9 Ekim 2015 Cuma

Suriyeli kızın resmi tartışma yarattı

"Ben güvenli ve temiz bir hayat yaşamak, gurme yemekler yemek, güzel giysiler giymek ve lüks içinde bir yaşam istiyorum…tüm masraflar başkasına ait olmak koşuyla. Aklıma bir fikir geldi. Mülteci olacağım". Yukarıdaki resmin metninde bunlar yazıyor.

BBC Trending'in haberine göre görsel ve içindeki metin geçen ay sağcı Japon bir sanatçı tarafından Facebook sayfasına konmuştu. Şimdi ise on binden fazla insan Change.org sitesinde yer alan imza kampanyasına katılarak bu resmin indirilmesini talep ediyor. Kampanyayı başlatanlar kendilerini "Irkçılığa izin verme grubu" olarak tanımlıyor ve Facebook'un bu çizimin Suriyeli mültecilere yönelik bir ırkçılık olduğunu kabul etmesini bekliyor.
Japan Times gazetesi Facebook'un kendi kurallarını ihlal etmediği için resmi indirmediğini ancak sanatçının kendisinin resmi kaldırdığını yazdı. Fakat sanatçı Toshiko Hasumi BBC Trending'e yaptığı açıklamada imza kampanyasını başlatanların solcu aktivistler olduğuna inandığını söyledi.
"Ben onlarla ilgili olumsuz pek çok siyasi manga (japon çizimler) çizdim. Bu yüzden bana saldırıyorlar" diyor Hasumi.
Japonya Suriyeli ve Iraklı mültecilere yardım için 810 milyon dolar yardım yapmayı kabul etmişti. Fakat Japonya başbakanı Shinzo Abe çatışma yüzünden yer değiştiren mültecileri ülkesine almayı reddediyor. Japonya 5 bin mülteci başvurusundan sadece 11'ini kabul etti.
Japonya'da ülkenin yaşlanan ve azalan nüfusuna karşın göç büyük bir tartışma konusu olmayı sürdürüyor.
Kendisini muhafazakar olarak niteleyen Hasumi çizim ve ona ilişkin metinde herhangi bir ırk ya da milliyet belirtmediğini söylüyor. Buna karşın Lübnan'daki bir mülteci kampında Jonathan Hyams tarafından çekilen 6 yaşındaki bir kız çocuğunun fotoğrafından esinlendiğini kabul ediyor.


`SAPKIN BİR ÖNYARGI İÇİN MASUM BİR ÇOCUK KULLANILDI`
Hasumi dün resmi Facebook sayfasından Hyams'ın ricası üzerine indirmiş. Hyams daha önce "Bu kadar sapkın bir önyargıyı ifade etmek için masum bir çocuğun resmini kullanmayı seçenler yüzünden derin bir üzüntü duydum ve şoktayım" şeklinde tweet atmıştı.
Çizimi kaldırmasına rağmen Hasumi eseri konusunda özür dilemiyor.
"Avrupa ülkelerinin kurban seçilmesini ve bu sahte göçmenler tarafından çok çalışan insanların acı çekmesini istemiyorum" diyor. Manga sanatçısı küçük bir kızın fotoğrafını kullanarak kışkırtıcı olmaya çalıştığını da kabul etti.
"Bu kızı kullanmamın nedeni eğer yaşlı bir adam çizseydim bu kadar dikkat çekmeyecekti. Gerçekten perişan durumda olan mülteciler var. Ben sadece kendini kurbanmış gibi gösteren, kendi çıkarları için hareket eden ve medya ilgisini kötüye kullanan sahte mültecileri kabul etmiyorum" diyor Hasumi. (bbctürkçe)

8 Ekim 2015 Perşembe

İstanbul'da Cumartesi günü büyük kesinti

İstanbul'da 10 Ekim Cumartesi günü büyük çaplı bir elektrik kesintisi yapılacak.


BEDAŞ'tan yapılan açıklamada elektrik kesintisinin yapılacağı ilçeler ve kesinti saatleri şöyle açıklandı:
Eyüp: 12:00 -13:00 saatleri arası, İslambey Mahallesinin; Bostan, Çeşme, Göztepe, Argaç, Dirim Sokakları ve civarı.
Eyüp: 09:00 - 15:00 saatleri arası, Mithatpaşa Mahalllesinin; İstanbul, Davutpaşa Caddeleri, Yeşilçam, Kızılçam Sokakları, Opet Kemer Petrol, Alınteri Su, Kuzey Kaynak, Tümeks Tekstil, Kurt Kemeri Orman İşletmesi, Gürsu Dolum Tesisi, Fındıksu Dolum Tesisi, Sunflower Evleri, Turkcell, Vodafone Baz İstasyonları ve civarı.
Eyüp: 14:00 - 15:00 saatleri arası, Defterdar Mahallesinin;Çömlekçiler Caddesi,Haliç Köprü Altı Emniyet,Cami,Su Deposu ve civarı.
Bağcılar: 08:00 - 16:00 saatleri arası, Mahmutbey Mahallesinin,Taşocağı Yolu Caddesi ve civarı.
Bağcılar: 01:00 - 06:00 saatleri arasında, Kirazlı Mahallesinin; Ahmet Kabaklı, Cahit Sıtkı Tarancı Caddeleri, Anıl, Sultan, Kartal, Özge, Tepebaşı, Kaan, Kıbrıs, Kanuni Sokakları ve civarı.
Bağcılar: 01:00 - 08:00 saatleri arası, Evren Mahallesinin; Evren Caddesi, Kafes, Ebru, Gülnihal, Yalçındağ, Barış, Hafızoğlu,Yalçın, 1,2,3,Koçman Çıkmazı Sokakları ve civarı.
Arnavutköy: 08:00 - 16:00 saatleri arası Tayakadın Mahallesi ve civarı.
Arnavutköy: 06:00 - 18:00 saatleri arası, Boğazköy İstiklal Mahallesinin;Fenertepe Villaları içi yolu,Fenertepe Villaları ve civarı.
Zeytinburnu: 10:00 - 11:00 saatleri arası, Maltepe Mahallesinin;Çifte Havuzlar,Esenler Caddeleri,Hayat,Özgür Sokakları,Demirciler Çarşısı A-B Blok,Hür Kent Sitesi,Hasan Altay İş Hanı ve civarı.
Zeytinburnu: 08:00 - 19:30 saatleri arası, Maltepe Mahallesinin;Gümüşsuyu,Maltepe Caddeleri,Fatih Şehitleri Sokak,Aloğlu İş Merkezi,Erak Mavi Jeans ve civarı.
Beyoğlu: 09:00 - 15:00 saatleri arası, Sütlüce Mahallesinin;İmrahor,Karaağaç Caddeleri,1.Bayır,2.Bayır,Dutluk,Sandalcı Kerim Sokakları ve civarı.
Kağıthane: 09:00 - 16:00 saatleri arası, Mehmet Akif Ersoy Mahallesinin;Etibank,Cengiz Topel Caddeleri, Menekşe, Okul, Pınar, OkulArkası, İstiklal, Serçe, Fatih, Haliç, Baran, Birlik, Erzincan, Gül, Zümrüt, Mevlana, Yeniyol Sokakları ve civarı
Silivri: 14:00 - 18:00 saatleri arası, Mimarsinan Mahallesinin;15.Cadde Yeni Sanayi Sitesi G-E Blokları ve civarı.
Silivri: 09:00 - 18:00 saatleri arası Gümüşyaka Mahallesinin; Özgüven, Gümüşyaka Sahilyolu,Ertuğrul Gazi,Melih Cevdet Anday, Memduhoğlu, Büyükyalı, Emir Sultan, Altınkum, Aksular, Ömer Seyfettin, Niyazi Albayrak, Gümüşkumsal, Sami Albayrak,Rahmi Albayrak, Kemal Kayacan,Necip Fazıl Kısakürek, Albayrak, Hacı Arif Bey Caddeleri ve civarı.
Sarıyer: 08:00 - 18:00 saatleri arası, Kilyos, Demirciköy, Uskumruköy, Gümüşdere Mahalleleri, Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü ve civarı.

Nobel Edebiyat Ödülü Svetlana Alexievich'in

Nobel Edebiyat Ödülü'nün bu yılki sahibi, Beyaz Rus yazar ve araştırmacı gazeteci Svetlana Alexievich oldu.

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından, Nobel Edebiyat Ödülü'nün 67 yaşındaki Svetlana Alexievich'e verildiği açıklandı. Akademi’nin Başkanı Sara Danius açıklamasında, "Alexievich’in çalışmaları, günümüz dünyasında eziyet ve cesaretin anıtıdır" dedi. Alexievich, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan 14'üncü kadın yazar oldu.

SVETLANA ALEXIEVICH KİMDİR?

67 yaşındaki Beyaz Rus yazar ve araştırmacı gazeteci Svetlana Alexievich, pek çok ulusal ve uluslararası ödüle layık görüldü. II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı, Çernobil faciası, SSCB'nin dağılması gibi dramatik olayları yaşadı, bu olaylara tanık olanlarla röportajlar yaptı. Yazıları rejimi rahatsız edince 2000 yılında hakkında yasal kovuşturma başlatıldı. Bunun üzerine ülkesini terk etti. Hayatının sonraki 10 yılını kendisine kucak açan Paris, Gothenburg ve Berlin gibi şehirlerde, siyasi sürgün olarak geçirdi. Nihayet 2011 yılında ülkesine geri döndü. Yazarın kitapları, SSCB'de yaşamış insanları anlatıyor. Sovyet-Afgan Savaşı'nın ilk ağızdan anlatıldığı Çinko Çocukları ve Çernobil kazasının ele alındığı Çernobil'den Sesler isimli kitapları en önemli eserleri.Savaşın Kadınsı Olmayan Yüzü isimli ilk kitabını 1985 yılında yazdı. Kitap, kısa sürede birçok baskı yaparak, 2 milyondan fazla sattı. Romanda, II. Dünya Savaşı daha önce çok da ele alınmayan yönleriyle, bir kadının monologları şeklinde anlatılıyor. Son Tanıklar: Çocuksu Olmayan Öyküler isimli kitabında savaş, kadın ve çocukların gözünden anlatılıyor. 1993 yılında, SSCB'nin dağılması sonucunda umutsuzluğa kapılıp, intihara teşebbüs eden insanların öykülerinin anlatıldığı Ölümle Efsunlananlar isimli kitabını yayınladı. Aleksiyeviç'in kitapları, aralarında Türkçenin de olduğu toplam 19 farklı dile çevrildi. Kitapların yanı sıra 21 belgeselin metnini hazırladı ve üç tiyatro oyununun senaryosunu yazdı.

TWEET ATARAK TEŞEKKÜR ETTİ
"İsveç Akademisi beni 2015 Nobel Edebiyat Ödülü ile onurlandırdı. Şimdi İsveç'ten telefon aldım. Mutluyum, çok mutluyum! Teşekkürler."

İstanbul'da bir yeşil alan daha rezidans olacak

İstanbul Büyükçekmece’de sahile yakın 30 bin metrekare yeşil alan belediye ile bölge halkının arasını açtı. Bölge halkı ve STK’lar ‘yeşil alanda yapılaşma olmasın’ derken, belediye ise ‘mülk bizim, otel ve rezidans yapacağız’ diyor. Etrafı tellerle çevrilen alanın kapısında polis bekliyor, vatandaşın parka girmesi yasak.


2013’te Büyükçekmece’de başlayan yeşil alan kavgası son günlerde yeniden alevlendi. Sahildeki ‘Albatros Parkı’nın sahibi Büyükçekmece Belediyesi. Belediye bu alanda otel, rezidans ve dükkan yapmak istiyor. Bölge halkı ve sivil toplu kuruluşları ise buna karşı. Dönem dönem bölgede eylem yapan, durumu protesto eden ‘Diren Büyükçekmece Platformu’, yaklaşık 30 bin metrekare alanda ağaç kesildiğini iddia ediyor. Bunun üzerine parka çadır kuran ve 27 gün nöbet tutan platform temsilcileri pazar günü polis ve zabıta müdahalesi ile alandan çıkarıldı. Platform sözcülerinin açıklamalarına göre 20 kişi gözaltına alındı, sonrasında serbest kaldı.

YAPILAŞMA OLMASIN
Parkın yapılaşmaya açılmaması için mücadeleye devam edeceklerini belirten Diren Büyükçekmece Platformu temsilcileri İlker Kolukısa ve Pelin Çınar, CHP İl Başkanlığı’na ve Ankara’ya gitmeyi planladıklarını söylüyor. 4 Ekim pazar günü polis müdahalesi ile alandan çıkarılmalarını eleştiren temsilciler, “Biz fidan dikim etkinliği yapacaktık ama izin vermediler. Belediye ağaç kesmedik diyor ama yeşil bir parkın geldiği durum ortada. Her sabah ağaç kesiliyor haberi ile parka koşuyorduk. Makina ile zarar verip sonra yıkılma riski var diyorlar. Alanda korunması gereken tarihi ağaçlar var. Bu alan bizim tek yeşilimiz ve kesinlikle yapılaşma olsun istemiyoruz” diye konuşuyor.
BELEDİYENİN MÜLKÜ
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ise park alanının 1957’den bu yana belediye mülkü olduğunu söylüyor. Park alanına otel, rezidans ve yeme-içme mekanları planladıklarını belirten Akgün, farklı mimari gruplarla proje çalışmalarına başladıklarını ifade ediyor. 30 bin metrekare alanın 10 bin metrekaresinde yapılaşma olacağını belirten Akgün, “Yeşil alan yok ediliyor deniyor ama aksine biz orda büyük bir proje planlıyoruz. 10 bin metrekare inşaat sonrası kalan 20 bin metrekare alan ve önündeki sahil alanı birleştirilip 190 bin metrekare yeşil alan yaratacağız” diyor.
EMSAL İKİ KEZ DÜŞTÜ
Daha önce alanda 109 odalı bir otel olduğunu ve bu yapının 2000 yılında yıkıldığını belirten Akgün, “Bu parseller 1979 yılında turizm alanı ilan edilmiş ve plana emsal ve kat yüksekliği kısıtlaması getirilmemişti. 1999 yılına kadar otel, motel, lokanta, çay bahçesi ve kamping alanı olarak hizmet veren belediyeye ait turizm tesisleri vardı. 2000 ve 2004 yıllarında onaylanan imar planlarında yine turistik tesis alanı olarak korundu. Emsal serbest olması nedeniyle yoğun yapılaşma oluşmaması için 2007 yılında belediyemizin talebi doğrultusunda emsal 3 olarak sınırlandı. 2011 de ise turizm yapılaşmasının dışında kısmen ticaret, kısmen de konut için teklif edilen plan tadilatı onaylandı ancak bu sefer de inşaat alanında yüzde 50 kısıtlamaya gidilerek yapılaşma 3 emsalden 1.5 emsale indirildi. 1979 yılından bu yana turizm alanı olarak ayrılmış olan bu parseldeki yoğunluk azaltıcı plan tadilatı kararları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından da onaylandı” diye konuştu.
SİYASİ HASMIM BU OLAYI YAPTI
Parti içindeki isimlerin kendisini yıpratmak için bu olayları başlattığını öne süren Hasan Akgün, “Konu esas itibariyle, yeşil alan meselesi değil beni yıpratmaya çalışan parti içindeki muhalif birkaç kişinin kamuoyunu yanıltma girişimi. Bu girişimin içinde bulunduğumuz kritik seçim sürecinde CHP’ye zarar vercek. Benim siyasi hasımlarım var ve onlar bu işi yaptı. Bu kişiler gençlerin de aklını karıştırıyor. Ne var belediye bu işi yapıp para kazansa. Kime ne zararı var” şeklinde konuştu. Park alanında ağaçların kesildiği iddialarına da yanıt veren Akgün, “2 kuruyan ağaç kaldırıldı. 5-10 tane ağacın da yeri değişecek” dedi.
Başka yeşil alanımız yok
Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün otel ve rezidans projesine karşı çıkan bölge halkı yaklaşık bir aydır arazide nöbet tutarak eylem yapıyordu. 1 Ekim’de polis müdahalesiyle eylemlerini sonlandırmak zorunda kalan grup önceki gün kesilen ağaçların yerine yenilerini dikmek istedi. Ancak, polis ve zabıta tarafından engellendi. Arazinin girişi kapatıldı. CHP milletvekili Ali Şeker ve Melda Onur da eyleme destek verdi. Bölgenin bağlı olduğu Atatürk Mahallesi’nin 23 yıllık muhtarı Alkış Barış, 15 yıldır Albatros için direnişte olduğunu söyleyerek arazinin satılmasına karşı çıktıklarını anlattı: “Albatros, 1960’larda bungalovların da olduğu bir kamp alanı olarak kullanılıyordu. 2000’de maddi durum iyi olmayan kişiler işgal etmeye başlayınca bungalovlar kaldırıldı. O dönemden sonra ağaçları kesmeye başladılar. Son üç yıl içinde ağaç kıyımı hız kazandı. Çevre derneklerinden de destek gelmedi. Bu arazinin satılmasını istemiyoruz çünkü başka yeşil alanımız kalmıyor. Buralar betonlaşınca biz o alana giremeyeceğiz. Belediyenin mülkü ama bizim de hakkımız var çünkü bu belediyeyi biz seçtik. Burayı tekrar ağaçlandıralım ve yeşil alan olarak kullanalım. Bu talebimizi Belediye Başkanı Hasan Akgün’e ilettik ama kabul etmiyor.”
Zeynep Bilgehan / Hürriyet

7 Ekim 2015 Çarşamba

Baba 4 yaşındaki kızını başörtüsü kaydı diye öldürdü

Hindistan'da Zafer Hüseyin adlı baba, akşam yemeğinde başörtüsü kayan 4 yaşındaki kızını döverek öldürdü.

 Hindistan’ın Uttar Pradesh eyaletinde yaşayan Zafer Hüseyin adlı baba, akşam yemeğinde başörtüsü başından kayan 4 yaşındaki kızını döverek ölümüne neden oldu.

Duyanları dehşete düşüren olay, cumartesi günü yaşandı. İddialara göre, ‘dupatta’ adı verilen geleneksel başörtüsü yemek yediği sırada başından kayan 4 yaşındaki kız çocuğu, babası tarafından feci şekilde dövüldü.

Kızının kafasını defalarca sert zemine vuran zalim baba, küçük kızını öldürdü. Karısından, küçük kızın cansız bedenini gömmesini isteyen Hüseyin, bunu reddeden eşinin ihbarı üzerine polis tarafından yakalandı.

Zavallı kızın cansız bedeni, otopsi için morga gönderildi.


Komşuları Zafer Hüseyin’in, zihin sağlığının yerinde olmadığını ve dini kuralları sıkı sıkıya takip ettiğini belirtti.

Hindistan’ın kuzeyinde yer alan ve çoğunlukla Müslümanların yaşadığı Uttar Paradesh eyaletinde, kadınların ev de dahil özel ve kamusal alanda başörtüsü takmalarıyla ilgili sert kanunlar bulunuyor.

Geçtiğimiz yıl Mart ayında, Polonya vatandaşı bir kadın, hicab giymeyi reddettiği gerekçesiyle Müslüman kocası tarafından Londra’daki dairesinde bıçaklanarak öldürülmüştü. Sözcü

101 yaşındaki foto muhabir hala çalışıyor

Japonya’nın ilk kadın foto muhabiri Tsuneko Sasamoto, 101'inci doğum gününü geride bırakmasına rağmen hala fotoğrafçılığa devam ediyor. Profesyonel fotoğrafçılık kariyerine 25 yaşında başlayan Sasamoto, dünyanın en eski fotoğrafçılarından birisi olarak biliniyor.

Japon Savaşı öncesi ve sonrasına ait önemli karelere imza atan Sasamoto’nun fotoğrafçılık dünyasına ait birçok ödülü bulunuyor.
Sasamoto, kariyerinin önemli bir bölümünü, Japonya’da modernizasyon ve batılılaşmanın ön plana çıktığı Meiji dönemine ait kadınlara ve bilinmeyen kahramanlara ayırdı.  
Bir televizyon kanalına verdiği röportajda konuşan Sasamoto, “Japonya’da insanların yaşlarına gereğinden fazla kafa yoruluyor. Yetmiş yaşıma geldiğimde insanların bana fotoğrafçılığa devam edebilmek için çok yaşlı olduğumu söylemelerini istemiyordum. Bu yüzden yaşımı bir sır gibi sakladım.” demişti. 
 Bir asrı aşkın yaşına rağmen hala fotoğraf çeken Sasamoto’nun, “Asla tembel olmamalısınız. Bu, yaşamınızda pozitif kalmanın ve pes etmemenin temel esasıdır. Hep ileriye gidebilmek için kendinizi zorlamaya ve hayata dair farkındalıklara ihtiyacınız var.” ifadeleri dikkat çekti. 

Geçen yıl sol eli ve her iki bacağı kırılan ve iyileştikten sonra fotoğraf çekmeye devam etmek isteyen Sasamoto, “Ölünceye kadar çalışmak istiyorum. Daha fotoğrafını çekmek istediğim çok şey var.” şeklinde konuştu.  cnntürk

Dünyayı şoke eden haber!

Dünyayı şaşkına çeviren haberin adresi Hindistan. Dört yaşındaki küçük çocuk şiddetli karın ağrısı şikayetiyle hastaneye götürüldü. Karnında bir tümör olduğundan şüphelenilen küçük çocuğun içinden bakın ne çıktı...


Şaşkınlık veren olay Hindistan'ın Kharikabandh köyünde meydana geldi. Şiddetli karın ağrılarıyla hastaneye götürülen küçük çocuğun karnından bir fetüs çıktı. Dünyada görülme ihtimali 5 milyon doğumdan 1'den az olan ve tarihte yalnıza 200 örneği bulunan "fetüs içinde fetüs" (FIF) vakası dünyayı şoke etti. 
Küçük çocuğun içinde elleri, kolları ve kafasının bir bölümü gelişmiş şekilde bulunan embriyonun anne karnında ölen ikizi olduğu ortaya çıktı. Hamileliğin ilk safhalarında gerçekleşen olay henüz gelişemeden ölen ikizin, göbek bağı yoluyla kardeşinin içine girmesiyle meydana geldi.
Uzun süren bir operasyondan sonra fetüs çocuğun içinden çıkarıldı. Ameliyatı gerçekleştiren Doktor Shirshendu Giri, basına yaptığı açıklamada çocuğun durumunun iyi olduğunu ve gözlem altında tutulduğunu belirtti. cnntürk.com.tr

Öpüştüğü erkeği bulmak isterken...

İngiltere’de bir gece kulübünde doğum gününü kutladığı sırada tanışıp ve hatta öpüştüğü adamın cep telefonu numarasını yanlış kaydeden Pippa McKinney onu sosyal medyada arayınca büyük düş kırıklığına uğradı.

Hürriyet'in haberine göre; Gizemli delikanlı ile çektirdiği fotoğrafı Facebook’ta paylaşan 22 yaşındaki McKinney, takipçilerinden bu kişiyi bulmasına yardım etmelerini istedi.
Fotoğraf kısa sürede 17 bin kişi tarafından beğenilip 2 bin kişi tarafından paylaşıldı ve Matt isimli gencin kimliği bulundu. Ancak fotoğrafı ilk gören kişi Matt değil, onun her şeyden habersiz kız arkadaşı Emily oldu.

Emily fotoğraf nedeniyle sevgilisini terk ettiğini sosyal medyada paylaşırken, Pippa McKinney de ilişkinin sona ermesine neden olduğu için eleştiri oklarının hedefi oldu.
hürriyet.com.tr

Kanyonda öldüren poz

İngiliz turist kız, tur rehberinin teşvikiyle fotoğraf çektirmek isterken kanyondan düşüp yaşamını yitirdi.

Avustralya’nın kuzeyindeki Kings Kanyonu’nda bir yamaçtan sarkarak fotoğraf çektirmeye çalışan 23 yaşındaki İngiliz turist Zoe Woolmer, 30 metre yükseklikten yere çakılarak hayatını kaybetti. Woolmer’i canına mal olan fotoğrafı çektirmeye teşvik eden tur rehberi hakkında da soruşturma başlatıldı. Woolmer’ı hayatını kaybettiği noktaya götüren ve fotoğraf çektirmeye teşvik eden rehber Rebecca Gethen’in olay sırasında sadece 6 haftadır tur rehberliği yapmakta olduğu açıklandı. Konuyla ilgili görülen soruşturmada bölgede çalışan tur rehberlerinin turistleri bu tehlikeli bölgede fotoğraf çektirmeye sık sık teşvik ettiği ve “Böyle bir trajedinin gerçekleşmesinin gerçekten de an meselesi olduğu” belirtildi. Hürriyet

İsveç 6 saat mesaiye geçiyor

İsveç, gün içinde çalışanların daha verimli çalışması için günlük mesai saatini 6 saate indirmeyi gündeme getirdi. Geçen yıldan bu yana tartışılan mesai saati uygulamasına ülkedeki bir şehir geçen ay başladı. Dünyanın önde gelen dergi ve gazeteleri 6 saatlik mesai hakkında yazılar yazarken, kendi hükümetlerini de benzer kararlar almaya çağırıyor.

Fortune dergisinde yer alan haberde, İsveç'teki şirketlerin çalışanlardan daha fazla verim elde etmek adına bu uygulamaya sıcak baktığı belirtildi. 
Şirketlerin, dünya genelinde eşine az rastlanır bir örnekle, bu şekilde çalışanlarının aileleriyle daha fazla zaman geçirecekleri için de uygulamayı destekledikleri ifade edildi.
GOTHENBURG BAŞLADI
İsveç'in Gothenburg kentinde bazı işletmeler altı saatlik çalışma mesaisini başlattı.
Bu haftada 30 saatlik çalışma anlamına geliyor.
Türkiye'de çalışma bakanlığı verilerine göre haftalık mesai saati 45 saat.
OECD verilerine göre, Türkiye'de çalışanlar yılda ortalama 1832 saat çalışıyor.
İsveç'te yılda ortalama 1609 saat çalışılıyor.
Kıyaslama yapıldığında, dünyanın en büyük ekonomisi ABD'de haftalık çalışma saati 47 saat.
İsveç'te işsizlik oranı ise yüzde 6,4 seviyesinde.
Türkiye'deki işsizlik oranı yüzde 9,6.
TOYOTA  13 YIL ÖNCE GEÇMİŞTİ
Japon otomobil devi Toyota, uygulama genel anlamda tartışılmaya başlamadan 13 yıl önce 6 saatlik mesaiyi devreye soktu.
Stockholm'daki birçok işletme de günde altı saat çalışıyor.
Uygulama geliştirme şirketi Filimundus'un CEO'su Linus Feldt, daha önce verdiği röportajların birinde, "Sekiz saatlik çalışma mesaisi herkesin düşündüğü kadar verimlilik değil" dedi.
FORTUNE: ABD DERS ALMALI
Fortune dergisinde yer alan bir analizde, ABD hükümetinin İsveç'in bu kararından önemli dersler alması gerektiğini yazdı.

İlker Başbuğ Yargıtay'da ifade veriyor

İlker Başbuğ, Ergenekon Davası kapsamında Yargıtay'da ifade veriyor. George W. Bush yönetimi ve dönemin AK Parti iktidarını suçlayan İlker Başbuğ ifadesinde, “TSK'ya karşı oynanan oyunun arkasında kimler vardır? George W. Bush yönetimi, TSK'ya karşı oynanan oyunu desteklemiştir. Siyasi iktidar ise, ‘Ne istediler de vermedik’ ve ‘aldatıldık’ ifadeleri ile Cemaate gerekli desteği verdiklerini açıkça belirtmiştir” dedi.

Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ergenekon Davası kapsamında Yargıtay'da ifade veriyor.   

Başbuğ ifadesinde "2011 yılı başlarında, bir savcı hazırladığı iddianame ile bizim müebbet hapisle cezalandırılmamızı talep etti ve ÖYM de bu cezayı verdi" dedi.
"BAZI SORUMLULUKLAR TAŞIMAKTAYIM"  "Daha dört yıl geçmeden, aynı konu 25 Aralık iddianamesinde yer aldı" diyen Başbuğ,  bu bölümü tekrar okudu.

Başbuğ, "Aslında bu sözlerden sonra benim konuşmamı sonlandırmam, başka bir söz söylememem lazım. Ancak bazı sorumluluklar taşımaktayım. Birinci sorumluluğum, bu süreçte hayatlarını kaybedenleredir. İkinci sorumluluğum silah arkadaşlarıma ve üçüncüsü ise tarihe karşıdır.  Dördüncü sorumluluğum ise; TSK'ne karşı yapılan bu komploları planlayıcı ve icracılarının yakalanıp, adil yargılanmalarını sağlamaktır" diye konuştu.

"CEMAAT İŞLENEN HUKUK CİNAYETLERİNİN ASLİ FAİLİDİR" "TSK'ne karşı oynanan oynun arkasında kimler vardır?"  diyen İlker Başbuğ, "George W. Bush yönetimi, TSK'ne karşı oynanan oyunu desteklemiştir. Cemaat işlenen hukuk cinayetlerinin asli failidir. Bu cinayeti yargı ve emniyet içine yerleştirdikleri kadroları vasıtasıyla işlemiştir. Siyasi iktidar ise, "Ne istediler de vermedik" ve "aldatıldık" ifadeleri ile Cemaate gerekli desteği verdiklerini açıkça belirtmiştir" şeklinde konuştu. DHA

6 Ekim 2015 Salı

Kısa dönem vekiller mesai saati başına 3500 TL alacak

Türkiye, 7 Haziran seçimlerinin ardından hükümet kurulamaması nedeniyle 1 Kasım'da yeniden seçime giderken, 5 aylık milletvekilleri 'çalışmadıkları' 2.5 ayın maaşını da alacaklar. 1 Kasım seçimlerinde Meclis'e girmeyi başaran eski vekillere ise 'yeni dönem' için de 37 bin 500 lira daha ödenecek. Böylece 25.dönem milletvekillerinin 1 saati için kendilerine 3 bin 500 lira; toplamda ise 108 bin 750 lira maaş ödenmiş olacak.

7 Haziran'da milletvekili seçilenler, 1 Ekim tarihine kadar olan yaklaşık 4 aylık süre içinde 10 kez Genel Kurul toplantısına katıldılar ve 31 saat genel kurul mesaisi yaptılar. 3 ayda bir vekillik maaşının 'peşin ödenmesi' dolayısıyla 7 Haziran'dan 15 Temmuz'a kadar olan süre için 1 ay 1 haftalık maaş olarak kendilerine 18 bin 750 lira ödendi.
45 BİN LİRA ÖDENDİ
15 Temmuz'da ise 3 aylık peşin maaş olarak, 15 Ekim'e kadar olan dönem için, 45 bin liralık ödeme yapıldı. Yasa gereği 15 Ekim'de ise, 15 Ocak 2016'ya kadar olan dönemin maaşı olarak 45 bin lira daha ödenecek. Böylece 25.dönem milletvekillerinin 1 saati için kendilerine 3 bin 500 lira; toplamda ise 108 bin 750 lira maaş ödenmiş olacak.
YASANIN 6.MADDESİ
Bir başka ifadeyle 25.dönem milletvekilleri 15 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında 15 günlük vekillik ücreti olarak 7500 lira almaları gerekirken; fazladan 33 bin 750 lira alacaklar. Hürriyet'in konuyla ilgili sorularını yanıtlayan vekiller, "Bu durum yeni bir kanuni düzenlemeden kaynaklanmıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanunun 6.maddesi hükmü gereği vekiller, seçimlerin yenilenmesi durumunda önceden aldıkları ödenek ve yollukları geri vermiyorlar" dediler.
Söz konusu kanunun ilgili hükmü şöyle, " Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri bu sıfatı iktisap ettikleri aydan itibaren, bu Kanunda belirtilen ödenek ve yolluklara hak kazanırlar. Herhangi bir nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sıfatı kalkanların istihkakları, bu sıfatın kalktığı ayı takip eden aybaşından itibaren verilmez. Ancak, ölüm ve çeşitli sebeplerle genel seçimin yenilenmesi halinde önceden aldıkları üç aylık ödenek ve yolluklar geri alınmaz. Aylık ödenek ve yollukların üç aylığı peşin olarak ve çekle ödenir." 7 Haziran vekillerinden emekli olanlar, bu maaşların yanı sıra 8 bin 200 liralık 'emekli vekil' maaşlarını da almaya devam ettiler.
1 KASIM'DA MECLİSE GİREN 'YENİDEN MAAŞ' ALACAK
AKP'nin 1 Kasım milletvekili aday listesi 7 Haziran'a göre 'büyük ölçüde' değişirken; CHP, MHP ve HDP'de değişim sınırlı oldu. Peki ama 7 Haziran'da vekil olan ve 15 Ekim'de fazladan 2.5 aylık maaş alan isimler, 1 Kasım'da yeniden vekil seçilirlerse maaşları ne olacak?  TBMM yetkilileri bu kişilerin 25.dönem vekili olarak aldıkları maaşları yasa gereği 'iade' edemeyeceklerini belirterek, "26.dönem milletvekili olarak Meclis'e geldiklerinde 1 Kasım'dan 15 Ocak'a kadar olan sürenin maaşını alacaklar. Yani diğer vekillerle birlikte onlara da 2.5 aylık maaş karşılığı 37 bin 500 lira ödenecek" yanıtını verdiler.  (Aysel Alp / hürriyet.com.tr)

AYM Fethullah Gülen'in başvurusunu reddetti

Anayasa Mahkemesi (AYM), Fethullah Gülen’in, bir internet sitesinde yayımlanan röportajda nefret söylemi bulunduğu iddiasıyla Cumhuriyet savcısına yaptığı şikayet neticesinde ilgililer hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle şeref ve itibarının korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yaptığı başvuruyu değerlendirdi.


Resmi Gazete’de yayımlanan AYM kararına göre; Fethullah Gülen, 17 Şubat 2015 tarihinde, bir internet sitesinde yayımlanan “Sağlam: Gülen’in kullanım süresi doldu” başlıklı röportajın hakaret, iftira, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçlarını oluşturduğu iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yetkisizlik kararı verilerek soruşturma dosyası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Nisan 2014 tarihli kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Gülen’in anılan karar yaptığı itiraz, Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 28 Mayıs 2014 tarihli kararıyla reddedildi. Gülen, 24 Temmuz 2014 tarihinde AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. 
cnntürk.com.tr

11 yaşındaki çocuk 8 yaşındaki komşusunu öldürdü

ABD'nin Tennessee eyaletinde 11 yaşındaki bir erkek çocuğu, 8 yaşındaki komşu kızını bir yavru köpek nedeniyle çıkan tartışma yüzünden öldürmekle suçlandı.


Çocuğa küçük yaşta birinci derece cinayet suçlaması yöneltildiği belirtildi.
Polise göre erkek çocuğu adı McKayla Dyler olarak açıklanan komşu kız çocuğunu yavru köpeğini göstermeyi reddettiği için babasına ait olan tüfekle vurdu.
Anne Latasha Dyer iki çocuğun da aynı okula gittiğini söyledi.
Latasha Dyer "Kızımla dalga geçiyor, isimler takıyor kötü davranıyordu. Bir süre bunlara ara verdi ve dün durup dururken gelip kızımı vurdu. Kızıma yeniden sarılmak istiyorum" dedi.
Komşu Chastity Arwood da silah sesi duyduğunu ve ardından McKayla'yı çimlerin üzerinde yatarken gördüğünü söyledi.
Arwood, "Annesini, teyzesini, büyükannesini, büyükbabasını, kardeşini, ablasını teselli etmek hayatımda yapmaya çalıştığım en zor şeydi" dedi.
Adı açıklanmayan zanlı erkek çocuğunun 28 Ekim'de yeniden mahkemeye çıkartılması bekleniyor.
Obama bile isyan etti
ABD'de ateşli silah kaynaklı şiddet olaylarını araştıran Gun Violence Archive adlı gruba göre, bu yıl içinde şimdiye dek 11 yaşın altındaki 559 çocuk ateşli silahlar nedeniyle öldü ya da yaralandı. Son olarak Oregon eyaletinde 26 yaşındaki bir kişi üniversite kampüsünde silahlı saldırıda bulunarak, 10 kişinin ölümüne neden olmuştu. Başkan Obama olay sonrasında sert bir konuşma yaparak bireysel silahlanmanın önüne geçilmesi gerektiği çağrısında bulundu. (miliyet.com.tr)

5 Ekim 2015 Pazartesi

Hacdaki izdihamda 1100'ün üzerinde hacı hayatını kaybetti

Suudi Arabistan'ın Mekke kenti yakınlarındaki Mina'da 24 Eylül'de gerçekleşen izdiham faciasında hayatını kaybedenlerin sayısı konusunda çelişkili ifadeler gelmeye devam ediyor.


Associated Press haber ajansına göre, faciada ölenlerin sayısı, yürek burkan olayda 769 hacının öldüğünü, 934'ünün de yaralandığını duyuran Suudi Arabistan'ın açıkladığı kaybın maalesef epey üzerinde.
16 ülkeden yapılan resmi açıklamaları ve devlete bağlı yayın organlarındaki haberleri inceleyen Associated Press'in hesabına göre, "şeytan taşlama" sırasında yaşanan izdihamda bin 112 hacı yaşamını yitirdi.
Ajansa göre: olayın ardından İran 465, Mısır 146, Endonezya 100, Pakistan 75, Nijerya 64, Mali 60, Hindistan 58, Kamerun 42, Bangladeş 41, Cezayir 18, Etiyopya 13, Çad 11, Kenya sekiz, Senegal beş, Türkiye ve Fas ise üçer vatandaşını yitirdiğini açıkladı. (hürriyet.com.tr)