22 Şubat 2015 Pazar

Seçmen listeleri 14 Mart'ta askıda

2015 Genel Seçimi için seçmen kütüğü listeleri, 14 Mart'ta askıya çıkacak ve 27 Mart'a kadar askıda kalacak.

Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), yurtiçi ve yurtdışı seçmen kütüğünün güncelleştirilmesine ilişkin usul ve esasları belirleyen genelgeleri, Resmi Gazetede yayımlandı.

Buna göre, yurtiçi muhtarlık bölgesi askı listeleri, 14 Mart Cumartesi günü saat 08.00'de askıya çıkacak, 27 Mart Cuma günü saat 17.00'de askıdan indirilecek.

Listelere seçmenler ve siyasi partiler ilan süresi içinde itiraz edebilecek. Seçmen niteliğini taşıyan vatandaşlar ancak kendileriyle ilgili itirazda bulunabilecek.

Seçimde, her muhtarlık, bir seçim bölgesi sayılacak. Her seçim bölgesi gerektiği kadar sandık bölgesine ayrılacak. Bir sandık bölgesi 360-380 seçmeni kapsayacak.

Engelliler ve 75 yaş üzerindeki seçmenlerin oylarını rahatlıkla kullanabilmeleri için tedbirler alınacak.

Sandık seçmen listelerinin kesinleşmesinden sonra seçmen bilgi kağıtlarının hazırlanması ve dağıtılması işlemine 19 Nisan Pazar günü başlanacak, dağıtım işi en geç 1 Haziran akşamına kadar bitirilecek.

Yurt dışı seçmen kütüğü genelgesi

Yurtdışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin gümrük kapılarında 8 Mayıs 2015-7 Haziran 2015 tarihleri arasında oy verebilecek. Yurt dışında ise oy kullanma tarihleri ve gün sayısı ülkelere göre farklılık göstermekle birlikte, 8 Mayıs 2015 - 31 Mayıs 2015 olarak belirlendi.

Yurtdışı seçmen kütüğü, 14 Mart Cumartesi Türkiye saatiyle 08.00'de "www.ysk.gov.tr" adresinde ilan edilecek, 27 Mart 2015 Cuma günü Türkiye saatiyle 17.00'de sona erdirilecek.

Vatandaşlar "Yurtdışı seçmen sorgulama" ekranından kütüğe kayıtlı olup olmadığını bu süre içinde kontrol edecek. İlan edilen yurtdışı seçmen kütüğüne, seçmenler ve siyasi partilerin genel merkezlerince görevlendirilenler ilan süresi içinde itiraz edebilecek. Seçmen niteliğini taşıyan vatandaşlar ancak kendileriyle ilgili itirazda bulunabilecek.

Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşımayan kimlik belgelerine itibar edilmeyecek. Seçmenin bulunduğu ülke makamlarınca düzenlenmiş kimlik belgeleri, kimliğin tespitinde geçerli kabul edilmeyecek.

İşte o caniyle ilgili çarpıcı detaylar!

Çocukluğu zengin bir ailede rahatlık içinde geçen Özgecan’ın katili Suphi Altındöken, babası iflas edince okulu bırakmış, annesine dahi şiddet uygulayan biri haline gelmiş.

Mersin’de 10 gün önce vahşice katledilen 20 yaşındaki üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan ile katil zanlısı Ahmet Suphi Altındöken’in izini doğup büyüdüğü Tarsus’ta sürdük. Altındöken ailesi aslında Tarsus’un en bilinen, köklü ve zengin ailelerinden. Tarsus’ta dört kuşaktır Şehit Mustafa Nail mahallesinde altın işi yapıyorlar.
8 Temmuz 1989’da Tarsus’ta doğan ve çocukluğu zengin bir ailede rahat içinde geçen Ahmet Suphi’nin, 2000’li yılların başında babasının iflası ile hayatı değişmiş. Baba Necmettin Altındöken, iflasının ardından karısı ve 2 çocuğuna şiddet uygulamaya başlamış. Uzun yıllar önce boşandığı eşi Naciye Tan, o günleri, “Ondan çok şiddet gördüm. Kemerle, kesici aletle döverdi” diye anlatmıştı. Boşanmanın ardından Suphi, babası, halası ve babaannesinin yanında büyüdü.

Baba Necmettin Altındöken, iflasının ardından girdiği işlerde dikiş tutturamayınca Adana otogarında bir süre otobüs şoförlüğü yaptı. Bu yıllarda ilkokulda okuyan Ahmet Suphi daha sonra okulu bıraktı. Birkaç sene sonra yaptığı ve ölümden döndüğü motosiklet kazasının ardından 2 ay yoğun bakımda kalan Ahmet Suphi’nin kırılan kafatasının yarısı ameliyatla alındı.  

Daha sonra değişik işlerde çalışan Ahmet Suphi, 5 yıl önce bir hırdavatçı dükkânı açtı ve burada temizlik işleri yapan Neslihan’ı kaçırarak evlendi. Yıllarca hem annesine hem kız kardeşine hem de babasına şiddet uygulayan Ahmet Suphi, düğününden 2 gün önce çıkan bir tartışmada babasını bıçakladı. Ahmet Suphi’nin evlendikten 2 yıl sonra bir erkek çocuğu oldu.  

Açtığı hırdavatçı dükkânını da işletemeyen Ahmet Suphi, bir süre sonra kamyon şoförlüğü yapmaya başladı ve son olarak Özgecan cinayetinden 15 gün önce babasının referansıyla TOK minibüslerine şoför olarak girdi. Ahmet Suphi’yi, çevresi, “Tekin birisi değildi. Babasını dövdüğünü hatta bıçakladığını bütün Tarsus bilir. Eşine de şiddet uyguladığını duyuyorduk. Sürekli karakolluk, mahkemelik olan bir çocuk. Postacı kapıdan eksik olmaz. Sürekli karakoldan adliyeden zarflar getirir” diye anlatıyor.

Amca da isyan etti

Amca Behzat Altındöken, cinayet sonrası insan içine çıkamadığını söyledi. Altındöken, “Bizler buraların en eski en tanınan ailelerindeniz. Kimse bizi kötü bilmezdi. Ama bu olay sonrası insanların yüzüne bakamıyoruz. Özgecan’ın saçının bir teline o üç caniyi değişmezdim” diye konuştu. (Milliyet)

Özgecan Aslan için erkeklerden etekli eylem

Özgecan Arslan’ın öldürülmesine ve kadına şiddete tepki gösteren bir grup erkek İstiklal Caddesi’nde etekli eylem yaptı.

"AHKAM KESMEK GİBİ BİR NİYET TAŞIMIYORUZ"

Taksim Tünel Meydanı’nda toplanan bir grup etekli erkekler ve kadınlar, "Kadına uzanan eller kırılsın", "Erkek vuruyor, devlet susuyor" şeklinde slogan attı. Etekli erkekler birinin 3 kızıyla birlikte geldiği dikkat çekti. Bir erkeğin ise eteğinin altında bulunan pantolonunun çıkarması eyleme katılanlardan alkış aldı. Grup daha sonra slogan atarak ve ıslık çalarak Galatasaray Lisesi önüne geldi.

Galatasaray Lisesi önünde toplanan başka bir etekli erkeklerin bulunduğu grup Da sloganlar atarak Özgecan Arslan’ın öldürülmesine tepki gösterdi.  Grupta oyuncu Serpil Çakmaklı ve Ali Erkazan da yer aldı. Erkazan’ın etek giydiği görüldü. Bir erkeğin ise eteği başından giymeye çalışması dikkat çekti.



"MEŞRULAŞTIRMA ÇABALARINI BÜTÜNÜYLE KINIYORUZ"

Ali Erkazan, Galatasaray Lisesi önünde toplanan grup adına bir basın açıklaması yaparak, "Bu etkinlikle kendimizi kadınların yerine koymak kadınlık durumu ve psikolojisi ile ilgili ahkam kesmek gibi bir niyet taşımıyoruz. Türkiye topraklarında gün be gün artan kadın şiddetine, kadın cinayetlerine, kadınlara yönelik işlenen suçlara karşı erkekler olarak kadınların yanında yer aldığımızı göstermek istiyoruz. Kadının giyim kuşamından, oturup kalkmasına kaç çocuk doğuracağından yerinin nerede olduğuna kadar karışan yapıları biz erkekler olarak da istemiyoruz. Son zamanlarda artan kadın cinayetleri kadınların başlarına gelen akıbetin kadınların davranışlarıyla ilişkilendirilmesi mini etek giyen bir kadının tecavüzü hakettiği düşüncesi hastalıklı bir düşüncedir bu düşünce ne modern ne de layık Türkiye’de ne de dünyanın hiçbir yerinde meşrulaştırılamaz erkeklerin kadınların bedenlerinin polisi, gözcüsü, takipçisi ve nihayet tecavüzcüsü olmasıyla ilgili meşrulaştırma çabalarını bütünüyle kınıyoruz" diye konuştu.

Serpil Çakmaklı ise "Erkeklerin biz kadınların yanında olduğunun ispatı için buraya toplandık arkadaşlara kadınların yanında oldukları için teşekkür ediyorum" dedi. Tünelden yürüyen grubun Galatasaray Lisesi önüne gelmesiyle iki grup birleşti. Burada bir süre daha slogan atan grup daha sonra tekrar Tünel meydanına doğru yürüdü. Ardından grup dağıldı.



Özgecan Aslan'ın otopsi raporu açıklandı

Özgecan Aslan'ın tırnaklarında katil zanlısının DNA'sının bulunduğu belirtilen raporda tecavüz bulgusuna rastlanmadığı ifade edildi.

Mersin’de eve gitmek amacıyla bindiği minibüsün şoförü tarafından vahşice katledilen Özgecan Aslan’ın otopsi raporu açıklandı. Raporda, Özgecan’ın vücudunda çok sayıda bıçak darbesi ve öldürücü kesikler bulunduğu bilgisi yer alırken, tecavüzün söz konusu olmadığı belirtildi.

Cemal Doğan’ın Habertürk’te yer alan haberine göre, genç kızın özellikle boyun kısmında çok sayıda bıçak darbesi ve öldürücü kesikler, kafasında küt cisim darbelerine bağlı travmatik bulgular ve vücudunun değişik yerlerinde çok sayıda ödem ve morluklar saptandı.

Raporda, Özgecan’ın vücudunun büyük kısmının yandığı belirtildi. Özgecan’ın, katil zanlısınca kesilen ve daha sonra bulunan ellerinde tırnak incelemesi yapıldı. İnceleme sonucunda, Özgecan’ın tırnaklarında, katil zanlısından alınan DNA dokularına ulaşıldı.

Ankara Adli Tıp Kurumu’nun raporunun soruşturmayı yürüten Tarsus Cumhuriyet Savcısı Ayhan Akyol’a gönderildiği öğrenildi. Savcı Akyol’un raporun ulaşmasıyla birlikte eldeki tüm deliller ışığında iddianamesini yazmaya başladığı ve kısa süre içinde mahkemeye iddianameyi sunacağı belirtildi.

21 Şubat 2015 Cumartesi

“Şişman Putin karısını dövüyordu”

Alman ZDF televizyonundaki Putin belgeseli, ilginç iddialarıyla şaşırttı.


Almanya’nın ZDF televizyonunda yayınlanan “Putin The Man” adlı belgeselde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in eski eşi Lyudmila Aleksandrovna’yı sık sık dövdüğü, alkol sorunu olduğu ve depresif bir kişiliği bulunduğu ileri sürüldü.

“Batılı bir ülkenin istihbarat raporlarına” dayandırılan belgeselde Putin’in KGB için çalıştığı dönemde Dresden’de görevlendirildiği, burada karısını dövdüğü için polis ile başının belaya girdiği belirtiliyor.

‘ŞİŞMAN, ALKOLİK, DEPRESİF’

Bu dönemde Putin’in bugünkü ‘fit’ görüntüsünden çok uzak ve aşırı kilolu olduğu da belirtiliyor. Putin’in Dresden günlerinde alkolik derecesinde içki içtiği ve depresif bir kişilik gösterdiği de Batılı istihbarat raporlarına yansıdı.

Fuat Avni'den Erdoğan'a jet yanıt

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Malatya'da isim vermeden Fuat Avni'ye yüklendi. Fuat Avni'den Erdoğan'a jet yanıt geldi.

Erdoğan, konuşmasında "Ailece tehditler aldığımızı söylemiştim. Ben, ailem, hepsi ve şimdi kızımla, şahsımla ilgili tehditler ortaya çıktı ve aylardır ortaya çıkan bir isim var. Ya delikanlıysan çık ortaya, gizli olarak niçin kalkıp da bu şekilde bunu yapıyorsun? Biz bu yola çıktığımızda bir şey söyledik: Kefenimizi giyerek biz bu yola çıktık. Bizi, buradan caydıramazsın ama sende yürek varsa, delikanlılık varsa böyle kod adıyla, mod adıyla ortaya çıkma. Sen terör örgütünün mensubusun, bunu biliyoruz. Onun için de kod adı kullanıyorsun. Çık açık net ortaya, nereden konuşacaksan oradan konuş. Varsa elinde bir şey onu da ortaya koy ama bunu yapamadılar bugüne kadar" dedi.

Erdoğan'ın sözlerine Fuat Avni, Twitter'dan yanıt verdi.


Mini giyenleri taciz edin diyen öğretmene şok

Antalya’da bir lisede "taciz timi" kurduğu iddiası ile hakkında soruşturma başlatılan müdür yardımcısı görevden alındı.

Antalya'da Kepez Atatürk Anadolu Lisesi müdür yardımcısının kısa etek giyen kız öğrenciler için erkek öğrencilerden taciz timi kurmayı planladığı iddia edilmiş, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı konuyla ilgili soruşturma başlatılması için talimat vermişti.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuyla ilgili soruşturmasının ardından Kepez Atatürk Anadolu Lisesi müdür yardımcısı Filiz G.’nin görevden alındığı bildirildi.

Oktay Vural'dan bomba iddia!

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, daha önce de okulda yaşanan olaylardan örnekler vererek, Çakıroğlu’nun hedef gösterildiğini söyledi.



MHP Grup Başkanvekili ve İzmir MilletvekiliOktay Vural, partisinin il binasında basın toplantısı düzenledi. Dün Ege Üniversitesi’nde çıkan olaylarda karşıt gruptan öğrenciler tarafından öldürüldüğü iddia edilen Fırat Çakıroğlu’nu anarak sözlerine başlayan Vural, “Cennet bakışlı kardeşimin mekanı cennet olsun” dedi.
 
  Üniversitelerde PKK’nın gençlik yapılanması tarafından okula giden gençlerin terörize edildiğini savunan Vural, “Bunları defalarca dile getirdik. Bunlarla ilgili çadırlar kuruluyor. Yani burası Ege Üniversitesi. Terörist başının resimleriyle günler düzenleniyor. Burası Kandil değil Ege Üniversitesi. Türk bayrağı taşıyan öğrenciler saldırıya uğruyor. Kimlik kontrolü yapmaya kadar cesaret edenler kalabalık, gruplar halinde saldırmakta, emniyet duyarsız kalmaktadır” ifadelerinin kullanırken, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde, terörist başı Abdullah Öcalan’ın afişlerini açan grubun fotoğraflarını gösterdi.
 
  OLAY ANI
 
  Fırat Çakıroğlu’nun hayatını kaybettiği olayı anlatan Vural, “Fırat’ın formasyon derslerinde imza atması gerekiyor. Bu olay meydana gelmeden önce darp ediliyor. Tekrar fakültede imza atıyor. İmza attıktan sonra Edebiyat Fakültesi’nden çıkarken, organize bir grup saldırıyor. Bu gruptan kaçanlardan birkaç kişi Fırat’ı kantinde bıçaklıyor” dedi.
 
  “KİMLİK KONTROLÜ YAPILIYOR”
 
  Ege Üniversitesi’nde daha önce meydana gelen olaylardan da örnekler veren Vural, şöyle konuştu; “18 Kasım 2013 tarihinde Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’ne giren 3 kişi, baskı ve şiddet yoluyla kütüphaneden alınıyor. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne getiriliyor. Rehin tutuluyor. Kimlik kontrolü yapılıyor. ‘Sen misin Apo’ya karşı olan?’ diye yapılıyor. Burası Kandil değil burası Ege Üniversitesi. Ondan beri sınavlara giremiyorlar.”
 
  Fırat Çakıroğlu’nun okuldan atılmamak için formasyon dersine imza atmaya gittiğini anlatan Vural, “Kan kaybından ölüyor. Kampus içerisindehastane herhalde 700-800 metre. 16.50’de arandığı ambulansın geldiği saatin 17.30 olduğu söyleniyor. Bu nasıl bir şeydir ki beş ambulans birlikte geliyor. Birbirini mi bekledi bunlar?” diye konuştu.
 
  “DAHA ÖNCE DE HEDEF ALINDI”
 
  Dün çıkan olaylarda hayatını kaybeden Fırat Çakıroğlu’nun daha önce de hedef alındığını söyleyen Vural, “Fotoğrafları üniversitenin çeşitli yerlerine asılıp hedef gösterildi. 22 Ekim 2014 tarihinde ‘Ege’de faşist provokasyon var. O havaya kaldırdığını sopayı tutan ellerden de, o en öndeki beyaz gömlekli Tarih 4. sınıf öğrencisi sınavlara polis korumasıyla giden reis Fırat Çakıroğlu’ndan da soracak hesabımız’ var diyor. Öğrenci toplulukları Türk bayraklarıyla yürüyor sadece” ifadelerini kullandı. Medyafaresi

Cübbeli Ahmet Nihat Hatipoğlu ile dalga geçti?

Cübbeli Ahmet Hoca, isim vermeden Nihat Hatipoğlu'nun televizyon programlarıyla dalga geçti.

Cübbeli Ahmet Hoca isim vermeden televizyondaki dini programları eleştirdi. Cübbeli Ahmet Hoca'nın "Peygamberi çok sevelim, siz de ağlayın falan. Arkadan da ver müziği, ver gazı ver" sözleri akıllara Nihat Hatipoğlu'nu getirdi.

Cübbbeli Ahmet Hoca, ehli sünnetin Şiilik tehlikesi altında olduğunu belirttiği sohbetinde eleştirilerinden Nihat Hatipoğlu da nasibini aldı. Cübbeli Ahmet Hoca, Hatipoğlu'nun televizyon programlarını şöyle eleştirdi:

ARKADAN VER MÜZİĞİ, SİZ DE AĞLAYIN FALAN

"Peygamberi çok sevelim, siz de ağlayın falan. Bazı hocaların yaptığı gibi... Arkadan da ver müziği, ver gazı ver. Ondan sonra ilahisi, kasidesi arkadan da müziği falan. Hz Ömer şöyle yaptı, Hz. Ali böyle yaptı... Ya tamam da arkadaş Hz. Ömer'e sövüyor adam..."   (Vatan)

'Bu amca beni kaçırıyor, kurtarın'

Denetimli serbestlikten bırakılan Şenol Ç, ilk fırsatta eyleme geçti. Kaçırıldığını anlayan kız çocuğu, yoldan geçen bir vatandaşa doğru koşarak “Bu amca beni kaçırıyor, ne olur kurtarın” diye bağırdı. Tacizci son anda yakalandı.

Haber Türk'ten Nihat Uladağ'ın haberine göre, Eyüp’te sokakta oyun oynayan 8 yaşındaki bir kız çocuğu, bir ara arkadaşlarını kaybetti. Arkadaşlarını arayan küçük kıza yaklaşan Şenol Ç. adlı şahıs, yardım bahanesiyle elinden tuttuğu kızı mahalleden uzaklaştırıp bir apartmanın boşluğuna götürmeye çalıştı.

"BENİM KIZIM" YALANI
Kaçırıldığını anlayan kız çocuğu, yoldan geçen bir vatandaşa doğru koşarak “Bu amca beni kaçırıyor, ne olur kurtarın” diye bağırdı. Paniğe kapılan Şenol Ç., “Bu kız benim kızım, kaçırmıyorum” dedi. Ancak küçük kız, “Bu amcayı tanımıyorum, babam değil” diye bağırmayı sürdürdü. Olay yerine gelen polis Şenol Ç.’yi gözaltına alırken, küçük kız ailesine teslim edildi.

Adliyede tutuklanan Şenol Ç.’nin 2008 yılında yine bir çocuğa taciz suçlamasıyla cezaevine girdiği, 1 ay önce denetimli serbestlikten faydalanarak çıktığı belirlendi.

Özgecan cinayetinde tüm deliller toplandı

Mersin'deki Özgecan Aslan cinayetiyle ilgili soruşturmada tüm deliller toplandı. Soruşturmaya ilişkin iddianame için Ankara'dan gelecek otopsi raporu bekleniyor. Soruşturmaya bakan savcının, 3 zanlı için de ağırlaştırılmış müebbet talebinde bulunacağı belirtiliyor.


Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesinin ardından başlatılan inceleme tamamlandı. Soruşturmada tek eksik belge, özgecan’a ait otopsi raporu. Ankara'dan gönderilecek rapordan sonra iddianame tamamlanacak.

Sanıklar Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe için, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilecek.

Katil zanlısı Suphi Altındöken'in ifadesinde, Özgecan’ı bıçaklayarak öldürdükten sonra yakmaya çalıştığını anlatması en önemli kanıt olarak görülüyor.

Zanlı Fatih Gökçe’nin, Altındöken’e Özgecan'ı öldürmesini söylemesi ve benzin temin etmesi ile, baba Necmettin Altındöken’in genç kızı kurtarmak için girişimde bulunmaması, kuvvetli delil olarak sayılacak.

Yasaya göre 3 zanlı, ağırlaştırılmış hapis cezası alırsa, aflardan yararlanamayacak.

Ayrıca, Mersin Büyükşehir Belediyesi de Çağ Üniversitesi öğrencileri için Tarsus-Adana arasında servis hizmeti başlattı.

20 Şubat 2015 Cuma

Fidan, Arslan ve Gökçek.. Üçü aynı anda başvurdu

Eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ankara’dan milletvekili aday adaylığı için AK Parti Genel Merkezi’nde başvurusunu yaptı. Fidan’ın yarı sına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmalarından Mücahit Arslan ve Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek de Ankara’dan milletvekili aday adaylığı başvurusunda bulundu.

7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirilecek olan milletvekili seçimleri için partilerde aday adaylığı başvuruları tüm hızıyla devam ediyor.

Ankara’da sürpriz bir şeklide görevinden istifa ederek milletvekili aday adaylığı için başvuru yapacağını belirten eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ak Parti Genel Merkezi’ne gelerek Ankara’dan milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulundu.

Fidan’ın yarı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Mücahit Arslan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek de milletvekili aday adaylığı için AK Parti Genel Merkezi’ne başvuru yaptı. Arslan ve Gökçek de, Ankara’dan milletvekili aday adaylığı için başvuruda bulundu. Medyafaresi

NYT: Türkiye’de kara bile siyaset bulaştı

New York Times, gazeteci Nuh Köklü'nün kar topu oynarken öldürülmesini okurlarına duyurdu. Gazete haberinde Hüsnü Tuncer adlı bir kuaförün "Kar gibi temiz bir şey bile Türk politikasıyla lekelendi" sözlerine de yer verdi.

ABD'de yayınlanan New York Times (NYT) gazetesi, gazeteci Nuh Köklü’nün Kadıköy’de camına kartopu isabet ettiği için bir esnaf tarafından bıçaklanarak öldürülmesini sayfalarına taşıdı.

Köklü’nün öldürülmesinin şok dalgaları yarattığını belirten gazete, siyasi yüksek tonların anında olaya karıştığını belirtti.

Gazete kurbanın akrabalarının, ‘bıçaklamada daha derin saikler bulunduğuna’ dair yorumlarına da değinirken, Köklü’nün iç güvenlik paketine karşı gösteri sonrasında evine dönmekte olduğu için tutuklanan o esnaf için hedef haline gelmiş olabileceğine dair görüşlere de yer verdi.

New York Times haberinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kasımda yaptığı bir konuşmada "Esnaf sadece satıcı değil, gerektiğinde sokakların askeri, muhafızı ve polisidir" sözlerine işaret ettiğini de belirtti.

Gazete, Hüsnü Tuncer isimli bir kuaförün, “Kar gibi temiz bir şey bile Türk politikasıyla lekelendi. Ama çıkıp, kar eriyene kadar Nuh Köklü kardeşimizle dayanışma için kar topu oynayacağız” sözlerini de okurlarına aktardı. (Hürriyet)

IŞİD'in korkunç seks fantezisi

Terör örgütü militanları eşlerini ve kaçırdıkları kadınları seksi iç çamaşırları giydirerek 'anormal' fantezilere zorladığı ortaya çıktı.

Suriye'deki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları, cinsel güçlerini artırmak için Viagra haplarına başvuruyor ve ilişkiye zorladıkları ‘eşlerine' ‘seksi iç çamaşırları' giydiriyor.

Kaleleri olarak görülen Rakka'daki ‘sapkın' IŞİD militanlarının ‘vahşi ve anormal cinsel faaliyetleri', çizmeye çalıştıkları dine bağlılık profilinden aslında ne kadar uzakta olduklarını bir kez daha ortaya koydu.

'VAHŞİ BİR İÇGÜDÜYLE HAREKET EDİYORLAR'

Yurttaş gazetecilerden oluşan ‘Raqqa Is Being Slaughtered Silently' (Rakka Sessizce Katlediliyor) örgütünün hazırladığı rapora göre, militanlarının ‘cinsel işlev bozukluğundan muzdarip' ve ilişkiye girmek için vahşi bir içgüdü ile haraket ediyor. ‘Cinsel maharetlerini en üst seviyede tutmak' isteyen militanlar maaşlarının büyük kısmını Viagra'ya harcıyor, kısa süreli periyotlar halinde birden fazla kadınla evleniyor ve sözde eşlerine de seksi iç çamaşırları giydiriyor.

KADINLARIN VÜCUTLARI YARA İZLERİYLE DOLU

İlişkiye girmeye zorlanan kadınların vücutlarındaki yara izlerinden ve Hastane belgelerinden yola çıkılan raporda, militanların ‘normal dışı cinsel iştahlarını' gidermek için ilişki esnasında şiddete başvurdukları detayı da yer aldı.

KOMUTANLARI 'EVLENİN' DİYOR

Bazıları 9 yaşında olan çocuklar da dahil olmak üzere pek çok kadın IŞİD militanlarına satılıyor ve seks kölesi olarak kullanılıyor. Militanlar, komutanlarının isteği üzerine pek çok kadını da kendileriyle evlenmeye zorluyor. Evlilik dayatılmasının sebebi ise özellikle yabancı savaşçıları bölgede tutmak.

'HER GÜN DÖVEREK TECAVÜZ ETTİLER'

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Erbil kentinde geçen hafta düzenlenen ‘Irak'taki Ezidi ve Hristiyanlara Uygulanan Etnik Soykırım' adlı panelde konuşan ‘Vaha' lakaplı Ezidi kadın, "Bana sahip olmak isteyen bir kişiye önce karşı koymaya çalıştım. Arkadaşlarımın yanından ayrılmak istemedim. Ama beni döverek götürdü. Her gün döverek tecavüz ettiler" demişti.

Henüz 3 gün önce de Avrupa Parlamentosu (AP) eski Milletvekili Feleknaz Uca, Ezidi kadınların, IŞİD militanlarının kendilerini yakalamak üzere olduğunu anlayınca, tecavüz korkusuyla dağdan toplu olarak atladığını, bir babanın ise iki kızını öldürdükten sonra intihar ettiğini anlatmıştı. DHA

Yeni fezlekede 1 numaralı şüpheli Gülen

Emniyetteki 'paralel yapı' iddialarına yönelik soruşturma kapsamında, İstanbul merkezli 12 ilde düzenlenen son operasyona ilişkin hazırlanan fezlekede, aralarında Fethullah Gülen ile Emre Uslu, Gültekin Avcı ve polis müdürlerinin de bulunduğu 80 şüpheli yer alıyor.

 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ''yasa dışı dinleme, casusluk, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, resmi belgede sahtecilik, terör örgütü kurmak, yönetmek, üyesi olmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs'' iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında,İstanbul merkezli 12 ilde düzenlenen son operasyonla birlikte 28'i tutuklu 80 kişi hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin savcılığa gönderilen 1758 sayfalık fezlekenin detayları ortaya çıktı.

 Fethullah Gülen'in 1 numaralı şüpheli olarak yer aldığı fezlekede, eski polis ve Taraf yazarıemre uslu, Gültekin Avcı, eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu 80 kişi de şüpheli olarak yer alıyor.

101 KİŞİ MÜŞTEKİ VE MAĞDUR OLARAK YER ALIYOR

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski MİT MüsteşarıHakan Fidan ile çok sayıda bakan, bürokrat, akademisyenin de bulunduğu 101 kişinin ''müşteki-mağdur'' olarak yer aldığı fezlekede, şüphelilere atfedilen müştekilere yönelik yasadışı eylem iddiaları sıralanıyor.

İLK KEZ BU İFADELER KULLANILDI

 Terör ve terörizmin tanımının yapıldığı fezlekede, ilk kez 'Paralel Devlet Yapılanması'' (PYD) ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tanımlamalarının kullanılması dikkati çekiyor. Fezlekede, söz konusu örgütün kuruluşu, amacı, yapılanması, faaliyetleri ve stratejisi anlatılıyor. (Medyafaresi)