İstanbul'daki terör saldırısı nedeniyle bir gün süreyle milli yas ilan edildi. Ülkede bütün bayraklar yarıya çekilecek.
İstanbul, Beşiktaş Vodafone Arena yakınında düzenlenen saldırılar nedeniyle ülkede bir günlük ulusal yas ilan edildi. Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla bakanlıklara iletilmek üzere gönderilen yazıda, terör saldırıları nedeniyle ülkede 1 gün süreyle milli yasilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi talimatı verildi.TC Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, sözkonusu yazıda şu ifadelere yer verildi:"10 Aralık 2016 tarihinde İstanbul'da meydana gelen menfur terör saldırısı sonucunda, hayatını kaybedenlerin acı kaybından dolayı 1 gün süreyle milli yas ilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi uygun görülmüştür."
11 Aralık 2016 Pazar
İstanbul'da iki bombalı saldırı: 38 şehit, 155 yaralı
İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında ve Maçka Parkı'nda iki ayrı patlama meydana geldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığı açıklamada, "Dün akşamki saldırıda şehadete erişmiş vatan evlatlarımız 38 bunların 30'u polis memuru ve emniyet görevlisi 7'si sivil vatandaş 1'inin kimliği tespit edilemedi" dedi. Soylu, saldırıyla ilgili 13 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. İstanbul Valiliği, 19'u yoğun bakımda 155 yaralı olduğunu açıkladı. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Araçtan yola çıkarak hareket ettiğimiz zaman oklar PKK'yı gösteriyor" açıklaması yaptı. Patlama sesi, Taksim'den Üsküdar'a İstanbul'un birçok yerinden duyuldu.
İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında iki patlama meydana geldi. Vodafone Arena yakınında ve Maçka Parkı'nda iki patlama oldu.
İki patlamada 30'u polis 7'si sivil, 1'i kimliği tespit edilememiş 38 kişi şehit oldu.
Saldırılar nedeniyle yaralananların sayısı ise 155 olarak açıklandı.
İlk patlamanın Vodafone Arena yakınındaki Süzer Plaza ile yan yana olan, daha önce 'Beleştepe' denilen yerde çevik kuvvet otobüsüne yönelik bombalı araçla düzenlendiği belirtiliyor. İkinci patlamanın Maçka Parkı'nda canlı bomba olduğu değerlendiriliyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ, saldırıya ilişkin ortak basın açıklamasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Beşiktaş'taki terör saldırısıyla ilgili konuştu.
CNN Türk'ün sorularını yanıtlayan Kurtulmuş şunları söyledi: "Araçtan yola çıkarak hareket ettiğimiz zaman oklar PKK'yı gösteriyor. Netleştiği taktirde bunlar zaten kamuoyuyla paylaşılacaktır. Nihayetinde belli ki çalışılmış bir senaryo, belli ki üzerinde planlanmış bir senaryo ama bu netleştiği zaman resmi olarak da açıklaması yapılacak."
45 SANİYE ARAYLA İKİ SALDIRI
Açıklamaya ilk olarak başlayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Maalesef dün 22.29 sıralarında Beşiktaş Vodafone Arena Stadı'nın çıkışında elim bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Beşiktaş-Bursaspor arasındaki müsabakanın hemen bitiminde Beşiktaş taraftarı ve ardından Bursaspor taraftarı stadı terk ettikten sonra stattaki asayişi sağlamakla görevli olan çevik kuvvet polislerine doğrudan doğruya hedef alarak yapılan bombalı saldırı oldu. Bombalı saldırı sırasında önce Beleştepe olarak isimlendirilen yerde oradan geçmekten olan seyir halindeki bir araç patlatıldı ve 45 saniye sonra da Maçka Parkı'nda yine polislerin bulunduğu bölgede bir kişi durduruldu ve o kişinin de kendini patlatması sonucu 2 bombalı saldırıyla çok hain, çok alçak terör saldırısıyla Türkiye olarak karşı karşıya kalmış olduk. Terör örgütlerinin, bu terör saldırısından sonra yapmaya niyet ettikleri en önemli şeylerden birisi halkın moralini kırmaktır, bozmaktır.
En az terör saldırısı kadar önem verdikleri hususlardan birisi budur. Allah rızası için lütfen halkın moralini bozacak en ufak bir yayın yapılmasın ve bu anlamda da özellikle sosyal medya üzerinden yapılan birtakım yanlış yayınlara da itibar edilmesin, milletimize de bu ricada bulunuyorum. Çünkü çakallar puslu havaları sever. Kimseyi sevindirmeyelim. Türkiye düşmanlarını, bu milletimizin düşmanlarını sevindirmeyelim. Hep beraber hem yasımızı tutalım hem teröre karşı mücadelemizi sürdürelim hem de yolumuza devam edelim.
Bütün medya kuruluşlarımıza ve bütün milletimize çağrımız şudur; resmi olarak yapılan açıklamaların dışında hiçbir açıklamaya itibar edilmesin. Özellikle sorumsuz bir şekilde sosyal medya kullanılarak, sosyal medya üzerinden yapılan birtakım tezviratın milletimizin moralini bozmak, teröre karşı mücadeledeki azmini kırmaktan başka bir anlamı yoktur" ifadelerini kullandı.
SÜLEYMAN SOYLU: 38 ŞEHİDİMİZ VAR
Kurtulmuş'un ardından konuşan İçişleri Bakanı Soylu yaptığı açıklamada, "Beşiktaş- Bursaspor maçının hemen akabinde Bursaspor taraftarı tahliye olduktan sonra çevik kuvvet ekiplerimizin toplanma yerinde, saat 22.29'da el düzenekli olduğunu değerlendirdiğimiz bomba yüklü bir araç, el düzenek vasıtasıyla patlatılıyor ve olay yerinde şehitlerimiz ve yaralılarımız oluyor. Aynı dakikalarda 45 saniye sonra Maçka Parkı'nda yine bağlantılı olduğunu düşündüğümüz bir başka canlı bomba polisler tarafından fark ediliyor. Etrafı tertibat alınıyor, araç patlatıldıktan hemen sonra o da kendisini tertibat alan polislerin hemen ortasında patlatıyor. Burada içimizin yandığını ifade etmek istiyorum" dedi. Süleyman Soylu daha sonra yaptığı açıklamada şehit sayısını 38 olarak açıkladı. İşçişleri Bakanı Soylu, "Dün akşamki saldırıda şehadete erişmiş vatan evlatlarımız 38 bunların 30'u polis memuru ve emniyet görevlisi 7'si sivil vatandaş 1'inin kimliği tespit edilemedi. Hastanelerde 136 müşahede altında vatandaşımız var. 14'ü yoğun bakımda, 5'i ameliyatta ve 155 toplam hastanelerde şu anda tedavi gören, bu olayla karşı karşıya kalmış, sağlıkları için dua ettiğimiz vatandaşlarımız var. Arkadaşlarımızın yaptığı değerlendirmeler çerçevesinde fail olarak PKK'yı işaret ediyor. Olayın nasıl planlandığı, ne zaman planlandığı konusunda ve nasıl yürütüldüğü konusundaki çerçeve, arkadaşlarımızda var ancak hem soruşturmanın yürütülmesi hem de operasyonun devamı açısından, bu konuda çok fazla değerlendirmede bulunmayacağız." şeklinde konuştu.
İstanbul Valiliği yaptığı son açıklamada 19'u yoğun bakımda 155 yaralı olduğunu açıkladı.
"13 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI"
İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin, patlayan aracın tespitinden yola çıkılarak şu anda yapılan operasyon çerçevesinde 13 kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Soylu, "Bu leş sürüsüne diyeceğim o ki tamamen temizleyene kadar ve bitirene kadar sözümüz onlara o dur ki bu mücadelemiz acımasızca devam edecektir. Kimsenin mazeretine bakmayacağımızı, bu akşam hastanelerde ziyaret ettiğimiz, yüz yüze geldiğimiz ve ahitleştiğimiz arkadaşlarımızın hepimize, bütün bakan arkadaşlarımıza, Sayın Başbakan Yardımcımızın başkanlığında, belki lafzen değil ama kalben verdiğimiz sözdür. Bu memleket çok badirelerden geçti, milletimizin sabrıyla, vakarıyla ve asaletiyle bunları da geçireceğimize inanıyoruz. Tekrar başımız sağolsun ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" diye konuştu.
Soylu'nun ardından söz alan Sağlık Bakanı Akdağ ise "Hastanelerimizde kayıtlı hasta sayısı 166, bunlardan 20'si evlerine gönderilebilmiştir. Şu anda halihazırda ameliyat halinde olan 17 kardeşimiz var. 6 kardeşimiz de yoğun bakımda, yoğun bakımda olan kardeşlerimizin 3'ünün durumu oldukça ciddi" şeklinde konuştu.
BAKANLAR OLAY YERİNDE İNCELEMELERDE BULUNDU
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, bombalı saldırının meydana geldiği yerde inceleme yaptı.
Burada incelemelerde bulunan Kurtulmuş ve beraberindeki bakanlar, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'dan bilgi aldı.
Sağlık Bakanlığı, İstanbul'daki patlama sonrasında hastanelerde kan ihtiyacının bulunmadığını duyurdu.
BEŞİKTAŞ KULÜBÜ'NDEN AÇIKLAMA
Beşiktaş Kulübü'nün internet sitesinde yer alan açıklamada, saldırıda, Vodafone Arena'dan Sorumlu Özel Güvenlik Şube Emniyet Müdürü ve Kongre Üyeleri Vefa Karakurdu ile Kartal Yuvası mağazası çalışanlarından 29 yaşındaki Tunç Uncu'nun şehit olmasından derin üzüntü duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, "Hain saldırıda kaybettiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, sevenlerine ve camiamıza başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz." ifadelerine yer verildi.
6 CUMHURİYET SAVCISI GÖREVLENDİRİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Beşiktaş Vodafone Arena Stadı yakınında düzenlenen bombalı araçla saldırıya ilişkin 1 başsavcı vekili ile 5 cumhuriyet savcısı görevlendirdi.
Beşiktaş Vodafone Arena yakınında gerçekleşen bombalı saldırıya ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlardan Sorumu Başsavcı Vekili İsmail Uçar ve aynı büroda görevli 5 cumhuriyet savcısı görevlendirildi.
Savcıların olay yerine giderek incelemelerde bulunduğu öğrenilirken, saldırıya yönelik soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütüleceği belirtildi.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN PATLAMAYLA İLGİLİ BİLGİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş'ta Vodafone Arena Stadyumu yakınındaki bombalı saldırıyla ilgili yetkililerden bilgi aldı.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, bir dizi telefon görüşmesi yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan gelişmeleri takip ediyor.
Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile ayrı ayrı telefonla görüşerek saldırı hakkında bilgi aldı.
İstanbul'da Tarabya'daki ikametgahında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile birlikte takip ettiği öğrenildi.
Başbakan Binali Yıldırım da, Beşiktaş'taki patlamalara ilişkin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İstanbul Valisi Vasip Şahin'den bilgi aldı.
Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Yıldırım, İçişleri Bakanı Soylu ve İstanbul Valisi Şahin ile görüştü.
Başbakan Yıldırım, Soylu ve Şahin'den patlamalara ilişkin bilgi aldı.
ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA: SALDIRIYI KINIYORUZ
ABD Büyükelçiliği, İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırı sonrası yaptığı açıklamada "Saldırıyı kınıyoruz, terörle mücadelede Türkiye'nin yanındayız. Kalplerimiz ve dualarımız İstanbul'daki insanlarla" ifadelerini kullandı.
GEÇİCİ YAYIN YASAĞI GETİRİLDİ
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başbakanlık tarafından İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında meydana gelen patlamaya ilişkin geçici yayın yasağı getirildiğini duyurdu.
Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 7'nci maddesinde "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda" geçici yayın yasağı getirilebileceğinin öngörüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, patlamanın da anılan hüküm çerçevesinde olduğunun değerlendirildiği ve söz konusu olayla ilgili Başbakanlığın yazısı ile geçici yayın yasağı getirilmesinin uygun görüldüğü belirtilirken, yasağın içeriğine ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:
"Yayın yasağı medya hizmet sağlayıcıları anılan patlamaya ilişkin olarak yapılacak yayınlarda 6112 sayılı Kanun'da ve diğer kanunlarda sayılan yayın ilkelerine uyulması, toplumda korku, panik ve kargaşa oluşturabilecek, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek yayınlardan kaçınılması ve bu çerçevede, yayın yasağı patlamaya ilişkin, patlama anı, patlama sonrası olay yeri, kamu görevlilerinin olay yerinde yürüttükleri çalışmalar, varsa patlama sonucu yaralanan veya hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri unsurlara ve bunlarla ilgili abartılı anlatımlara, olayın aydınlatılması, şüphelilerin yakalanması ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmemesi için, resmi makamlarca yapılan açıklamalar dışında olaya iştirak etme şüphesi bulunan kişilere, bu kişilerin bulundukları yerlere, kullandıkları araçlar ve benzeri diğer hususlara, yayınlarda kesinlikle yer verilmemesini içermektedir." (ntvmsnc.com.tr)
İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında iki patlama meydana geldi. Vodafone Arena yakınında ve Maçka Parkı'nda iki patlama oldu.
İki patlamada 30'u polis 7'si sivil, 1'i kimliği tespit edilememiş 38 kişi şehit oldu.
Saldırılar nedeniyle yaralananların sayısı ise 155 olarak açıklandı.
İlk patlamanın Vodafone Arena yakınındaki Süzer Plaza ile yan yana olan, daha önce 'Beleştepe' denilen yerde çevik kuvvet otobüsüne yönelik bombalı araçla düzenlendiği belirtiliyor. İkinci patlamanın Maçka Parkı'nda canlı bomba olduğu değerlendiriliyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ, saldırıya ilişkin ortak basın açıklamasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Beşiktaş'taki terör saldırısıyla ilgili konuştu.
CNN Türk'ün sorularını yanıtlayan Kurtulmuş şunları söyledi: "Araçtan yola çıkarak hareket ettiğimiz zaman oklar PKK'yı gösteriyor. Netleştiği taktirde bunlar zaten kamuoyuyla paylaşılacaktır. Nihayetinde belli ki çalışılmış bir senaryo, belli ki üzerinde planlanmış bir senaryo ama bu netleştiği zaman resmi olarak da açıklaması yapılacak."
45 SANİYE ARAYLA İKİ SALDIRI
Açıklamaya ilk olarak başlayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Maalesef dün 22.29 sıralarında Beşiktaş Vodafone Arena Stadı'nın çıkışında elim bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Beşiktaş-Bursaspor arasındaki müsabakanın hemen bitiminde Beşiktaş taraftarı ve ardından Bursaspor taraftarı stadı terk ettikten sonra stattaki asayişi sağlamakla görevli olan çevik kuvvet polislerine doğrudan doğruya hedef alarak yapılan bombalı saldırı oldu. Bombalı saldırı sırasında önce Beleştepe olarak isimlendirilen yerde oradan geçmekten olan seyir halindeki bir araç patlatıldı ve 45 saniye sonra da Maçka Parkı'nda yine polislerin bulunduğu bölgede bir kişi durduruldu ve o kişinin de kendini patlatması sonucu 2 bombalı saldırıyla çok hain, çok alçak terör saldırısıyla Türkiye olarak karşı karşıya kalmış olduk. Terör örgütlerinin, bu terör saldırısından sonra yapmaya niyet ettikleri en önemli şeylerden birisi halkın moralini kırmaktır, bozmaktır.
En az terör saldırısı kadar önem verdikleri hususlardan birisi budur. Allah rızası için lütfen halkın moralini bozacak en ufak bir yayın yapılmasın ve bu anlamda da özellikle sosyal medya üzerinden yapılan birtakım yanlış yayınlara da itibar edilmesin, milletimize de bu ricada bulunuyorum. Çünkü çakallar puslu havaları sever. Kimseyi sevindirmeyelim. Türkiye düşmanlarını, bu milletimizin düşmanlarını sevindirmeyelim. Hep beraber hem yasımızı tutalım hem teröre karşı mücadelemizi sürdürelim hem de yolumuza devam edelim.
Bütün medya kuruluşlarımıza ve bütün milletimize çağrımız şudur; resmi olarak yapılan açıklamaların dışında hiçbir açıklamaya itibar edilmesin. Özellikle sorumsuz bir şekilde sosyal medya kullanılarak, sosyal medya üzerinden yapılan birtakım tezviratın milletimizin moralini bozmak, teröre karşı mücadeledeki azmini kırmaktan başka bir anlamı yoktur" ifadelerini kullandı.
SÜLEYMAN SOYLU: 38 ŞEHİDİMİZ VAR
Kurtulmuş'un ardından konuşan İçişleri Bakanı Soylu yaptığı açıklamada, "Beşiktaş- Bursaspor maçının hemen akabinde Bursaspor taraftarı tahliye olduktan sonra çevik kuvvet ekiplerimizin toplanma yerinde, saat 22.29'da el düzenekli olduğunu değerlendirdiğimiz bomba yüklü bir araç, el düzenek vasıtasıyla patlatılıyor ve olay yerinde şehitlerimiz ve yaralılarımız oluyor. Aynı dakikalarda 45 saniye sonra Maçka Parkı'nda yine bağlantılı olduğunu düşündüğümüz bir başka canlı bomba polisler tarafından fark ediliyor. Etrafı tertibat alınıyor, araç patlatıldıktan hemen sonra o da kendisini tertibat alan polislerin hemen ortasında patlatıyor. Burada içimizin yandığını ifade etmek istiyorum" dedi. Süleyman Soylu daha sonra yaptığı açıklamada şehit sayısını 38 olarak açıkladı. İşçişleri Bakanı Soylu, "Dün akşamki saldırıda şehadete erişmiş vatan evlatlarımız 38 bunların 30'u polis memuru ve emniyet görevlisi 7'si sivil vatandaş 1'inin kimliği tespit edilemedi. Hastanelerde 136 müşahede altında vatandaşımız var. 14'ü yoğun bakımda, 5'i ameliyatta ve 155 toplam hastanelerde şu anda tedavi gören, bu olayla karşı karşıya kalmış, sağlıkları için dua ettiğimiz vatandaşlarımız var. Arkadaşlarımızın yaptığı değerlendirmeler çerçevesinde fail olarak PKK'yı işaret ediyor. Olayın nasıl planlandığı, ne zaman planlandığı konusunda ve nasıl yürütüldüğü konusundaki çerçeve, arkadaşlarımızda var ancak hem soruşturmanın yürütülmesi hem de operasyonun devamı açısından, bu konuda çok fazla değerlendirmede bulunmayacağız." şeklinde konuştu.
İstanbul Valiliği yaptığı son açıklamada 19'u yoğun bakımda 155 yaralı olduğunu açıkladı.
"13 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI"
İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin, patlayan aracın tespitinden yola çıkılarak şu anda yapılan operasyon çerçevesinde 13 kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Soylu, "Bu leş sürüsüne diyeceğim o ki tamamen temizleyene kadar ve bitirene kadar sözümüz onlara o dur ki bu mücadelemiz acımasızca devam edecektir. Kimsenin mazeretine bakmayacağımızı, bu akşam hastanelerde ziyaret ettiğimiz, yüz yüze geldiğimiz ve ahitleştiğimiz arkadaşlarımızın hepimize, bütün bakan arkadaşlarımıza, Sayın Başbakan Yardımcımızın başkanlığında, belki lafzen değil ama kalben verdiğimiz sözdür. Bu memleket çok badirelerden geçti, milletimizin sabrıyla, vakarıyla ve asaletiyle bunları da geçireceğimize inanıyoruz. Tekrar başımız sağolsun ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" diye konuştu.
Soylu'nun ardından söz alan Sağlık Bakanı Akdağ ise "Hastanelerimizde kayıtlı hasta sayısı 166, bunlardan 20'si evlerine gönderilebilmiştir. Şu anda halihazırda ameliyat halinde olan 17 kardeşimiz var. 6 kardeşimiz de yoğun bakımda, yoğun bakımda olan kardeşlerimizin 3'ünün durumu oldukça ciddi" şeklinde konuştu.
BAKANLAR OLAY YERİNDE İNCELEMELERDE BULUNDU
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, bombalı saldırının meydana geldiği yerde inceleme yaptı.
Burada incelemelerde bulunan Kurtulmuş ve beraberindeki bakanlar, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'dan bilgi aldı.
Sağlık Bakanlığı, İstanbul'daki patlama sonrasında hastanelerde kan ihtiyacının bulunmadığını duyurdu.
BEŞİKTAŞ KULÜBÜ'NDEN AÇIKLAMA
Beşiktaş Kulübü'nün internet sitesinde yer alan açıklamada, saldırıda, Vodafone Arena'dan Sorumlu Özel Güvenlik Şube Emniyet Müdürü ve Kongre Üyeleri Vefa Karakurdu ile Kartal Yuvası mağazası çalışanlarından 29 yaşındaki Tunç Uncu'nun şehit olmasından derin üzüntü duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, "Hain saldırıda kaybettiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, sevenlerine ve camiamıza başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz." ifadelerine yer verildi.
6 CUMHURİYET SAVCISI GÖREVLENDİRİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Beşiktaş Vodafone Arena Stadı yakınında düzenlenen bombalı araçla saldırıya ilişkin 1 başsavcı vekili ile 5 cumhuriyet savcısı görevlendirdi.
Beşiktaş Vodafone Arena yakınında gerçekleşen bombalı saldırıya ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlardan Sorumu Başsavcı Vekili İsmail Uçar ve aynı büroda görevli 5 cumhuriyet savcısı görevlendirildi.
Savcıların olay yerine giderek incelemelerde bulunduğu öğrenilirken, saldırıya yönelik soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütüleceği belirtildi.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN PATLAMAYLA İLGİLİ BİLGİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş'ta Vodafone Arena Stadyumu yakınındaki bombalı saldırıyla ilgili yetkililerden bilgi aldı.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, bir dizi telefon görüşmesi yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan gelişmeleri takip ediyor.
Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile ayrı ayrı telefonla görüşerek saldırı hakkında bilgi aldı.
İstanbul'da Tarabya'daki ikametgahında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile birlikte takip ettiği öğrenildi.
Başbakan Binali Yıldırım da, Beşiktaş'taki patlamalara ilişkin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İstanbul Valisi Vasip Şahin'den bilgi aldı.
Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Yıldırım, İçişleri Bakanı Soylu ve İstanbul Valisi Şahin ile görüştü.
Başbakan Yıldırım, Soylu ve Şahin'den patlamalara ilişkin bilgi aldı.
ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA: SALDIRIYI KINIYORUZ
ABD Büyükelçiliği, İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırı sonrası yaptığı açıklamada "Saldırıyı kınıyoruz, terörle mücadelede Türkiye'nin yanındayız. Kalplerimiz ve dualarımız İstanbul'daki insanlarla" ifadelerini kullandı.
GEÇİCİ YAYIN YASAĞI GETİRİLDİ
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başbakanlık tarafından İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında meydana gelen patlamaya ilişkin geçici yayın yasağı getirildiğini duyurdu.
Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 7'nci maddesinde "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda" geçici yayın yasağı getirilebileceğinin öngörüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, patlamanın da anılan hüküm çerçevesinde olduğunun değerlendirildiği ve söz konusu olayla ilgili Başbakanlığın yazısı ile geçici yayın yasağı getirilmesinin uygun görüldüğü belirtilirken, yasağın içeriğine ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:
"Yayın yasağı medya hizmet sağlayıcıları anılan patlamaya ilişkin olarak yapılacak yayınlarda 6112 sayılı Kanun'da ve diğer kanunlarda sayılan yayın ilkelerine uyulması, toplumda korku, panik ve kargaşa oluşturabilecek, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek yayınlardan kaçınılması ve bu çerçevede, yayın yasağı patlamaya ilişkin, patlama anı, patlama sonrası olay yeri, kamu görevlilerinin olay yerinde yürüttükleri çalışmalar, varsa patlama sonucu yaralanan veya hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri unsurlara ve bunlarla ilgili abartılı anlatımlara, olayın aydınlatılması, şüphelilerin yakalanması ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmemesi için, resmi makamlarca yapılan açıklamalar dışında olaya iştirak etme şüphesi bulunan kişilere, bu kişilerin bulundukları yerlere, kullandıkları araçlar ve benzeri diğer hususlara, yayınlarda kesinlikle yer verilmemesini içermektedir." (ntvmsnc.com.tr)
10 Aralık 2016 Cumartesi
Uyuşturucu suçlarında cezalar artırıldı
Adalet Bakanlığınca, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) son üç yılda yapılan düzenlemelerle uyuşturucuyla mücadele kapsamında verilen cezalar yeniden düzenlendi.
Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, son üç yılda uyuşturucu suçlarında TCK'da yeni düzenlemelere gidilerek, suçla mücadelenin etkinleştirilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla hapis cezaları artırıldı.
Önceki yıl TCK'da yapılan yeni düzenlemeyle "10 yıldan 20 yıla" kadar hapis cezasına hükmedilen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal, ihraç ve ithal etmenin cezası, "20 yıldan 30 yıla" yükseltildi.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretine ilişkin "5 yıldan 15 yıla" kadar olan hapis cezası ise "10 yıldan 20 yıla" çıkartıldı. Söz konusu ticaret suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde cezanın yarı oranında, örgüt tarafından işlenmesi durumunda da bir kat artırılmasına hükmedildi.
Özendirme cezası '5 yılda 10 yıla' çıkartıldı
cnntürk'ün haberine göre; Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin çocuğa verilmesi veya satılması durumunda da 15 yıldan az olmayacak şekilde ceza uygulanacak.
Düzenlemelerle uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanılmasını kolaylaştıranlar ile özendirenler için öngörülen "2 yıldan 5 yıla" kadar hapis cezası, "5 yıldan 10 yıla" çıkartıldı.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananlar için daha önce verilen "bir yıldan 2 yıla" kadar olan hapis cezası, "2 yıldan 5 yıla" şeklinde değiştirildi.
Geçen yıl TCK'nın 188'inci maddesinde yapılan değişiklikle sentetik uyuşturucu ve türevleri, ceza artırımı nedenleri arasında yer aldı. Öte yandan, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretinin okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi yerlerde yapılması durumunda da cezada artırıma gidilmesine hükmedildi.
İhbar yükümlülüğü kalktı
Bu yıl ise Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın TBMM'de kabul edilmesinin ardından TCK'nın 192'nci maddesinde uyuşturucu kullanan bağımlıları tedaviye teşvik etmek ve hasta ile hekim arasındaki güven ilişkisini korumak amacıyla düzenleme yapıldı.
Böylece, uyuşturucu bağımlılarının tedavi olmak üzere sağlık kuruluşlarına müracaat etmeleri halinde sağlık görevlilerinin kullanıcıları ihbar etme yükümlülükleri kaldırıldı.
Gizli soruşturmacı dönemi
Aynı kanun tasarısı kapsamında uyuşturucu ticareti ve sokak satıcılarıyla etkin mücadele kapsamında bireysel işlenen suçlarda da gizli soruşturmacı görevlendirilmesi amacıyla gizli soruşturmacıya ilişkin hükümleri içeren CMK'nın 139'uncu maddesinin 7'nci fıkrasında düzenleme yapıldı.
Örgütlü suçlara yönelik görevlendirilen gizli soruşturmacılar, bireysel uyuşturucu ticareti suçlarında sokağa çıkacak. Adli kolluk görevlilerinden, suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması ve başka şekilde delil elde edilememesi halinde gizli soruşturmacılar görevlendirilebilecek.
Özellikle sokak satıcılarıyla mücadele edebilmek için gizli soruşturmacılar, bireysel olarak uyuşturucu ticareti yapanlarla alıcı gibi iletişime geçebilecek, çeşitli araştırmalarda bulunup, suça ilişkin delillerin toplanmasını sağlayacak.
Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, son üç yılda uyuşturucu suçlarında TCK'da yeni düzenlemelere gidilerek, suçla mücadelenin etkinleştirilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla hapis cezaları artırıldı.
Önceki yıl TCK'da yapılan yeni düzenlemeyle "10 yıldan 20 yıla" kadar hapis cezasına hükmedilen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal, ihraç ve ithal etmenin cezası, "20 yıldan 30 yıla" yükseltildi.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretine ilişkin "5 yıldan 15 yıla" kadar olan hapis cezası ise "10 yıldan 20 yıla" çıkartıldı. Söz konusu ticaret suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde cezanın yarı oranında, örgüt tarafından işlenmesi durumunda da bir kat artırılmasına hükmedildi.
Özendirme cezası '5 yılda 10 yıla' çıkartıldı
cnntürk'ün haberine göre; Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin çocuğa verilmesi veya satılması durumunda da 15 yıldan az olmayacak şekilde ceza uygulanacak.
Düzenlemelerle uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanılmasını kolaylaştıranlar ile özendirenler için öngörülen "2 yıldan 5 yıla" kadar hapis cezası, "5 yıldan 10 yıla" çıkartıldı.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananlar için daha önce verilen "bir yıldan 2 yıla" kadar olan hapis cezası, "2 yıldan 5 yıla" şeklinde değiştirildi.
Geçen yıl TCK'nın 188'inci maddesinde yapılan değişiklikle sentetik uyuşturucu ve türevleri, ceza artırımı nedenleri arasında yer aldı. Öte yandan, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretinin okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi yerlerde yapılması durumunda da cezada artırıma gidilmesine hükmedildi.
İhbar yükümlülüğü kalktı
Bu yıl ise Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın TBMM'de kabul edilmesinin ardından TCK'nın 192'nci maddesinde uyuşturucu kullanan bağımlıları tedaviye teşvik etmek ve hasta ile hekim arasındaki güven ilişkisini korumak amacıyla düzenleme yapıldı.
Böylece, uyuşturucu bağımlılarının tedavi olmak üzere sağlık kuruluşlarına müracaat etmeleri halinde sağlık görevlilerinin kullanıcıları ihbar etme yükümlülükleri kaldırıldı.
Gizli soruşturmacı dönemi
Aynı kanun tasarısı kapsamında uyuşturucu ticareti ve sokak satıcılarıyla etkin mücadele kapsamında bireysel işlenen suçlarda da gizli soruşturmacı görevlendirilmesi amacıyla gizli soruşturmacıya ilişkin hükümleri içeren CMK'nın 139'uncu maddesinin 7'nci fıkrasında düzenleme yapıldı.
Örgütlü suçlara yönelik görevlendirilen gizli soruşturmacılar, bireysel uyuşturucu ticareti suçlarında sokağa çıkacak. Adli kolluk görevlilerinden, suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması ve başka şekilde delil elde edilememesi halinde gizli soruşturmacılar görevlendirilebilecek.
Özellikle sokak satıcılarıyla mücadele edebilmek için gizli soruşturmacılar, bireysel olarak uyuşturucu ticareti yapanlarla alıcı gibi iletişime geçebilecek, çeşitli araştırmalarda bulunup, suça ilişkin delillerin toplanmasını sağlayacak.
9 Aralık 2016 Cuma
Bu kasabada bunama hastalarına barkod yapıştırıyorlar
Japonya'da bir kasabada demans (bunama) hastası yaşlıların kaybolduklarında kolayca bulunabilmeleri için, tırnaklarına kimlik bilgilerini içeren bir barkodlu çıkartma yapıştırılması yöntemi kullanılıyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Tokyo yakınlarındaki Iruma kasabasında geliştirilen bu barkodlu çıkartmalar, kişinin adresi, bildirilecek bir telefon ve kimlik numarasını içeriyor.
Bu ay başlatılan barkod uygulaması ücretsiz olarak kullanıma sokuldu.
Iruma Sosyal Hizmetler Dairesi'nin verdiği bilgiye göre, uygulama demanslı yaşlıların kaybolmaları halinde ailelerine dönebilmeleri amacıyla başlatıldı.
Bu yöntem sayesinde bulunan hasta belediye binasına getirildiğinde tırnağındaki barkod taranarak bütün kimlik ve iletişim bilgilerine ulaşılıyor.
Aslında giysilere, ayakkabılara yapıştırılan barkodlu çıkartmalar da var ama hastalar bu giysileri kullanmadıklarında işlevsiz kalıyor. Tırnağa yapıştırılan barkod suya dayanıklı ve ortalama iki hafta dayanıyor, daha az görünür olması isteniyorsa ayak parmağı tırnaklarına da yapıştırılabiliyor.
Bu tür buluşların Japonya'da geliştirilmesi bir tesadüf değil. Yaşlı ortalaması yüksek olan ülkede nüfusun dörtte biri 65 yaşın üzerinde. Japonya nüfusunun doğum oranındaki düşüklük nedeniyle 2055 yılında bugünkü 127 milyondan 90 milyon seviyesine gerilemesi ve bunun içinde yaşlıların oranının yüzde 40'a yükselmesi bekleniyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Tokyo yakınlarındaki Iruma kasabasında geliştirilen bu barkodlu çıkartmalar, kişinin adresi, bildirilecek bir telefon ve kimlik numarasını içeriyor.
Bu ay başlatılan barkod uygulaması ücretsiz olarak kullanıma sokuldu.
Iruma Sosyal Hizmetler Dairesi'nin verdiği bilgiye göre, uygulama demanslı yaşlıların kaybolmaları halinde ailelerine dönebilmeleri amacıyla başlatıldı.
Bu yöntem sayesinde bulunan hasta belediye binasına getirildiğinde tırnağındaki barkod taranarak bütün kimlik ve iletişim bilgilerine ulaşılıyor.
Aslında giysilere, ayakkabılara yapıştırılan barkodlu çıkartmalar da var ama hastalar bu giysileri kullanmadıklarında işlevsiz kalıyor. Tırnağa yapıştırılan barkod suya dayanıklı ve ortalama iki hafta dayanıyor, daha az görünür olması isteniyorsa ayak parmağı tırnaklarına da yapıştırılabiliyor.
Bu tür buluşların Japonya'da geliştirilmesi bir tesadüf değil. Yaşlı ortalaması yüksek olan ülkede nüfusun dörtte biri 65 yaşın üzerinde. Japonya nüfusunun doğum oranındaki düşüklük nedeniyle 2055 yılında bugünkü 127 milyondan 90 milyon seviyesine gerilemesi ve bunun içinde yaşlıların oranının yüzde 40'a yükselmesi bekleniyor.
Yeni kimlik kartı için başvurular 1 Ocak'ta
Nüfus cüzdanlarının yerini alacak çipli kimlik kartları dağıtımı pilot illerde başlamasının ardından Hatay Valiliği de yeni kimlik kartları için başvuruların 1 Ocak'ta başlayacağını açıkladı. Açıklamaya göre yeni kimlik kartı başvurusunda gerekenler fotoğraflı belge, biyometrik fotoğraf ve 15 TL kart ücreti.
Hatay Valiliği yeni kimlik kartları için başvuruların 1 Ocak 2017 tarihinde başlayacağını açıkladı. Başvuruların Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün internet sitesi ya da Alo 199 hattından alınacağı belirtildi.
Yeni kimlik kartı başvuruları için biyometrik fotoğraf ve 15 liralık kart ücreti gerektiği ifade edilen açıklamada şunlar yer aldı:
"Kimlik kartı başvurusu ülkemiz genelinde olduğu gibi ilimizde de 01/01/2017 tarihinden itibaren yurt içinde, Genel Müdürlük web portalı üzerinden ya da Çağrı Merkezi (Alo 199) aracılığıyla randevu alınarak veya randevusuz olarak nüfus müdürlüklerine, yurt dışında ise dış temsilciliklere yapılacaktır. Kimlik kartı başvurusu; nüfus cüzdanı, uluslararası aile cüzdanı, pasaport, sürücü belgesi, memur cüzdanı, avukat kimlik kartı, askeri kimlik kartı, basın kartı veya muhtarlıkça düzenlenmiş talep belgesi gibi kimlik belgesi yerine geçen fotoğraflı belge ve bir adet biyometrik fotoğrafla yapılır. Kimlik Kartlarının değişim işlemi esnasında vatandaşlardan 15 TL yeni kart ücreti talep edilecektir. DHA
Hatay Valiliği yeni kimlik kartları için başvuruların 1 Ocak 2017 tarihinde başlayacağını açıkladı. Başvuruların Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün internet sitesi ya da Alo 199 hattından alınacağı belirtildi.
Yeni kimlik kartı başvuruları için biyometrik fotoğraf ve 15 liralık kart ücreti gerektiği ifade edilen açıklamada şunlar yer aldı:
"Kimlik kartı başvurusu ülkemiz genelinde olduğu gibi ilimizde de 01/01/2017 tarihinden itibaren yurt içinde, Genel Müdürlük web portalı üzerinden ya da Çağrı Merkezi (Alo 199) aracılığıyla randevu alınarak veya randevusuz olarak nüfus müdürlüklerine, yurt dışında ise dış temsilciliklere yapılacaktır. Kimlik kartı başvurusu; nüfus cüzdanı, uluslararası aile cüzdanı, pasaport, sürücü belgesi, memur cüzdanı, avukat kimlik kartı, askeri kimlik kartı, basın kartı veya muhtarlıkça düzenlenmiş talep belgesi gibi kimlik belgesi yerine geçen fotoğraflı belge ve bir adet biyometrik fotoğrafla yapılır. Kimlik Kartlarının değişim işlemi esnasında vatandaşlardan 15 TL yeni kart ücreti talep edilecektir. DHA
Rixos'tan Göcek'e yetişkinler oteli
Türkiye'de çocuksuz tatil yapmak isteyenler için tasarlanan ve sadece yetişkinleri ağırlayan otel sayısı artmaya başladı. Son olarak Rixos Premium Göcek Suites & Villas, yetişkinlere özel tatil anlayışını 'One Life' konseptiyle ile Göcek'te hayata geçiriyor.
Dünyaca ünlü koylarıyla tanınan Göcek'te 2014 yılında kapılarını açan Rixos Premium Göcek Suites & Villas, yepyeni 'One Life'" konseptiyle Mayıs 2017 tarihinden itibaren yetişkinlere hitap edecek.
16 yaş ve üzeri misafirlerini ultra her şey dahil konsepti ile ağırlamaya hazırlanan Rixos Premium Göcek Suites & Villas, sadece yetişkinler için olan konsepti kapsamında dinlenmek ve birlikte vakit geçirmek isteyen çiftler ve arkadaş grupları için alternatif bir tatil imkanı sunacak.
Bu özel konsepti ile otel, çocuksuz seyahat eden yetişkinlerin, sakinliğin ve sessizliğin tadını çıkarabilmelerini amaçlıyor.
Rixos Premium Göcek Suites & Villas Genel Müdürü Burç Özarutan, 2017 yılı itibarı ile geçilecek yetişkinlere özel 'One Life' konseptiyle ilgili olarak, "2014 yılı itibari ile Göcek'te başlayan yolculuğumuza 2017 baharı ile birlikte 'Yetişkin Oteli' olarak devam etme kararı aldık. Çıkış noktamız Göçek'in tatil ve dinlence anlamında vadetmiş olduğu dinginlik ve doğa ile bütünleşme konseptine paralel, 'Life Style' bir tatil anlayışı ortaya çıkarmaktır. Misafirlerimize, daha rafine ve kişisel zevklerine hitap edeceğimiz, güzel anılar ile buradan ayrılacakları bir tatil yaşatacağız." dedi.
Çocukları ile birlikte tatil yapmak isteyen aileler ise, otelden ayrı bir şekilde konumlandırılan villalarda rüya gibi bir tatil olanağı bulacak.
Dünyaca ünlü koylarıyla tanınan Göcek'te 2014 yılında kapılarını açan Rixos Premium Göcek Suites & Villas, yepyeni 'One Life'" konseptiyle Mayıs 2017 tarihinden itibaren yetişkinlere hitap edecek.
16 yaş ve üzeri misafirlerini ultra her şey dahil konsepti ile ağırlamaya hazırlanan Rixos Premium Göcek Suites & Villas, sadece yetişkinler için olan konsepti kapsamında dinlenmek ve birlikte vakit geçirmek isteyen çiftler ve arkadaş grupları için alternatif bir tatil imkanı sunacak.
Bu özel konsepti ile otel, çocuksuz seyahat eden yetişkinlerin, sakinliğin ve sessizliğin tadını çıkarabilmelerini amaçlıyor.
Rixos Premium Göcek Suites & Villas Genel Müdürü Burç Özarutan, 2017 yılı itibarı ile geçilecek yetişkinlere özel 'One Life' konseptiyle ilgili olarak, "2014 yılı itibari ile Göcek'te başlayan yolculuğumuza 2017 baharı ile birlikte 'Yetişkin Oteli' olarak devam etme kararı aldık. Çıkış noktamız Göçek'in tatil ve dinlence anlamında vadetmiş olduğu dinginlik ve doğa ile bütünleşme konseptine paralel, 'Life Style' bir tatil anlayışı ortaya çıkarmaktır. Misafirlerimize, daha rafine ve kişisel zevklerine hitap edeceğimiz, güzel anılar ile buradan ayrılacakları bir tatil yaşatacağız." dedi.
Çocukları ile birlikte tatil yapmak isteyen aileler ise, otelden ayrı bir şekilde konumlandırılan villalarda rüya gibi bir tatil olanağı bulacak.
Avrupa'dan suçlama: Türkiye uluslararası hukuku ihlal ediyor
Avrupa Konseyi'nin anayasal konulardaki danışma organı olan Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu, Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana binlerce öğretmen, polis memuru, asker ve kamu görevlisinin tasfiye edilmesinin "uluslararası hukuku ve Türkiye'nin anayasasını ihlal ettiğini" yaptı.
Cuma günü Avrupa Konseyi'nde biraraya gelen Komisyon'un yaptığı açıklamada, "Hükümetin aldığı önlemler, Türk Anayasası ve uluslararası hukukun izin verdiklerinin çok daha ötesine geçti" ifadesi yer aldı.
Türkiye'nin de üye olduğu Komisyon, "Devlet aygıtlarının bu yollarla tasfiye edilmesi, güçlü bir keyfilik görünümü veriyor" açıklamasını yaptı.
Avrupa Yargı Kurulları Ağı'dan HSYK kararı
Bu arada Avrupa Yargı Kurulları Ağı (ENCJ), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun gözlemci statüsünü askıya aldı. ENCJ bu kararı, 'HSYK'nın artık hükümetten bağımsız olmaması' gerekçesiyle aldığını belirtti.
Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye ile müzakerelerin geçici olarak askıya alınması çağrısı yapan tavsiye niteliğindeki karar tasarısını geçen ay kabul etmişti. cnntürk
Cuma günü Avrupa Konseyi'nde biraraya gelen Komisyon'un yaptığı açıklamada, "Hükümetin aldığı önlemler, Türk Anayasası ve uluslararası hukukun izin verdiklerinin çok daha ötesine geçti" ifadesi yer aldı.
Türkiye'nin de üye olduğu Komisyon, "Devlet aygıtlarının bu yollarla tasfiye edilmesi, güçlü bir keyfilik görünümü veriyor" açıklamasını yaptı.
Avrupa Yargı Kurulları Ağı'dan HSYK kararı
Bu arada Avrupa Yargı Kurulları Ağı (ENCJ), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun gözlemci statüsünü askıya aldı. ENCJ bu kararı, 'HSYK'nın artık hükümetten bağımsız olmaması' gerekçesiyle aldığını belirtti.
Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye ile müzakerelerin geçici olarak askıya alınması çağrısı yapan tavsiye niteliğindeki karar tasarısını geçen ay kabul etmişti. cnntürk
'65 yaş ve üstü otobüse bedava binemesin' kampanyası
Sosyal medya Change.org'da başlatılan bir imza kampanyasını konuşuyor. Bu güne kadar Giresunspor için stad yapılmasını sağlayan, yurtlardan ayrılma yaşını 20'ye yükselttiren, Phaselis Antik Kenti'ni kurtaran kampanyalara sahne olan Change.org'da bu kez herkesi şaşırtan bir imza kampanyası başlatıldı.
Change.org'da başlatılan kampanya ses getirdi.
65 yaş üstüne bedava kart
Change.org'daki bilgilere göre ekşisözlük'teki bir entry'yle başlayan kampanyanın amacı '65 yaş üstü kişilere verilen ücretsiz toplu taşıma hakkının kaldırılması'. Nedeni ise 65 yaş üstü kişilerin bu haklarını suistimal ettikleri ve toplu taşıma araçlarında işe gidiş ve işten dönüş saatlerinde yoğunluk yarattıkları iddiası.
İsyan etti kampanya başladı
"Metinde 'Belediyelere ait toplu taşıma araçlarında uygulanan 65 yaş üstü kişilere verilen ücretsiz ulaşım hakkının kaldırılmasını ve yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz' deniliyor ve şöyle devam ediliyor:
Herhangi bir geliri olmayan öğrencilerden bile ücret alındığı sistemde 65 yaş üstü kişilerin bu hakkı suistimal ettiği ve pik saatlerde yoğunluk yarattığı bilinmektedir.Mevcut toplu ulaşım sistemi bu yükü kaldıramamakta, çalışan ve okuyan yani ücretli binen kesim vaktinde ulaşmak istediği yere varamamaktadır. Bakanlığın bu israfa bir an önce önlem almasını istiyoruz.."
Her şey ekşisözlük'te başladı
Kampanyanın başlamasına neden olan ekşisözlük'teki entry'de ise işine ve okula giden insanların, 65 yaş üstü bireyler yüzünden otobüste yer bulamadıklarından yakınılıyordu.
Entry'yi atan kişi 'Mamak'ta otururyorum ve çevremde bulunan yaşlı kişilerin peynir, ekmek ve zeytin almak için otobüsle Ulus'a gidip geldiğine şahit oluyorum' diyerek durumdan şikayet etmiş ve bu durumun israf olduğunu çalışanlara ve okuyanlara saygısızlık olduğunu belirterek 65 yaş üstü bireylere ücretsiz seyahat hakkının kaldırılması gerektiğini savunmuş, bu kişilere indirimli kart verilmesini önermişti.
İsyan büyüdü
Aynı zamanda 65 yaş üstü olan herkesin bu karttan yararlandığını anlatan entry sahibi '20 tane evi olana da bu kart veriliyor, zar zor geçinene de' diyerek bir noktaya daha dikkat çekmişti.
Cumhurbaşkanı'na gönderecekler
7 bin 500 imza desteğini hedefleyen kampanyaya şu ana kadar 5 bin 642 imza geldi. Kampanya sonucu toplanan imzalar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya teslim edilecek.
Kampanya sayfasında katılımcılar ilginç yorumlar ve önerilerde bulunuyor.
Bir kısım bu bireylere saat kısıtlaması getirilmesini savunurken bir kısım da sadece belli meslek gruplarının emeklilerine bu hakkın verilmesi gerektiğini öne sürüyor.
İşte o yorumlardan bazıları: (İsim ve soyadların baş harfleri kullanılmıştır)
İşte yorumlar
Yetti artık yaşlıların beleşçiliği, yaşlılarda zaten para bol asıl öğrencilere ücretsiz olması gerek. Saçmalık.
A.G, Muğla
Öğrencilerden bile ücret alındığı sistemde 65 yaş üstü kişilerin bu hakkı suistimal ettiği ve pik saatlerde yoğunluk yarattığı bilinmektedir.Mevcut toplu ulaşım sistemi bu yükü kaldıramamakta, çalışan ve okuyan yani ücretli binen kesim vaktinde ulaşmak istediği yere varamamaktadır.
Bakanlığın bu israfa bir an önce önlem almasını istiyoruz.
C.C, İstanbul
İş çıkışı veya okul çıkış otobüse binmek bile imkansız hale geliyor. Otobüs içi nüfusun yaşlı oranı yüzde 80'i buluyor. indirimli kart uygulaması daha yerinde olur.
E.H, İstanbul
Böyle bir kampanya devam etmeli ise öğrenciler, işsizler ve asgari ücretle çalışanlar için de benzer düzenlemenin getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer yaşlı vatandaşlar için veriler bu hak uygulanmaya devam edecekse lütfen günün belirli saatlerini içerecek şekilde kapsamı daraltılmalıdır ya da otobüs seferleri sıklaştırılmalıdır. İşe-okula gidiş-dönüş saatlerinde aşırı yığılmaya sebep olmaktadır.
İ.Ü,Ankara
Manisa da otobüs sahibi olarak yazıyorum.devletin 65 yaş üstü bedava taşıma sözü üzerine,ben bedava yolcu taşıyorum..yakıt,şöför,amortisman ı ben veriyorum aylık 4000 kişiyi bedava taşımak zorunda değilim
A.Ö, Manisa
Duygu sömürlerine aldanmayın,babam dahil çevremde bir çok kişi bu durumdan faydalanmasına rağmen bu uygulama kaldırılsın, otobüslerde yer YOKKKK BİNEMİYORUZZZZZ......
V.İ, Ankara
Artık gençlerde sabır kalmadı, istem dışı saygı da kalmadı doğal olarak, bari indirimli olsun çünkü çok suistimal ediliyor artık buna bi çare bulunsun
Y.Y, Ankara
Kesinlikle doğru bir karar,yaşlı teyzeler amcalar otobüsün numarasına bile bakmadan biniyorlar migrosu görünce inip peynir alıp gerisi geriye dönüyorlar.Üstelik bunu sabahın 7.40 ında yapmaları çok güzel.
E.K. İzmir
İmzalıyorum çünkü gerçekten canımıza tak etti. Otobüste bazen tutunacak yer bile bulamıyoruz hatta bazen düşüyoruz resmen sağlık güvenliği diye bişey yok. Biz gençlere sürekli siz gençsiniz demekten başka yaptıkları hiçbir şey yok. Evet genciz ama herşeyden önce insanız. Bizde yoruluyoruz. Ben Hacettepe üniversitesinde okuyorum keçiören'de oturuyorum okula iki saat ayakta gidip geliyorum kitap yükleride cabası. Bize yer versinler diye gözümüzün içine bakana kadar birazda bizleri düşünseler. Kesinlikle ama kesinlikle bu konu hakkında birşeyler yapılsın artık yeter.
M.B, Ankara
cnntürk.com
Change.org'da başlatılan kampanya ses getirdi.
65 yaş üstüne bedava kart
Change.org'daki bilgilere göre ekşisözlük'teki bir entry'yle başlayan kampanyanın amacı '65 yaş üstü kişilere verilen ücretsiz toplu taşıma hakkının kaldırılması'. Nedeni ise 65 yaş üstü kişilerin bu haklarını suistimal ettikleri ve toplu taşıma araçlarında işe gidiş ve işten dönüş saatlerinde yoğunluk yarattıkları iddiası.
İsyan etti kampanya başladı
"Metinde 'Belediyelere ait toplu taşıma araçlarında uygulanan 65 yaş üstü kişilere verilen ücretsiz ulaşım hakkının kaldırılmasını ve yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz' deniliyor ve şöyle devam ediliyor:
Herhangi bir geliri olmayan öğrencilerden bile ücret alındığı sistemde 65 yaş üstü kişilerin bu hakkı suistimal ettiği ve pik saatlerde yoğunluk yarattığı bilinmektedir.Mevcut toplu ulaşım sistemi bu yükü kaldıramamakta, çalışan ve okuyan yani ücretli binen kesim vaktinde ulaşmak istediği yere varamamaktadır. Bakanlığın bu israfa bir an önce önlem almasını istiyoruz.."
Her şey ekşisözlük'te başladı
Kampanyanın başlamasına neden olan ekşisözlük'teki entry'de ise işine ve okula giden insanların, 65 yaş üstü bireyler yüzünden otobüste yer bulamadıklarından yakınılıyordu.
Entry'yi atan kişi 'Mamak'ta otururyorum ve çevremde bulunan yaşlı kişilerin peynir, ekmek ve zeytin almak için otobüsle Ulus'a gidip geldiğine şahit oluyorum' diyerek durumdan şikayet etmiş ve bu durumun israf olduğunu çalışanlara ve okuyanlara saygısızlık olduğunu belirterek 65 yaş üstü bireylere ücretsiz seyahat hakkının kaldırılması gerektiğini savunmuş, bu kişilere indirimli kart verilmesini önermişti.
İsyan büyüdü
Aynı zamanda 65 yaş üstü olan herkesin bu karttan yararlandığını anlatan entry sahibi '20 tane evi olana da bu kart veriliyor, zar zor geçinene de' diyerek bir noktaya daha dikkat çekmişti.
Cumhurbaşkanı'na gönderecekler
7 bin 500 imza desteğini hedefleyen kampanyaya şu ana kadar 5 bin 642 imza geldi. Kampanya sonucu toplanan imzalar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya teslim edilecek.
Kampanya sayfasında katılımcılar ilginç yorumlar ve önerilerde bulunuyor.
Bir kısım bu bireylere saat kısıtlaması getirilmesini savunurken bir kısım da sadece belli meslek gruplarının emeklilerine bu hakkın verilmesi gerektiğini öne sürüyor.
İşte o yorumlardan bazıları: (İsim ve soyadların baş harfleri kullanılmıştır)
İşte yorumlar
Yetti artık yaşlıların beleşçiliği, yaşlılarda zaten para bol asıl öğrencilere ücretsiz olması gerek. Saçmalık.
A.G, Muğla
Öğrencilerden bile ücret alındığı sistemde 65 yaş üstü kişilerin bu hakkı suistimal ettiği ve pik saatlerde yoğunluk yarattığı bilinmektedir.Mevcut toplu ulaşım sistemi bu yükü kaldıramamakta, çalışan ve okuyan yani ücretli binen kesim vaktinde ulaşmak istediği yere varamamaktadır.
Bakanlığın bu israfa bir an önce önlem almasını istiyoruz.
C.C, İstanbul
İş çıkışı veya okul çıkış otobüse binmek bile imkansız hale geliyor. Otobüs içi nüfusun yaşlı oranı yüzde 80'i buluyor. indirimli kart uygulaması daha yerinde olur.
E.H, İstanbul
Böyle bir kampanya devam etmeli ise öğrenciler, işsizler ve asgari ücretle çalışanlar için de benzer düzenlemenin getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer yaşlı vatandaşlar için veriler bu hak uygulanmaya devam edecekse lütfen günün belirli saatlerini içerecek şekilde kapsamı daraltılmalıdır ya da otobüs seferleri sıklaştırılmalıdır. İşe-okula gidiş-dönüş saatlerinde aşırı yığılmaya sebep olmaktadır.
İ.Ü,Ankara
Manisa da otobüs sahibi olarak yazıyorum.devletin 65 yaş üstü bedava taşıma sözü üzerine,ben bedava yolcu taşıyorum..yakıt,şöför,amortisman ı ben veriyorum aylık 4000 kişiyi bedava taşımak zorunda değilim
A.Ö, Manisa
Duygu sömürlerine aldanmayın,babam dahil çevremde bir çok kişi bu durumdan faydalanmasına rağmen bu uygulama kaldırılsın, otobüslerde yer YOKKKK BİNEMİYORUZZZZZ......
V.İ, Ankara
Artık gençlerde sabır kalmadı, istem dışı saygı da kalmadı doğal olarak, bari indirimli olsun çünkü çok suistimal ediliyor artık buna bi çare bulunsun
Y.Y, Ankara
Kesinlikle doğru bir karar,yaşlı teyzeler amcalar otobüsün numarasına bile bakmadan biniyorlar migrosu görünce inip peynir alıp gerisi geriye dönüyorlar.Üstelik bunu sabahın 7.40 ında yapmaları çok güzel.
E.K. İzmir
İmzalıyorum çünkü gerçekten canımıza tak etti. Otobüste bazen tutunacak yer bile bulamıyoruz hatta bazen düşüyoruz resmen sağlık güvenliği diye bişey yok. Biz gençlere sürekli siz gençsiniz demekten başka yaptıkları hiçbir şey yok. Evet genciz ama herşeyden önce insanız. Bizde yoruluyoruz. Ben Hacettepe üniversitesinde okuyorum keçiören'de oturuyorum okula iki saat ayakta gidip geliyorum kitap yükleride cabası. Bize yer versinler diye gözümüzün içine bakana kadar birazda bizleri düşünseler. Kesinlikle ama kesinlikle bu konu hakkında birşeyler yapılsın artık yeter.
M.B, Ankara
cnntürk.com
8 Aralık 2016 Perşembe
Solomon Adaları'nda 7.7 büyüklüğünde deprem
Solomon Adaları yakınlarında 7.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Depremin ardından Solomon Adaları, Vanuatu, Papua Yeni Gine, Nauru, Yeni Caledonia ve Tuvaluand için gelecek üç saat içinde 'şiddetli' tsunami uyarısı yapıldı.
Depremin ardından Solomon Adaları, Vanuatu, Papua Yeni Gine, Nauru, Yeni Caledonia ve Tuvaluand için gelecek üç saat içinde 'şiddetli' tsunami uyarısı yapıldı.
İzmir'de gönüllü öğretmenlik için köye giden 6 kadına cinsel saldırı
İzmir’in Karabağlar İlçesi’ne bağlı bir köyde kursa gidemeyen 35 öğrenciye gönüllü olarak ders veren 6 kadın öğretmen, misafir olarak kaldıkları konteyner evde tecavüze uğramaktan son anda kurtuldu. Kadınlar dava açtı. Emekli matematik öğretmeni F.Ö., ''İlk duruşmada hâkimin olayı basit bir laf atma olarak görmesi, ‘Sizin orada ne işiniz vardı?’ şeklinde yaklaşması bizi çok üzdü'' dedi.
Habertürk Gazetesi'nden Melis Apaydın İde'nin haberine göre saldırı, kadınların şikâyetçi olup dava açmalarıyla ortaya çıktı.
S.C. (39), İ.P. (26), B.D. (26), E.Ş. (40), F.Ö. (66) ve B.Ö. (26) adlı 6 gönüllü öğretmen, 2015 yılının eylül ayında Karabağlar’a bağlı bir köyde yaşayan çocukların eğitimlerine destek olmak için gönüllü olarak çalışmaya karar verdi. Haftanın belirli günlerinde köyün çocuklarıyla bir araya gelen 6 kadın öğretmen; matematik, Türkçe ve İngilizce dersleri vererek 35 çocuğun gelişimine katkıda bulundu.
Köyün kadınlarından T.D. (53), 14 Mayıs 2016’da gönüllü öğretmenleri akşam yemeği için evine davet etti. Akşam yemeğinin ardından öğrenci ve velilerle görüşen 6 öğretmen, saat 00.10’da geceyi geçirmek üzere T.D.’ye ait konteyner eve gitmek istedi. Bu sırada köy meydanında araç içinde alkol alan Y.I. (48), M.A. (36), M.B. (23) ve A.Ç. (18), kadınları ıslık çalıp laf atarak taciz etti.
Araçtakilerle herhangi bir diyaloğa girmeyen öğretmenler, ev sahibi T.D. ile birlikte konteyner eve gitti.
Kapıyı zorladılar
İddiaya göre saat 01.30’da A.Ç.’yi gözcü olarak dışarıda bırakarak konteyner eve giden Y.I., M.A. ve M.B., kapıyı yumruklamaya başladı. İçeride korku dolu anlar yaşayan 6 öğretmenle ev sahibi T. D., çığlık atarak yardım istedi. Kadınların kaçamaması için ayakkabılarını uçurumdan aşağıya atan, araçlarının lastiklerini indiren saldırganlar, kapıyı zorlayarak içeriye girmeye çalıştı. Zanlılar, ev sahibi T.D.’nin erkek kardeşi H.Y.’nin olay yerine gelmesiyle kaçarak uzaklaştı.
Olayın ardından büyük şok yaşayan öğretmenler, 4 saldırgandan şikâyetçi oldu. İlk etapta zanlıların 4’ü de suçlamaları kabul etmedi. Dışarıda gözcü olarak beklediğini ikinci ifadesinde itiraf eden A.Ç., arkadaşlarının kadınlara tecavüz etmek amacıyla konteyner eve gittiğini söyledi. İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, zanlılar “mala zarar verme ve cinsel taciz” suçundan toplam 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaya başlandı.
''Hakimin 'sizin orada ne işiniz vardı' demesi bizi çok üzdü''
Olayın üzerinden 7 ay geçmesine rağmen hâlâ psikolojik olarak toparlanamadıklarını söyleyen emekli matematik öğretmeni F.Ö., şunları dedi: “Davanın ilk duruşması 13 Ekim’deydi. İkinci duruşma hâkimin sağlık problemi nedeniyle şubata ertelendi. İlk duruşmada hâkimin olayı basit bir laf atma olarak görmesi, ‘Sizin orada ne işiniz vardı?’ şeklinde yaklaşması bizi çok üzdü. O kapıyı açabilselerdi, ev sahibimizin kardeşi o anda gelmeseydi çok daha kötü şeyler olabilirdi. Zanlılardan birinin burs vermek istediğimiz bir öğrencinin babası olması bizi çok sarstı. Çocuklarımız için yapacağımız çok şey vardı. Maalesef yapamadık.”
‘Köyümüzün yüz karaları’
Öğretmenlerin saldırıya maruz kalması, köylüleri çok üzdü. Tutuksuz olarak yargılanan zanlıların köyün erkekleri tarafından darp edildiğini söyleyen konteyner evin sahibi T.D., “Bunlar köyümüzün yüz karası. Çocuklarımıza eğitim vermek için gelen öğretmenlere yapılanları bu köy affetmez. Onları artık burada barındırmayız. Hâlâ aileleri köyde yaşıyor. Kendileri de gizlenerek evlerine gelip gidiyor. Bu kişilerin bir an önce cezalandırılmasını istiyoruz. Öğretmenlerimize her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.
Habertürk Gazetesi'nden Melis Apaydın İde'nin haberine göre saldırı, kadınların şikâyetçi olup dava açmalarıyla ortaya çıktı.
S.C. (39), İ.P. (26), B.D. (26), E.Ş. (40), F.Ö. (66) ve B.Ö. (26) adlı 6 gönüllü öğretmen, 2015 yılının eylül ayında Karabağlar’a bağlı bir köyde yaşayan çocukların eğitimlerine destek olmak için gönüllü olarak çalışmaya karar verdi. Haftanın belirli günlerinde köyün çocuklarıyla bir araya gelen 6 kadın öğretmen; matematik, Türkçe ve İngilizce dersleri vererek 35 çocuğun gelişimine katkıda bulundu.
Köyün kadınlarından T.D. (53), 14 Mayıs 2016’da gönüllü öğretmenleri akşam yemeği için evine davet etti. Akşam yemeğinin ardından öğrenci ve velilerle görüşen 6 öğretmen, saat 00.10’da geceyi geçirmek üzere T.D.’ye ait konteyner eve gitmek istedi. Bu sırada köy meydanında araç içinde alkol alan Y.I. (48), M.A. (36), M.B. (23) ve A.Ç. (18), kadınları ıslık çalıp laf atarak taciz etti.
Araçtakilerle herhangi bir diyaloğa girmeyen öğretmenler, ev sahibi T.D. ile birlikte konteyner eve gitti.
Kapıyı zorladılar
İddiaya göre saat 01.30’da A.Ç.’yi gözcü olarak dışarıda bırakarak konteyner eve giden Y.I., M.A. ve M.B., kapıyı yumruklamaya başladı. İçeride korku dolu anlar yaşayan 6 öğretmenle ev sahibi T. D., çığlık atarak yardım istedi. Kadınların kaçamaması için ayakkabılarını uçurumdan aşağıya atan, araçlarının lastiklerini indiren saldırganlar, kapıyı zorlayarak içeriye girmeye çalıştı. Zanlılar, ev sahibi T.D.’nin erkek kardeşi H.Y.’nin olay yerine gelmesiyle kaçarak uzaklaştı.
Olayın ardından büyük şok yaşayan öğretmenler, 4 saldırgandan şikâyetçi oldu. İlk etapta zanlıların 4’ü de suçlamaları kabul etmedi. Dışarıda gözcü olarak beklediğini ikinci ifadesinde itiraf eden A.Ç., arkadaşlarının kadınlara tecavüz etmek amacıyla konteyner eve gittiğini söyledi. İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, zanlılar “mala zarar verme ve cinsel taciz” suçundan toplam 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaya başlandı.
''Hakimin 'sizin orada ne işiniz vardı' demesi bizi çok üzdü''
Olayın üzerinden 7 ay geçmesine rağmen hâlâ psikolojik olarak toparlanamadıklarını söyleyen emekli matematik öğretmeni F.Ö., şunları dedi: “Davanın ilk duruşması 13 Ekim’deydi. İkinci duruşma hâkimin sağlık problemi nedeniyle şubata ertelendi. İlk duruşmada hâkimin olayı basit bir laf atma olarak görmesi, ‘Sizin orada ne işiniz vardı?’ şeklinde yaklaşması bizi çok üzdü. O kapıyı açabilselerdi, ev sahibimizin kardeşi o anda gelmeseydi çok daha kötü şeyler olabilirdi. Zanlılardan birinin burs vermek istediğimiz bir öğrencinin babası olması bizi çok sarstı. Çocuklarımız için yapacağımız çok şey vardı. Maalesef yapamadık.”
‘Köyümüzün yüz karaları’
Öğretmenlerin saldırıya maruz kalması, köylüleri çok üzdü. Tutuksuz olarak yargılanan zanlıların köyün erkekleri tarafından darp edildiğini söyleyen konteyner evin sahibi T.D., “Bunlar köyümüzün yüz karası. Çocuklarımıza eğitim vermek için gelen öğretmenlere yapılanları bu köy affetmez. Onları artık burada barındırmayız. Hâlâ aileleri köyde yaşıyor. Kendileri de gizlenerek evlerine gelip gidiyor. Bu kişilerin bir an önce cezalandırılmasını istiyoruz. Öğretmenlerimize her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.
AİHM görevden uzaklaştırılan öğretmenin başvurusunu kabul etmedi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 15 Temmuz sonrası görevden uzaklaştırılan öğretmenin başvurusunu 'iç hukuk yollarını tüketmediği" gerekçesiyle kabul etmedi.
Trabzon Ortahisar Gazi Anadolu Lisesindeki müdür yardımcılığı yapan Akif Zihni, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 672 sayılı kanun hükmünde kararname ile görevden uzaklaştırıldı. Yeniden devlet hizmetinde çalışma hakkını kaybeden ve pasaportuna el konulan Zihni, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu.
Başvuruyu görüşen mahkeme, Zihni'nin "kanun hükmünde kararname ile uygulamaya konulan tedbirlere karşı herhangi bir itiraz veya iptal yolu bulunmadığı" ve "Anayasa Mahkemesinin tarafsız bir karar verebilmesi mümkün görünmediği" gerekçesiyle iç hukuk ile hakkını aramadığı gerekçesini ikna edici bulmadı. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin OHAL'in anayasaya uygun olduğuna karar vermesinin, bu yasadankaynaklı olan bireylerin başvurularına bakmasının engel teşkil etmeyeceği yönünde görüş bildirdi. Kararda, "Ayrıca, Anayasa Mahkemesi kanun hükmünde kararname ile alınan önlemlere ilişkin olarak kendisine sunulan binlerce başvuruyu incelemeye yetkili olup olmadığı konusunda henüz bir karar vermemiştir." denildi. cnntürk
Trabzon Ortahisar Gazi Anadolu Lisesindeki müdür yardımcılığı yapan Akif Zihni, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 672 sayılı kanun hükmünde kararname ile görevden uzaklaştırıldı. Yeniden devlet hizmetinde çalışma hakkını kaybeden ve pasaportuna el konulan Zihni, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu.
Başvuruyu görüşen mahkeme, Zihni'nin "kanun hükmünde kararname ile uygulamaya konulan tedbirlere karşı herhangi bir itiraz veya iptal yolu bulunmadığı" ve "Anayasa Mahkemesinin tarafsız bir karar verebilmesi mümkün görünmediği" gerekçesiyle iç hukuk ile hakkını aramadığı gerekçesini ikna edici bulmadı. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin OHAL'in anayasaya uygun olduğuna karar vermesinin, bu yasadankaynaklı olan bireylerin başvurularına bakmasının engel teşkil etmeyeceği yönünde görüş bildirdi. Kararda, "Ayrıca, Anayasa Mahkemesi kanun hükmünde kararname ile alınan önlemlere ilişkin olarak kendisine sunulan binlerce başvuruyu incelemeye yetkili olup olmadığı konusunda henüz bir karar vermemiştir." denildi. cnntürk
Ateş karıncaları Avustralya'yı tehdit ediyor
Avustralya'nın Queensland eyaletindeki kırmız ateş karıncalarının ülke için büyük bir tehdit olduğu açıklandı. Ülkede karıncalarla mücadele için 10 yılda 380 milyon Avustralya doları bütçe ayrılması gerektiği belirtiliyor.
Avustralya'nın Queensland eyaletinde hızla çoğalan kırmızı ateş karıncalarının ülke geneli için tehlike oluşturduğu bildirildi.
Avustralya'daki ABC televizyonu tarafından yayımlanan, Ulusal Kırmızı Ateş Karıncalarını Yok Etme Programının raporuna göre, 2001'de Güney Amerika'dan gelen gemilerle ülkeye giren kırmızı ateş karıncaları, ülke için vahşi tavşanlar, dev kara kurbağaları ve tilkilerden daha fazla tehlike arz ediyor.
Raporda, ölümcül ısırığa sahip istilacı ateş karıncalarının yok edilmesi için zamanın hızla daraldığına işaret edilerek, Queensland'ın güneydoğusu ve Yeni Güney Galler eyalet sınırına 50 kilometre mesafeye kadar yayılan kırmızı karıncalara karşı önlem alınmadığı takdirde bu türün ülkenin tümüne yayılabileceğine dikkat çekildi.
MÜCADELE İÇİN 380 MİLYON AVUSTRALYA DOLARI
Ülkede her yıl ateş karıncalarının ısırığına maruz kalan 3 bin kişinin ölümcül sonuçları olan anafilaktik şoka girebileceği uyarısında bulunulurken, federal hükümetin kırmızı karıncalarla mücadele için gelecek 10 yılda 380 milyon Avustralya doları bütçe ayırması gerektiği belirtildi.
Yayılmacı Türler Konseyi Başkanı Andrew Cox, söz konusunu sorunla mücadele için yetkililerin daha fazla bütçe ayırmaması durumundada önce güneydoğu Queensland sonra Avustralya genelinde kırmızı karıncalarla mücadelenin kaybedileceği belirtti.
"ZAMAN DARALIYOR"
Cox, "Eğer şimdi harekete geçmezsek ateş karıncaları ekonomimize, çevremize, sağlık sitemimize ve dışarıdaki yaşam tarzımıza çok büyük darbe vuracak. Yok etmek hala mümkün ve bu hepimizin yararına olacaktır fakat zaman hızla daralıyor" ifadelerini kullandı.
Bu arada, Tarım Bakanı Barnaby Joyce da, federal ve eyalet hükümetlerinin söz konusu tehditle mücadele planlarının, Mayıs 2017'de yapılacak tarım bakanları toplantısının gündeminde olduğunu belirterek, kırmızı karıncaların yok edilmesinin ulusal çıkarlar açısından da uygun olduğuna karar verildiğini söyledi. (ntvmsnc)
Avustralya'nın Queensland eyaletinde hızla çoğalan kırmızı ateş karıncalarının ülke geneli için tehlike oluşturduğu bildirildi.
Avustralya'daki ABC televizyonu tarafından yayımlanan, Ulusal Kırmızı Ateş Karıncalarını Yok Etme Programının raporuna göre, 2001'de Güney Amerika'dan gelen gemilerle ülkeye giren kırmızı ateş karıncaları, ülke için vahşi tavşanlar, dev kara kurbağaları ve tilkilerden daha fazla tehlike arz ediyor.
Raporda, ölümcül ısırığa sahip istilacı ateş karıncalarının yok edilmesi için zamanın hızla daraldığına işaret edilerek, Queensland'ın güneydoğusu ve Yeni Güney Galler eyalet sınırına 50 kilometre mesafeye kadar yayılan kırmızı karıncalara karşı önlem alınmadığı takdirde bu türün ülkenin tümüne yayılabileceğine dikkat çekildi.
MÜCADELE İÇİN 380 MİLYON AVUSTRALYA DOLARI
Ülkede her yıl ateş karıncalarının ısırığına maruz kalan 3 bin kişinin ölümcül sonuçları olan anafilaktik şoka girebileceği uyarısında bulunulurken, federal hükümetin kırmızı karıncalarla mücadele için gelecek 10 yılda 380 milyon Avustralya doları bütçe ayırması gerektiği belirtildi.
Yayılmacı Türler Konseyi Başkanı Andrew Cox, söz konusunu sorunla mücadele için yetkililerin daha fazla bütçe ayırmaması durumundada önce güneydoğu Queensland sonra Avustralya genelinde kırmızı karıncalarla mücadelenin kaybedileceği belirtti.
"ZAMAN DARALIYOR"
Cox, "Eğer şimdi harekete geçmezsek ateş karıncaları ekonomimize, çevremize, sağlık sitemimize ve dışarıdaki yaşam tarzımıza çok büyük darbe vuracak. Yok etmek hala mümkün ve bu hepimizin yararına olacaktır fakat zaman hızla daralıyor" ifadelerini kullandı.
Bu arada, Tarım Bakanı Barnaby Joyce da, federal ve eyalet hükümetlerinin söz konusu tehditle mücadele planlarının, Mayıs 2017'de yapılacak tarım bakanları toplantısının gündeminde olduğunu belirterek, kırmızı karıncaların yok edilmesinin ulusal çıkarlar açısından da uygun olduğuna karar verildiğini söyledi. (ntvmsnc)
Kamuya 100 bin personel alınacak
Genelkurmay Başkanlığı'ndan Emniyet'e, TÜBİTAK'tan TİB'e kadar devletin stratejik kurumlarına sızarak, bilişim hafızasını ele geçiren 20 bine yakın çalışan FETÖ operasyonlarında görevden alınmıştı. Görevlerinden uzaklaştırılan bu personeller yerine alımı için kurumlar ilan çıkmaya hazırlanırken, toplamda alınacak personelin 100 bini bulması bekleniyor.
Bu açığı kapatmak için çalışma yapan hükümet, bütün kamu kurumlarının bilgi-işlem dairelerini yenilerken, kamuya 100 bine yakın bilişim personeli alınmasına da karar verdi.
6 yılda 300 bin personel
Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Milli Savunma Bakanlığı, TÜBİTAK, Sosyal Güvenlik kurumu gibi kritik kurumlar bilişim uzmanı almak için ilana çıkıyor. Bilişim uzmanlarına yaklaşık 8 bin lira ücret veriliyor. Hükümet, bilgi teknolojileri üzerinden sağlanan her türlü hizmet, işlem ve bilgi ile bunların sunumunda kullanılan sistemlerin güvenliğini ve mahremiyetinin sağlanması için 6 yıllık periyod içinde 300 bin bilişim personeli almayı planlıyor. Bilişim personelinin yetiştirilmesi için Türkiye İş Kurumu da destek verecek.
Bu açığı kapatmak için çalışma yapan hükümet, bütün kamu kurumlarının bilgi-işlem dairelerini yenilerken, kamuya 100 bine yakın bilişim personeli alınmasına da karar verdi.
6 yılda 300 bin personel
Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Milli Savunma Bakanlığı, TÜBİTAK, Sosyal Güvenlik kurumu gibi kritik kurumlar bilişim uzmanı almak için ilana çıkıyor. Bilişim uzmanlarına yaklaşık 8 bin lira ücret veriliyor. Hükümet, bilgi teknolojileri üzerinden sağlanan her türlü hizmet, işlem ve bilgi ile bunların sunumunda kullanılan sistemlerin güvenliğini ve mahremiyetinin sağlanması için 6 yıllık periyod içinde 300 bin bilişim personeli almayı planlıyor. Bilişim personelinin yetiştirilmesi için Türkiye İş Kurumu da destek verecek.
7 Aralık 2016 Çarşamba
İsmet Sezgin hayatını kaybetti
Eski bakanlardan İsmet Sezgin, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde 88 yaşında hayatını kaybetti.
Türk siyasetinin deneyimli ismi İsmet Sezgin 88 yaşında hayatını kaybetti. Eski Meclis Başkanı Sezgin, bir süredir Ankara Gülhane Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavi altındaydı.
25 gündür Ankara GATA’da tedavi görmekte olan Aydınlı eski bakanlardan İsmet Sezgin (88), bu akşam saatlerinde tedavi gördüğü hastanede septik şoka bağlı olarak gelişen çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN TAZİYE MESAJI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasetçi İsmet Sezgin'in vefatı dolayısıyla taziye mesajı yayımladı.Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında şu ifadelere yer verdi:“Türk siyasetinin saygıdeğer isimlerinden İsmet Sezgin'in vefatını derin bir teessürle öğrendim. Meclis Başkanlığı ve Bakanlık başta olmak üzere üstlendiği çeşitli görevlerde ülkemize değerli katkılarda bulunan, Türk siyasetinin ‘İsmet Abi'si olarak da tanınan merhum, her zaman saygı ve sevgiyle yad edilecektir. Merhum İsmet Sezgin'e Allah'tan rahmet niyaz ediyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum.”
KEMAL KILIÇDAROĞLU: TÜRK SİYASETİNİN İSMET ABİ’Sİ ARAMIZDAN AYRILDI
CHP Genelbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından, tedavi gördüğü hastanede 88 yaşında yaşamını yitiren İsmet Sezgin’in sevenlerine başsağlığı dileklerinde bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun mesajında, ”Türk siyasetinin ‘İsmet Abi’si aramızdan ayrıldı… Kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı dilerim” ifadeleri yer aldı.
İSMET SEZGİN KİMDİR?
İsmet Sezgin, 1928 yılında Aydın‘da ailenin ikisi kız 9 çocuğundan en büyüğü olarak doğmuştur. İlköğrenimini Aydın'da, orta ve lise öğrenimini İzmir‘de tamamladı. İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulundan 1950 yılında mezun oldu. Öğrencilik yıllarında atletizmle uğraştı. Talebe Cemiyeti başkanli Talebe Federasyonu'nun aktif bir üyesi oldu.
İsmet Sezgin, 1950 yılında okuldan mezun olunca hemen Türkiye Emlak Kredi Bankası'nın Denizli şubesinde göreve başladı. 1952 yılında Denizli'de matematik öğretmenliği yapan Saadet hanımla evlendi. Ayrıca aynı yıl Demokrat Parti (DP) Denizli İl İdare Kuruluna seçilerek politikaya atıldı.
İsmet Sezgin,1955 yılında Aydın Belediye Başkanı seçildi. 1960 yılına kadar bu görevini yaptı. Ta ki 27 Mayıs 1960 tarihinde ihtilal olduğunda tutuklandı ve görevden el çektirildi. Serbest bırakıldıktan sonra Aydın'da Adalet Partisi (AP) il teşkilatını kurdu. 1961 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde Aydın Milletvekili seçildi.
İsmet Sezgin,1963 yılından 1985 yılına kadar Türk Belediyeciler Birliği'nin Genel Başkanlığını yaptı. 1966-1967 yılları arasında Gençlerbirliği Başkanlığı görevinde bulundu. 1968 yılında AP Genel Başkan Yardımcılığını üstlendi.
İsmet Sezgin, 3 Kasım 1969 tarihinde Süleyman Demirel‘in kurduğu ikinci hükümetin ve Türkiye'de ilk kez oluşturulan Gençlik ve Spor Bakanlığının başına bakan olarak geldi. 6 Mart 1970 tarihinde kurulan 3. Süleyman Demirel hükümetinde de Gençlik ve Spor Bakanı görevi yaptı. 12 Mart 1971 Muhtırası'nın ardından kurulan I. Nihat Erim Hükümeti'nin göreve başlamasıyla bakanlıktan ayrıldı.
12 Kasım 1979 tarihinde kurulan 4. Demirel Hükümeti'nde Maliye Bakanı oldu. Bu görevi de 12 Eylül 1980 tarihindeki İhtilal'e kadar yapmıştır.
İsmet Sezgin, Siyasi yasaklarının kalkmasından sonra 1987 yılında Doğru Yol Partisi‘ne (DYP) girdi. 1991 yılında yapılan seçimlerde DYP'den yeniden Aydın Milletvekili seçildi. Ardından 20 Kasım 1991 tarihinde kurulan 7. Demirel Hükümeti'nde İçişleri Bakanı oldu.
16 Mayıs1993 tarihinde Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilmesi ile boşalan DYP başkanlığına adaylığını koydu ancak, DYP Kongresinde Tansu Çiller seçildi. 1995 yılında TBMM Başkanlığına seçildi ve bu görevi seçime kadar sürdürdü.
Refahyol Hükümeti'ne tepki göstererek DYP'den Temmuz 1996 istifa etti. 7 Ocak 1997'de kurulan Demokrat Türkiye Partisi‘nin (DTP) kurucularından oldu. 30 Haziran 1997 tarihinde kurulan 3. Mesut Yılmaz Hükümetinde DTP'den Millî Savunma Bakanlığı yaptı, 17 Nisan 1999 tarihinde DTP parti başkanlığından istifa eden Hüsamettin Cindoruk‘un yerine başkan oldu. 18 Mayıs 2002 tarihinde bu görevini bırakarak aktif politikadan ayrılmıştır.
İzmir'in Bornova ilçesinde, Atatürk Mahallesi'nde “İsmet Sezgin” adını taşıyan bir ilköğretim okulu vardır.
İsmet Sezgin, 1952 yılında öğretmen Saadet Sezgin ile evlendi. Eşi 2004 yılında vefat etti. Seynan Levent ve Ayşe Sezgin adında iki kızı vardır.
Siyasi Kariyeri :
1952-1960 – Demokrat Parti
1961-1980 – Adalet Partisi
1987-1996 – Doğru Yol Partisi
1997-2002 – Demokrat Türkiye Partisi
Türk siyasetinin deneyimli ismi İsmet Sezgin 88 yaşında hayatını kaybetti. Eski Meclis Başkanı Sezgin, bir süredir Ankara Gülhane Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavi altındaydı.
25 gündür Ankara GATA’da tedavi görmekte olan Aydınlı eski bakanlardan İsmet Sezgin (88), bu akşam saatlerinde tedavi gördüğü hastanede septik şoka bağlı olarak gelişen çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN TAZİYE MESAJI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasetçi İsmet Sezgin'in vefatı dolayısıyla taziye mesajı yayımladı.Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında şu ifadelere yer verdi:“Türk siyasetinin saygıdeğer isimlerinden İsmet Sezgin'in vefatını derin bir teessürle öğrendim. Meclis Başkanlığı ve Bakanlık başta olmak üzere üstlendiği çeşitli görevlerde ülkemize değerli katkılarda bulunan, Türk siyasetinin ‘İsmet Abi'si olarak da tanınan merhum, her zaman saygı ve sevgiyle yad edilecektir. Merhum İsmet Sezgin'e Allah'tan rahmet niyaz ediyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum.”
KEMAL KILIÇDAROĞLU: TÜRK SİYASETİNİN İSMET ABİ’Sİ ARAMIZDAN AYRILDI
CHP Genelbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından, tedavi gördüğü hastanede 88 yaşında yaşamını yitiren İsmet Sezgin’in sevenlerine başsağlığı dileklerinde bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun mesajında, ”Türk siyasetinin ‘İsmet Abi’si aramızdan ayrıldı… Kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı dilerim” ifadeleri yer aldı.
İSMET SEZGİN KİMDİR?
İsmet Sezgin, 1928 yılında Aydın‘da ailenin ikisi kız 9 çocuğundan en büyüğü olarak doğmuştur. İlköğrenimini Aydın'da, orta ve lise öğrenimini İzmir‘de tamamladı. İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulundan 1950 yılında mezun oldu. Öğrencilik yıllarında atletizmle uğraştı. Talebe Cemiyeti başkanli Talebe Federasyonu'nun aktif bir üyesi oldu.
İsmet Sezgin, 1950 yılında okuldan mezun olunca hemen Türkiye Emlak Kredi Bankası'nın Denizli şubesinde göreve başladı. 1952 yılında Denizli'de matematik öğretmenliği yapan Saadet hanımla evlendi. Ayrıca aynı yıl Demokrat Parti (DP) Denizli İl İdare Kuruluna seçilerek politikaya atıldı.
İsmet Sezgin,1955 yılında Aydın Belediye Başkanı seçildi. 1960 yılına kadar bu görevini yaptı. Ta ki 27 Mayıs 1960 tarihinde ihtilal olduğunda tutuklandı ve görevden el çektirildi. Serbest bırakıldıktan sonra Aydın'da Adalet Partisi (AP) il teşkilatını kurdu. 1961 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde Aydın Milletvekili seçildi.
İsmet Sezgin,1963 yılından 1985 yılına kadar Türk Belediyeciler Birliği'nin Genel Başkanlığını yaptı. 1966-1967 yılları arasında Gençlerbirliği Başkanlığı görevinde bulundu. 1968 yılında AP Genel Başkan Yardımcılığını üstlendi.
İsmet Sezgin, 3 Kasım 1969 tarihinde Süleyman Demirel‘in kurduğu ikinci hükümetin ve Türkiye'de ilk kez oluşturulan Gençlik ve Spor Bakanlığının başına bakan olarak geldi. 6 Mart 1970 tarihinde kurulan 3. Süleyman Demirel hükümetinde de Gençlik ve Spor Bakanı görevi yaptı. 12 Mart 1971 Muhtırası'nın ardından kurulan I. Nihat Erim Hükümeti'nin göreve başlamasıyla bakanlıktan ayrıldı.
12 Kasım 1979 tarihinde kurulan 4. Demirel Hükümeti'nde Maliye Bakanı oldu. Bu görevi de 12 Eylül 1980 tarihindeki İhtilal'e kadar yapmıştır.
İsmet Sezgin, Siyasi yasaklarının kalkmasından sonra 1987 yılında Doğru Yol Partisi‘ne (DYP) girdi. 1991 yılında yapılan seçimlerde DYP'den yeniden Aydın Milletvekili seçildi. Ardından 20 Kasım 1991 tarihinde kurulan 7. Demirel Hükümeti'nde İçişleri Bakanı oldu.
16 Mayıs1993 tarihinde Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilmesi ile boşalan DYP başkanlığına adaylığını koydu ancak, DYP Kongresinde Tansu Çiller seçildi. 1995 yılında TBMM Başkanlığına seçildi ve bu görevi seçime kadar sürdürdü.
Refahyol Hükümeti'ne tepki göstererek DYP'den Temmuz 1996 istifa etti. 7 Ocak 1997'de kurulan Demokrat Türkiye Partisi‘nin (DTP) kurucularından oldu. 30 Haziran 1997 tarihinde kurulan 3. Mesut Yılmaz Hükümetinde DTP'den Millî Savunma Bakanlığı yaptı, 17 Nisan 1999 tarihinde DTP parti başkanlığından istifa eden Hüsamettin Cindoruk‘un yerine başkan oldu. 18 Mayıs 2002 tarihinde bu görevini bırakarak aktif politikadan ayrılmıştır.
İzmir'in Bornova ilçesinde, Atatürk Mahallesi'nde “İsmet Sezgin” adını taşıyan bir ilköğretim okulu vardır.
İsmet Sezgin, 1952 yılında öğretmen Saadet Sezgin ile evlendi. Eşi 2004 yılında vefat etti. Seynan Levent ve Ayşe Sezgin adında iki kızı vardır.
Siyasi Kariyeri :
1952-1960 – Demokrat Parti
1961-1980 – Adalet Partisi
1987-1996 – Doğru Yol Partisi
1997-2002 – Demokrat Türkiye Partisi
Saatler yeniden geri mi alınıyor?
Gün ağarmadan okula giden öğrenciler, bu durumdan endişe eden veliler ve karanlıkta işe başlamaktan dolayı motivasyonlarının düştüğünü söyleyen çalışanlar hükümetin kararını yeniden gözden geçirmesi için kampanya başlattı.
Resmi Gazete ’de yayımlanan karara göre; gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 26 Mart 2016 tarihinden itibaren bütün yurtta saatlerin bir saat ileri alınması şeklinde başlayan yaz saati uygulamasının her yıl, yıl boyu sürdürülmesi kararlaştırılmıştı.
Ayrıca, güneş ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla tüm yurtta saatlerin yeniden düzenlenmesi hakkındaki 2016/8589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ’nda yer alan “30 Ekim 2016 Pazar günü saat 04.00’ten itibaren bir saat geri alınması ” ibaresi de yürürlükten kaldırılmıştı.
Böylece bu yıl 30 Ekim'de kış saati uygulamasına geçilmedi. Hava saat 08.00 civarında tam olarak aydınlanıyor. Bu durumdan en okula giden çocuklar ve erken işbaşı yapmak zorunda olan çalışanlar şikayetçi.
SAATLER NEDEN GERİ ALINIYORDU?
Başta AB ülkeleri olmak üzere birçok ülke yaz saati ve kış saati uygulamasını kullanıyor. Bunun birincil sebebi elektrik tasarrufu sağlamaktı.
TWITTER'DA KAMPANYA BAŞLATILDI
Veliler, çocukların karanlıkta servise binmesinden ya da okula gitmek için toplu taşıma kullanmasından endişeli. Çalışanlar da iş motivasyonlarının düştüğünden yakınıyor.
Hükümet uygulamanın kalmasında kararlı. Vatandaş ise özellikle sosyal medyada saatlerin yeniden 1 saat geri alınması için kampanya yapmaya başladı.
Twitter'da #Saatler1SaatGeriAlınsın etiketi Türkiye gündeminde 1 numaraya oturdu. Konuyla ilgili onbinlerce tweet atıldı. (mynet)
Resmi Gazete ’de yayımlanan karara göre; gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 26 Mart 2016 tarihinden itibaren bütün yurtta saatlerin bir saat ileri alınması şeklinde başlayan yaz saati uygulamasının her yıl, yıl boyu sürdürülmesi kararlaştırılmıştı.
Ayrıca, güneş ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla tüm yurtta saatlerin yeniden düzenlenmesi hakkındaki 2016/8589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ’nda yer alan “30 Ekim 2016 Pazar günü saat 04.00’ten itibaren bir saat geri alınması ” ibaresi de yürürlükten kaldırılmıştı.
Böylece bu yıl 30 Ekim'de kış saati uygulamasına geçilmedi. Hava saat 08.00 civarında tam olarak aydınlanıyor. Bu durumdan en okula giden çocuklar ve erken işbaşı yapmak zorunda olan çalışanlar şikayetçi.
SAATLER NEDEN GERİ ALINIYORDU?
Başta AB ülkeleri olmak üzere birçok ülke yaz saati ve kış saati uygulamasını kullanıyor. Bunun birincil sebebi elektrik tasarrufu sağlamaktı.
TWITTER'DA KAMPANYA BAŞLATILDI
Veliler, çocukların karanlıkta servise binmesinden ya da okula gitmek için toplu taşıma kullanmasından endişeli. Çalışanlar da iş motivasyonlarının düştüğünden yakınıyor.
Hükümet uygulamanın kalmasında kararlı. Vatandaş ise özellikle sosyal medyada saatlerin yeniden 1 saat geri alınması için kampanya yapmaya başladı.
Twitter'da #Saatler1SaatGeriAlınsın etiketi Türkiye gündeminde 1 numaraya oturdu. Konuyla ilgili onbinlerce tweet atıldı. (mynet)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)