23 Kasım 2016 Çarşamba

Grup Yorum üyelerinin hepsi tutuklandı

Geçen hafta düzenlenen operasyonla gözaltına alınan Grup Yorum üyelerinin hepsi tutuklandı.


Mahkeme, Okmeydanı’nda bulunan İdil Kültür Merkezi’ne geçen hafta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Grup Yorum üyeleri Ali Aracı, İnan Altın, Selma Altın, Sultan Gökçek, Fırat Kıl, Dilan Poyraz, Helin Bölek, Abdullah Özgün’ün tutuklanmasına karar verdi.

Grup Yorum üyeleri geçtiğimiz hafta Okmeydanı'nda bulunan İdil Kültür Merkezi'ne yapılan polis baskınında gözaltına alınmıştı.

Tutuklama kararını Halkın Hukuk Bürosu, Twitter hesabından duyurdu.

​Kültür merkezinin kafesin tadilatında çalışan işçiler Musa Varıcı, Cemil Varıcı, Mehmet Varıcı’ya ise ev hapsi verildi.

Adana'da patlama! Acı haberi valilik açıkladı

Adana'dan son dakika haberi... Adana Valiliği'nin otoparkında bu sabah bir patlama meydana geldi. DHA'nın haberine göre teröristler bomba yüklü araç patlattı. Adana Valisi ise yaptığı açıklamada patlamada 2 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 16 kişinin yaralandığını duyurdu. Adana Valisi Demirtaş, "Saat 08.05 civarında otoparkta Valilik makam girişine yakın yerde araç patlatılıyor. Bir kadın tarafından olayın gerçekleştirildiği tahmin ediliyor" dedi.


DHA'nın geçtiği habere göre Adana Valiliği’ne bu sabah teröristler bomba yükü araçla saldırı düzenledi.  Merkez Seyhan İlçesi’ndeki Döşeme Mahallesi Mehmet Nuri Sabuncu Bulvarı’nda bulunan Adana Valiliği’nin önündeki açık otoparktaki patlama saat 08.05’te meydana geldi. İlk belirlemelere göre teröristler önceden getirdiği bomba yüklü aracı tam mesai saatinin başladığı sırada infilak ettirdi.

Kentin büyük bölümünden duyulan patlamayla birlikte otoparktaki araçlar yanmaya başlarken o sırada araçlarını park eden ve oradan geçenler yaralandı. Valilik binası başta olmak üzere çevredeki çok sayıda binanın camları kırıldı. Polis bölgeyi güvenlik çemberine aldı.

Güvenlik güçleri bombalı araçla saldırıyı düzenleyen teröristlerin yakalanması için operasyon başlattı.

2 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ, 16 YARALI VAR

 Adana Valisi Mahmut Demirtaş, "Saat 08.05 civarında otoparkta Valilik makam girişine yakın yerde araç patlatılıyor. Bir kadın tarafından olayın gerçekleştirildiği tahmin ediliyor.” dedi. Demirtaş, patlamada 2 kişinin yaşamını yitirdiğini, 16 kişinin yaralandığını bildirdi.

33 PLAKALI ARAÇ

Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, patlamanın 33 plakalı bir araçta meydana geldiğini söyledi.

KADIN TERÖRİST ŞÜPHESİ

Aracın bu zamana kadar herhangi arama kaydının olmadığını anlatan Demirtaş, "Saat 08.05 civarında otoparkta Valilik makam girişine yakın yerde araç patlatılıyor. Bir kadın tarafından olayın gerçekleştirildiği tahmin ediliyor. Patlamada 2 kişi öldü, 16 kişi yaralandı. Yaralılar hastanelere kaldırıldı." diye konuştu.

AB BAKANI: VALİMİZLE KONUŞTUM, YARALILARIMIZ VAR

AB Bakanı Ömer Çelik de Twitter hesabından Adana'daki patlamayla ilgili şunladı söyledi:

''ADANA Valiliği önünde otoparkta bir patlama gerçekleşti. Valimizle konuştum. Yaralılarımız var.Yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Aydınlığın işareti olan sabah saatlerinde bu alçak saldırı gerçekleşti. Adanamıza geçmiş olsun. Lanetli terör insanımızı hedef almaya devam ediyor. İnsanlık adına bu terörle sonuna kadar mücadele edeceğiz.''

Gülen'e disiplin para cezası

FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, "kişilik haklarını ihlal ettiği" iddiasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine açtığı manevi tazminat davasında 2 bin lira disiplin para cezasına çarptırıldı. 

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, "kişilik haklarını ihlal ettiği" iddiasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine açtığı manevi tazminat davasında 2 bin lira disiplin para cezasına çarptırıldı.

Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi, FETÖ elebaşı Gülen'in Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine açtığı 100 bin liralık manevi tazminat davasının gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı tarafından Gülen aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesinin talep edildiği hatırlatıldı.

Davanın, FETÖ elebaşı Gülen tarafından kötü niyetle açıldığı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Davalı ve onun gibi diğer üst düzey yöneticileri, siyasileri, basın ve medyayı da sindirmeye yönelik açıldığı anlaşıldığından, davacının haksız olduğunu bilerek, hiçbir hakkı olmadan, kötü niyetle bu davayı açıp kendisini ve mensubu olduğu örgütü kamuoyu önünde aklamaya yönelik iş bu davanın da açıldığı belirlendiğinden, bu nedenlerle yasal şartlar oluştuğundan bizzat davacının 2 bin lira disiplin para cezası ile mahkum edilmesine de karar verilmesi gerekmiş, bu gerekçe ile hükmün tesisi yasal görülmüştür."
Gerekçeli kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Kötü niyetle veya haksız dava açılmasının sonuçları" başlıklı 329. maddesinin 2. fıkrasındaki "Kötü niyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf, bundan başka 500 Türk Lirasından 5 bin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkum edilebilir. Bu hallere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır" ifadelerine yer verildi.

22 Kasım 2016 Salı

Zehirlenerek öldürüldü mü?

Özbekistan'ın Eylül'de hayatını kaybeden eski Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un aylardır ortalıkta görünmeyen büyük kızı Gülnara Kerimova’nın (44) zehirlenerek öldürüldüğü ileri sürüldü.


Orta Asya'dan verdiği haberlerle tanınan "Tsentr-1" adlı site tarafından ortaya atılan ve bir Özbek ulusal güvenlik servisi görevlisine dayandırılan iddiaya göre, zehirlenerek öldürülen Gülnara Kerimova 5 Kasım’da Özbekistan'ın başkenti Taşkent’te toprağa verildi. Mezarın başka biri tarafından bulunmaması için de yerle bir edildiği öne sürüldü.

Söz konusu kaynak, Kerimova'nın defin sürecine bizzat şahit olduğunu iddia etti.
Bir aile ferdi de Rus haber ajansı RIA Novosti'ye yaptığı açıklamada, Kerimova ile ilgili iddiaları yalanladı.

ZORLA AKIL HASTANESİNE KAPATILDIĞI ÖNE SÜRÜLMÜŞTÜ

Aylardır kamuoyunun karşısına geçmeyen ve tek bir fotoğrafı dahi yayımlanmayan Kerimova, babasının Eylül ayındaki cenaze törenine de katılmamıştı.

Ekim ayında basına yansıyan iddialarda; Kerimova'nın, babası İslam Kerimov öldükten sonra başkanlık koltuğuna oturan 59 yaşındaki Şevket Mirziyoyev tarafından zorla akıl hastanesine kapatıldığı öne sürülmüştü.


KERİMOV KIZINI EV HAPSİNE ALDIRMIŞTI

Bir dönemin ‘dokunulamaz’ isimlerinden Gülnara Kerimova, son yıllarda uluslararası medyaya yaptığı açıklamalarda, annesi ve kız kardeşine açıktan cephe almıştı. Onları büyücülükle suçlayan Kerimova, ülkenin istihbarat şefinin babasının yerinde gözü olduğunu savunmuştu. Ticari faaliyetleriyle ilgili birçok skandal ortaya çıkan Kerimova hakkında rüşvet, kara para aklama gibi suçlamalarla hakkında soruşturma açılmıştı. Ayrıca, Gülnara’nın ortaya çıkan yarı çıplak fotoğrafları da babasının öfkesini artırmıştı. Bu gelişmeler sonucunda o döneme kadar babasının varisi olarak görülen Gülnara ev hapsine alınmıştı.


İş kadını, şarkıcı, hayır kurumları yöneticisi, diplomat, modacı, medya patronu, oyuncu gibi birçok sıfata sahip olan ve lüks hayat tarzıyla tanınan Gülnara, sık sık partilerde ünlü oyuncu ve müzisyenlerle boy gösteriyordu. Kerimov’un iki kızı ve bir oğlu bulunuyor. Kerimov, ilk evliliğinden olan oğlunu pek yakınında tutmuyordu. Medyanın da ilgisi Özbek siyasetçinin kızları Gülnara (44) ve Lola’nın (38) üzerindeydi. Ancak iki kız kardeş birbirleriyle yıllardır konuşmuyor. cnntürk


16 bin yeni memur alınacak

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "2017 yılı içinde Adalet Bakanlığı olarak yaklaşık 16 bin yeni personel alımı yapacağız" dedi.


Bozdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet Bakanlığının 2017 yılı bütçesine ilişkin görüşmelerde, milletvekillerinin sorularına ve yöneltilen eleştirilere cevap verdi.

Bakan Bozdağ, önümüzdeki yıl personel alımı yapılacağını bildirerek, şunları söyledi: "2017 yılı içinde Adalet Bakanlığı olarak yaklaşık 16 bin yeni personel alımı yapacağız. Bunlardan kastım icra katibi, zabıt katibi, mübaşir, teknisyen, şoför, kaloriferci, infaz koruma memuru, infaz katibi gibi şeyler ve de hakim savcı alımı dahil 16 bin civarında alım yapılacaktır. Son çıkarılan KHK ile biz uzman çavuşlar ve uzman erbaşlardan 2 yıl çalıştıktan sonra görevden ayrılanların gardiyan olarak mesleğe alımı konusunda bir hüküm koyduk. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir ilana çıkacağız. 35 yaşını doldurmamış olanlar arasından bunun seçimi yapılacak. Zannedersem ilk ilanda 5 bin kişi bunlardan alacağız. Büyük ihtimalle aralık ayı içinde bunun ilanını yapacağız."

Faturalarını otomatik ödeyenler, ekstreyi kontrol edin!

Tüketici Başvuru Merkezi (TBM) Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, elektrik, su, doğalgaz, telefon, kira gibi faturalarını "otomatik ödeme talimatı" ile kredi kartından ödeyen tüketicilere faiz yansıtılmaya başlandığı yönünde kendilerine şikayetler geldiğini belirterek, ekstresinde bununla ilgili ayrıntı gören tüketicilerin itiraz edebileceğini söyledi.


Ağaoğlu, ülkede milyonlarca kredi kartı kullanıldığını, birçok tüketicinin bu kartlara otomatik ödeme talimatları verdiğini belirtti.

Faturaların bankalar aracılığıyla karttan otomatik ödendiği için birçok tüketicinin ekstreye yansıtılan fatura tutarlarını detaylı incelemediğini ifade eden Ağaoğlu, bugüne kadar otomatik ödenen faturalara faiz yansıtılmadığını söyledi.

Ağaoğlu, "Tüketici Kanununa göre sözleşmelerde tüketici aleyhine tek taraflı değişiklik yapılamaz ancak kredi kartı hesabından otomatik ödenen doğalgaz, elektrik, su, telefon gibi faturalar için bazı bankalar faiz yansıtmaya başlamış. Bunu tüketiciye haber vermeden yapmaları haksız ve hukuksuzdur" dedi.

"Uygulama kötü bir sürpriz"

Bu uygulamanın tüketiciler için kötü bir sürpriz olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, şunları kaydetti:

"Son günlerde bu konuda şikayetler ve faiz yansıtıldığına dair kredi kartı ekstreleri gelmeye başladı. İki tüketici bu konuda bize başvuruda bulundu. 'Otomatik fatura ödeme faizi' adı altında bir müşteriden 7,63 lira, diğerinden de buna yakın kesinti yapılmış.

"Tüketiciler dikkatli olmalı"

Şu anda bütün bankalar yapıyor diyemeyiz ancak tüketiciler bu konuda dikkatli olmalı. Bazı bankalar, bu değişikliği, ödendiği tarihten hesap kesim tarihine kadar faiz yürütüleceğini, kredi kartı hesap özetinin altına yazarak tüketiciye fark ettirmeden uygulamaya sokmuşlar.

Bankaların önceden haber vermeden, tüketicinin onayını almadan yansıttıkları bu faizlere itiraz edilebilir.

"Ekstreleri sürekli kontrol edin"

Yürürlükteki mevzuata göre bankalar, faizle ilgili değişiklikleri en az 30 gün önceden tüketiciye bildirmesi gerekir. Hesap özeti bildirimine birtakım notlar yazılmak suretiyle tüketici aleyhine yapılan değişiklikler, geçersizdir. Bu konuda tüketiciler ekstrelerini sürekli kontrol etmeli, hakkını savunmalıdır."

Ağaoğlu, otomatik ödemelere yansıtılan faiz gibi ilave ücretlendirmelere yasal dayanak oluşturulmaya çalışıldığını vurgulayarak, "Bankalar fatura tahsilatından herhangi bir ücret ve komisyon almak istiyorlarsa bunu tüketicilerden değil adına tahsilat yaptıkları şirket ve kurumlardan talep etmelidirler çünkü o kurumlar alacaklarını tahsil etmek için kuracakları sistem, ofis, personel ve birçok giderden tasarruf sağlıyorlar. Zaten bankalar o kurumlarla anlaşırken ya belli oranda bir komisyon alıyorlar veya ödemelerini 30-45 gün gibi süre sonra aktarıyorlar" ifadelerini kullandı.

Günlük ev kiralayanlar dikkat: Cezası 10 bin lira!

OHAL kapsamında yayınlanan son Kanun Hükmünde Kararname ile günübirlik kiralanan evlerde de kimlik bildirimi zorunlu hale getirildi. Bu evleri kiralayanlardan, genel kolluk kuvvetlerinin terminallerine bağlanmayanlara 10 bin lira, anlık veri göndermeyen veya gerçeğe aykırı kayıt tutanlara 5 bin lira idari para cezası verilecek.


Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında, günübirlik ev kiralayanlara da kimlik bildirimi zorunlu hale getirildi.

Buna göre, 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu'nun ikinci maddesinin birinci fıkrasına, "bekar odaları" ibaresinden sonra gelmek üzere "günübirlik kiralanan evler" ibaresi eklendi.

Para cezaları getirildi

Söz konusu düzenleme ile kanunun ikinci maddesinde sayılan özel veya resmi her türlü konaklama tesisleri, tüm kayıtlarını bilgisayarda günü gününe tutmak, genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlanarak mevcut bilgi, belge ve kayıtları genel kolluk kuvvetlerine anlık olarak bildirmek zorunda.

Genel kolluk kuvvetlerinin terminallerine bağlanmayanlara mülki idare amirlerince 10 bin lira, anlık veri göndermeyen veya gerçeğe aykırı kayıt tutanlara 5 bin lira idari para cezası verilecek. Bu fiillerin tekrarı halinde işletme ruhsatları iptal edilecek. Ayrıca bu maddeye göre verilen idari para cezaları, tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenecek.

İki ay süre tanındı

Söz konusu tesisler, genel kolluk kuvvetlerinin terminallerine bağlanmak için gerekli işlemleri bugünden itibaren iki ay içinde tamamlayacak.

678 sayılı KHK ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 75'inci maddesine, "Afet, kitlesel göç ve teröre maruz kalan yerleşim birimlerinin belediyeleri ile bu kanunun 45'inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince belediye başkanı veya başkan vekili görevlendirilen belediyelerde, vali veya belediye başkanı, aksayan belediye hizmetinin başka bir belediye tarafından yerine getirilmesini talep edebilir. Yardım istenilen belediye, meclis kararına gerek olmaksızın İçişleri Bakanının izniyle bu talebi yerine getirebilir" fıkrası eklendi.

21 Kasım 2016 Pazartesi

'Cinsel istismar önergesi' komisyona geri çekildi

Başbakan Binali Yıldırım, toplumda geniş tepkileri tetikleyen ve gece yarısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "geniş mutabakatla çözün" çağrısı yaptığı "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Başbakan Yıldırım, "Etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır" dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önergeyle ilgili "geniş mutabakat sağlanması" çağrısına işaret eden Yıldırım, muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar ve akademisyenlerden gelen önerileri dikkate alarak sorunu çözeceklerini söyledi.

'AK Parti suç olarak tanımladı'

İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'nde katılacağı "Bilişim Zirvesi 2016" öncesinde açıklamada bulunan Başbakan Yıldırım, çocuk yaşta evliliklerinin AK Parti döneminde Türk Ceza Kanunu'nda suç haline getirildiğini söyleyerek, bu kanun değişikliği önergesini getirme amaçlarını şöyle açıkladı:
"Bu değişikliği bilemeyen gençler 17-18 yaşından önce evlilik yapıyor. O evlilikten çocuklar yapınca, o çocukların nüfusa kaydı esnasında bunun suç olduğunu öğreniyor. Böylece erkek cezaevine gidiyor, kadın çocuklarla ortada kalıyor. Yani gençlerin yaptığı bu evliliğin bedelini çocuklar ödüyor. Özellikle bu toplumda bilindiğinden daha derin kanayan bir yaradır. Bunu görmek lazım."

'Birden bire kıyamet koptu'

Seçim meydanlarında AK Parti'nin de CHP ve MHP'nin de bu sorunla karşılaştığını ve çözümü için söz verdiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, önergeyi TBMM'ye getirirken buradan hareket ettiklerini ifade etti. Başbakan Yıldırım, tanımladığı bu sorunu yaşayan bazı çiftlerin isimlerini de sıralayarak, "Binlerce gencin sorununu çözelim diye bir girişimde bulunduk ve Meclis'e bir kanun teklifi verdik. Ne olduysa birden bire kıyamet koptu. Neymiş efendim 'tecavüzcüye af geliyor' Böyle bir şey yok, bizim amacımız bu mağduriyeti gidermek" diye konuştu.

'Muhalefete kızdı: Kısmen başardılar'

Muhalefet partilerine yönelik eleştirilerde bulunan Başbakan Yıldırım, "Muhalefet partilerine bu konuda uzlaşma çağrıları yaptık ve hatta dedik ki, 'teklifiniz varsa, buyrun teklifinizi de getirin, bu meseleyim çözelim, böylece kanayan yara ortadan kalksın'. Ne yazık ki bu çağrımız gerektiği gibi kabul görmediği gibi bunu bir siyasi rant olarak kullanma yolunu tercih edip çok önemli bir sorunu yine ıskaladılar. Ayrıca bu yönde toplumda da bir kafa karışıklığı oluşturmayı kısmen başardılar" şeklinde konuştu.

'Cumhurbaşkanının çağrısı'

Başbakan Yıldırım daha sonra önergeyi geri çektiklerini şu sözlerle açıkladı:

"Gerek toplumdaki mutabakatın tam anlamıyla sağlanması, gerek Cumhurbaşkanımızın bu konudaki 'geniş mutabakat' çağrısı, gerekse de muhalefet partilerine kendi önerilerini geliştirmeleri için zaman tanınması bakımından Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz. Komisyonda etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır."

Muhalefet, sivil toplum, uzmanlar...

Bu sorununun bedelini çocukların çektiğini ve sorunu görmezden gelemeyeceklerini yineleyen Başbakan Yıldırım, bir soru üzerine de "CHP ve MHP'den bir teklif gelirse, bu da dikkate alınarak önerge olgunlaştırılacak. Gelmezse, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar, akademisyenlerden gelen önerileri de dikkate alarak bu meseleyi de halledeceğiz" dedi. cnntürk

E-Sigara hiç de masum değil

E-sigara olarak bilinen elektronik nikotin sağlayıcı sistemle solunanlarda aslında ‘yok yok”! İçeriğin bir kısmı kanserojen, nikotinse zaten bağımlılık sebebi.

Hürriyet'in haberine göre Türk Toraks Derneği, e-sigaranın bir tütün ürünü olduğunu hatırlatarak, bağımlılık yaptığı ve sağlığa ciddi zararlı olduğu uyarısında bulunuyor.Derneğin Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı Dr. F. Çağla Uyanusta Küçük’ün verdiği bilgiye göre, e-sigara sıvısının içerdiği söylenen maddelere (gliserol, propilen glikol ve nikotin) ek olarak tıbbi çalışmalarda birçok başka madde de tespit edildi. Bunlar aseton, akrolein, bütadien, sikloheksan, dietilen glikol, etilen glikol, etanol, formaldehid. Ayrıca tütün içermediği iddia edildiği halde tütün alkoloidleri (nornikotin, miyozmin, anabazin) gibi maddeler de bulundu. Dumanında ise gliserol, propilen glikol ve nikotine ek olarak asetaldehid, aseton, akrolein, formaldehid, nitrosonornikotin, metilnitrozamino, piridil, bütanon ve  kadmiyum, kurşun, nikel, bakır, kalay gibi metaller ile toluen saptandı.

Yasak ama ‘serbest’

Dr. Küçük, e-sigarayla ilgili şu uyarılarda bulundu:“İçerdiği maddelerin bir kısmı kanserojen. Bir kısmının da solunum sistemi üzerindeki olumsuz etkileri biliniyor. Bu kimyasallardan bir grubun sigarada da olduğunu bilmemiz, aynı ortamda e-sigara dumanı soluyan ikinci şahısların pasif içici olarak etkileneceklerini göstermesi açısından önemli. Ayrıca, özellikle gençler için sigara ve diğer tütün ürünlerine geçişi de kolaylaştırabilir.”E-sigara bir tütün ürünü. Dolasıyla Türkiye’de satışı yasak. Ancak internet aracılığıyla e-sigara satışı yapan 100’e yakın aktif site bulunuyor.

Sigarayı bıraktırmaz

E-sİgaranın gerçeğini bıraktırdığına dair istatistiksel olarak anlamlı tıbbi kanıt yok.  ABD’de 4 bin 500 öğrenci ile yapılan bir çalışmada, e-sigaranın sigara içme motivasyonunu azaltmadığı görüldü. Dr. Küçük, “Tıbbi çalışmalarda da en sık tüketim şeklinin hem e-sigara hem de sigaranın birlikte kullanımı olduğu saptandı” diyor.

Bağımlılık yapar

E-sİgara dumanındaki nikotin aynen sigarada olduğu gibi bağımlılık yapıyor. Ayrıca nikotin tek başına kullanıldığında bile mide-bağırsak sisteminde yan etkilere, baş ağrısına, çarpıntı ve ağız, cilt gibi bölgelerde rahatsızlık hissine neden oluyor.

7586 polis, 2391 asker ihraç edildi

Olağanüstü Hal kapsamında yeni Kanun Hükmünde Kararname ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nden 7586, TSK'dan 2 bin 391 personel ihraç edildi.


Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 677 ve 678 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameler (KHK), Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

677 sayılı KHK'ya göre, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ile bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarda görev yapan 15 bin 726 kamu çalışanı hakkında ihraç kararı verildi.

Aynı KHK kapsamında daha önce meslekten ihraç edilen 157 kişi ise görevlerine iade edildi. Milli Güvenlik Kurulunca (MGK) devletin güvenliğine karşı faaliyette bulunduğu tespit edilen 550 dernek, 19 özel sağlık kuruluşu ve 9 basın yayın kuruluşu da kapatıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğünden 1. Sınıf Emniyet Müdürlerinin de aralarında bulunduğu 7 bin 586 kişi görevden ihraç edildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığında bin 259, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 391, Hava Kuvvetleri Komutanlığında 338, Jandarma Genel Komutanlığında ise 403 askeri personel hakkında aynı işlem yapıldı.

Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında meslekten ihraçlar

Emniyet Genel Müdürlüğü ve TSK'nın yanı sıra bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarında da meslekten ihraç kararları alındı.

İçişleri Bakanlığı ve bağlı kurumlarında 2 bin 696, Yükseköğretim Kurulunda (YÖK) bin 184, Sağlık Bakanlığında 752, Maliye Bakanlığında 526, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında 131, Milli Eğitim Bakanlığında 119, Diyanet İşleri Başkanlığında 94, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında 73, Orman ve Su İşleri Bakanlığında 52, TRT'de 45, Milli Savunma Bakanlığında 23, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) 15, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) 14, Gençlik ve Spor Bakanlığında 13, Kültür ve Turizm Bakanlığında 11, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansında (TİKA) bir olmak üzere toplam 5 bin 749 kamu çalışanı görevlerinden ihraç edildi.

157 kişi göreve iade edildi

Daha önce yayımlanan 672 ve 675 sayılı KHK'lar ile AFAD'da iki, Diyanet İşleri Başkanlığında 36, TİKA'da bir, Vakıflar Genel Müdürlüğünde bir, Sosyal Güvenlik Kurumunda (SGK) 41, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında 10, Orman ve Su İşleri Bakanlığında bir, Sağlık Bakanlığında 18, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığında 31, yükseköğretim kurumlarında 16 kamu çalışanı görevlerine iade edildi.

550 dernek kapatıldı

Yine 677 sayılı KHK ile "terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan" 550 dernek, 9 basın yayın kuruluşu ve 19 özel sağlık kuruluşu kapatıldı.

678 sayılı KHK'da ise güvenlik korucularının yaş kriterleri, Kimlik Bildirme Kanunu ve askeri yasak bölgelerle ilgili düzenlemelere yer verildi. cnnttürk

Babalara da yarım gün izin müjdesi!

Anne ya da baba, çocukları okul yaşına gelinceye yani 66 aylık oluncaya kadar part-time çalışabilecek.


Çalışma hayatındaki babalar için müjdeli haber kısa süre önce geldi. Fakat konu hakkında vatandaşların yeterli bilgisi yok. Peki kim, hangi şartlarda, ne kadar süreyle yarım gün çalışacak?
Hürriyet'te yer alan habere göre, anne ya da baba, çocukları okul yaşına gelinceye yani 66 aylık oluncaya kadar part-time çalışabilecek.

1 ay önce bildirim

Yani okul çağma gelinceye kadar kısmi çalışma hakkı sadece kadınlara değil, erkeklere de tanınmış durumda. Bu hakkın kullanılabilmesi için tek şart ise annenin de babanın da çalışması.
Bu haktan faydalanmak için çalışanın kısmi çalışma talebini 1 ay önceden işverene yazılı olarak bildirilmesi yeterli, işçi yarı zamanlı çalışma talebi nedeniyle işten çıkartılamayacak.

3 gün iş 3 gün izin

İşveren, babanın talebin karşılandığını yazılı olarak bildirecek. İşveren süresi içinde cevap vermezse, talep geçerlilik kazanacak.

Maaş çalışılan süreye orantılı olarak ödenecek. Kısmi süreli çalışmaya başlayan işçi, aynı çocuk için bir daha bu haktan faydalanmamak üzere tam süreli çalışmaya dönebilecek. Baba yarım gün yerine 3 gün izin yapıp 3 gün çalışabilecek.

Erdoğan'dan 'cinsel istismar' önergesiyle ilgili flaş açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuoyunda tartışmalara neden olan önergeyle ilgili ilk kez açıklama yaptı. Erdoğan, ''Hükümetin toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerileri dikkate alarak, geniş bir mutabakat içerisinde bu sorunu çözmesinde büyük fayda görüyorum'' dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, erken yaşta evlendirilenlerin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin düzenlemeye yönelik AA'ya açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan kanun tasarısı vesilesiyle, kamuoyunda geniş bir tartışma başladığını ifade etti.

Tartışmaya konu kanun tasarısına eklenen bir fıkranın, ülkede önemli bir toplumsal sorun olan, kanunun izin verdiği yaşın altındaki evlilikler sebebiyle ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi niyetiyle hazırlandığının anlaşıldığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Görevi, sorunlara çözüm üretmek olan siyaset kurumunun, bu önemli toplumsal sıkıntının çözümüne yönelik arayış içinde olmasından daha tabii bir durum yoktur.


Ancak, söz konusu kanun tasarısının görüşmeleri esnasında başlayan tartışmanın, kamuoyunda çok farklı tepkilere, eleştirilere, önerilere neden olmasının, konunun yeniden ele alınmasını gerektirdiği açıktır. Hükümetin toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerileri dikkate alarak, geniş bir mutabakat içerisinde bu sorunu çözmesinde büyük fayda görüyorum." cnntürk

50 bin lira bulunamazsa hayatı kararacak

Diyarbakırlı 23 yaşındaki Gamze'nin 3 yaşındayken sol bacağı şişti. 10 yıl sonra sağ bacağı da şişen Gamze'ye halk arasında fil hastalığı olarak bilinen lenf ödemi tanısı konuldu. Maddi imkansızlık nedeniyle tedavisini yarım bırakmak zorunda kalan Gamze için 50 bin lira bulunamazsa bir daha asla evden dışarı çıkamayacak.


Diyarbakırlı Gamze Kanik, 3 yaşındayken ailesiyle birlikte bir düğüne gitti. Burada sol bacağında ağrı hisseden Gamze'nin ailesi hastaneye başvurdu. Sol bacağı şişmeye başlayan Gamze'ye o dönemler tedavisi yapılamayan fil hastalığı teşhisi konuldu. Bir süre sol bacağındaki şişlikle hayatına devam eden Gamze, 10 yıl sonra ikinci şoku yaşadı. Hastalığın sağ bacağına da sıçradığı Gamze için aşılması zor günler başladı. İlk önce çok sevdiği okulu bırakmak zorunda kalan Gamze, gün geçtikçe yürüyemez duruma geldi. İnternette yaptığı araştırmalar sonucu fil hastalığı tedavisinde önemli başarılara imza atmış bir doktorla iletişime geçen Gamze, Samsun'a giderek bir süre burada tedavi olma şansı yakaladı. Tedavisi sırasında ayağındaki şişikler bir nebze olsun inen ve yürümeye başlayan Gamze, maddi imkansızlıklar nedeniyle tedavisini yarım bırakıp Diyarbakır'a döndü.
Tedaviye devam edemediği için bacakları tekrar şişen ve yürüyemez duruma gelen Gamze, psikolojik sorunlar yaşayarak kendini eve hapsetti. Ailesi dışında hiç kimsenin yüzünü görmesine izin vermeyen Gamze, ameliyat olması için gerekli olan 50 bin lira bulunamazsa bir daha asla evden çıkamayacak.
Hastalığı psikolojisini bozdu, yüzünü gizleyerek konuştu.


Kabus 3 yaşındayken başladı

Gamze Kanik, sol bacağının 3 yaşındayken şişmeye başladığını söyledi. Bir düğüne gittiği sırada hastalığının ortaya çıktığını aktaran Kanik, "Düğünden geldikten sonra bacağımda şişkinlik oldu. Babam beni hastaneye götürdü ama o zamanlar tedavisi yoktu. Ben yıllar boyunca hep bir bacağım şiş yaşadım. Ta ki 13-14 yaşımdan sonra sağ bacağıma vurana dek. Sağ bacağımda daha yüksek bir derecede şişkinlik oldu. Araştırmalarım sonucu, internetten doktoruma ulaştım. O zamanlar Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nde ameliyat oldum ve bacağım çok iyi durama geldi. Yürüyebildim, gezebildim. Maddi imkansızlıklar nedeni ile tedavim geri kaldı. Çünkü doktor 3 ameliyat yaptı, kendimi toparladıktan sonra geri kalan ameliyatımı da yapacaklarını söyledi. Ben maddi imkansızlıklardan dolayı gidemedim. En son 2,5 yıl önce doktorumun yanına gittim, bana her şeyin değiştiğini, ameliyat olabileceğimi söyledi. 50 bin lira istendi ameliyat olmam için. Ben de maddi imkansızlıklar nedeni ile gidemedim ve tedavim geride kaldı. Gittikçe benim bacağım şişiyor" dedi.

"Yetkililer umut verdi beni yarı yolda bıraktılar"

Birkaç ay önce kaymakamlıktan bazı yetkililerin geldiğini ifade eden Kanik, "Tedavi masraflarımı karşılayacaklarını söylediler. Ben çok mutlu oldum bekledim, bu konuşmanın ardından ne maddi ne de manevi yanımda olmadılar. Ben çok umutlanmıştım, bana umut verdiler yarı yolda bıraktılar. Psikolojim allak bullak oldu, kendimi odaya kapatıp ağladım. Çoğu arkadaşlarımla görüşmedim" diye konuştu.

"Psikolojim bozuldu, kimseye yüzümü göstermek istemiyorum"

Psikolojisinin bozulması nedeniyle yüzünü göstermek istemediğini ifade eden Kanik, şunları söyledi:

"Yüzümü göstermek istemiyorum, ben bir genç kızım ve daha 23 yaşındayım. Şu anki psikolojimden dolayı beni anlamalarını bekliyorum. Ben liseye geçtikten sonra, hastalığım nedeniyle okulu bıraktım. Bacağım çok şişmeye başladı. Ben arkadaşlarım gibi yürüyemiyordum, korkuyordum yürüdükçe bacağım şişiyordu, bende hep kendimi kapattım. Okulumdan geri kaldım, hele ki konservatuvar bölümünü çok istiyordum. Kendimi çok geliştirmek istiyordum, ama bacağımdan dolayı hepsinden geri kaldım. Ameliyat olduktan sonra açıköğretimden devam ettim. İki senedir gidemiyorum, bacağım yüzümden. Artık ben iyileşmek istiyorum, yürümek istiyorum gezmek istiyorum, üniversiteye gitmek istiyorum. Bana yardım etsinler, Allah kimseye göstermesin ağrısı çok fazla ben ağrısına dayanamıyorum artık. Cumhurbaşkanımdan, Başbakanımdan yardım bekliyorum. İyileşmek istiyorum, yürümek istiyorum." cnntürk

İşte çocuk gelin haritası

Meclis Genel Kurulunda kabul edilen cinsel istismar cezalarına erteleme düzenlemesiyle yeniden tartışılan çocuk gelinler konusunda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) oransal harita çıkardı. Çocuk gelin oranı en yüksek 10 şehir belli oldu: Kilis, Kars, Ağrı, Muş, Niğde, Bitlis, Kahramanmaraş, Aksaray, Gaziantep, Yozgat.


TÜİK’in 2015 verilerine göre 2015’te toplam 602 bin 982 resmi evlilikten 31 bin 337’sinde 16-17 yaşındaki kız çocukları gelin oldu. Bu sayı, toplam evliliklerin yüzde 5,2’sine denk geliyor.
Hürriyet'in haberine göre illerin içindeki evlilik oranlarında çocuk yaşta evliliğin en yükkek olduğu şehir yüzde 15,3 oranıyla Kilis. Bu ili yüzde 15,2 ile Kars, yüzde 15,1 ile Ağrı, yüzde 14,4 ile Muş, yüzde 13,7 ile Niğde, yüzde 12,7 ile Bitlis, yüzde 12,5 ile Kahramanmaraş, yüzde 12,1 ile Aksaray, yüzde 11,8 ile Gaziantep ve yüzde 11,5 ile Yozgat izliyor.

Tunceli son, İstanbul alt sırada

Çocuk evliliklerin en düşük olduğu il ise Tunceli. Tunceli’de 2015’te 513 evlilikten sadece 5’inde gelinler 16-17 yaşlarındaydı. Bu şehirdeki evliliklerde çocuk gelin oranı yüzde 1’de kaldı. Bu oranı yakalayan başka bir şehir bulunmuyor. Çocuk gelinlerin en düşük olduğu diğer 9 şehir, yüzde 1,5 oranıyla Rize, yüzde 1,6 ile Trabzon, yüzde 2 ile Artvin, yüzde 2,1 ile Bolu, yüzde 2,1 ile İstanbul, yüzde 2,2 ile Eskişehir, yüzde 2,5 ile Yalova, yüzde 2,6 ile Karabük ve yüzde 2,7 ile Bursa olarak sıralandı. Çocuk evlilik oranında sondan 6’ncı sırada yer alan İstanbul’da 114 bin 382 evlilikten 2 bin 438’inde gelinler 16-17 yaşındaydı. Ankara’da 38 bin 139 evlilikten bin 293’ünde çocuk gelin, İzmir’de 32 bin 469 evlilikten 937’sinde çocuklar gelin oldu. İzmir’de çocuk gelin oranı yüzde 2,9 ile düşük iller arasında bulunuyor. İzmir, 81 il içinde 69’uncu sırada yer aldı.

Resmi evlilikler düştü

İstatistiklere göre resmi olarak evlenen kız çocuklarının toplam içindeki oranı son 13 yılda düştü. 2002’de tüm evlilikler içinde kız çocuklarının sayısı 37 bin 263 ile yüzde 7,3 oranında yer tutuyordu. Bu oran 2010’da yüzde 7,8’e, 2011’de yüzde 7,2’ye, 2012’de yüzde 6,7’ye, 2013’te yüzde 6,2’ye, 2014’te yüzde 5,8’e ve 2015’te yüzde 5,2’ye geriledi.


14-15’inde anneler

Buna karşın istatistikler resmi olmayan evliliklerle ilgili ipuçları veriyor. Nüfus idaresine bildirilmeyen çocuk evlilikler TÜİK kayıtlarına geçmiyor. Ancak TÜİK, 15 yaşın altında doğum yapan kadınları kayıt altına alıyor. Bu veri de 13-14 yaşlarında kayıtdışı evliliklerinin bir bölümünü gün yüzüne çıkarıyor. Buna göre 15 yaşın altında doğum yapan anne sayısı 2001’de 2 bin 729, 2002’de 2 bin 561, 2003’te 2 bin 348, 2004’te bin 940, 2005’te bin 715, 2006’da bin 635, 2007’de bin 415, 2008’de bin 188, 2009’da 822, 2010’da 533, 2011’de 385, 2012’de 377 anne oldu. 15-17 yaş arasında 2010’da 28 bin 901, 2011’de 25 bin 292, 2012’de 21 bin 992 kız çocuğu anne oldu.

20 Kasım 2016 Pazar

3 ilde peş peşe korkutan depremler!

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Sivas'ın Gölova, Muğla'nın Datça ve Erzincan'ın Refahiye ilçelerinde deprem meydana geldi.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Datça’da 3,7, Refahiye’de ise 4 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Datça’daki deprem yerin 7,6, Refahiye’deki deprem ise 7,09 kilometre derinliğinde meydana geldi. Her iki ilçedeki deprem çevre il ve ilçelerde de hissedildi.

Sivas'ta 4 büyüklüğünde deprem

AFAD'dan alınan bilgiye göre saat 01:52'de, merkez üssü Sivas'ın Gölova ilçesine bağlı Çevrecik köyü olarak saptanan 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Yerin 10 kilometre derinliğindeki deprem, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nce ise 3,6 şiddetinde ölçüldü.