68) Dangote Group CEO'su Aliko Dangote
67) Walt Disney CEO'su Bob Iger
66) Kanada Başbakanı Justin Trudeau
65) Icahn Capital Management kurucusu Carl Icahn
64) Uber kurucusu ve CEO'su Travis Kalanick
63) Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad
62) General Motors CEO'su Mary Barra
61) IBM CEO'su Ginni Rometty
60) Baidu kurucusu ve CEO'su Robin Li
59) Dalian Wanda Group başkanı Wang Jianlin
58) Metalloinvest kurucusu Alisher Usmanov
57) DAEŞ lideri Ebu Bekir el-Bağdadi
56) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
55) Bloomberg CEO'su Michael Bloomberg
54) Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto
53) Softbank CEO'su Masayoshi Son
52) Blackstone Group CEO'su Stephen Schwarzman
51) Microsoft CEO'su Satya Nadella
50) Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi Başyargıcı John Roberts
49) Suudi Arabistan Enerji, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı Halid bin Abdulaziz el Falih
48) ABD Başkanı Barack Obama
47) Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda
46) Dell CEO'su Michael Dell
45) Tencent Holding CEO'su Ma Huateng
44) Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi
43) Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un
42) Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim
41) China Investment Corp. Başkanı Ding Xuedong
40) Samsung Başkan Yardımcısı Jay Y. Lee
39) Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Halife bin Zayid El Nahyan
38) Reliance Industries başkanı Mukesh Ambani
37) Japonya Başbakanı Shinzo Abe
36) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres
35) News Corp CEO'su Rupert Murdoch
34) BlackRock kurucusu ve CEO'su Larry Fink
33) CK Hutchison Holding Başkanı Li Ka-shing
32) Apple CEO'su Tim Cook
31) Koch Industries CEO'su Charles Koch
30) Alphabet Şirketler Grubu Başkanı Sergey Brin
29) Toyota Motor CEO'su Akio Toyoda
28) Alibaba Group kurucusu ve başkanı Jack Ma
27) Wal-Mart CEO'su Doug McMillon
26) Goldman Sachs Group CEO'su Lloyd Blankfein
25) IMF Direktörü Christine Lagarde
24) ExxonMobil CEO'su Rex Tillerson
23) Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande
22) General Electric CEO'su Jeffrey Immelt
21) Tesla Motors CEO'su Elon Musk
20) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu
19) JPMorgan Chase Bankası CEO'su Jamie Dimon
18) İran İslam Cumhuriyeti'nin dini lideri Ali Hamaney
17) América Móvil Telekomünikasyon Şirketi Onursal Başkanı Carlos Slim Helu
16) Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el-Suud
15) ABD'li iş adamı Warren Buffett
14) Amazon.com kurucusu ve CEO'su Jeff Bezos
13) Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May
12) Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Li Keçiang
11) Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi
10) Facebook kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg
9) Hindistan Başbakanı Narendra Modi
8) Google kurucusu ve Alphabet Şirketler Grubu CEO'su Larry Page
7) Microsoft kurucusu ve başkanı Bill Gates
6) ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen
5) Papa Francis
4) Çin Komunist Partisi Genel Sekreteri Şi Cinping
3) Almanya Başbakanı Angela Merkel
2) ABD'nin yeni başkanı Donald Trump
1) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin
Etiketler:
haber,
merkel,
putin,
recep tayyip erdoğan,
trump
İngiltere'de 3 ebeveynden bebeğe onay
İngiltere'de bağımsız olarak faaliyet gösteren ve doğumla ilgili yönetmelikleri belirleyen komisyon, "iki anne ve bir babadan olacak" tüp bebekleri onayladı.
İngiltere'de 3 ebeveynden dünyaya gelecek tüp bebeklere onay verdi. Tarihi olduğu kadar tartışma da yaratan bu kararla, bebeklerin, ölümcül genetik hastalıklarla doğmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Uzun süredir konu ile ilgili klinik çalışmalar yürüten Newcastle'daki tüp bebek uzmanı bir grup doktor, onaylanan prosedürü uygulamak için başvurdu.
BBC Türkçe'nin haberine göre; "3 ebeveyinli" ilk çocuğun 2017 sonunda doğması bekleniyor. Tedavi edilemez mitokondriyal hastalıklar nedeniyle birden fazla bebeklerini kaybeden aileler bu tarihi adımın merkezinde bulunuyor.
Bu tür vakalarda hastalık yalnızca anne aracılığı ile geçiyor ve geliştirilen teknik de burada devreye giriyor. Bir vericiden alınacak yumurta, annenin yumurtası ve babanın spermi ile toplam 3 kişiden sağlıklı bir bebek oluşturuluyor.
Geliştirilen bu teknikle, donörden sağlıklı mitokondrinin alınması amaçlanıyor. Annenin hastalık taşıyan mitokondrileri, vericiden alınan sağlıklı mitokondrilerle değiştiriliyor. Ancak mitokondrilerin kendi DNA'sı bulunuyor.
Dolayısıyla, bu birleşim sonucu ortaya çıkan çocukta, öz anne ve babasının yanında eser miktarda da donör DNA'sı bulunuyor. Tartışmalı tekniği onaylayan, Human Fertilisation and Embryology Authority (HFEA) isimli bağımsız kuruluşun başı olan Sally Cheshire, "tarihi öneme sahip bir karar" açıklamasını yaptı.
Ancak tekniğin etik yanını sorgulayan bilim insanları, bu adımın, genetik olarak geliştirilmiş "tasarım" bebeklerin kapısını açabileceği eleştirisini yapıyor.
HFEA ise bu tekniği uygulamak isteyen her kliniğe, "vakaya göre" onay vereceğini açıkladı.
İznin, ancak, bebeğin mitokondriyal hastalık geliştirme ihtimalinin çok yüksek olması durumunda onaylanacağı ifade ediliyor. cnntürk
İngiltere'de 3 ebeveynden dünyaya gelecek tüp bebeklere onay verdi. Tarihi olduğu kadar tartışma da yaratan bu kararla, bebeklerin, ölümcül genetik hastalıklarla doğmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Uzun süredir konu ile ilgili klinik çalışmalar yürüten Newcastle'daki tüp bebek uzmanı bir grup doktor, onaylanan prosedürü uygulamak için başvurdu.
BBC Türkçe'nin haberine göre; "3 ebeveyinli" ilk çocuğun 2017 sonunda doğması bekleniyor. Tedavi edilemez mitokondriyal hastalıklar nedeniyle birden fazla bebeklerini kaybeden aileler bu tarihi adımın merkezinde bulunuyor.
Bu tür vakalarda hastalık yalnızca anne aracılığı ile geçiyor ve geliştirilen teknik de burada devreye giriyor. Bir vericiden alınacak yumurta, annenin yumurtası ve babanın spermi ile toplam 3 kişiden sağlıklı bir bebek oluşturuluyor.
Geliştirilen bu teknikle, donörden sağlıklı mitokondrinin alınması amaçlanıyor. Annenin hastalık taşıyan mitokondrileri, vericiden alınan sağlıklı mitokondrilerle değiştiriliyor. Ancak mitokondrilerin kendi DNA'sı bulunuyor.
Dolayısıyla, bu birleşim sonucu ortaya çıkan çocukta, öz anne ve babasının yanında eser miktarda da donör DNA'sı bulunuyor. Tartışmalı tekniği onaylayan, Human Fertilisation and Embryology Authority (HFEA) isimli bağımsız kuruluşun başı olan Sally Cheshire, "tarihi öneme sahip bir karar" açıklamasını yaptı.
Ancak tekniğin etik yanını sorgulayan bilim insanları, bu adımın, genetik olarak geliştirilmiş "tasarım" bebeklerin kapısını açabileceği eleştirisini yapıyor.
HFEA ise bu tekniği uygulamak isteyen her kliniğe, "vakaya göre" onay vereceğini açıkladı.
İznin, ancak, bebeğin mitokondriyal hastalık geliştirme ihtimalinin çok yüksek olması durumunda onaylanacağı ifade ediliyor. cnntürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)