Afyonkarahisar Barosu’na kayıtlı Avukat Umut Kılıç, dün Adalet Bakanlığı’nda girdiği hakim adaylığı mülakat sınavında çıkan tartışma sonrasında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kılıç’ın tutuklanma gerekçesi “adli kontrol yetersiz kalır, orantılı tedbir” olarak kayda geçti.
KAÇABİLİR
Sınav komisyonu tarafından tutulan bir tutanak ile savcılığa sevk edilen ve Ankara Nöbetçi 4. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Avukat Kılıç’ın, tutuksuz yargılanma veya adli kontrol ile serbest bırakılma talebini hakim Ramazan Kanmaz, “orantılı tedbir” gerekçesiyle reddetti. Avukat Kılıç mahkemede olayı şöyle anlattı:
AMACIM TEPKİMİ GÖSTERMEKTİ
“Ben geçen yıl da 85 puan aldım ancak mülakat sınavında elendim. İşsiz kaldım çok acılar yaşadım. Bu sefer yine alınmayacağımı bildiğim için sınava tepki göstermek amacıyla katıldım. Sınavda bana kimlik bilgilerimi sordular, kendilerinde olduğunu beyan ettim. Düzenden sistemden, kayırmacılıktan dolayı bir konuşma yapmak istedim ama engellendim. Kendilerinin de buna ortak olduğunu söyledim. Hükümetten kişiler olduğunu söyledim. Dışarı çıkmamı istediler, ben de konuşmaya devam ettim. Bana mesleğimle ilgili soru sormak istediler, ben de tepkimi dile getirmek için konuşmaya devam ettim. Ben sistemi eleştirdim, kendi üzerlerine alındılar. Polis çağırdılar dışarı çıkarken sinirden bir söz sarfettim. Cumhurbaşkanına hakaret içeren sözler söyledim, ancak bu sözler Başbakanlık dönemine ilişkindi.
AVUKATI TUTUKSUZ YARGILANSIN
Kılıç’ın avukatı Murat Koç da avukat müvekkilinin evli olduğunu, yaşanan olayın karşılıklı polemik sonucu geliştiğini, kaçma şüphesinin bulunmadığını, sabit ikametgah sahibi, mesleki faaliyeti ve itibarı gözönünde bulundurularak tutuklanma talebinin reddelmesini, hakimlik aksi kanaatte ise adli kontrol ile serbest bırakılmasını talep etti.
ADLİ KONTROL YETERSİZ
Nöbetçi Hakim Ramazan Kanmaz, suçun işlendiği yer ve biçimi nedeniyle adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı, atılı suçlar karşısında tutuklama tedbirinin orantılı bir tedbir niteliği taşıdığı gerekçesiyle şüphelinin, isnat edilen “Cumhurbaşkanına hakaret ve kamu görevi yapan kurula görevlerinden dolayı hakaret” suçundan tutuklanmasına karar verdi.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu : Bütün hukuki yollara başvurulacaktır
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Afyonkarahisar Barosu’na kayıtlı Avukat Umut Kılıç, Adalet Bakanlığı’nda girdiği hakimlik mülakat sınavında yaşanan tartışma sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret suçundan tutuklanarak cezaevine konulması ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Feyzioğlu açıklamasında, "Meslektaşımızın tutuklanması ile ilgili bütün hukuki yollara başvurulacaktır. Ayrıca, uluslararası meslek örgütlerimiz, insan hakları örgütleri, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği de hukuksuzluğun geldiği bu son nokta hakkında bilgilendirilecektir. Türkiye'de fedakârca, hukuka uygun olarak görevini yerine getiren binlerce avukatımız, hâkimimiz ve savcımız vardır. Türkiye adaletini er ya da geç bulacaktır" ifadesini kullandı.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle; "Afyon Barosu'na kayıtlı meslektaşlarımızdan Avukat Umut Kılıç, 21.04.2015 Salı günü, yazılı sınavını kazandığı hâkimlik mülakatına girmiştir. Bir önceki yazılı sınavda 85 puan almasına rağmen keyfi olduğunu düşündüğü mülakatta büyük bir haksızlık yapılarak elenmesini içine sindiremeyen Avukat Kılıç, tekrar girdiği mülakatta, mülakatı yapan ve tamamı hâkim kadrosunda olmasına rağmen bürokrat olarak görev yapan üyelere hitaben, orada bulunma sebebinin mülakatlardaki keyfiliklerin insanların hayatlarına ne kadar büyük zarar verdiğini yüzlerine anlatmak olduğunu ifade etmiştir. Heyet, 10 dakika tahammül edip, bir çay ısmarlayıp dinlemek suretiyle bitecek bu demokratik düşünce açıklamasına maalesef büyük tahammülsüzlük göstermiş ve polis marifetiyle meslektaşımızı dışarı çıkartmıştır. Bu sırada her iki taraf da birbirlerine sert sözler sarf etmişlerdir. Avukat Umut Kılıç, savcı tarafından tutuklama talebiyle, ÖGM'lerin yerine kurulduklarını bir kez daha ispatlamış olan Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilmiştir. Sulh Ceza Hâkimi, gerekçesiz olarak Avukat Umut Kılıç'ı tutuklamıştır."
SULH CEZA HÂKİMİNE TEK TEK SORUYORUZ...
"Şimdi, kanun tanımadan, insanları iki dudağının arasından çıkan emirle zindana gönderme gücünü kendinde bulan bu Sulh Ceza Hâkimine tek tek soruyoruz:
1- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kamu görevlileri ve siyasetçiler yaptıkları görevler sebebiyle ağır şekilde eleştirilebilir, bu suç değildir, diyor. Bu kararlardan haberin yok mu?
2- Avukat Umut Kılıç, haksız yere mahkûm edilse bile, verilebilecek ceza hükmün açıklamasının geri bırakılması sınırında olacaktı. Yani tutuklamanın orantılı şartı gerçekleştirilmemiş. Buna rağmen, orantılıdır deyip, nasıl tutuklama kararı verdin?
3- Avukatın yeri yurdu bellidir; bürosu, barosu, evi bellidir; yaptığı iş bellidir. Hangi hukuka aykırı dürtüyle, hangi vicdanla bu gencecik avukat için "kaçabilir" dedin?
4- Olayın tek delilin tutanak olduğunu yazmışsın kararında; bu tutanak, dosyada değil mi? Nasıl oldu da &tutuklanmazsa, delilleri karartabilir' diyebildin?
5- Sayın Hâkim, bize 'hâkim verdiği kararlarla konuşur' ezberini tekrarlama. Verdiğin karar, tutuklamanın gerekçesini anlatmıyor. Ancak doğru, sen verdiğin kararla konuşmuşsun; demişsin ki hâkimlerin, devlet büyüklerinin canını sıkan birini burnu sürtülsün diye zindana atarım. Bir soru daha sorayım sana, bu sözleri söyleyen bir avukat değil de bir hâkim olsaydı, aynı heves ve heyecanla tutuklama kararı verir miydin? Ben cevap vereyim, vermezdin. Zaten savcı da tutuklamaya sevk etmezdi."
"BİLDİĞİMİZ BİR ŞEY VARSA, BU OLAYDA HİÇBİR ŞARTIN OLUŞMADIĞI"
"Neyse ki, artık elimizde emin olup çok kullanacağımız bir içtihat var. İçi ağzına kadar mühimmatla dolu TIR'ların aranması emrini veren bir savcı hakkında biliyorsunuz, kanundaki şartlar oluşmadığı halde, arama talebinde bulunduğu için 3 yıla kadar hapis istemiyle ceza davası açıldı. Bu olayda şartlar oluştu mu, oluşmadı mı bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey varsa, bu olayda hiçbir şartın oluşmadığı. Biz bu işin peşini bırakmayız. Biz derken, 87 bin avukatı ve haklarını savunduğumuz için eziyet gördüğümüz, bedel ödediğimiz milyonlarca yurttaşımızı kastediyorum."
"TÜRKİYE ADALETİNİ ER YA DA GEÇ BULACAKTIR"
"Meslektaşımızın tutuklanması ile ilgili bütün hukuki yollara başvurulacaktır. Ayrıca, uluslararası meslek örgütlerimiz, insan hakları örgütleri, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği de hukuksuzluğun geldiği bu son nokta hakkında bilgilendirilecektir. Türkiye'de fedakârca, hukuka uygun olarak görevini yerine getiren binlerce avukatımız, hâkimimiz ve savcımız vardır. Türkiye adaletini er ya da geç bulacaktır."
(Kaynak:Nurettin Kurt/hürriyet.com.tr)