30 Mart 2016 Çarşamba

tecavüz sanığına ''iyi hal'' indirimi

16 yaşındaki bir kızı kaçırarak demir sopa ile dövdüğü ve cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 24 yıl hapis istemiyle yargılanan sanığın ''iyi hal'' nedeniyle 6 ay 7 güne indirilen cezası, bir daha suç işlemeyeceğine kanaat getirilerek ertelendi.


İki yıl önce polise başvuran 58 yaşındaki E.Ö. isimli kadın, N.B.'nin (16) evi terk edip, arkadaşı S.A.'nın (22) yanına gittiğini ve en son kendisini arayıp ''Anne beni kurtar'' dediğini söyledi.
Bunun üzerine operasyon yapan polis N.B.'yi tutulduğu evde, kapısı kilitli bir odada bulurken, şüpheli S.A. gözaltına alındı. Tutuklanan S.A. hakkında Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada 'nitelikli cinsel istismar' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlamalarıyla 9 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istedi. Savcı, mağdurun uğradığı cinsel saldırı sonucu ruh sağlığının bozulduğunu belirtti.

Bir ay sonra tahliye edilip tutuksuz yargılanan sanık S.A. savunmasında, "N.B.'yi arayıp birlikte kaçmayı teklif ettim. Kendisi de kabul etti. Zorla bir şey olmadı. Bir gün sonra annesi babamla konuşmuş. Ailesi 50 bin lira başlık parası istemiş. Babam 15 bin lira teklif etmiş. Kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdik. Kesinlikle zor kullanıp, darp etmedim" dedi.

"SÜREKLİ OKULUMA GELİP...''

Mağdur N.B. ise sanık S.A. ile internette tanıştığını belirterek, "Sürekli okuluma gelip takip ediyordu. Olay günü önemli şeyler konuşacağını söyleyince taksiye bindim. Beni eve götürdü. Her seferinde zorla ilişkiye girdi" ifadesini kullandı.

Sanık S.A.'nın telefonu ile fırsat buldukça annesini aradığını, yakalandığında ise dayak yediğini belirten N.B., "Polis gelince ağabeyi beni sakladı ve evde kimse olmadığını söyledi. Polis arama yapınca beni buldu. Rızamla ilişkiye girmedim. İlişkiye girmeyi kabul etmeyince beni demir sopa ile döverek zorla birlikte oldu" diye konuştu.

Mağdurun annesi E.Ö. ise, "Kızım beni arayarak 'Bunlar beni satacak. Beni kurtar' dedi. Evlerinin kapısına kadar gittim. Kızımı benden sakladılar. Kızım döndükten sonra sanığın kendisine işkence ettiğini söyledi" diye ifade verdi.

SAVCI: RIZASI VAR

Esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, 15 yaşından büyük mağdurun olayda rızası olduğunu belirterek, sanığın 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan beraatını istedi. Sanığın 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan yargılandığını belirten savcı, mağdurun rızası bulunduğunu, şikayetinin de devam ettiğini kaydetti.

Suçun 'Reşit olmayanla cinsel ilişki' kapsamında kaldığını belirten savcı, S.A.'nın 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Kararı açıklayan mahkeme sanık S.A.'nın 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan beraatına hükmetti. Sanığı 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' yerine 'Reşit olmayanla cinsel ilişki' suçundan 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptıran mahkeme, duruşmadaki iyi hali nedeniyle cezayı 6 ay 7 güne indirdi, ardından yeniden suç işlemeyeceği kanaati ve suç nedeniyle herhangi bir maddi zarar oluşmadığı gerekçesiyle cezanın ertelenmesine hükmetti.

Mahkeme gerekçeli kararında, dosyaya sunulan fotoğraflara göre sanığın mağdureyi hukuka aykırı alıkoyduğuna dair delil elde edilmediğini belirtti. N.B.'nin ailesinin başından beri olaya dair bilgi ve rızası olduğunu belirten mahkeme, sanık ve mağdurun kendi özgür iradeleri ile cinsel ilişkiye girdiğini vurguladı. Eylemin mağdurun rızası dışında gerçekleştiğine dair delil bulunmadığı kaydedilen kararda, sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaate varıldığı ifade edildi.

AVUKATI TEMYİZ ETTİ

Mağdur N.B.'nin avukatı Gazal Bayram Koluman, mahkemenin kararını temyiz etti. Yargıtay'a başvurusunda sanığın kendisini İngilizce öğretmeni olarak tanıttığını belirten avukat Koluman dilekçesinde, "Mağdur evde üvey babası ile tartışınca evi terk edip, sanığı arıyor. Sanık mağduru kendi evine götürüyor ve bir ay alıkoyuyor. Anne günlerce kızına ulaşamıyor. Mağdur bulunduğu zaman vücudunda darp olduğu raporla tespit edildi. Bu rapor zorla alıkoyma delili iken mahkeme rızaya dayandırıp beraat verdi. 18 yaş altındaki her çocuğa yapılan eylemler cinsel istismar kapsamında değerlendirilmeli ve rıza kapsamına alınmamalıdır" dedi. ntvmsnc

Yürürken telefon kullananlara ABD'de ceza geliyor

ABD'nin New Jersey, eyaletinde yürürken akıllı telefon kullanmaya yasak geliyor.


ABD'nin New Jersey eyaleti kısa süre içinde yürürken akıllı cihaz kullanmayı yasaklamaya hazırlanıyor.

Söz konusu tasarının kabul edilmesi durumunda yürürken akılı cihazları ile mesaj atan, müzik dinleyen veya başka amaçlar için kullanan kişilere 50 dolara kadar (yaklaşık 150 TL) para cezası verilecek. Yasa yürürlüğe girerse bu kanunu çiğneyen kişilere 15 gün hapis cezasının da yolu açılacak. Akıllı telefonlar ile ilgili yasaklardan en dikkat çekeni ise kuşkusuz selfie ile alakalı.
Ortalama 1 milyon selfie'nin çekildiğini günümüzde sembolleşen yapıları önünde selfie çekenlerin önüne geçmek için harekete geçen AB, caydırıcı önlemler almaya hazırlanıyor.

Ntv'nin haberine göre kabul görmesi halinde bu yıl içinde yürürlüğe girecek olan yasaklar kapsamında bu tarz fotoğrafların ticari amaçla çekilmesi para ve hatta hapis cezasıyla ise sonuçlanabilecek.

Para karşılığında öğretmen ataması!

Adana'da para karşılığında öğretmen ataması yapan şebeke çökertildi. Usülsüz ataması yapılan 22 öğretmen de meslekten ihraç edildi.

Adana’da para karşılığında öğretmen ataması yaptığı belirlenen bir çete düzenlenen operasyonla çökertildi. Çete lideri beden eğitimi öğretmeninin de aralarında bulunduğu 17 kişi gözaltına alınırken, bu kişilerin atamasını yaptığı 22 öğretmen de meslekten ihraç edildi.

Adana polisi, geçtiğimiz ocak ayında para karşılığında KPSS’den yeterli puan alamayan öğretmen adaylarının atamasını yapan bir çeteyi takibe aldı. Teknik ve fiziki takip sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda çetenin 35 ile 50 bin lira para karşılığında resmi olarak atamasını yaptırdığı 22 öğretmen saptandı. Bu öğretmenler Adana’ya getirilip sorguya alındılar. Öğretmenler, atamalarını para karşılığında Adana Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nde beden eğitim öğretmeni olan Zeki K.’nın yaptırdığını itiraf etti. Özel sürücü kursu da olan Zeki A.’nın da aralarında olduğu olayla ilgili 17 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin para karşılığında KPSS’den düşük puan aldıkları için ataması yapılamayan öğretmen adaylarının bilgilerini alıp, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sistemine girerek atamalarını yaptığı ortaya çıktı.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından acil olarak meslekten ihraç edilen 22 öğretmen sorgularının ardından serbest bırakılırken Zeki K. ile 16 kişinin sorgusu sürüyor. DHA

Beratcan cinayetinin ayrıntıları ortaya çıkıyor!

İstanbul Kartal’da kaybolduktan 15 gün sonra ormanlık alanda cansız bedeni bulunan 10 yaşındaki ilkokul öğrencisi Beratcan Karakütük’ün öldürülmesiyle ilgili soruşturmada serbest bırakılan anne Türkan K.'nin oturduğu ev taşlandı. Polis koruması altında evden çıkarılan Türkan K. koruma isteyince, saat 02.00’de sığınma evine yerleştirildi.


Katil zanlısı Ersin K. yakalandıktan sonra, kendisini azmettirdiğini iddia edince Beratcan’ın annesi Türkan K. gözaltına alınmıştı. Adliyeye sevk edilen anne, Nöbetçi 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından “yeterli delil olmadığı” gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. Anneye “Kendini savunamayacak çocuğunu tasarlayarak öldürmeye azmettirme” suçlaması yöneltilmişti.

‘BERATCAN BİZİ BİRLİKTE GÖRDÜ’

Ersin Kaşıkçı kendini savunurken kan dondurucu ifadelerinde şunları söyledi: “Türkan beni Beratcan’a Ersin ağabey olarak tanıtmıştı. Ben Beratcan ile 3-4 yıl önce tanışmıştım. Soruşturma savcısı da dün Türkan K.’nın serbest bırakılmasına itiraz etti. Anadolu 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararında direnmesi durumunda itiraz dilekçesinin 3. Sulh Ceza Hâkimliğine gönderileceği belirtildi. Sonra eve gelince de beni tanıdı güven duydu. Yaklaşık 2 hafta önce Türkan ile ıssız bir yerde benim servis şoförlüğü yaptığım şirketin aracında birlikte olurken Beratcan bizi gördü. Türkan ‘Bu çocuk bizi gördü. Bu şekilde devam edersek başımıza iş açacak. Buna bir çare bulmamız gerekir’ dedi.

‘NE YAP NE ET KURTUL DEDİ’

Öldürme olayından iki hafta önce bana ‘Ne yap et Beratcan’dan kurtul. Bunu bir şekilde hallet’ dedi. Ben nasıl yapacağım diye sorduğumda ‘Ne yaparsan yap gerekirse öldür’ dedi. Ben kendisine böyle bir şey yapamam dedim. ‘Sen yapmazsan ben evdekilere bir şey yaparım senden bilirler’ diye tehditte bulundu. Bunun üzerine ben de kabul ettim. Suçu işlediğimi kabul ediyorum. Türkan Beratcan’ı öldür diye beni azmettirdi.”

KORUMA TALEP ETTİ

Türkan K., serbest kaldıktan sonra Kartal’daki evine döndü. Ancak aynı gece saat 23.00 sıralarında bazı mahalle sakinleri Karakütük Ailesi’nin evini taşladı.
Polis koruması altında evden çıkarılan Türkan K. koruma isteyince, saat 02.00’de sığınma evine yerleştirildi. Habertürk

Emlakta balon mu var? İşte fiyatların artmasının sırrı

Emlak fiyatlarındaki artış herkesi korkutuyor. Konut sektöründe balon olup olmadığı tartışılıyor. Peki fiyatlardaki bu artışın sırrı ne?

Habertürk ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım, konut piyasasında balon olup olmadığını ve fiyatlardaki artışın nedenini yazdı.

İşte Yıldırım'ın piyasa analizi:

Türkiye’de konut fiyatları yeni yılla birlikte hız kesti. Ocak ayında Türkiye Konut Fiyat Endeksi sadece yüzde 0.52 arttı. Artış son bir yılın en düşüğü. Yıllık artış da aralık ayında yüzde 18.41 iken ocak ayında yüzde 17.50’ye indi.

Yeni konut fiyatları ise ocak ayında yüzde 0.68 geriledi. Bu da geçen yılın ocak ayından beri görülen ikinci fiyat düşüşü. Fiyatlar ocaktaki düşüşle son bir yılda yüzde 15.21’e indi.

2010 yılı başından beri hesaplanıp yayımlanan Konut Fiyat Endeksi’nde Merkez Bankası yeni bir ekleme daha yaptı. O da konut fiyatlarının saf (hedonik) artışını yayınlaması. Nihai veya toplam konut fiyat artışını zaten yayımlıyordu. Saf konut fiyatı ile nihai fiyat arasındaki fark da konutun kalitesinden kaynaklanan artış oluyor. Dolayısıyla Merkez Bankası bu veriyi de ilk kez yayımladı. Biz de 26 istatistiki bölgede son 5 yılın konut fiyat artışı ile hedonik (saf) fiyat artışını karşılaştırdık. Merkez Bankası’nın önceki hafta açıkladığı gibi, konut fiyatlarındaki nominal artışın yaklaşık dörtte biri, reel artışın yaklaşık yarısı kalite artışından kaynaklanıyor. Bu durum konut piyasasında balon var mı yok mu tartışmalarına da yeni bir boyut veya değerlendirme getiriyor. En azından balon hesabı yapılırken dörtte bir oranında indirim de yapılabilir.

Bu durumda konut fiyatlarında balonun da bir tanımını yapmak gerekiyor. Nobel ödüllü Prof. Robert Schiller’in tanımına göre, son 5 yılda fiyatı reel yüzde 100’den fazla artış balon oluşturabilir.

- Son verilere göre Ocak 2011-Ocak 2016 arasındaki 5 yılda TÜFE artışı yüzde 50.3, Türkiye Konut Fiyat Endeksi’ndeki artış da yüzde 98.0 oldu. Buna göre reel artış yüzde 31.7 ile balon bölgesinden oldukça uzakta.

- Yeni açıklanmaya başlanan Hedonik (saf) Konut Fiyat Endeksi 103.72’den 176.83’e çıktı ve son 5 yılda yüzde 70.5 arttı. Yüzde 50.3’lük TÜFE’den arındırdığımızda hedonik fiyatlardaki reel artış yüzde 13.4’te kalıyor.

- İstanbul’daki konut fiyatları son 5 yılda yüzde 141.6 arttı. Enflasyondan arındırılmış artışı yüzde 60.7’yi buluyor. Bu haliyle balonlaşma yönünde yarı yol geçilmiş. Ancak hedonik saf fiyatlar yüzde 118.9 arttı ve bunun reel artışı da yüzde 45.6’da kalıyor. Hedonik açıdan bakıldığında henüz yarı yol yarılanmamış bile. Arada böyle bir fark oluşuyor.

FİYAT BALONU HENÜZ YOK, ASIL SORUN FİNANSMANDA

- Konut fiyat artışında yüzde 114.7 ile Gaziantep, İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Bunun reel artışı yüzde 42.8 oluyor. Hedonik fiyatlara göre 5 yıllık artış yüzde 93.8’de kalıyor. Bunun artışı da reel yüzde 28.9’da kalıyor.

- Hedonik Endeks ile Merkez Bankası konut fiyat artışlarına iyi bir ince ayar çekti. Bu hesaba göre Türkiye çapında konut fiyatlarında son 5 yılda yaşanan reel artış yüzde 13.4. Kalite artışını dikkate almayan nihai ve gerçekleşen fiyatlar ise yüzde 31.7’lik artış kaydetti. Yani toplam artışın yaklaşık yarısı kalite artışından kaynaklanmış.

- Toplam ve hedonik (saf) fiyat artışı karşılaştırmaları daha çok Anadolu’nun gelişmemiş illerinde önemli farklar ortaya koyuyor. Mesela Van’da konut fiyatlarının son 5 yılda saf artışı yüzde 40.5 olurken, kaliteden kaynaklı artışla bu nihai olarak yüzde 68.2’ye çıkmış. Sonuçta kalite artışının saf fiyat artışına oranı da yüzde 68.4 olmuş. En yüksek kalite artışının Van’da ortaya çıkması deprem nedeniyle yeni konut yapımından kaynaklı olabilir.

- Kalite artışının yol açtığı fiyat artışının en çok olduğu ikinci il Muğla. Muğla tatil beldesi ve konut kalitesinde artış olasılığı yüksek.

- Nihai fiyat artışları bize diyor ki, konutta fiyat balonu sorunu henüz yok. Asıl sorun yapılan konutların satılamamasında yani talebin azlığında. Açıkçası alım iştahı da yüksek ama finansman imkânları kısıtlı.

72 bin göçmen Dikili’ye gelecek

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, AB ile yapılan anlaşma gereği 20 Mart’tan sonra Avrupa’ya geçen sığınmacıların iade edilmesi için ‘Geri Kabul Merkezi’ oluşturulmak üzere İzmir’in Dikili İlçesi Kaymakamlığı’ndan yer gösterilmesini istedi. Merkezle ilgili kaymakamlık ve belediye görüş ayrılığı yaşıyor. Dikili halkı binlerce sığınmacının geleciği şüphesiyle endişeli. Dikili Kaymakamı Mustafa Nazmi Sezgin ise iddia edildiği gibi mülteci kampı yapılmayacağını, göçmenlerin kesinlikle barınmayacağını belirtti.

10 gün çalışma yapan kaymakamlık, Hazine’ye ait ve okul arazisi olarak kayıtlı olan ikisi Dikili çıkışında, biri de Çanakkale yolunda olmak üzere üç arazi gösterdi.

Arazileri inceleyen Göç İdaresi yetkilileri, Dikili çıkışındaki iki arazinin küçük olduğunu belirleyerek Çanakkale yolundaki 20 dönümlük arazinin uygun olduğuna karar verdi. İzmir’e 110, Dikili’ye 8 kilometre uzaklıkta olan Ovacık mevkiindeki arazi, karayoluna ve elektrik direklerine yakınlığı nedeniyle merkez için en uygun yer olarak seçildi. Belirlenen alanda 10 gün içinde çalışmaların başlayacağı öğrenildi.

ÖNCE MİDİLLİ SONRA DİKİLİ

Habertürk'ten Mehmet İnmez'in haberine göre Türkiye’ye iade edilecek 72 bin göçmen ilk önce Midilli’deki kamplara yerleştirilecek. Anlaşma gereği 4 Nisan’dan sonra Midilli’den gemilerle Dikili Limanı’na getirilecek olan göçmenler ‘Geri Kabul Merkezi’ne götürülecek. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ekipleri göçmenlerin parmak izlerini alıp kimlik bilgilerini kaydedecek. Geçici oturma izni verilecek göçmenler 24 saat içinde başka kamplara gönderilecek. İsteyenler kayıt işleminden sonra kamp yerine yakınlarının yanında veya kendi tutacakları evlerde kalabilecek.

KAMP TARTIŞMA YARATTI

Merkezle ilgili kaymakamlık ile belediye başkanlığı görüş ayrılığı yaşarken, Dikili halkı da binlerce sığınmacının geleceği şüphesiyle böyle bir merkezin kurulmasına tepki gösteriyor.


Geri Kabul Merkezi’nin kalıcı bir kamp mı bir irtibat bürosu olarak mı hizmet vereceği konusunda endişeleri olduğunu belirten Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, şunları söyledi: “Küçük bir yer yapılacağı söylense de duyumlarımıza göre Dikili’de 600 dönüme yakın bir yer belirlenmiş. Bu alan göçmen kamplarının 2-3 katı ve 20-25 bin göçmen barındırılır. Biz buranın merkez değil, mülteci kampı olacağını düşünüyoruz. Kayıtları yapılan insanlar nereye gidecek? Ege’de kamp yok. Dikili 20-25 bin göçmeni kaldırmaz.Altyapısı ve güvenlik anlamında büyük sıkıntı olur. Umarız bu bölgeye kurma kararlarından vazgeçerler. Kamp için seçilen yerin Dikili olması doğru değil.”

‘DİKİLİ HALKI RAHAT OLSUN’

Dikili Kaymakamı Mustafa Nazmi Sezgin ise iddia edildiği gibi mülteci kampı yapılmayacağını, göçmenlerin kesinlikle barınmayacağını belirtti.

Anlaşma gereği Yunanistan’ın iade ettiği göçmenlerin kayıt işlemlerinin yapılacağını belirten Sezgin, “Dikili’de tespit ettiğimiz üç yerden birinde yapılacak merkez kesinlikle kamp olmayacak. Belirlenen alanda sadece görevliler bulunacak ve kayıt işlemleri için bekleyecek. Göçmenlerin burada kalması için ne yatak, ne yemekhane olacak. Otobüslerle getirilen göçmenler 24 saat içerisinde İzmir ve diğer merkezlere gönderilecek. Kamp kurulsa, güvenlik ve diğer hizmetleri sağlamamız imkânsız. Dikili halkı rahat olsun, kesinlikle kamp yapılmayacak” dedi.

Rehabilitasyon Merkezi’ndeki çocuklardan ’kurtarın bizi’ çığlıkları

İzmit’te istismara uğrayan çocukların bulunduğu Rehabilitasyon Merkezi’nden bu sabah ’Kurtarın bizi’ çığlıkları yükselmesi, ortalığı karıştırdı.


Sosyal medyada ’taciz’ iddialarına neden olan olayın, bu sabah kurum için yapılan aramaya çocukların tepki göstermesinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bekir Yümnü yaptığı açıklamada, istismara uğrayan çocukların kaldığı Rehabilitasyon Merkezi’nin tabelasının bulunmadığını ve adresinin de belli olmasın diye verilmediğini söyledi.

'ARAMA YAPILIRKEN BAĞIRMIŞLAR'

Yümnü, "Burada istismara uğramış çocuklar bulunur. Önlem amaçlı kurum içi arama yapıldığı sırada çocuklar pencerelere çıkıp bağırmışlar. Olay bundan ibaret" dedi. Sözcü

Bakanlık 2 bin 954 personel alacak

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nde istihdam edilmek üzere 2 bin 954 sözleşmeli personel alınmasına ilişkin ilanın yayınlandığını bildirdi.


Toplam 2 bin 954 personelin alınacağı Adalet Bakanlığı'na 2 bin 454 infaz koruma memuru, 144 büro personeli, 95 sağlık personeli, 56 teknisyen, 155 şoför, 26 aşçı ve 24 kaloriferci alınacak.
Bu pozisyonlara yerleşebilmek için KPSS 2014 puanından en az 70 puan alma zorunluluğu bulunuyor. Başvurularda lisans mezunları için 2014 KPSSP3, önlisans mezunları için 2014 KPSSP93, ortaöğretim mezunları için 2014 KPSSP94 puanı esas alınmak kaydıyla Kamu Personeli Seçme Sınavı'ndan 70 ve daha yukarı puan almış olma şartı aranacak.

4 Nisan 2016 tarihinde başlayacak olan başvurular, 15 Nisan 2016 tarihinde sona erecek. 

Ölen kayınvalidesinin hırsıza yazdığı notu Kuran içinde buldu

İzmir’de solunum yetmezliğinden 94 yaşında hayata gözlerini kapayan Aliye Türkan Tüzemen’in, hırsıza "Evladım kapıyı açık bırakma lütfen kapat" diye not bıraktığı ortaya çıktı.

İzmir’de yaşayan Aliye Türkan Tüzemen, solunum yetmezliği sonucu geçen 25 Mart günü tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Erzurumlu işadamı Yılmaz Kuşkay, kayınvalidesi Tüzemen’in oturduğu İzmir’in Hatay semtindeki İnönü Caddesi’nde bulunan Murat Apartmanı’ndaki evinde bulunan Kuran-ı Kerim’in içinde 10 yıl önce hırsıza not yazdığını gördü. Bir bankanın antetli kağıdına kırmızı kalemle ve büyük harflerle yazılan ’Eve hırsızlığa gelene not’ta, Tüzemen şöyle diyor:

"Eve hırsızlığa gelene not. Bak evladım yaşım 84. Ne takım var, ne tutkum. Evimi karıştırma. Şuraya koyuyorum şu parayı. İstersen al, helal olsun. Almazsan Allah razı olsun. Vakit kaybetme oğlum. Güle güle. Evladım kapıyı açık bırakma lütfen kapat. Ben varken de gel buyur. Beraber arayalım, ama sonunda sen mahcup olursun."

Kayınvalidesini Çeşme’deki Çakabey Mezarlığı’nda toprağa verdikten sonra Hatay’daki eve eşi Sevgi Kuşkay ile birlikte geldiklerini belirten Yılmaz Kuşkay, "Kayınvalidem 10 yıl önce Erzurum’a tatile gelirken bu notu yazıyor. Notu o zaman masanın üzerine, bir miktar para ile bırakıyor. Biz de cenazeden sonra Kuran-ı Kerim okumak için açtığımızda o notla karşılaştık. Hırsıza notu, görünce şaşırdım. Sosyal paylaşım sitesinde paylaştım. Çok büyük ilgi gördü" diye konuştu. DHA


29 Mart 2016 Salı

Yılmaz Özdil'in Sen Kimsin yazısı olay oldu

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü köşesinde kaleme aldığı "Sen kimsin" başlıklı yazısıyla sosyal medyada gündem oldu.

Yılmaz Özdil'in yazısı şöyle...
Asrın liderimiz, Kemal Kılıçdaroğlu’na sinirlendi, “çıkmış şimdi, ben burada olduğum sürece başkanlık sistemi gelemez diyor, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz “versin Bilal’i alsın iktidarı” diyen Devlet Bahçeli’ye öfkelendi, “evladı olmadığı için bu çirkin saygısızlığı yapıyor, eğer oğlum yolsuzluk yaptıysa, bunun hesabını yargı sorar, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, Suriye politikasını eleştiren Selahattin Demirtaş’a hatırlattı, “gerek Özgür Suriye ordusunun, gerekse peşmergenin Kobani’ye girişine biz müsaade ettik, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, başkanlık sevdasını eleştiren New York Times’a gazetecilik öğretti, “sen bir gazetesin haddini bileceksin, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, Fethullah Gülen’e haddini bildirdi, “neymiş efendim, Pensilvanya’daki zat ne derse doğruymuş, kimmiş o yav!”
*
Asrın liderimiz, Tüsiad’ın ağzının payını verdi, “neymiş, muhatapları başbakanmış, cumhurbaşkanı değilmiş, sen beni muhatap görsen ne yazar görmesen ne yazar, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, 23 Nisan çocuk bayramı vesilesiyle, makam koltuğunu ilkokul öğrencisine devretti. Gazeteciler, sembolik başbakan olan çocuğa, en başarılı bakanlar hangileri diye sordu. Çocuk, dışışleri ve enerji bakanlarını beğeniyorum dedi. O sırada salonda bulunan milli eğitim bakanı “niye beni söylemedin, seninle dışarda görüşürüz” diye espri yapınca… Asrın liderimiz devreye girdi, çocuğa akıl öğretti, “senin bu bakanı derhal toplantıdan kovman lazım, sen kimsin ki başbakana laf söylüyorsun demen lazım!”
*
Asrın liderimiz, Akp’yi eleştiren 9’uncu cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e giydirdi, “Chp’nin akıl hocası 87 yaşındaki zat gazete gazete dolaşıyor, ortalığı karıştırıyor, otur oturduğun yerde, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz “sayın Öcalan” ifadesi nedeniyle kendisini eleştiren Deniz Baykal’a açtı ağzını yumdu gözünü, “bizimle aşık atamazsın, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, miting yapmak üzere Almanya’ya gelmesini eleştiren Yeşiller Partisi eşbaşkanı Cem Özdemir’e seslendi, “sen kökenin itibariyle böyle konuşma hakkına sahip değilsin, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, Türkiye’nin kredi notunu düşüren Standard&Poor’s’a karşılık verdi, “bunu Tayyip Erdoğan’a yutturamazsın, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, Yassıada projesine karşı çıkan çevrecilere cevap verdi, “adamıza el sürdürmeyiz diyorlar, Yassıada bizimdir diyorlar, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, Barolar Birliği Başkanı Profesör Metin Feyzioğlu’na hukuk öğretti, “sen kimsin de ayar vermeye cüret ediyorsun, Avrupa Birliği’nden bahsediyor, HSYK’ya değiniyor, sanat hakkında görüşlerini aktarıyor, tövbe tövbe, kimsin sen ya!”
*
Asrın liderimiz, TBMM adalet komisyonunda söz almak isteyen Yarsav eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’na yol yordam gösterdi, “çok meraklıysan milletvekili olursun, sen kimsin!”
*
Asrın liderimiz, Rumelihisarı’na mescit yapılmasına karşı çıkan sanatçılara verdi veriştirdi, “kimin bağından kimi kovuyorsunuz, orası zaten ibadet mekanı, siz kimsiniz!”
*
Asrın liderimiz, Can Dündar ve Erdem Gül’ün duruşmasını takip etmek üzere adliyeye gelen konsoloslara diplomasi dersi verdi, “burası senin ülken değil, burası Türkiye, diplomasinin de bir edebi var, adabı var, siz kimsiniz!”
*
Şimdi diyeceksiniz ki, buraya kadar okuduk, acaba yazı nereye bağlanacak?
*
Asrın liderimizin 14 senedir dilinde tüy bitti, gene de anlatamıyor galiba… İster bağlanır ister bağlanmaz kardeşim, siz kimsiniz!

Şehit yüzbaşının eski askerinden gözyaşlarıyla veda

Şehit Jandarma Yüzbaşı Halil Özdemir'i memleketi Mersin'de binlerce vatandaş son yolculuğuna uğurladı. Özdemir 2012 yılında Niğde’nin Bor İlçesi’nde görev yaptığı sırada şoförlüğünü yapan Asaf Başal, şehit yüzbaşının fotoğrafına sarılarak komutanına gözyaşları içinde veda etti.

Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde PKK’lı teröristlerin terk ettikleri binaya tuzakladıkları patlayıcının infilak ettirmesi sonucu şehit olan bölük komutanı Jandarma Yüzbaşı 36 yaşındaki Halil Özdemir’in eşi Pınar, terör örgütüne lanet yağdırarak, "Benim eşim bir kahramandı. Ama onların leşleri kenarda, köepek yiyor. Benim eşime bak. Ben eşimle gurur duyuyorum. Benim eşim ölmedi" dedi.


Çatışmada ayağından yaralanan, istirahatlı olmasına rağmen pansumanlı ayağına bir numara büyük bot giyerek terörle mücadelede bölüğünü ve silah arkadaşlarını yalnız bırakmayarak kahramanlık örneği sergileyen şehit Yüzbaşı Halil Özdemir’in cenazesi, Mardin’de düzenlenen törenin ardından memleketi Mersin’in Tarsus İlçesi’ne getirildi. Şehidin cenazesi ilk olarak, apartmanların, sokakların, caddelerin Türk bayraklarıyla süslendiği Şehitler Tepesi Mahallesi’ndeki baba ocağına götürüldü. Cenazeyi, aralarında Halil Özdemir’in devreleri ve silah arkadaşlarının da bulunduğu yüzlerce kişi karşıladı.


’EŞİMLE GURUR DUYUYORUM’

7 ay önce düzenlenen görkemli bir düğün töreniyle evlendiği eşinin şehit olmasıyla mutluluğu yarım kalan ve yakınlarının desteğiyle güçlükle ayakta duran Pınar Özdemir, helallik alındığı sırada, PKK’ya lanet okudu. 

Pınar Özdemir, "Benim eşim bir kahramandı. Ama onların leşleri kenarda, köpek yiyor. Benim eşime bak. Ben eşimle gurur duyuyorum. Benim eşim ölmedi. Ben ayaktayım. Allah onların belalarını versin, Allah onları kahretsin" diye haykırarak gözyaşlarına boğuldu.



ESKİ ASKERİNDEN GÖZYAŞI

Şehit Yüzbaşı Özdemir’in, 2012 yılında Niğde’nin Bor İlçesi’nde görev yaptığı sırada şoförlüğünü yapan Asaf Başal da komutanını son yolculuğuna uğurlamak için oturduğu Ankara’nın Beypazarı İlçesi’nden Tarsus’a geldi. 

Cenaze aracını görür görmez aracın üzerindeki Türk bayrağı ve şehit komutanının fotoğrafına uzanan maden işçisi Asaf Başal, "Ben senin 1 yıl kapını açtım komutanım. Ben böyle mi görecektim seni. Bana böyle mi gelecektin sen. Kalk Niğde’ye gidelim komutanım. Ben senin 1 yıl kapını açtım sen cenaze arabasıyla mı gelecektin komutanım. Biz askeri arabaya binecektik, sen bunla niye geldin komutanım" diyerek ağladı.


’RÜTBESİ BANA HATIRA’

Tezkere almadan önce komutanının jandarma yeleği, beresi, üsteğmen rütbesi ve eğitim düdüğünü hatıra olarak alan Asaf Başal, DHA muhabirine şunları söyledi:

"Ona yazdığım mektupta, ’Tezkereye sevinirken sizden ayrı geçireceğim yıllara ağlayacağım artık. Bence cennetliksin komutanım’ diye yazmıştım. O da cennete gitti. Baba oğul, abi kardeş gibiydik. Benim her şeyimdi. 4 yıl geçti tezkeremin üstünden. Benim zamanımda komutanım üsteğmendi. Onun rütbesi, yeleği, beresi, eğitim yaptırdığı düdüğü hatıra aldım. Keşke yanında kalaydım da ben de şehit olsaydım. Bizim komutanımız Şırnak’ta, Mardin’de, Niğde’de görev yaptı. Bu yerler hep ağlıyor. Lokantaya girdiğimizde kendi et yerken bize çorba içirmezdi. Bize daha fazlasını yedirirdi."


KAHRAMANLIĞINI GENELKURMAY PAYLAŞMIŞTI

Jandarma Yüzbaşı Halil Özdemir’in şehit olmasının ardından Genelkurmay Başkanlığı’nca, şehidin silah arkadaşlarının kaleme aldığı belirtilen kahramanlık hikayesi basınla paylaşılmıştı.
SON YOLCULUĞUNA 10 BİN KİŞİ UĞURLADI
Şehit Jandarma Yüzbaşı Halil Özdemir’in cenazesi, baba ocağında helallik alındıktan sonra Tarsus Ulu Camii’ne götürüldü. Burada düzenlenen törene Vali Özdemir Çakacak, milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı MHP’li Burhanettin Kocamaz, askeri ve mülki, erkan, şehidin yakınları ile yaklaşık 10 bin kişi katıldı.
Şehidin eşi Pınar ile anne Hürü Özdemir ve Fakılar Mahallesi Muhtarı olan babası Necmi Özdemir törende yakınlarının desteğiyle güçlükle ayakta durabildi. Dev Türk bayrakları ile süslenen cami ve çevresinden cenazeye katılan vatandaşlar, ’Şehitler ölmez vatan bölünmez’ ve ’Kahrolsun PKK’ sloganları attı.
SON GÖREV İÇİN TARSUS’A GELDİLER
Kızıltepe Komando Tabur’unda bölük komutanı olan ve ardından büyük bir kahramanlık hik?yesi bırakan Şehit Yüzbaşı Halil Özdemir’i son yolculuğuna uğurlamak için Ankara, Şırnak, İstanbul, Kocaeli, İzmir, Burdur, Afyon, Düzce, Gaziantep, Kahramanmaraş, Nevşehir ve Mardin’den 50’nin üzerinde silah arkadaşı Tarsus’a geldi. Özdemir’e son görevlerini yerine getirmek için törene katılan askerler, şehidi asker selamıyla son yolculuğuna uğurladı.
Şehit yüzbaşı Halil Özdemir, cenaze namazının kılınmasının ardından Tarsus Şehitliği’nde gözyaşları arasında toprağa verildi.
Tolunay DUMAN- İbrahim MAŞE/TARSUS (Mersin), (DHA)

Karaman'daki cinsel istismar davasında öğretmen meslekten atıldı

Karaman'da çocuklara cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle soruşturma açılan öğretmen M.B. meslekten ihraç edildi.

Milli Eğitim Bakanlığı, Karaman'da çocuklara cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan M.B., YDK tarafından meslekten ihraç edildiğini açıkladı.

Karaman'da vakıf ve derneklere ait olduğu öne sürülen evlerde barınan 10 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan öğretmen, 54 yaşındaki M.B., hakkında hazırlanan iddianame Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

600 yılla yakın hapis cezası ile yargılanması beklenen öğretmen M.B. 20 Nisan'da hakim karşısına çıkacak. Milli Eğitim Bakanlığı da hakkında soruşturma açılan öğretmen M.B.'nin YDK tarafından meslekten ihraç edildiğini açıkladı. DHA

Köy imamı cinsel istismardan tutuklandı

Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı bir köyde görev yapan imam, 14 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı.

Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı İğnebey köyünde geçen yıl atanan imam İ.A., ailesiyle birlikte buraya yerleşti.

İmamın, Kuran kursuna gelen 14 yaşındaki E.Y. isimli kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu öne sürüldü.

Olayın duyulmasının ardından gözaltına alınan İ.A. sevk edildiği mahkeme tarafından "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "cinsel istismar" suçlamalarıyla 18 Ocak'ta tutuklandı.

İmam İ.A., 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca görevden uzaklaştırıldı.
Kaymakamlık da iddialarla ilgili müfettiş görevlendirilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı'na başvurdu.

Olay sonrasında 14 yaşındaki E.Y. ise ailesi tarafından okuldan alındı.

Sözkonusu imamın evli ve iki çocuğunun bulunduğu öğrenildi.

(Kaynak:ntvmsnc)

Antalya'dan büyük iddia: Devler geliyor

ATSO Başkanı Davut Çetin'in dünya starlarının EXPO kapsamında Antalya'ya gelmesi konusunda turizm bakanlığı'na sunduğu talebi gerçekleşti. Çetin'e gör eğer bir aksilik çıkmazsa, Jennifer Lopez, Sting, Scorpions geliyor. Madonna’nın programı iptal oldu.


ATSO Başkanı Davut Çetin, Turizm Bakanlığı'na sunduğu projenin ardından EXPO 2016 kapsamında Jennifer Lopez, Sting, Scorpions'un Antalya'ya geleceğini ve programın yapıldığını söyledi. Daha önceki projede yer alan Madonna'nın ise program ücretinin yüksek olmasından dolayı gelemeyeceği ifade edildi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Mart ayı olağan meclis toplantısı ATSO Meclis Başkanı İzzet Bayer, ATSO Başkanı Davut Çetin ve meclis üyelerinin katılımıyla ATSO Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Toplantıda, terör olaylarının turizme ve ekonomiye etkisini değerlendiren Başkan Davut Çetin, özellikle yabancı basında ciddi rakamların ifade edildiğini belirterek, "Turizmde 2007 yılına dönme riskimiz var. Bazı arkadaşlarımız tekrar başa dönüyoruz diye açıklama ve uyarıda bulundular. Rakam konuşup moral bozmak istemiyoruz, ama yabancı haber kanallarında bile bunlar söyleniyor. Avrupa'da yaz rezervasyonlarında yüzde 40'a yakın düşüşler görüyoruz, sezonda biraz kurtarılabilir, ama şu anda bir şey söylemek mümkün değil. Turizmde 3 ayda yüzde 26, Mart ayında yüzde 25 oranında düşüşle karşı karşıyayız. Yaz aylarında ise böyle olmayacak, Rusya ve Almanya etkili olacak. Önemli bir kaybı Avrupa pazarında görüyoruz. Antalya ekonomisinde şimdiden olumsuz sinyaller görüyoruz" dedi.

"EKONOMİ DÜŞÜŞTE"

Ekonomiye ilişkin değerlendirmesinde ise Başkan Çetin, doların bandını korumasının olumlu olduğunu ancak ekonomide bazı düşüşlerin olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Kur ve faiz cephesindeki istikrara rağmen ekonomiden yavaşlama belirtileri gelmektedir. Otomobil satışları ocak ve şubat ayında geçen yıla göre düşüştedir. Konut satışı geçen yıla göre yavaşlamaktadır. Kredi kullanımında da az da olsa yavaşlama görülüyor. Şubat ayında bireysel kredilerde artış yıllık olarak yüzde 7-8 aralığına inmiş. Buna rağmen beyaz eşya satışları devam ediyor ve ekonomi aynı tempoda gidiyor. Konut satışında Türkiye geneli artmaya devam ederken, Antalya'da hem yerli hem yabancıda düşüş gerçekleşti. Özellikle kredili satışlarda düşüş var."

ÖDÜL TÖRENİ TARTIŞMALARI: "UZATMAYA GEREK YOK"

ATSO'nun geleneksel ödül töreninde ATSO özel ödülünün CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak'a verilmesinin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından tepkiyle karşılanmasına Başkan Çetin kürsüden yanıt verdi. Ödül töreni için herkese davetiye gönderdiklerini belirten Çetin, "Tören tarihini Sayın Çavuşoğlu ve Sayın Hisarcıklıoğlu ile birlikte belirledik. Rifat başkanımız, doktorunun tavsiyesi üzerine, seyahat edemeyeceği için gelemedi. Sayın Çavuşoğlu son anda programı değiştiği için gelemedi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nı yakından bilen herkes gerçekleri bilir. Biz burada 40 bin üyemizi temsil ediyoruz. Biz her zaman meclis ve yönetim kurulu olarak 40 bin üyeyi temsil etmenin sorumluluğuyla hareket ederiz. Herkesten de aynı tavrı bekleriz. Bizim davamız Antalya turizminin, ticaretinin, sanayisinin, tarımının davasıdır. Antalya bir krizle karşı karşıyayken, bizim üyemiz hayatta kalma mücadelesi verirken bu konularla Antalya gündemini işgal edemeyiz, Antalya'ya böyle şeyler yakışmaz. Bugüne kadar hep nezaketle davrandım, bu nezaketimi de sonuna kadar sürdüreceğim. Daha fazla uzatmaya gerek yok" dedi.

JENNİFER LOPEZ, STİNG, SCORPİONS ANTALYA'YA GELİYOR

ATSO Başkanı Çetin, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'a geçtiğimiz aylarda bir proje hazırlayarak içinde Madonna ve Jennifer Lopez'in de bulunduğu dünya starlarından bir kaçının Antalya'ya EXPO kapsamında gelmesini ve ekonomiye katkı sağlanmasını talep etmişti. Taleplerinin karşılık bulduğunu belirten Çetin, "Madonna, Jennifer Lopez gelsin demiştik. Nihayet güzel bir program da ortaya çıkıyor. Eğer bir aksilik çıkmazsa, gerçekten Jennifer Lopez, Sting, Scorpions gibi dünya çapında isimlerin gelmesi gündemde. Böyle isimler ilk kez Antalya'ya gelmiş olacak. Bu konuda emeği geçenlere teşekkür ediyorum" dedi. Öte yandan Madonna'nın yüksek miktarda ücret teklif etmesinden dolayı programının iptal olduğu belirtildi.

Mahkemeden ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ kararı

İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçunun anayasaya aykırı olduğunu karar verdi ve AYM'ye başvurulmasına karar verdi.


Cumhurbaşkanı’na Hakaret’ten yargılanan iki üniversitesi öğrencisinin davasında mahkemeden flaş bir karar çıktı. İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçunun anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok sık başvurduğu, lise öğrencisinden, gazeteciye; siyasetçiden doktorlara kadar pek çok kişi hakkında ceza verilmesini sağlayan, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçuna iptal yolu açıldı. İstanbul Üniversitesi öğrencileri aleyhine “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçuyla açılan davaya bakan Mahkeme, ilgisi yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Davaya bakan İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi AYM’ye başvurusunda, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen TCK’nın 299′uncu maddesinin hem Anayasa’ya, hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirtti.

ÖĞRENCİLERİN AVUKATI URFA: İKİ YÖNDEN ANAYASA’YA AYKIRILIK VAR

İki öğrencinin Avukatlığını yapan Özgür Urfa, Sözcü’ye yaptığı açıklamada, daha önce de farklı mahkemelerden TCK 299′dan açılmış farklı davalar için beraat kararları geldiğini, ancak ilk kez mahkemenin “Anayasa’ya aykırılık” durumunu ciddi bularak, AYM’ye gitmeye karar verdiğini söyledi.

Urfa, Mahkeme’nin başvurusunda AYM’den, TCK’nın 299′un Anayasa’nın “eşitlik ilkesi” ile, uluslararası sözleşmelerin Türk yasalarının üzerinde olduğuna ilişkin 90. maddesi açısından incelenmesi için başvuruda bulunduğunu söyledi. Avukat, mahkemenin bu konuda çeşitli AİHM içtihatları da ortaya koyduğunu vurguladı.

YASA İPTALİ İÇİN MAHKEME’NİN AYM’YE GİTME HAKKI VAR

Anayasa’ya göre, yasa iptalleri için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapma yetkisi sınırlı; AYM’ye yasa iptale başvurusu yapma yetkisine sahip olanlar şunlar;

* Cumhurbaşkanı

* İktidar partisi

* Ana muhalefet partisi

* TBMM’de farklı partilerden de olsa en az 90 imzayı toplayan vekiller

* Mahkemeler.

Bu çerçevede, ilgili mahkemenin baktığı dava konusunda, ilgili yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gitme hakkı bulunuyor.

ÖĞRENCİLER HAKKINDAKİ KARAR AYM KARARINDAN SONRA

İstanbul Üniversitesi öğrencilerini yargılayan İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nin yasa iptali için AYM’ye gitme kararı, Twitter üzerinden, öğrencilerin avukatı Özgür Urfa tarafından açıklandı. Mahkeme, bir yandan AYM başvurusuna hükmederken, diğer yandan da öğrencilerin “Cumhurbaşkanı’na hakaret edip etmedikleri” konusundaki kararını, AYM’nin iptal başvurusu konusunda vereceği kararın sonrasına attı.

AVRUPA KOMİSYONU DA “TCK 299′U KALDIRIN” DEMİŞTİ

Türkiye’nin de kurucu üyeleri arasında yer aldığı Avrupa Konseyi’ne bağlı görev yapan Venedik Komisyonu da, ay başında yayınladığı raporda, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen TCK 299. maddenin “Avrupa normlarına uymadığı” gerekçesiyle kaldırılmasını istemişti.

Venedik Komisyonu’nun raporunda, Avrupa’daki genel uygulama ve uluslararası standartların, devlet başkanlarına hakaretin “suç olmaktan çıkarılması ya da bu suçun hapis cezası içermeyecek biçimde sadece en ciddi sözlü saldırılarla sınırlı tutulması” yönünde olduğu vurgulanmıştı.

MAHKEME KARARIN AYNEN ŞÖYLE;

İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nin AYM’ye başvuru yapılmasına ilişkin bölümü aynen şöyle;

“Mahkememizce 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ‘Cumhuriyetin Nitelikleri’ başlıklı 2. maddesine ve ‘Kanun Önünde Eşitlik’ başlıklı 10. maddesine aykırı düzenleme içerdiği kanaatine varıldığından, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 152. maddesi gereğince, Anayasa Mahkemesi’ne, mahkememiz başvurusunun itiraz olarak kabul edilerek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin İPTALİNE karar verilmesi hususunda başvuruda bulunulmasına, mahkememizin bu dosyasında sanıklar haklarında görülmekte olan kamu davasında, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesi gereğince Anayasa Mahkemesi’nce başvuru ile ilgili olarak verilecek kararın veriliği açıklanmasına kadar, Anayasa Mahkemesi kararının sonucunun beklenmesine karar verildi.” (Kaynak:sözcü.com.tr)