21 Şubat 2015 Cumartesi

Fuat Avni'den Erdoğan'a jet yanıt

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Malatya'da isim vermeden Fuat Avni'ye yüklendi. Fuat Avni'den Erdoğan'a jet yanıt geldi.

Erdoğan, konuşmasında "Ailece tehditler aldığımızı söylemiştim. Ben, ailem, hepsi ve şimdi kızımla, şahsımla ilgili tehditler ortaya çıktı ve aylardır ortaya çıkan bir isim var. Ya delikanlıysan çık ortaya, gizli olarak niçin kalkıp da bu şekilde bunu yapıyorsun? Biz bu yola çıktığımızda bir şey söyledik: Kefenimizi giyerek biz bu yola çıktık. Bizi, buradan caydıramazsın ama sende yürek varsa, delikanlılık varsa böyle kod adıyla, mod adıyla ortaya çıkma. Sen terör örgütünün mensubusun, bunu biliyoruz. Onun için de kod adı kullanıyorsun. Çık açık net ortaya, nereden konuşacaksan oradan konuş. Varsa elinde bir şey onu da ortaya koy ama bunu yapamadılar bugüne kadar" dedi.

Erdoğan'ın sözlerine Fuat Avni, Twitter'dan yanıt verdi.


Mini giyenleri taciz edin diyen öğretmene şok

Antalya’da bir lisede "taciz timi" kurduğu iddiası ile hakkında soruşturma başlatılan müdür yardımcısı görevden alındı.

Antalya'da Kepez Atatürk Anadolu Lisesi müdür yardımcısının kısa etek giyen kız öğrenciler için erkek öğrencilerden taciz timi kurmayı planladığı iddia edilmiş, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı konuyla ilgili soruşturma başlatılması için talimat vermişti.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuyla ilgili soruşturmasının ardından Kepez Atatürk Anadolu Lisesi müdür yardımcısı Filiz G.’nin görevden alındığı bildirildi.

Oktay Vural'dan bomba iddia!

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, daha önce de okulda yaşanan olaylardan örnekler vererek, Çakıroğlu’nun hedef gösterildiğini söyledi.



MHP Grup Başkanvekili ve İzmir MilletvekiliOktay Vural, partisinin il binasında basın toplantısı düzenledi. Dün Ege Üniversitesi’nde çıkan olaylarda karşıt gruptan öğrenciler tarafından öldürüldüğü iddia edilen Fırat Çakıroğlu’nu anarak sözlerine başlayan Vural, “Cennet bakışlı kardeşimin mekanı cennet olsun” dedi.
 
  Üniversitelerde PKK’nın gençlik yapılanması tarafından okula giden gençlerin terörize edildiğini savunan Vural, “Bunları defalarca dile getirdik. Bunlarla ilgili çadırlar kuruluyor. Yani burası Ege Üniversitesi. Terörist başının resimleriyle günler düzenleniyor. Burası Kandil değil Ege Üniversitesi. Türk bayrağı taşıyan öğrenciler saldırıya uğruyor. Kimlik kontrolü yapmaya kadar cesaret edenler kalabalık, gruplar halinde saldırmakta, emniyet duyarsız kalmaktadır” ifadelerinin kullanırken, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde, terörist başı Abdullah Öcalan’ın afişlerini açan grubun fotoğraflarını gösterdi.
 
  OLAY ANI
 
  Fırat Çakıroğlu’nun hayatını kaybettiği olayı anlatan Vural, “Fırat’ın formasyon derslerinde imza atması gerekiyor. Bu olay meydana gelmeden önce darp ediliyor. Tekrar fakültede imza atıyor. İmza attıktan sonra Edebiyat Fakültesi’nden çıkarken, organize bir grup saldırıyor. Bu gruptan kaçanlardan birkaç kişi Fırat’ı kantinde bıçaklıyor” dedi.
 
  “KİMLİK KONTROLÜ YAPILIYOR”
 
  Ege Üniversitesi’nde daha önce meydana gelen olaylardan da örnekler veren Vural, şöyle konuştu; “18 Kasım 2013 tarihinde Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’ne giren 3 kişi, baskı ve şiddet yoluyla kütüphaneden alınıyor. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne getiriliyor. Rehin tutuluyor. Kimlik kontrolü yapılıyor. ‘Sen misin Apo’ya karşı olan?’ diye yapılıyor. Burası Kandil değil burası Ege Üniversitesi. Ondan beri sınavlara giremiyorlar.”
 
  Fırat Çakıroğlu’nun okuldan atılmamak için formasyon dersine imza atmaya gittiğini anlatan Vural, “Kan kaybından ölüyor. Kampus içerisindehastane herhalde 700-800 metre. 16.50’de arandığı ambulansın geldiği saatin 17.30 olduğu söyleniyor. Bu nasıl bir şeydir ki beş ambulans birlikte geliyor. Birbirini mi bekledi bunlar?” diye konuştu.
 
  “DAHA ÖNCE DE HEDEF ALINDI”
 
  Dün çıkan olaylarda hayatını kaybeden Fırat Çakıroğlu’nun daha önce de hedef alındığını söyleyen Vural, “Fotoğrafları üniversitenin çeşitli yerlerine asılıp hedef gösterildi. 22 Ekim 2014 tarihinde ‘Ege’de faşist provokasyon var. O havaya kaldırdığını sopayı tutan ellerden de, o en öndeki beyaz gömlekli Tarih 4. sınıf öğrencisi sınavlara polis korumasıyla giden reis Fırat Çakıroğlu’ndan da soracak hesabımız’ var diyor. Öğrenci toplulukları Türk bayraklarıyla yürüyor sadece” ifadelerini kullandı. Medyafaresi

Cübbeli Ahmet Nihat Hatipoğlu ile dalga geçti?

Cübbeli Ahmet Hoca, isim vermeden Nihat Hatipoğlu'nun televizyon programlarıyla dalga geçti.

Cübbeli Ahmet Hoca isim vermeden televizyondaki dini programları eleştirdi. Cübbeli Ahmet Hoca'nın "Peygamberi çok sevelim, siz de ağlayın falan. Arkadan da ver müziği, ver gazı ver" sözleri akıllara Nihat Hatipoğlu'nu getirdi.

Cübbbeli Ahmet Hoca, ehli sünnetin Şiilik tehlikesi altında olduğunu belirttiği sohbetinde eleştirilerinden Nihat Hatipoğlu da nasibini aldı. Cübbeli Ahmet Hoca, Hatipoğlu'nun televizyon programlarını şöyle eleştirdi:

ARKADAN VER MÜZİĞİ, SİZ DE AĞLAYIN FALAN

"Peygamberi çok sevelim, siz de ağlayın falan. Bazı hocaların yaptığı gibi... Arkadan da ver müziği, ver gazı ver. Ondan sonra ilahisi, kasidesi arkadan da müziği falan. Hz Ömer şöyle yaptı, Hz. Ali böyle yaptı... Ya tamam da arkadaş Hz. Ömer'e sövüyor adam..."   (Vatan)

'Bu amca beni kaçırıyor, kurtarın'

Denetimli serbestlikten bırakılan Şenol Ç, ilk fırsatta eyleme geçti. Kaçırıldığını anlayan kız çocuğu, yoldan geçen bir vatandaşa doğru koşarak “Bu amca beni kaçırıyor, ne olur kurtarın” diye bağırdı. Tacizci son anda yakalandı.

Haber Türk'ten Nihat Uladağ'ın haberine göre, Eyüp’te sokakta oyun oynayan 8 yaşındaki bir kız çocuğu, bir ara arkadaşlarını kaybetti. Arkadaşlarını arayan küçük kıza yaklaşan Şenol Ç. adlı şahıs, yardım bahanesiyle elinden tuttuğu kızı mahalleden uzaklaştırıp bir apartmanın boşluğuna götürmeye çalıştı.

"BENİM KIZIM" YALANI
Kaçırıldığını anlayan kız çocuğu, yoldan geçen bir vatandaşa doğru koşarak “Bu amca beni kaçırıyor, ne olur kurtarın” diye bağırdı. Paniğe kapılan Şenol Ç., “Bu kız benim kızım, kaçırmıyorum” dedi. Ancak küçük kız, “Bu amcayı tanımıyorum, babam değil” diye bağırmayı sürdürdü. Olay yerine gelen polis Şenol Ç.’yi gözaltına alırken, küçük kız ailesine teslim edildi.

Adliyede tutuklanan Şenol Ç.’nin 2008 yılında yine bir çocuğa taciz suçlamasıyla cezaevine girdiği, 1 ay önce denetimli serbestlikten faydalanarak çıktığı belirlendi.

Özgecan cinayetinde tüm deliller toplandı

Mersin'deki Özgecan Aslan cinayetiyle ilgili soruşturmada tüm deliller toplandı. Soruşturmaya ilişkin iddianame için Ankara'dan gelecek otopsi raporu bekleniyor. Soruşturmaya bakan savcının, 3 zanlı için de ağırlaştırılmış müebbet talebinde bulunacağı belirtiliyor.


Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından başlatılan inceleme tamamlandı. Soruşturmada tek eksik belge, özgecan’a ait otopsi raporu. Ankara'dan gönderilecek rapordan sonra iddianame tamamlanacak.

Sanıklar Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe için, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilecek.

Katil zanlısı Suphi Altındöken'in ifadesinde, Özgecan’ı bıçaklayarak öldürdükten sonra yakmaya çalıştığını anlatması en önemli kanıt olarak görülüyor.

Zanlı Fatih Gökçe’nin, Altındöken’e Özgecan'ı öldürmesini söylemesi ve benzin temin etmesi ile, baba Necmettin Altındöken’in genç kızı kurtarmak için girişimde bulunmaması, kuvvetli delil olarak sayılacak.

Yasaya göre 3 zanlı, ağırlaştırılmış hapis cezası alırsa, aflardan yararlanamayacak.

Ayrıca, Mersin Büyükşehir Belediyesi de Çağ Üniversitesi öğrencileri için Tarsus-Adana arasında servis hizmeti başlattı.

20 Şubat 2015 Cuma

Fidan, Arslan ve Gökçek.. Üçü aynı anda başvurdu

Eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ankara’dan milletvekili aday adaylığı için AK Parti Genel Merkezi’nde başvurusunu yaptı. Fidan’ın yarı sına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmalarından Mücahit Arslan ve Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek de Ankara’dan milletvekili aday adaylığı başvurusunda bulundu.

7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirilecek olan milletvekili seçimleri için partilerde aday adaylığı başvuruları tüm hızıyla devam ediyor.

Ankara’da sürpriz bir şeklide görevinden istifa ederek milletvekili aday adaylığı için başvuru yapacağını belirten eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ak Parti Genel Merkezi’ne gelerek Ankara’dan milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulundu.

Fidan’ın yarı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Mücahit Arslan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek de milletvekili aday adaylığı için AK Parti Genel Merkezi’ne başvuru yaptı. Arslan ve Gökçek de, Ankara’dan milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulundu. Medyafaresi

NYT: Türkiye’de kara bile siyaset bulaştı

New York Times, gazeteci Nuh Köklü'nün kar topu oynarken öldürülmesini okurlarına duyurdu. Gazete haberinde Hüsnü Tuncer adlı bir kuaförün "Kar gibi temiz bir şey bile Türk politikasıyla lekelendi" sözlerine de yer verdi.

ABD'de yayınlanan New York Times (NYT) gazetesi, gazeteci Nuh Köklü’nün Kadıköy’de camına kartopu isabet ettiği için bir esnaf tarafından bıçaklanarak öldürülmesini sayfalarına taşıdı.

Köklü’nün öldürülmesinin şok dalgaları yarattığını belirten gazete, siyasi yüksek tonların anında olaya karıştığını belirtti.

Gazete kurbanın akrabalarının, ‘bıçaklamada daha derin saikler bulunduğuna’ dair yorumlarına da değinirken, Köklü’nün iç güvenlik paketine karşı gösteri sonrasında evine dönmekte olduğu için tutuklanan o esnaf için hedef haline gelmiş olabileceğine dair görüşlere de yer verdi.

New York Times haberinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kasımda yaptığı bir konuşmada "Esnaf sadece satıcı değil, gerektiğinde sokakların askeri, muhafızı ve polisidir" sözlerine işaret ettiğini de belirtti.

Gazete, Hüsnü Tuncer isimli bir kuaförün, “Kar gibi temiz bir şey bile Türk politikasıyla lekelendi. Ama çıkıp, kar eriyene kadar Nuh Köklü kardeşimizle dayanışma için kar topu oynayacağız” sözlerini de okurlarına aktardı. (Hürriyet)

IŞİD'in korkunç seks fantezisi

Terör örgütü militanları eşlerini ve kaçırdıkları kadınları seksi iç çamaşırları giydirerek 'anormal' fantezilere zorladığı ortaya çıktı.

Suriye'deki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları, cinsel güçlerini artırmak için Viagra haplarına başvuruyor ve ilişkiye zorladıkları ‘eşlerine' ‘seksi iç çamaşırları' giydiriyor.

Kaleleri olarak görülen Rakka'daki ‘sapkın' IŞİD militanlarının ‘vahşi ve anormal cinsel faaliyetleri', çizmeye çalıştıkları dine bağlılık profilinden aslında ne kadar uzakta olduklarını bir kez daha ortaya koydu.

'VAHŞİ BİR İÇGÜDÜYLE HAREKET EDİYORLAR'

Yurttaş gazetecilerden oluşan ‘Raqqa Is Being Slaughtered Silently' (Rakka Sessizce Katlediliyor) örgütünün hazırladığı rapora göre, militanlarının ‘cinsel işlev bozukluğundan muzdarip' ve ilişkiye girmek için vahşi bir içgüdü ile haraket ediyor. ‘Cinsel maharetlerini en üst seviyede tutmak' isteyen militanlar maaşlarının büyük kısmını Viagra'ya harcıyor, kısa süreli periyotlar halinde birden fazla kadınla evleniyor ve sözde eşlerine de seksi iç çamaşırları giydiriyor.

KADINLARIN VÜCUTLARI YARA İZLERİYLE DOLU

İlişkiye girmeye zorlanan kadınların vücutlarındaki yara izlerinden ve Hastane belgelerinden yola çıkılan raporda, militanların ‘normal dışı cinsel iştahlarını' gidermek için ilişki esnasında şiddete başvurdukları detayı da yer aldı.

KOMUTANLARI 'EVLENİN' DİYOR

Bazıları 9 yaşında olan çocuklar da dahil olmak üzere pek çok kadın IŞİD militanlarına satılıyor ve seks kölesi olarak kullanılıyor. Militanlar, komutanlarının isteği üzerine pek çok kadını da kendileriyle evlenmeye zorluyor. Evlilik dayatılmasının sebebi ise özellikle yabancı savaşçıları bölgede tutmak.

'HER GÜN DÖVEREK TECAVÜZ ETTİLER'

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Erbil kentinde geçen hafta düzenlenen ‘Irak'taki Ezidi ve Hristiyanlara Uygulanan Etnik Soykırım' adlı panelde konuşan ‘Vaha' lakaplı Ezidi kadın, "Bana sahip olmak isteyen bir kişiye önce karşı koymaya çalıştım. Arkadaşlarımın yanından ayrılmak istemedim. Ama beni döverek götürdü. Her gün döverek tecavüz ettiler" demişti.

Henüz 3 gün önce de Avrupa Parlamentosu (AP) eski Milletvekili Feleknaz Uca, Ezidi kadınların, IŞİD militanlarının kendilerini yakalamak üzere olduğunu anlayınca, tecavüz korkusuyla dağdan toplu olarak atladığını, bir babanın ise iki kızını öldürdükten sonra intihar ettiğini anlatmıştı. DHA

Yeni fezlekede 1 numaralı şüpheli Gülen

Emniyetteki 'paralel yapı' iddialarına yönelik soruşturma kapsamında, İstanbul merkezli 12 ilde düzenlenen son operasyona ilişkin hazırlanan fezlekede, aralarında Fethullah Gülen ile Emre Uslu, Gültekin Avcı ve polis müdürlerinin de bulunduğu 80 şüpheli yer alıyor.

 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ''yasa dışı dinleme, casusluk, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, resmi belgede sahtecilik, terör örgütü kurmak, yönetmek, üyesi olmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs'' iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında,İstanbul merkezli 12 ilde düzenlenen son operasyonla birlikte 28'i tutuklu 80 kişi hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin savcılığa gönderilen 1758 sayfalık fezlekenin detayları ortaya çıktı.

 Fethullah Gülen'in 1 numaralı şüpheli olarak yer aldığı fezlekede, eski polis ve Taraf yazarıemre uslu, Gültekin Avcı, eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu 80 kişi de şüpheli olarak yer alıyor.

101 KİŞİ MÜŞTEKİ VE MAĞDUR OLARAK YER ALIYOR

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski MİT MüsteşarıHakan Fidan ile çok sayıda bakan, bürokrat, akademisyenin de bulunduğu 101 kişinin ''müşteki-mağdur'' olarak yer aldığı fezlekede, şüphelilere atfedilen müştekilere yönelik yasadışı eylem iddiaları sıralanıyor.

İLK KEZ BU İFADELER KULLANILDI

 Terör ve terörizmin tanımının yapıldığı fezlekede, ilk kez 'Paralel Devlet Yapılanması'' (PYD) ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tanımlamalarının kullanılması dikkati çekiyor. Fezlekede, söz konusu örgütün kuruluşu, amacı, yapılanması, faaliyetleri ve stratejisi anlatılıyor. (Medyafaresi)

Annesi oğlunun yanına gitti

Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) merhum kurucu lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun annesi Fidan Yazıcıoğlu hayatını kaybetti. Yazıcıoğlu son yolculuğuna Başbakan Ahmet Davutoğlu, siyasiler ve çok sayıda vatandaş tarafından uğurlandı.

Vefat haberini Twitter adresinden duyuran BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Sivas'a hareket etti. Destici, Twitter'dan attığı mesajda şu ifadeleri kullandı: “Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun annesi "Fidan Annemiz" Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Mekanı cennet olsun. Câmiamızın başı sağolsun.”

HASTANE YÖNETİCİSİNDEN AÇIKLAMA
Sivas Numune Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Hayati Öztürk, Fidan Yazıcıoğlu’nun sabah 03.30 sıralarında yoğun bakım servisinde hayatını kaybettiğini belirterek, "Kurumum ve şahsım adına Yazıcıoğlu ailesine sabır diliyorum. Allah rahmet eylesin" dedi. Yazıcıoğlu’nun 1 aydır hastanede tedavi gördüğünü belirten Prof.Dr. Öztürk, "Kalp krizi sonucu hastanemize gelmişti. Anjiyo yapılarak stent uygulaması yapıldı. Bir hafta sonra normal kardiyoloji odasına alındı. Daha sonra evde bakım hizmeti verilmeye başlandı. Geçen hafta akciğer enfeksiyonu tanısıyla hastanemizde tedavi görmeye başladı. 2 gündür ise makine destekli yaşam ünitesinde tedavi görüyordu" ifadelerini kullandı.

SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

Fidan Yazıcıoğlu’nun cenazesi hastanede yakınlarınca alındıktan sonra Ulu Cami’ye getirildi. Burada oğlu Yusuf Yazıcıoğlu ve yakınları tarafından taziyeler kabul edildi. Ulu Cami’deki cenaze namazına Sivaslılar yoğun ilgi gösterdi. Kalabalık cami avlusuna sığmadı. Cenaze törenine yaklaşık 5 bin kişi katıldı.

BAŞBAKAN DA KATILDI
Fidan Yazıcıoğlu’nun vefatının ardından bugünkü programını değiştiren Başbakan Ahmet Davutoğlu da cenaze namazına katılmak üzere uçakla Sivas’a geldi. Havalimanında Vali Alim Barut tarafından karşılanan Başbakan Davutoğlu’na Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız eşlik etti.

Cuma namazına yetişemeyen Başbakan Davutoğlu, cenaze namazı için saf tutulduğu sırada camiye geldi. Başbakan Davutoğlu, Fidan Yazıcığoğlu’nun oğlu Yusuf Yazıcıoğlu ile yakınlarına taziyede bulundu. Cami avlusunun dolması nedeni ile cemaatin bir kısmı cami içerisinde kaldı. Cuma namazı sonrası kılınan cenaze namazına BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile il protokolü ve partililer ile çok sayıda vatandaş katıldı.

BİR SÜRE OMUZUNDA TAŞIDI
Cenaze namazının kılınmasının ardından Başbakan Davutoğlu, Fidan Yazıcıoğlu’nun tabutuna omuz vererek cami avlusunda bir süre taşınmasına yardım etti. Daha sonra kalabalık arasından ayrılan Davutoğlu, cami avlusunda bulunan şeyh mezarlarının yanında dua ettikten sonra camiden ayrılarak Sivas Valiliği’ne geçti.

Başbakanın cami avlusundan ayrıldığı sırada bir kişi "Muhsin Yazıcıoğlu’nun katillerini bulacağız" diye bağırdı. Bu kişiye çevredekiler müdahale edince kısa süreli arbede yaşandı.

CENAZE TOPRAĞA VERİLDİ
Tekbirler eşliğinde camiden çıkarılan Fidan Yazıcıoğlu’nun cenazesi daha sonra cenaze arabasına konuldu. Ardından Yukarı Tekke Mezarlığı’na götürülen Fidan Yazıcıoğlu, buradaki aile mezarlığında dua ve gözyaşları arasında toprağa verildi. Başbakan Davutoğlu, Valilik ziyaretinden sonra taziye evine giderek başsağlığı dileklerini iletti.

ERDOĞAN'DAN TAZİYE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, BBP’nin kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun annesinin vefat haberinin akabinde aileyi ayrı ayrı telefonla arayarak taziye dileğinde bulundular.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhume Fidan Yazıcıoğlu’nun oğlu Yusuf Yazıcıoğlu ile görüşürken, Emine Erdoğan ise merhumenin gelini Gülefer Yazıcıoğlu ile konuştu. Fidan Yazıcıoğlu’nun vefatından derin üzüntü duyduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşinin, merhumeye Allah’tan rahmet, aile bireylerine ve yakınlarına ise sabır ve metanet diledikleri öğrenildi. Erdoğan telefon görüşmesini Elazığ’a hareketinden önce gerçekleştirdi.

Soma için toplanan paralar nerede?

MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, SOMA yararına yapılan futbol faaliyetlerinden ilçeye para gitmediğini, bu paraların nerede olduğunu sordu!

Soma için oynanan maçta Galatasaray’la karşılaşan Atletico Madrid’in kulüp kaynakları “Biz dayanışma için İzmir’e gelmiştik” dedi. Topu Aslan’a attı. Cimbom’un o dönemki yöneticileri ise “Parayı yolladık” cevabıyla yetindi. Şimdi mevcut yönetimden, yardım parasının hangi hesaba yollandığını açıklaması bekleniyor.

MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Soma yararına oynanan bazı maçlar ve Drogba’nın yaptığı belirtilen yardımla ilgili açıklamalar gündemi sarsmıştı. Akçay, sezon başındaki Galatasaray-Atletico Madrid maçı ve Chelsea-Beşiktaş-Fenerbahçe arasındaki üçlü turnuvadan elde edilen gelirlerin akıbetinin meçhul olduğunu söyledi.

Galatasaraylı eski yıldız Drogba’nın bağışladığı ileri sürülen 1 milyon liranın da Manisa AFAD veya Soma Kaymakamlığı hesaplarına yatırılmadığını ortaya koydu. Akçay, Fenerbahçe ile Galatasaray futbol takımları arasında oynanan Süper Kupa finalinin gelirinin ise Somalı madencilere değil, futbol tesisine gittiğini söyleyerek eleştiride bulunmuştu. Ve gazeteniz BUGÜN de konunun muhataplarına ulaştı.

BU PARALAR NEREYE YATTI?

Atletico Madrid ve şu anda Chelsea’de oynayan Drogba cephesinden gelen cevaplar hayli dikkat çekiciydi. Ulaştığımız İspanyol kulübü kaynakları, “Biz bir davet maçı aldık ve oynadık. Bizim için İzmir’deki maç, kardeşlik ve dayanışma karşılaşmasıydı” dediler. Yani Atetico, bu paranın Soma hesaplarına yattığını sanıyor ancak MHP’li vekilin araştırmasına göre böyle bir para görünmüyor.

HASILAT 2 MİLYON LİRAYDI

Dostluk karşılaşmasını 40 bini aşkın taraftar izlerken, biletli seyircinin 28 bin 653 kişi olduğu ortaya çıkmıştı. Mücadelenin biletleri 45, 60 ve 90 TL’den satılmıştı. Yine Soma için yaklaşık 2 milyon TL hasılat elde edilmişti. Atletico Madrid maçı oynandığında Galatasaray yönetiminde Ünal Aysal devri yaşanıyordu. O dönemin etkili bir idarecisi, paranın kesinlikle Galatasaray tarafından ilgili yere iletilmiş olması gerektiğini ifade etti. “Atletico, İspanya Profesyonel Futbol Ligi denetiminde buraya geldi. Ama biz Soma yararına organize ettik” dedi. Dönemin bir diğer yöneticisi ise “Galatasaray bu organizasyonu kendi isteyerek yaptı. Zaten sanılandan az bir para toplandı. Biz parayı vermişizdir” dedi.
DROGBA CEPHESİ YARDIMI DOĞRULADI: GEREKLİ İŞLEMİ YAPTIK

Drogba cephesinden de bu konuyla ilgili bilgi geldi. Ünlü oyuncunun birlikte çalıştığı yetkililer “Biz bu konuda gereken işlemi yaptık” dediler. Tıpkı Atletico cephesi gibi paranın ilgili yere gitmesiyle ilgili topu adeta yetkili birimlere attılar. MHP’li vekil Akçay’a göre bu para da hesaplarda görünmüyor. Bu arada bir şüphe de ortadan kalktı. Kamuoyunda, Drogba’nın yaptığı yardımla ilgili bir şüphe ve tartışma vardı. Gelen cevapla yapılan yardım doğrulanmış oldu.

FENERBAHÇE ESKİ CEO’SU HASAN HAKKI YILMAZ: 100 ÇOCUĞA BURS VERDİK

Fenerbahçe eski CEO’su Hasan Hakkı Yılmaz, Chelsea’nin geldiği ve Beşiktaş’ın da olduğu sezon başı yardım turnuvasında kulüpte görevliydi. Yılmaz, “Gayet profesyonel şekilde düzenledik. Geliri, Somalı öğrencilere burs olarak aktarıldı. İsimleri de bellidir. Paraları bir eğitim vakfı seçilmiş çocuklara düzenli burs olarak aktarıyor. Öyle bir sıkıntı yok. Zaten bir eğitim bursu programıydı. Bununla ilgili profesyonel şirketlerle anlaştık ve 100 çocuğa burs vermeye başladık” dedi. (Sözcü)

Bozdağ'dan Gülen açıklaması

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fethullah Gülen hakkında kırmızı bülten çıkarılmasıyla ilgili "Bakanlığımızın, bu yakalama kararının Bakanlığa gelmesi üzerine neler yapılacağı konusunda bir ön hazırlığı var ancak yakalama kararı Bakanlığa intikal etmedi, intikal ettiği zaman gereği yapılacak" değerlendirmesinde bulundu.

Milliyet'in haberine göre; Bozdağ, Ankara Palas'ta Dışişleri Bakanlığının Reform Eylem Grubu  (REG) İkinci Toplantısı öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorusunu yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Fethullah Gülen için kırmızı bülten yayımlandığı ve  Adalet Bakanlığının da işlemleri bitirmek üzere olduğu" yönündeki haberleri  hatırlatması üzerine Bozdağ, İstanbul Sulh Ceza Hakimliğinin, İstanbul  Savcılığının talebi üzerine Gülen hakkında yakalama kararı verdiğini anımsattı.
Bozdağ, bu kararın bundan sonra takip edeceği usulün, Türkiye'nin  yasalarında ve taraf olduğu anlaşmalarda belli olduğunu vurgulayarak, şunları  söyledi:

 "Adalet Bakanlığına gelecek, Adalet Bakanlığı gerekli incelemeleri  yaptıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol Daire Başkanlığına gönderiyoruz.  Onlar da bunu Fransa Lyon'a gönderiyor. Bir değerlendirme yaptıktan sonra bunu  üye 190 ülkeye gönderiyor. Bakanlığımızın bu yakalama kararının Bakanlığa gelmesi  üzerine neler yapılacağı konusunda bir ön hazırlığı var ancak yakalama kararı  Bakanlığa intikal etmedi, intikal ettiği zaman gereği yapılacak."

Savcıdan üçüne de en ağır ceza talebi

Özgecan cinayetiyle ilgili soruşturmada inceleme sona erdi ve bütün deliller toplandı. İddianame otopsi raporunun gelmesiyle tamamlanacak. Edinilen bilgiye göre iddianamede 3 sanık için de ağırlaştırılmış müebbet istenecek.


Hunharca bir cinayete kurban giden Özgecan Aslan’la ilgili soruşturmada sona gelindi.  Tarsus Cumhuriyet Savcısı Ayhan Akyol tarafından yürütülen soruşturma dosyasında tek eksik olan belge Özgecan’a ait otopsi raporu.  Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan otopsi raporunun da gelmesiyle birlikte soruşturma tamamlanmış olacak.

‘Canavarca hisle...’
VATAN’ın edindiği bilgiye göre 3 sanık yani Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe için savcılık makamı TCK’nın 82’ye B maddesi gereğince ‘Canavarca hisle veya eziyet çektirerek adam öldürmek suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet’ talebinde bulunacak. Bu talebin bulunulmasında ise sanıkların verdiği ifadeler etkili oldu. Suphi Altındöken ifadesinde Özgecan’ın ellerini daha ölmeden kestiğini ifade etmesi ve daha sonra yakması aleyhinde en önemli kanıt.

Fatih ‘Ellerini kes’ dedi
Fatih Gökçe’nin de ağırlaştırılmış müebbet talebi istenmesinin nedeni ise Suphi ve Necmettin Altındöken’in ifadesi. baba oğul verdikleri ifade Fatih’in Özgecan’ın boğazını ve ardından ellerini kesmesini söylediğini iddia etti. Ayrıca benzinin temin edilmesi de bir başka delil. Bu iki ifade ve benzin temini Fatih’i de Suphi kadar suçlu hale getirdi.

Babanın hırıltı ifadesi delil
Baba Necmettin Altındöken’in ifadesinde, “Ben kesme işlemlerini görmedim ancak arabanın içinden gelen hırıltı seslerinden anladım. Birisinin genzinden ‘hığğ’ sesi geliyordu” demesi de Özgecan’ın hala yaşadığını gösterdi. Babanın, Özgecan’ı kurtarmak için hiçbir girişimde bulunmaması, onlarla birlikte minibüse binmesi, pasif kalması onu da diğer iki zanlı kadar suçlu kıldı. Ayrıca babanın Özgecan’a ait kitapları ve kıyafetleri ablasının sobasında yaktığını beyan etmesi de kuvvetlendirici delil sayıldı.

39 yıldan önce kesinlikle af yok
3 zanlı TCK’nın 82’ye B maddesi gereğince Canavarca hisle veya eziyet çektirerek adam öldürmek suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanacak. Hukukumuzdaki en ağır ceza bu. Ağırlaştırılmış hapis cezasının ömür boyu hapis cezasına göre en belirgin farkı, aflardan yararlanamayacak olması. Aftan yararlanabilmesi için 39 yıl hapis yatmış olması gerekiyor.

O minibüs trafikten çekildi
Özgecan Aslan’ın içinde katledildiği minibüsle ilgili kriminal inceleme tamamlandı ve sahibi Sabri Gülcan’a teslim edildi. Minibüsü teslim alan Gülcan, aracı kapalı bir otoparka koyarak seferlerden çekti.  Mersin TOK (Tarsus Otobüsçüler Kooperatifi) yöneticileri ise aracında yaşanan olaydan dolayı oldukça üzgün olan Gülcan’ın kooperatif üyeliğini iptal ettirerek artık taşımacılık yapmayacağını beyan ettiği öğrenildi.

Üniversite sefer koydu

Gülcan’ın aynı zamanda aracın plakalarını sökerek satılığa çıkardığı ifade edildi. Bu arada Tarsus-Adana arasındaki Özgecan Aslan’ın okuduğu Çağ Üniversitesi’ne Mersin Büyükşehir Belediyesi Ulaşım AŞ.ve  Tarsus Belediyesi tarafından öğrencilerin rahatça evlerine ulaşabilmeleri için  sabah ve akşam karşılıklı olarak birer sefer koyduklarını duyurdu.

"Sümeyye Erdoğan'a suikast düzenleneceği" iddiasına soruşturma

Bugün bazı gazetelerde yer alan 7 Haziran seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'a suikast düzenleneceğine dair iddialarla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.

Başsavcılığın, haberleri ihbar kabul ederek resen başlattığı soruşturma, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca yürütülecek. Hürriyet