13 Şubat 2015 Cuma

Gizem'in katiline ağırlaştırılmış müebbet

Adana'da, altı yaşındaki Gizem Akdeniz'i bıçakladıktan sonra yakarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Süleyman Akdeniz'in güvenlik gerekçesiyle Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ikinci duruşmasında karar açıklandı. Adli Tıp’tan gelen rapor üzerine cinsel istismar suçundan beraat eden Süleyman Akdeniz, Gizem’i öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, hürriyeti yoksun bırakmaktan da 12 yıl hapis cezasına mahkum edildi.

Güvenlik gerekçesiyle Manisa’da görülen dava, ilk duruşmada olduğu gibi yine yoğun güvenlik önlemleri altında yapıldı. Adliye girişinde ve içinde çok sayıda polisin hazır beklediği davayı takip etmek isteyen Gizem Akdeniz’in amcası duruşma salonuna alınmadı. Sabah saatlerinden itibaren güvenliğin en üst seviyede tutulduğu Manisa Adliye Sarayında x-ray cihazlarından geçen vatandaşlar polislerin üst araması ve kimlik kontrolü yapmalarının ardından binaya alındı.

Aynı işlem mahkeme salonu önünde de gerçekleştirildi.
Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada mahkeme başkanı Süleyman Akdeniz hakkındaki kararı açıkladı. Mahkeme Başkanı sanığın akrabalık ve ölenin küçüklüğünden yararlanarak pikniğe götürme bahanesi ile araçla Adana Rüzgarlıtepe mevkisine götürdüğünü, yolda pet şişe ile benzin aldığını, olay yerinde küçük kızın ellerini ayaklarını ve ağzını bantlayarak, karın bölgesinden bıçakladığını ve henüz ölmemiş küçük kızın üzerine yanında getirdiği benzini döküp ateşlemek suretiyle yanarak ölmesine sebep olduğunu söyledi. Sanığın aynı zamanda olayın ardından bir şey olmamış gibi küçük kızı arama çalışmalarına katıldığı ve şüphelerin kendisine çevrilmesinin ardından suçunu Cumhuriyet Savcılığına itiraf ettiğini ve bu itiraf ve yer göstermelerdeki tavrını samimi olarak değerlendirdiklerini ve bundan sonra yaptığı savunmaların dikkate alınmadığını belirtti. Çocuğun cinsel istismarına yönelik kamu davası açıldığını ancak adli tıptan gelen raporda Gizem Akdeniz’de herhangi bir cinsel istismar izine rastlanılmadığını belirten Mahkeme Başkanı sanığın, ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek’, adam öldürmek suçundan cezalandırılmasına, cinsel istismar suçundan ise beraat etmesine karar verdi. Sanık Süleyman Akdeniz’in aynı zamanda hürriyeti yoksun kılma suçundan 12 yıl cezaya çarptırıldığı ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.



Sanık Süleyman Akdeniz, TCK’nın 82. maddesi 1-A, 1-B, 1-C, 1-E bendlerinden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, 109 nolu maddenin 109-1, 2, 3-F bendlerinden de 12 yıl hapis cezasına çarptırılmış oldu. Süleyman Akdeniz’in temyiz yolu açık bulunuyor.

OLAY

Olay, 17 Nisan'da meydana geldi. Seyhan ilçesi Tellidere mahallesinde sokak ortasında oyun oynarken ortadan kaybolan Gizem Akdeniz'in cesedi, 36 saat sonra bıçaklanmış ve yakılmış olarak bulundu. Olayla ilgili çalışma başlatan polis, cinayet zanlısı olarak ailenin akrabası özel güvenlik görevlisi Süleyman Akdeniz'i gözaltına aldı.

Gizem'i, ablası Gamze Akdeniz ile evlenmesine izin verilmemesi üzerine intikam için öldürdüğünü itiraf eden Süleyman Akdeniz, "Cinayetten ağırlaştırılmış ömür boyu, çocuğun istismarı ve hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 33 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlandı. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi, güvenlik gerekçesiyle davanın başka bir ilde görülmesi yönünde karar almasının ardından Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Süleyman Akdeniz'in Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına karar verdi.

Öğretmenini öldürdü tahliye oldu

Kayseri'de tartışma sonucu yumruk attığı ve başını zemin çarpan müdür yardımcısı Mehmet Aktaş'ın kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmesi nedeniyle tutuklanan öğrenci F.Ş., 'Kasten yaralamadan ölüme sebebiyet vermek' suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık F.Ş.'nin cezaevinde kaldığı süreyi göz önüne alarak tahliyesine karar verdi.

Hürriyet'in haberine göre; Olay, geçen yıl 17 Mayıs'ta meydana geldi. Merkez Melikgazi İlçesi Selimiye Mahallesi Seyyid Burhaneddin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde Müdür Yardımcısı Mehmet Aktaş, Cuma namazı için okuldan ayrıldığı sırada, 12’nci sınıf öğrencisi ve o tarihte 17 yaşında olan F.Ş.’nin yolunu keserek, idiiaya göre devamsızlığı ile ilgili raporu vermek istedi. Raporu kabul etmeyen öğretmen Aktaş ile öğrenci arasında bu nedenle tartışma çıktı. Bu sırada F.Ş.'nın attığı yumruk sonucu başanı kaldırıma çarparak ağır yaralanan Mehmet Aktaş, kaldırıldığı Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yaşamını yitirdi. Öğrenci F.Ş. ise tutuklandı.

Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen karar duruşmasında öğretmen Aktaş'ın eşi Necla, çocukları Özüm ve Gizem Aktaş ile her iki tarafın avukatları hazır bulundu. Tutuklu sanık F.Ş. ise, Ankara'daki  cezaevinden telekonferans sistemiyle katıldı. Mahkemede ifade veren Mehmet Aktaş’ın eşi Necla, “Duygularımı nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Avukatı, çocuğun 274 gündür tutuklu olduğunu söylüyor. Peki, benim kocam kaç gündür tutuklu? Öğretmenleri koruyan bir ceza istiyorum. Buradan caydırıcı bir ceza verilmesini istiyorum” dedi. Babası gibi kendisi de öğretmen olan Özüm Aktaş da, adaletin yerini bulacağına inandığını belirterek, “Bu olay benim meslek hayatımın ilk yılında oldu. Ancak, ben korkmadan  öğretmenliğe  devam edeceğim. Adalet yerini bulacaktır” diye konuştu.

Tutuklu sanık F.Ş. ise, savunmasında pişman olduğunu belirterek, "Çok pişmanım. Bir suçum yok. Keşke böyle bir olay olmasaydı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi.

Mahkeme heyeti, ‘Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bir kişiyi öldürme, kasten öldürme’ suçundan dava açılan sanık hakkında, Kasten yaralamadan ölüme sebebiyet verdiği gerekçesiyle 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Ancak, ceza öğrencinin olay tarihinde yaşının küçük olması ve hapiste yattığı süreyi göz önüne alarak, tahliyesine karar verdi. Öğrencinin salıverilmesine sevinen F.Ş.'nin yakınları, adliye dışında sevinç gözyaşları döktü.

Türk turist vurularak öldürüldü

Tayland’ın Koh Samui adasında Türk olduğu açıklanan ama kimlik bilgileri gizli tutulan bir turist bu sabah saatlerinde Chaweng adlı sahil barının güvenliği ile tartıştı ve görevli tarafından vurularak öldürüldü.

Başına ve göğsüne isabet eden kurşunlarla yere yığılan Türk vatandaşının cesedinin yanında bir bıçak ve 100 bin baht (yaklaşık 3 bin dolar) nakit para bulunduğu bildirildi.

Kabin Srisa-ard adlı güvenlik görevlisi olay yerinde polisin gelmesini bekledi ve emniyet güçlerine teslim oldu.

Polis raporuna göre Türk turist gece saat 02.00 sularında alkollü olarak bara geldi ve kendisine servis yapılmasını istedi. Çalışanların barın kapandığını söylemesi üzerine ise olay çıkardı. Barın önünde bağırırken bir anda güvenlik görevlisiyle aralarında tartışma başladı. Bardaki görevlinin nefsi müdafaa kapsamında Türk turisti vurduğu iddia edildi.

İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad annesinin mezarına yattı

İran eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın annesi hayatını kaybetti.



Ahmedinejad, İran'ın başkenti Tahran'da düzenlenen cenaze töreninde, annesinin mezarına önce kendi yattı.



Annesini toprağa veren 58 yaşındaki İranlı siyasetçinin gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.


Ahmedinejad, 2006 yılında da babasını kaybetmişti. İranlı lider, o cenaze töreninde de babasının mezarına girmişti.

Mahkemeden şerefsiz tazminatı

17 Aralık büyük rüşvet operasyonu sonrası istifa etmek zorunda kalan eski AB Bakanı Egemen Bağış, TBMM Genel Kurul görüşmeleri sırasında “Şerefsiz” diye bağırdığı CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray’a 2 bin 100 TL tazminat ödemeye mahkum edildi.

Çıray, Meclis Genel Kurulu’nda 5  Mayıs 2014’de Bağış hakkında verilen soruşturma önergesinin görüşmelerinde “Şapkadan tavşan çıkarmayı her daim başaran bu iktidar, Rıza Sarraf'ı hapisten çıkarmayı başarmıştır. Yasal takiple elde edilen ses ve görüntü kayıtlarına göre Egemen Bağış'a 1,5 milyon dolar rüşvet verdiği iddia edilen Rıza'dan söz ediyorum” demişti. Bağış’ın CHP’yi darbecilikle suçlaması üzerine tartışma çıkmıştı.

ÇIRAY ANISINI ANLATTI
Bunun üzerine Çıray, 5 Bağış’ın tepkisine neden olan şu anısını anlatmıştı:
“2000 ya da 2001 yılındaydık, Ereğli Demir Çelik fabrikalarının yönetim kurulu üyesiydim, benimle birlikte Kenan Paşa'nın damadı da orada yönetim kurulu üyesiydi. Bir gün bana geldi ‘Seni birisiyle tanıştırmak istiyorum’ dedi. ‘Kim?’ dedim, ‘Türk-Amerikan Dernekleri Başkanı. Orada, Amerika'da yürüyüş yapılacakmış, bizden de yardım talebi var, tanışırsan seveceksin’ dedi. ‘Peki, sizin tanışıklığınız nerden geliyor?’ dedim. ‘Kenan Paşa Amerika'ya geldiği zaman teşrifat işlerine o bakar’ dedi. Şimdi, sen Kenan Paşa'nın teşrifatçılığını yapacaksın, sonra geleceksin burada ‘O darbeci, bu darbeci’ diye palavra atacaksın. Yani, bu iki yüzlü siyasetin varacağı nokta bu kadar mı?”

''ŞEREFSİZSİN YALANCISIN''
Bu anıyı anlatmasının ardından tartışma büyüdü ve Bağış, Çıray’a “Şerefsizsin, yalancısın” diye bağırdı. Çıray da hakaret nedeniyle Bağış hakkında tazminat davası açtı. Ankara 24. Sulh Hukuk Mahkemesi, Bağış’ı 2 bin 100 lira tazminat ödemeye mahkum etti.

''O GÜCE BEL BAĞLAMASINLAR''
Çıray mahkeme kararı sonrasındaki açıklamada, “Dört Bakan Meclis Genel Kurulu'nda yapılan oylamalarda Yüce Divan'a gitmekten şimdilik kurtuldular. Fakat her geçen gün içten içte biraz daha çürüyen bu çürük güce fazla bel bağlamasalar iyi olur. Egemen Bağış’ın mahkeme tarafından bana tazminat ödemeye mahkum edilmesi bunun bir göstergesidir”  dedi.

12 Şubat 2015 Perşembe

Yayına çıkmadan gözaltına alındı

Eğitim boykotu düzenleyen Birleşik Haziran Hareketi İzmir İl Koordinasyon Kurulu üyesi Onur Kılıç, CNN Türk'teki programa katılamadan gözaltına alındı.

İzmir’de valiliğin genelgeyle yasakladığı 13 Şubat eğitim boykotundan bir gün önce polis, eylemi düzenleyen Birleşik Haziran Hareketi İzmir İl Koordinasyon Kurulu’ndan Onur Kılıç’ı gözaltına aldı.

İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Harputlu’nun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda; Birleşik Haziran Hareketi’nin (BHH) 13 Şubat’ta ülke genelinde yaptığı ‘laik ve bilimsel eğitim için okul boykotu’ çağrısına uyup eyleme katılacak milli eğitim personeli ve öğrenciler hakkında disiplin işlemi yapılacağı açıklanmıştı.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Harputlu’nun imzasıyla geçen 6 Şubat’ta gönderilen yazıda, Birleşik Haziran Hareketi’nin ülke genelinde ‘Laik ve bilimsel eğitim için okul boykotu’ çağrısı yaptığı belirtildi. Boykota katılmaları halinde, milli eğitim personeli ile öğrencilere disiplin işlemi yapılması talimatı verildi.

Harputlu’nun gönderdiği yazıda, Birleşik Haziran Hareketi isimli yapılanmanın izleyeceği yol ile mücadele yönteminin Cumhurbaşkanı, Başbakan ile AKPi politikalarının karşıtı olduğu dile getirilerek, “Boykotlarda Gezi Parkı eylemlerini yeniden canlandırmak ve genel seçimler öncesi karmaşa yaşanmasına sebebiyet verilmek istendiği” vurgulanmıştı.

Bu yazı Türkiye’de gündem yaratırken gözler yarın yapılacak eğitim boykotuna çevrildi. Ancak ‘Laik ve Bilimsel Eğitim için Boykot’ eyleminden bir gün önce Birleşik Haziran Hareketi’nin İzmir’deki önemli isimlerinden Onur Kılıç bugün Terörle Mücadele Şubesi polislerince gözaltına alındı. Kılıç ifade için Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.
Şirin Payzın da Twitter hesabından yaşanan gözaltılara ilişkin şunları yazdı:

“Bu akşam Ne Oluyor’a konuk olarak katılacak İzmir Birleşik Haziran hareketi sözcüsü Onur Kılıç polis tarafından göz altına alındı. Boykot afişi asanlara da da gözaltı var. İç güvenlik yasası ya çıkacak ya çıkacak denmişti daha çıkmadan kokusu geldi.”

11 Şubat 2015 Çarşamba

"Mahkemeye gitmeyin, aldığımız kredileri geri veriyoruz"

Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Hemen hemen aldığımız komisyonların tamamını geri veriyoruz. Hatta şöyle bir karar aldık, artık mahkemeye gitmesine gerek yok. Talep etsin" dedi.

TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu'nda Ziraat Bankası AŞ'nin 2012 yılına ilişkin bilanço ve netice hesapları görüşüldü.

Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, burada yaptığı konuşmada kredi kullanımından alınan masraf ve komisyonların iadesine ilişkin sorular üzerine şöyle konuştu: "Komisyonlarla ilgili duruşumuz çok net. Bürokrasinden alamadığımız parayı vatandaştan almayacağız. Yeni düzenlemeyi makineye yükleyeceğiz şube müdürlerimizin, müdürlerimizin, yöneticilerimizin, çalışanlarımızın komisyonu indirme yetkisi olacak ama artırma yetkisi olmayacak. Ben aynı zamanda Bankalar Birlği Başkanıyım. Bu konuda çok da eleştiri alıyoruz bunu adam gibi uygulayacağız. Hemen hemen aldığımız komisyonların tamamını geri veriyoruz. Hatta şöyle bir karar aldık, artık mahkemeye gitmesine gerek yok. Talep etsin. Zaten kaybediyoruz, bürokrasiyi de kaldıralım aradan bunu ödeyelim dedik. Bunu talep edilince bir daha mahkeme kararı olmaksızın geri veriyoruz."

Ermenilerce bankaya açılan dava

Bankaya 2 Ermeni tarafından Amerika'da açılan ve maddi talepte bulunulan davaya ilişkin de bilgi veren Aydın, şunları kaydetti: "Ermeniler, Ziraat Bankası ve Merkez Bankasını dedelerinin parasıyla kurduğumuzu gerekçe göstererek çok önceleri dava açmışlar. İyi bir avukatlık ücreti ödüyoruz ama davayı takip ediyoruz. Bir karar olmadı. Merkez Bankası ile bizim Amerika'da ofisimiz olmasa belki de dava açılmayacak. Mahkemeyi kazanacağız. Ellerinde bir belge de yok. Başbakanlıkta da bir ekip kuruldu, tarihi vesikaları da araştırıyor. Ziraat Bankası, Balkanlar'da kurulmuş bir banka. Adana'daki dedeleri vasıtasıyla talepte bulunuyorlar. Gerekli gayreti gösteriyoruz. Davayı kaybedeceğimizi düşünmüyoruz."

Hükümlü istihdam edip etmeme konusunda serbest olduklarını ifade eden Aydın, engelli istihdamından ise kaçınmadıklarını, geçmişte bu konuda açık olabileceğini ama 2013'ten itibaren açıkları bulunmadığını kaydetti. Banka yöneticilerinin ortalama maaşlarının sorulmasına karşılık Aydın, "Özel sektörle mukayese edersek çok mahçup oluruz, bilhassa genel müdür aylığında. Düşük alıyoruz, çok yüksek almıyoruz" dedi.Milliyet

Bebeğini açlıktan öldürdü, yine hamile çıktı

Hayatını striptiz yaparak kazanan 21 yaşındaki genç bir kadın bebeğini açlıktan öldürdü. Cinayetten suçlanan anne tutuklandı. Ancak kadının yapılan sağlık kontrolünde yeniden hamile olduğu anlaşıldı.

Bir çocuğu açlıktan öldü. Üzerinden bir yıl geçmeden yeniden hamile kaldı. 21 yaşındaki striptizci Brittany Marie West’i erkek arkadaşı ihbar etti. Çünkü evde küçük bebeği cansız bir şekilde yatarken buldu. Bebeğe yapılan otopside korkunç gerçek ortaya çıktı. Zavallı bebek açlıktan ölmüştü. Tutuklanan genç anneye yapılan sağlık kontrolünde polis bir kez daha şok oldu. Çünkü Brittany Marie West üçüncü kez hamileydi. Bir bebeği açlıktan ölen kadının diğer çocuğu ise koruma altına alındı. 6 aylık hamile olan genç kadın hapishanede doğum yapabilir. Medyafaresi

Cübbeli Ahmet Hoca'ya devlet koruması

Cübbeli Ahmet Hoca IŞİD tarafından tehdit edilmesinin ardından koruma ordusuyla gezmeye başladı.

IŞİD tarafından tehdit edilen Cübbeli Ahmet Hoca, koruma ordusuyla gezmeye başladı. Son günlerde adeta küçük bir orduyla dolaşıyor. Cübbeli, özel korumalar hariç devlet korumasıyla da korunuyor.

"ALLAH'IN LİSTESİNDEYSEM..."

İnternethaber'in haberine göre, esprili konuşmalarıyla bilinen Cübbeli lakabıyla tanınan Ahmet Mahmut Ünlü , koruma ordusuyla gezmesine yine esprili bir yaklaşımla yorum yaparak, "Allah'ın listesinde değilsem, IŞİD o listeye karışamaz, ama Allah'ın listesindeysem zaten ölürüm" dedi.

Grip için serum aldıktan sonra yaşamını yitirdi!

26 yaşındaki Sevgi Dilmen, gribal enfeksiyon şikayetiyle gittiği hastanede verilen serumun ardından kısa bir süre sonra yeniden rahatsızlandı. 7 gün tedavi altında tutulan genç kız yaşamını yitirdi.

Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde 26 yaşındaki Sevgi Dilmen, gribal enfeksiyon şikayetiyle gittiği Nusaybin Devlet Hastanesi'nde serum verilip evine gönderildikten kısa bir süre sonra yeniden rahatsızlandı. Tekrar Nusaybin Devlet Hastanesi'ne getirilen genç kız, durumu ağırlaşınca Mardin'deki özel bir hastaneye sevk edildi. Burada 7 gün tedavi altında tutulan Sevgi Dilmen yaşamını yitirdi. Ailesi yanlış teşhis, tedavi ve ihmal sonucu Sevgi Dilmen'in öldüğünü ileri sürerek, doktor ve hemşireler hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Nusaybin'de Çok Amaçlı Toplum Merkezi'nde açılan kuaför ve halı kursuna giden ve meslek sahibi olup kendisine bir işyeri açmak isteyen Sevgi Dilmen, 3 Şubat günü gribal enfeksiyon nedeniyle Nusaybin Devlet Hastanesi'ne başvurunca acil serviste tedavi altına alındı. Burada serum verilen Dilmen, iddiaya göre bir süre sonra fenalaşınca görevlilere, "Bu canımı acıtıyor, midem yanıyor çıkarın" dedi. Ancak görevliler serumu sonuna kadar verdikten sonra genç kız evine gönderildi.

EVDE RAHATSIZLANDI, 7 GÜN SONRA ÖLDÜ

Eve giden genç kız bir süre sonra rahatsızlanınca yeniden Nusaybin Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Kalbi durduğu iddia edilen Dilmen, Nusaybin Devlet Hastanesi'nde müdahaleyle kalbi çalıştırıldıktan sonra ambulansla Mardin'de özel bir hastaneye sevk edildi.


Mardin'deki özel hastanenin yoğun bakımında bir hafta yaşam savaşı veren Sevgi Dilmen, dün yaşamını yitirdi. Ailesi genç kızın ölümünden Nusaybin Devlet Hastanesi'ndeki görevli doktor ve hemşireleri sorumlu tutarak, Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine savcılık, Dilmen'in cesedini otopsi yapılmak üzere Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Otopsinin ardından Dilmen, Nusaybin Veysike Mezarlığı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi.

'ÖNCEDEN HİÇBİR HASTALIĞI YOKTU'

Sevgi Dilmen'in ağabeyi Selçuk Dilmen, kardeşinin doktor ve hemşirelerin yanlış tedavisi sonucu öldüğünü öne sürerek şöyle dedi:

"Verilen serumun içine ilaç katılmış. Kardeşim durumu görevlilere anlatmış ama onu dinlememişler. Serum bittikten sonra da gönderdikleri evde yeniden fenalaştı. Kardeşimin daha önce hiçbir hastalığı yoktu. Hayatının baharındaki bir insanın basit bir iğne veya tedavi sonrası hayatının sona ermesinin hiçbir insan vicdanına sığmayacaktır."

Dilmen ailesinin avukatı Cüneyt Alkandemir, Nusaybin Devlet Hastanesi'ndeki görevli doktor ve hemşireler hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra savcılığın cenazeye el koyduğunu ve Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'na otopsiye gönderdiğini söyledi. Alkandemir, "Suçluları ortaya çıkarmak için elimizden geleni yapacağız" dedi.

Nusaybin Devlet Hastanesi yetkilileri, Sevgi Dilmen'in hayatını kaybettiği olayın yargıya intikal ettiğini ve bu yüzden bir açıklama yapmayacaklarını söyledi. Medyafaresi

Atatürk köşesi okullara geri dönüyor

Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Yaygın Eğitim Kurumları'nda Atatürk Köşesi bulundurma zorunluluğunu kaldıran düzenlemesiyle ilgili son karar çıktı. Eğitim-İş'in açtığı davada Danıştay düzenlemeyi iptal etti

Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, “Danıştay’dan ‘AKP İktidarına Tokat’ Gibi Karar” başlığıyla yazılı bir açıklama yaptı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 8 Mart 2008 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği” ile özel okullarda “Atatürk Köşesi” bulundurma zorunluluğunu ortadan kaldırdığını belirten Demir, düzenleme aleyhine açtıkları davayı kazandıklarını anımsattı. Demir, karar sonrasında Bakanlığın bu defa 21 Mayıs 2010 tarihli ve 27587 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin “Türk Bayrağı ve Atatürk Köşesi” başlıklı 14. maddesi kapsamında yaygın eğitim kurumlarında bulunan Atatürk Köşelerinin gerekliğine ilişkin düzenlemeyi işlevsiz kıldığını, içini boşalttığını savunarak, “Bunun üzerine bu düzenlemenin de yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla dava açtık” ifadelerini kullandı.

Davada, Danıştay 8. Dairesinin ilk aşamada düzenlemenin yürütmesinin durdurulması talebini kabul ettiğine dikkat çeken Demir, açıklamasını şöyle sürdürdü:
 

“Bakanlık kararın kaldırılması için İdari Dava Daireleri Kurulu’na başvurmuşsa da bu talebi olumsuz sonuçlandı. Danıştay 8. Dairesi kısa süre önce davayı esastan gündemine alarak nihai kararını verdi. Danıştay, Anayasa’nın başlangıç kısmında ve 1739 sayılı kanunda belirlenen amaçlar doğrultusunda, milli eğitim sisteminin temel amacının; Türk devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, Türk Milletinin bütün fertlerinin, Atatürk inkılap ve ilkelerine bağlı olarak yetiştirilmesi olduğunu ifade etmiş ve devamla Anayasa ve 1739 sayılı kanunda bu amacın gerçekleştirilmesi için yaygın eğitim faaliyetinin Atatürk ile ve inkılapları doğrultusunda evrensel hukuka, demokrasi ve insan haklarına uygun bir bütünlük içinde yerine getirilmesi ekseninde yaygın eğitim kurumlarında yer alacak Atatürk Köşesi’nin bu amaç ve bütünlük taşıyacak nitelik ve içerikte olması gerektiği kabulüyle Eğitim İş’in talebini haklı bulmuş ve düzenlemeyi talebe uygun olarak esastan iptal etmiştir. Eğitim-İş olarak AKP iktidarının tüm hukuksuzluklarına karşı tavizsiz duruşumuzu ve mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade etmek istiyoruz.” Medyafaresi

11 yaşındaki kız, 2 aylık bebeği döverek öldürdü

ABD'de 11 yaşındaki ismi verilmeyen bir kız çocuğunun 2 aylık Zuri Whitehead adlı bebeği döverek öldürdüğü bildirildi.

ABD ’nin Ohio eyaletinin Wickliffe kentinde yaşayan 11 yaşındaki bir kız çocuğu, 2 aylık Zuri Whitehead adlı bebeği döverek öldürdü. İddialara göre, ismi verilmeyen kız çocuğu, cinayeti işlediğiakşam Whitehead’in kendi evlerinde kalması için annesinden izin istemiş.

Daily Mail’de yer alan habere göre, Whitehead’in annesi Trina, 11 yaşındaki kızın annesinin kendisini akşam 9 buçuk civarında aradığını ve bebeklerinin kendisinde bir gece kalmasını istediğini söyledi. Bebeği teslim aldıktan sonra gece saat 3’e kadar uyanık olduğunu söyleyen 39 yaşındaki anne, 3 buçukta uyandığında kızının kucağında yaralı Zuri’yi gördüğünü ifade etti.

Küvete düşen iPhone Rus kadını öldürdü!

Ev arkadaşının ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekibinin tüm çabalarına rağmen kurtarılamayan Sviridenko, hayatını kaybetti

Rusya’da meydana gelen bir ev kazası 24 yaşındaki Rus öğrencinin hayatına mal oldu. Şarj olan iPhone’u içi su dolu küvete düşen 24 yaşındaki talihsiz kadın feci şekilde can verdi.

ntv.com.tr'de yer alan habere göre, banyo yaptığı sırada şarjda olan iPhone’nunun küvete düşmesi üzerine elektrik akımına kapılan 24 yaşındaki Eugenia Sviridenko, ev arkadaşı tarafından bulundu. Ev arkadaşının ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekibinin tüm çabalarına rağmen kurtarılamayan Sviridenko, hayatını kaybetti.

Talihsiz kadının ev arkadaşı Yevgenia Sviridenko, Rusya'da yayın yapan Pravda gazetesine verdiği demeçte, Pazartesi günü meydana gelen kazayı “İçeriye girdiğimide onu küvette hareketsiz olarak yatarken buldum ve hemen onu küvetin içinden çıkardım. Sviridenko'yu sudan çıkardığımda vücudu elektrik şoku nedeniyle hala titriyordu” sözleriyle anlattı.

Yetkililer, Sviridenko’nun ölmeden hemen önce akıllı telefonuyla sosyal medya hesabını kullandığına ve bu esnada meydana gelen bir kaza sonucu şarjda olan telefonun suya düşerek elektrik akımına sebep olduğuna inanıyor.

Camide resmi nikah geliyor

Evlilik yönetmeliği değişti. Sahte evliliklerin önüne geçmek için ‘evlenme ehliyet belgesi’ zorunlu hale geldi. Ayrıca istenen fotoğraflar için “inkılap ilkelerine uygun” ifadesi kalktı. Fesli, sarıklı fotoğrafa vize çıktı.

Evlendirme Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni yönetmeliğe göre bundan sonra evlenmek isteyenler, “evlenme ehliyet belgesi” alacak. Yönetmeliğe eklenen yeni fıkrayla evlenme ehliyet belgesi, “Kişinin evlenme anındaki milli hukukuna göre evlenme ehliyeti ve şartlarının yer aldığı ve evlenmeye sakınca bulunmadığını gösterir belge” olarak tanımlandı.

EVLİLİK EHLİYETİ ŞARTI
Evlenme ehliyet belgesi ve nüfus kayıt örneğinin, ‘Kimlik Paylaşımı Sistemi’ni kullanan evlendirme memurlukları tarafından sistem üzerinden temin edileceği de hükme bağlandı. Evlenme izin belgesi bundan sonra 4 değil 2 nüsha olarak düzenlenecek.

‘İNKILAP’ İFADESİ ÇIKTI

Yeni yönetmelikte ayrıca “Verilecek 4’er adet fotoğrafın, renkli ve ön cepheden baş açık, inkılap ilkelerine uygun sivil giysilerle çekilmiş olması ve kişinin son halini göstermesi bakımından son 6 ay içerisinde çekilmiş olması gerekir. Kadınların alın, çene ve yüzleri açık olmak şartıyla başörtülü fotoğrafları da kabul edilir” maddesindeki “inkılap” ifadesi çıkarıldı.

Hukukçular, evlenirken istenen fotoğraflarda “inkılap ilkelerine uygun sivil giysilerle çekilmiş olması” maddesinin Evlendirme Yönetmeliği’nde kaldırılmış olmasını “Bundan sonra isteyen sarık, isteyen cüppe, isteyen fes, isteyen yüzü açık olmak kaydıyla çarşaflı fotoğraf çektirebilecek” olarak yorumladı. (Kaynak:hürriyet.com.tr)

10 Şubat 2015 Salı

Dar gelirli vatandaşa elektrikte devlet desteği

Dar gelirli vatandaşın elektrik faturasının bir bölümü devlet tarafından karşılanacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı ‘sosyal tarife’ projesi birkaç aya netleşecek.

Sosyal yardımların kapsamı ve miktarının artırılması kapsamında dar gelirlinin elektrik faturasının bir bölümünün kamu tarafından karşılanması çalışması netlik kazanıyor. Enerji yönetiminden edinilen bilgilere göre mağduriyet seviyesinin tanımlanması ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin belirlenmesi konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan gelecek cevap bekleniyor. Yine ‘sosyal tarife’ çalışmasının işlemesi için Bakanlığın fon miktarını belirlemesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Enerji yönetiminden üst düzey yetkili “Yyapılacak yardımın için Fon ayrılacak. Son yapılan toplantılara katılımda sorun yaşandı. Biz bu konuda Bakanlıktan gelecek cevabı bekliyoruz. Eğer kısa sürede cevap gelirse sosyal tarifeyi önümüzdeki birkaç ay içinde uygulamaya geçirebiliriz” dedi. Dağıtım şirketlerinin gündeme getirdiği sisteme geçilmesi halinde yeşil kartta olduğu gibi dar gelirlinin elektrik faturasının bir bölümü kamu tarafından karşılanacak. Üzerinde ağırlıklı olarak durulan çalışmaya göre elde ettiği gelir, belirlenen sınırın altında kalan dar gelirli ödediği faturasının bir bölümünü mahsuplaşabilecek.

Düzenli ödeme şartı

Belirlenen üç, altı veya yıllık dönemlerde dar gelirlinin faturasının bir bölümünün karşılanması için elektrik faturasını düzenli ödemesi gerekiyor. Elektrik faturalarının ödenmesinde sübvanse sistemi ise düşünülmüyor. Maliyetin alanlarına göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından ödenmesi üzerinde duruluyor. ( star )