31 Ekim 2016 Pazartesi

2 milyar çocuk zehirli hava soluyor

BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, dünya genelinde yaklaşık 2 milyar çocuğun zehirli hava soluduğu uyarısında bulundu. 300 milyon çocuk ise, standardın 6 kat fazlası kirliliğe maruz kalıyor.

UNICEF tarafından yayımlanan raporda, 2 milyar çocuğun üçte birinin Hindistan ve komşu ülkelerde yaşadığı belirtildi.

Raporda, dünya genelinde zehirli hava soluyan 2 milyar çocuğun, büyük bir kısmı Hindistan'ın kuzeyinde olmak üzere 620 milyonunun Güney Asya'da, 520 milyonunun Afrika'da, 450 milyonunun Doğu Asya'da yaşadığı vurgulandı.

Bu çocuklardan 300 milyonunun Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği standardın 6 kat fazlası kirliliğe maruz kaldığına dikkat çekildi.

Beyin ve bağışıklık sistemleri hala gelişmekte ve zayıf olan çocukların, yetişkinlerden iki kat daha hızlı soluyarak vücut ağırlıklarına oranla daha fazla hava aldığı ifade edilen raporda, bu şekilde çocukların çok daha fazla kirliliğe maruz kaldığı vurgulandı.

600 BİN ÇOCUK HAVA KİRLİLİĞİ KURBANI 

UNICEF İcra Direktörü Anthony Lake, her yıl dünya genelinde 5 yaşından küçük 600 bin çocuğun hava kirliliğine bağlı rahatsızlıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade etti.

Lake, milyonlarca çocuğun da dirençlerini düşüren, fiziksel ve bilişsel gelişimlerini etkileyen solunum yolu hastalıkları çektiğini belirtti.

İkinci vatandaşlık ararken tuzağa düşmeyin

İkinci ülke vatandaşlığı birçok insanın hayali. Ancak "Vatandaşlık almak çok kolay" şeklindeki kampanyalarla tuzak kurulabiliyor. İşte ikinci vatandaşlık için izlemeniz gereken yol.


Vize kolaylığı ve vergi avantajı nedeniyle tercih edilen ikinci ülke vatandaşlığında tuzağa düşebilirsiniz. "Portekiz'den vatandaşlık almak çok kolay" şeklindeki söylemlere dikkat edilmemesi gerektiğini belirten Henley&Partners Türkiye Direktörü Tolga Habalı, 'oturum yolu ile vatandaşlık' almak isteyenlerin nasıl bir yol izlemesi gerektiğini anlattı.

NE YAPMALISINIZ?

Örneğin Portekiz Altın Vize Programı (PGRP) şu şekilde işliyor.

EN AZ 500 BİN EURO YATIRIM

Yatırım şartlarına bakıldığında Portekiz’de en çok iki yöntem tercih ediliyor. Bunlardan birincisi 500 bin euro gayrimenkul yatırımı, diğeri 1 milyon euro finansal yatırım.

YILDA ORTALAMA 7 GÜN KALMA ZORUNLULUĞU

Bu ülkede oturum izni sürekli değil. Bu hak yatırımın devamına bağlı olarak ve yılda ortalama 7 gün Portekiz’de bulunma zorunluluğunu yerine getirerek ilk sene sonunda ve sonrasında her iki senede bir yapılacak yenilemelerle devam ettiriliyor.

7 GÜN KANDIRMACASINA DİKKAT

5 yıl sonunda sürekli oturum hakkı kanunda belirtilen şartlarla elde edilebiliyor. 6 yıl kanuni oturum sonrasında belirtilen şartlar çerçevesinde ve Portekizce bilgisiyle vatandaşlık başvuru hakkı doğabiliyor. PGRP yatırımcılara yılda bir hafta Portekiz’de geçirerek 6 sene kanuni oturum hakkı veriyor. Oysa vatandaşlık için açılan duyurularda "PGRP ile yılda ortalama 7 gün Portekiz’de geçirilerek vatandaşlık alınabileceği" belirtiliyor.

VATANDAŞLIK ALMADA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Vatandaşlık programlarında karşınıza çıkan ancak yanıltıcı olan söylemlerden bazıları şöyle: 

Kanada’da yatırım yoluyla vatandaşlık alınabileceği

Kanada’da yaşıyormuş gibi yapılarak oturum zorunluluğunun yerine getirilebileceği

ABD’de yatırımcı vizesinde yatırım garantisi ve hükümet onayı olduğu

ABD’de hiç yaşamadan yatırımcı vizesinden faydalanılabileceği ve bu hakkın sürdürülebileceği

Portekiz’de yılda sadece 7 gün geçirilerek 6 yıl sonra vatandaşlık alınabileceği

Karayipler’de 1-2 ayda pasaport alınabileceği

Yargıtay'dan kıdem tazminatı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, evlenmeden 10 gün önce işyerinden istifa eden kadına kıdem tazminatı ödenmesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu.


Sakarya'da evlilik hazırlığı yapan bir kadın işçi, 3 yıldır çalıştığı iyerine dilekçe vererek, evleneceği gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesini ve kıdem tazminatının ödenmesini istedi.

Şirket ise İş Kanununa göre, "kadın işçilerin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile hizmet akdini sona erdirmesi durumunda" kıdem tazminatı almaya hak kazanacaklarının hükme bağlandığına işaret ederek, evlenmeden 10 gün önce iş akdini fesheden kadın işçiye tazminat vermedi.

İşçi ise evlilik nedeniyle iş akdinin feshedilmesinden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı alacağının kendisine ödenmesi istemiyle dava açtı.

Sakarya İş Mahkemesi, davayı kabul ederek, kadına tazminat ödenmesine karar verdi. Yerel mahkemenin kararında, "Davacı kadının evlilik nedeniyle iş akdini feshettiğinin anlaşıldığı, davacının evlendiği tarih ile iş akdinin feshine ilişkin dilekçeyi verdiği tarih arasında on günlük bir süre bulunduğu, davacının evleneceği için işi bırakacağını daha önce davalı şirkete bildirdiği, bu nedenle davacının fesih tarihinden on gün sonra evlenmiş olmasının tazminat alamayacağı anlamına gelmeyeceği" belirtildi.

Daire kararı bozdu

Şirketin kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Dairenin kararında, İş Kanununda, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde iş akdini feshedebileceğinin hükme bağlandığı belirtildi.

Kararda, kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkının, evlilik tarihinden itibaren başlayacağı, bu hakkın sadece kadın eşe tanındığı, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılması gerektiği ifade edildi.

Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanmasının mümkün olmadığı vurgulanan kararda, "Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez" denildi.

"Kadın işçi evlilik nedeniyle feshin ardından başka bir işte çalışabilir"

Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkının tanındığına değinilen karada, şu tespitler yapıldı:

"Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasa koyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir iş yerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir."

Somut olayda, davacının evlilik nedeniyle ancak henüz resmi evlilik işlemi yapılmadan iş sözleşmesini feshettiği hatırlatılan kararda, yasa hükmü uyarınca resmi evlilik işlemi yapılmadan bu hakkın kullanılamayacağının altı çizildi.

Kararda, bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağı ve davanın reddedilmesi gerektiği kaydedildi.

Yerel mahkemenin ilk kararında direnmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna geldi.
Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını, daire kararı doğrultusunda bozarak, evlenmeden önce evlilik nedeniyle iş akdini fesheden kadının, kıdem tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığına karar verdi. cnntürk

Kamudan atılan kişilerden maaş istenmeyecek

Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile kamudan atılan kişiler, fazla aldıkları maaşı iade etmek zorunda kalmayacak.


Resmi Gazete’de yayımlanan 675 sayılı KHK’da, FETÖ ve PKK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle kamudan atılan kişilerle ilgili önemli bir düzenlemeye yer verildi.Habertürk'te yera alan habere göre, önceki kararnamelerde, görevden atılan kişilerin, peşin aldıkları maaşlarının ayın geri kalan kısmına tekabül eden tutarı bağlı bulundukları kurumlara iade etmeleri öngörülmüştü.

cnntürk'ün haberine göre; Memurlar ayın 15’inden 15’ine maaş aldıkları için örneğin 28 Ağustos’ta kamudan atılanların geri kalan 15 günlük maaşı iade etmeleri gerekiyordu. Askeri öğrencilerin de aynı şekilde fazladan aldıkları harçlıkları iadeleri isteniyordu. Yayımlanan KHK ile bu uygulamadan vazgeçildi. OHAL kapsamındaki KHK’larla meslekten, kamu görevinden veya öğrencilikten atılanlar, ayın geri kalan kısmına karşılık gelen maaş ve diğer mali ve sosyal haklara ilişkin tutarları iade etmek zorunda kalmayacak.

Askeri öğrenciler ile öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamındaki kişilerin mecburi hizmet yükümlülükleri ve mecburi hizmete bağlı borç yükümlülükleri ortadan kalkacak. Bunlardan alınmış olan borç yüklenme senetleri ve müteselsil kefalet senetlerinde yazılı tutarlar, talep ve tahsil edilmeyecek. Ancak, bu KHK’dan önce tahsil edilmiş aylık ve diğer mali sosyal haklara ilişkin tutarlar sahiplerine iade edilmeyecek.

Taşınmazlara el konulacak

20 Temmuz 2016 tarihinden sonra çıkarılan KHK’larla kapatılan özel okullar, dershaneler, özel öğrenci yurtları ve pansiyonların üzerinde bulunduğu; mülkiyeti kapatılan bu tesislerin sahibi gerçek veya tüzel kişilere ait taşınmazlarla ilgili de önemli bir karar alındı. Söz konusu taşınmazlardan 1 Ocak 2014 tarihinden sonra üçüncü kişilere devri yapılan ve kapatma tarihinde hâlâ üzerinde faaliyete devam edilen taşınmazlara devir işlemleri muvazaalı kabul edilerek el konulacak. Vakıflara ait olanlar Vakıflar Genel Müdürlüğü adına, diğerleri ise Hazine adına tapuya geçirilecek.

Sınır ötesinde görev yapan askere tazminat

676 sayılı KHK ile de Fırat Kalkanı harekâtı başta olmak üzere yabancı ülkelere gönderilen askerlere tazminat verilmesi öngörüldü. Buna göre; subay, astsubay, uzman jandarma, sivil memur, işçi, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erlere 3 bin 730 liraya kadar; çavuş, onbaşı ve erlere ise bin 865 liraya kadar aylık tazminat ödenecek. Kime ne kadar tazminat ödeneceği, Milli Savunma Bakanlığı’nın teklifi ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü üzerine Başbakan tarafından belirlenecek.

Pasaport ve ehliyet işlemlerini Nüfus İdaresi yapacak

Pasaport ve ehliyet işlemlerini bundan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü yerine Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yapacak. Çipli pasaportlar ise yarından itibaren verilmeye başlanacak.

Resmi Gazete'de olağanüstü hal kapsamında (OHAL) önceki gün yayımlanan kanun hükmünde kararname (KHK) çerçevesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen pasaport ve ehliyet işlemleri, polisten alınarak 1 yıl içinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne devredilecek.
Habertürk Gazetesi'nden Elif Nurgül Çülük'ün haberine göre, bugünden itibaren AB uyumlu, parmak izli, çipli yeni pasaportlar için emniyete müracaatlar başlayacak.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü devralıncaya kadar pasaport ve ehliyet işlemleri hizmeti Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından verilmeye devam edilecek.

Araçta ruhsat

Ruhsatını araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 TL ceza verilecek. Araç bilgileri doğrulanıncaya ve plaka uygun yere takılıncaya kadar araç trafikten men edilecek.

Kabartmalar

Yönetmelikte belirtilen nitelik veya ölçülere aykırı plaka takan, öngörülen sayıda plaka takmayan ya da farklı okunmasına veya okunamamasına neden olacak şekilde plakasında değişiklik yapan araç sahibine 412 TL ceza verilecek.

Plakanın uygun duruma getirilmesi için 7 gün süre tanınacak.Bu süre sonunda tescil plakalarını uygun duruma getirmeyenler hakkında 844 TL ceza verilerek tescil plakası uygun duruma getirilinceye kadar araç trafikten men edilecek. Böylece, kabartma plaka kullanmanın önüne geçilecek.

Plakasız araç

Tescilli aracı plakasız kullanan sürücüye bin 698 TL ceza verilecek, plaka takılıncaya kadar araç trafikten men edilecek.

Sahte plaka

Başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlara 5 bin TL para cezası verilecek ve araç trafikten men edilecek.

Plaka basımı

Basılı kâğıtlar ve tescil plakalarının yetkilendirilenler dışında basımını veya dağıtımını yapanlara 10 bin TL para cezası verilecek.

Yarın başlıyor

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki mutabakat doğrultusunda hazırlanan ve çiplerinde parmak izi verilerini içeren pasaportlar yarından itibaren verilmeye başlanacak.

İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Türkiye ile ABarasında varılan mutabakata göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengenüyesi ülkelere vizesiz seyahat edebilmesi için şartlardan biri olan AB'ye uyumlu yeni pasaportlar hazırlandı. Çiplerinde parmak izi verileri içeren pasaportlar 1 Kasım'dan itibaren verilecek.

AB ile vize muafiyeti çerçevesinde, mevcut pasaportlar, parmak izi verilerinin yüklü olmaması nedeniyle, AB şartlarına uyumlu değildi.

Uygulamaya konulacak yeni pasaportların hazırlıkları Emniyet Genel Müdürlüğü Pasaport ve Güvenli Belge Daire Başkanlığınca, 1 Haziran'da tamamlandı. Ancak mevcut pasaportların tüketilmesi amacıyla uygulama için 1 Kasım tarihi beklendi.

Yeni pasaportların çiplerinde, biometrik data ve kişinin parmak izinin yanı sıra kişiye ait ad, soyad, doğum yeri-tarihi, uyruk, kimlik ve pasaport numarası, cinsiyet gibi kişisel veriler de bulunacak.

İstanbul Anadolu Yakası elektrik kesintisi

Ataşehir, Maltepe, Pendik ve Sultanbeyli'nin bazı mahallelerinde 2 Kasım'da elektrik kesintisi uygulanacak.


İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamaya göre,

Ataşehir'de

10.00-13.00'te,Küçükbakkalköy Mahallesi Bağlık, Ali Ay, Ülker,Cengizhan, Sevda, Katip sokakları,

Maltepe'de

09.00-13.00'te, Orhantepe MahallesiŞehit Ahmet Güvenç, Bucak Sahil Yolu, Yukarı Mahalle Çırçır Sokağı, Yalı Mahallesi Sahil Yolu, Mercan Çıkmazı ve Evrim Çıkmazı elektrik alamayacak.

Pendik'te

08.00-12.00'de, Yenişehir Mahallesi Zambak, Reyhan, Gül,Akkaya, Erdem, Eşref Bitlis, Gökay, Menekşe, Millet, Mustafa Akyol sokakları,13.00-15.00'te, Yenişehir Mahallesi Millet Sokağı,
15.00-17.00'de, Şeyhli Mahallesi Mimar Sinan Sokağı,

Sultanbeyli'de

08.00-18.00'de, Mecidiye Mahallesi Selçuk Caddesi, Sürme, Arı, Rahmet, Saraçlı, Fesleğen, Işılay, Haliç, Safran, Karaçoban, Ahmet sokaklarında elektrik kesintisi yapılacak.

Piyasadaki implantların çoğu sahte

Ankara'da bir doktor implant yaptırdı, Türkiye'de yapılan implantlarla ilgili korkunç gerçek ortaya çıktı. İmplantın çenesini erittiğini ve ciddi sağlık sorunları ortaya çıkardığını iddia eden doktorun şikâyeti üzerine harekete geçen İstanbul Kaçakçılık Şube Müdürlüğü, aralarında bir hastane sahibinin de olduğu onlarca kişiyi yakaladı. Piyasada kullanılan ve Uzak Doğu'dan kaçak olarak getirilen malzemelerin büyük bir bölümünün sağlıksız olduğu ortaya çıktı.


Pahalı bir tedavi yöntemi olan implant tedavisi için Uzak Doğu’dan getirdikleri malzemeleri ‘saf titanyum’ diye piyasaya sürdüler, toplum sağlığı ile oynadılar. Ankara’da implant yaptıran bir doktorun çenesinin erimesiyle ortaya çıkan sağlık çetesinin yurtdışından getirdiği kaçak malzemeleri piyasaya yaydığı ortaya çıktı. İstanbul Kaçakçılık Şube Müdürlüğü, aralarında bir hastane müdürü ve diş hekimlerinin de olduğu çeteyi ve 35 milyon dolarlık sahte malzemeyi ele geçirdi.

Yapılan operasyonlarda piyasada bin-bin 500 dolar para karşılığı uygulanan implantların büyük bir bölümünün sağlıklı olmadığını ortaya çıkardı.

19 AYRI ADRESE OPERASYON

Uzakdoğu, Çin, Bulgaristan ve Malezya gibi ülkelerde merdivenaltı olarak üretilen implantların, yurda kaçak olarak sokulup diş hekimleri ve kliniklere satıldığı belirlendi. İstanbul, Ankara, Antalya, Aydın ve Tekirdağ'da 19 ayrı adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda, 4 diş hekimi, 1 hastane sahibi, 1 yurtdışı kuryesi ile 12 ithalatçı firma sahibi hakkında adli işlem yapıldı. Yürütülen operasyonlarda, piyasa değeri 35 milyon dolar olan 13 bin 28 adet implant ve diş tedavisinde kullanılan ilaç ve malzemeler ele geçirildi.

“ÇENEDE ÇÖZÜLÜYOR VE ÇENE KANSERİNE NEDEN OLABİLİYOR”

IMPLANT Der Başkanı Oğuz Akyüz, “Implantın saf titanyumdan sertifikalı üretim yapılan yerlerden alınması gerekiyor. Ancak günümüzde birçok fırsatçı, Uzakdoğu ülkelerinde merdivenaltı yerlerde kalitesiz olarak üretilen yerlerden tanesini 10 dolara alıp uygulamayla birlikte bin-bin 500 dolara satıyor. Eğer malzeme saf titanyum olmaz, katışıklı bir malzeme olursa, uygulamanın yapıldığı çenede çözülerek, çene erimesi ve çene kanserine bile neden olabiliyor” diye konuştu. Sözcü

Cumhuriyet Gazetesi’ne operasyon

Türkiye güne Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon ile uyandı. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu gözaltına alındı. Gözaltı listesinde 15 kişinin olduğu öğrenildi.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; Cumhuriyet Gazetesi ve Cumhuriyet Vakfı yöneticileri hakkında,  “FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlarından bir kısım şüpheliler hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu. Cumhuriyet Gazetesi yönetim kadrosuna  düzenlenen operasyon kapsamında Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ile gazetenin yazarı Güray Öz, İbrahim Aydın Engin ile bazı Cumhuriyet Vakfı yöneticileri gözaltına alındı.

EVLERDE ARAMA YAPILIYOR

Operasyon kapmasında Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay,  Cumhuriyet Vakfı’nın Yönetim Kurulu üyeleri Musa Kart ve Mustafa Kemal Güngör ile yazar Hikmet Çetinkaya’nın evinde de arama yapıldığı öğrenildi. Akın Atalay’ın yurtdışında olduğu için hakkında gözaltı kararı verildiği bildirildi. Yurt dışında bulunan gazetenin eski yayın yönetmeni Can Dündar hakkında da yakalama kararı çıkarıldığı kaydedildi.

15 İSİM VAR

Gözaltı listesinde gazetenin yazar ve yöneticilerinin de bulunduğu 15 kişinin isminin olduğu öğrenildi. Şu ana kadar 9 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan yönetici ve yazarlar, Emniyet’teki işlemlerin ardından Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Hükümete yakın Sabah gazetesi, operasyonun “Cumhuriyet Gazetesi hakkında Ağustos ayı içerisinde başlatılan ve gazetenin terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işledikleri iddiasıyla yürütülen bir soruşturma kapsamında gerçekleştirildiğini” duyurdu. Sözcü

30 Ekim 2016 Pazar

10’uncu çocuğu da kız olunca eşi tarafından terk edildi

Konya'da  eşinin erkek evlat beklentisine karşın 9 kız çocuğu doğuran ve son çocuğuna 6 aylık hamileyken onun da kız olduğunun anlaşılması üzerine eşi tarafından terk edilen 38 yaşındaki Suzan Bulut, yaşları 1.5 ile 18 arasında değişen çocuklarıyla birlikte naylonlarla yapılmış barakada yaşam mücadelesi veriyor.


Sokaklardan kağıt toplayarak ve yardımseverlerin yardımıyla geçimini sağlayan anne Suzan Bulut, tek isteğinin çocuklarıyla birlikte başını sokabilecekleri ev olduğunu söyledi.

Gaziantep’ten 5 yıl önce Konya’ya gelen 38 yaşındaki Suzan Bulut, eşi Muhittin Bulut’la severek evlendiklerini belirtti. Eşinin hep erkek evlat beklentisi olduğunu belirten Bulut, şunları anlattı:
“9 kız çocuğum oldu. Şu an 1.5 yaşında olan kızıma 6 aylık hamileyken, onun da kız olacağını öğrendim. Eşime yine kız çocuğumuzun olacağını söyledim. O da tepki gösterdi. Ben de 9 kız çocuğumuzun olduğunu ve 10’uncuyu da kabul etmesini istedim. Ama kabul etmedi. Akrabası olan amcasının kızını kuma olarak getireceğini söyledi. Ben de bu durumu kabul etmedim. Çocuğum kız doğunca da, 1.5 yıl önce bizi terk etti gitti.”


ÇOCUKLARIYLA BARAKADA KALIYOR

Eşi kendilerini terk ettiğinde kentsel dönüşüm bölgesindeki yıkılacak olan bir evde kaldıklarını ancak, o evin de yıkılması üzerine aynı bölgede tahta ve naylonlarla baraka yaparak çocuklarıyla birlikte kalmaya başladığını belirten Suzan Bulut, “20 yaşında olan en büyük kızım evlendi ve gitti. Şu an da 9 çocuğumla birlikte yaklaşık 8 aydır naylonlarla yaptığımız barakada kalıyorum. 4 çocuğum okula gidiyor. Geçimi de kağıt toplayarak sağlıyorum. Bazen kağıt toplamak için ben gidiyorum bazen de büyük kızlarım gidiyor. Çocuklarım okuldan geldikten sonra da bana yardımcı oluyorlar.”

“TEK İSTEDİĞİM BAŞIMIZI SOKACAK BİR EV”

Tek isteğinin çocuklarıyla birlikte kalabileceği bir ev olduğunu anlatan Bulut sözlerini şöyle sürdürdü:

”Başka hiçbir şey istemiyorum. Çocuklarımla birlikte kaldığımız barakada gece tinerci, veya sarhoş birisinin gelebileceği endişesiyle korkuyoruz. Ben akşama kadar çocuklarımla birlikte kağıt topluyorum. Topladığım kağıt günlük 15- 20 lira para tutuyor. Aldığım o parayı da çocuklarımın üstüne mi, başına mı yoksa yemek için mi kullanacağım bilemiyorum. Halimizi görenlerin küçük yardımlarıyla yaşamımızı sürdürüyoruz.”  DHA


İtalya'da 6.6 büyüklüğünde deprem

İtalya depremlerle sarsılmaya devam ediyor. Bu sabah merkez üssü Perugia kentinin 68 kilometre güneydoğusu olan ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu'nun açıklamasına göre büyüklüğü 6.6; İtalya Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsünün verdiği bilgiye göre ise 6.1 olan bir deprem meydana geldi. Yerin 1,5 kilometre altında gerçekleşen depreme ilişkin henüz bir can ve mal kaybı bilgisi yok. büyüklüğünde deprem meydana geldi. Merkez üssü Perugia kenti yakınları olan depremin yarattığı hasarla ilgili henüz bir bilgi ulaşmadı.


ABD Jeolojik Araştırma Kurumu'ndan, önce İtalya'nın merkezini etkileyen 7.1 büyüklüğünde bir deprem duyuruldu. Daha sonra yapılan yapılan açıklamada depremin büyüklüğü 6.6 olarak değiştirildi. İtalya Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü ise depremin büyüklüğünü 6.1 olarak duyurdu.

Henüz bir yıkım gerçekleşip gerçekleşmediği ve ölü yaralı bulunup bulunmadığına ilişkin bir bilgi gelmeyen depremin merkezinin Perugia kentinin 68 kilometre güneydoğusu olduğu açıklandı.
ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu daha sonra yaptığı ikinci bir açıklamayla büyüklüğünü 6.6 olarak düzelttiği depremin, ilk açıklamadaki gibi yerin 108 kilometre derinliğinde değil, 1.5 kilometre derinliğinde olduğunu duyurdu.

Can ve mal kaybı konusunda ise henüz bir açıklama yapılmadı. Deprem, başkent Roma ve çevre illerde de hissedildi.

24 Ağustos'ta 300 kişi ölmüştü

24 Ağustos'ta Amatrice kasabasını yerle bir eden ve 300 kişinin öldüğü depremin ardından İtalya'da Roma’nın 200 kilometre kuzeydoğusundaki Macerata kenti yakınlarında 26 Ekim'de önce 5.4 büyüklüğünde bir deprem, bir kaç saat sonra da 5.9 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana gelmişti. Bu depremlerd bazı binalar ile tarihi bir kilise binası yıkılmıştı.

15 Temmuz'da sokakta yaralananlara gazi maaşı bağlanacak

15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaralananlara tanınan kanun resmen yürürlükte.Resmi gazetenin mükerrer sayısında yayınlanan 675 sayılı KHK ile 15 Temmuz gecesi darbe girişimi sırasında sokakta yaralanan vatandaşlara gazi maaşı bağlanacak. Maaş dışında 15 Temmuz yaralıları gazilerin tüm haklarından yararlanabilecek.


Bakanlar Kurulu'nda FETÖ ile mücadele kapsamında çıkartılan 675 sayılı KHK ile daha önce 15 Temmuz gazileri için yapılması planlanan düzenlemelerin kapsamı genişletildi.

Daha önce bir defalığa mahsus verilen tazminat hakkı ve istihdam hakkı gazilerin yararlandığı tüm imkanları kapsayacak şekilde değiştirildi.

14. maddede yer alan düzenleme şöyle;

"15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebi ile malul olan kamu görevlileri ve siviller ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemlerin ortaya çıkartılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan kamu görevlileri ile sivillere, yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik ünvanı verilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenir."

Bu madde ile 15 Temmuz yaralıları aylık maaşa bağlanacak, aileden 1 kişiye istihdam hakkı sağlanacak.

Bunun yanında gazilerin yararlandığı ücretsiz ulaşım, elektrik ve su indirimi vb... haklara da kavuşmuş olacaklar. cnntürk

ABD, İstanbul'daki görevlilerinin ailelerine 'kentten ayrılın' dedi

ABD, İstanbul Başkonsolosluğunda çalışan personelin ailelerinin kentten ayrılmalarını istedi. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada çalışanlarına yönelik saldırı çabalarına dair istihbarat alındığı belirtildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı güvenlik sorunları nedeniyle İstanbul Başkonsolosluğu çalışanlarının ailelerinin kentten ayrılmalarını istedi.

Bakanlığın Cumartesi günü yayınladığı açıklamada, kararın aşırılık yanlısı grupların, ABD Başkonsolosluğu çalışanlarının sıklıkla gittikleri yerler ya da yaşadıkları evlerin çevresinde saldırgan çabalarının sürdüğüne ilişkin edinilen istihbarat üzerine alındığı belirtildi.

Terör tehditlerinin Türkiye genelinde giderek arttığı belirtilen açıklamada, Amerikan vatandaşlarına Türkiye'ye seyahat etmemeleri ve özellikle de Güneydoğu bölgesine gitmekten kaçınmaları uyarısında bulunuldu. DHA

Dikkat! Saatler geri alınmıyor

Türkiye'de gün ışığından daha fazla faydalanılması için 30 Ekim Pazar günü kış saati uygulamasına geçilmemesi kararı nedeniyle, akıllı telefonlar başta olmak üzere otomatik saat ayarlı cihazlar ile takvimlerdeki namaz saatlerine de dikkat etmek gerekiyor.


Vatandaşların iletişim cihazlarında, tablet ve bilgisayarlarında gerekli güncelleme ve ayarlamaların yapılmamış olması halinde 30 Ekim Pazar günü saat 04.00'dan itibaren otomatik saat değişikliğiyle dolayısıyla sorunlar yaşanabilir.

Resmi Gazete'de 7 Eylül'de yayımlanan 2016/9154 sayılı kararla gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla ülke genelinde 27 Mart Pazar günü saat 03.00'dan itibaren bir saat ileri alınmak suretiyle başlatılan yaz saati uygulamasının sürdürülmesi kararlaştırılarak, 30 Ekim Pazar günü saat 04.00'dan itibaren bir saat geri alınması ibaresi yürürlükten kaldırıldı.

Buna göre 30 Ekim'den itibaren Türkiye'nin yeni evrensel saat dilimi UTC+2 yerine UTC+3 oldu. Bu bağlamda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca yetkilendirilerek hizmet sunan operatörler ile kurum ve kuruluşların ilgili altyapı ve sistemlerinde yaz saati uygulamasının otomatik olarak sona erdirilmemesi için gerekli düzenlemeleri yapması istendi.

Altyapı ve sistemlerde hatalı saat değişikliği nedeniyle mağduriyet yaşanmaması için tüm tedbirleri alması istenen operatörler, abonelerini ve tüketicilerini telefonlarında otomatik saat değişikliğine karşı uyaracak.

Gerekli güncellemelerin yapılamaması halinde, Türkiye'de kış saati uygulamasına geçilmeme kararı nedeniyle akıllı telefonların ve diğer cihazlarda otomatik saat ayarlarının iptal edilmesi, muhtemel sorunları en aza indirecek.

Takvimdeki namaz saatlerine dikkat

Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığından, kış saati uygulamasının kaldırılması nedeniyle yapraklı takvimlerdeki namaz saatlerine de dikkat edilmesi gerektiği uyarısı yapıldı.

Saatlerin 30 Ekim'den itibaren bir saat geri alınmasına ilişkin uygulamanın, Bakanlar Kurulu kararı ile kaldırılarak yaz saati uygulamasının yıl boyu sürmesi kararı alınınca Diyanet İşleri Başkanlığı, müftülüklere gönderdiği genelgeyle 30 Ekim'den itibaren takvim saatlerine bir saat eklenerek ezan okunmasını istemişti.

Karardan önce hazırlanan Diyanet takvimi ve benzer yapraklı takvimlerde namaz saatlerinin, 30 Ekim'den itibaren kış saati uygulamasına geçileceği öngörülerek hazırlandığını hatırlatan Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri, vatandaşların da bu konuda dikkatli olmaları uyarısında bulundu.
Başkanlık yetkilileri, vatandaşların namaz saatlerini, takvim saatlerine bir saat ekleyerek ayarlamaları gerektiğini belirtti.

29 Ekim 2016 Cumartesi

Diyanet’ten namaz saati uyarısı

Avrupa ülkeleri yarın gece kış saati uygulamasına geçiyor. Avrupa’da cumartesi gecesi saatler bir saat geri alınacak. Hükümetin tüm sene boyunca yaz saati uygulamasında kalma kararı almasıyla Türkiye ile Avrupa arasındaki saat farkı açılacak. Bu fark, futbol maçlarından bankacılık işlemlerine kadar birçok alanda bizi etkileyecek. Hatta mevcut takvimlerin eski sisteme göre basılması yüzünden namaz saatleri de etkilenecek.


Türkiye’nin Avrupa ülkeleri gibi 30 Ekim’den itibaren kış saati uygulamasına geçeceği değerlendirilerek geçen yılın sonunda hazırlanan 2016 yılı takvimlerindeki namaz saatlerine yarından itibaren 1 saat eklenmesi istendi. Diyanet İşleri Başkanlığı, 81 il müftülüklerine geçen ay gönderdiği genelgede, ‘Diyanet Takvimi’nin ön yüzünde bulunan namaz vakitlerinin Bakanlar Kurulu’nun yeni kararı uyarınca yaz saati uygulamasının yıl boyu sürdürülmesinin kararlaştırıldığı hatırlatıldı.

‘BİR SAAT EKLEYİP EZAN OKUYUN’

Genelgede, imamların 30 Ekim-31 Aralık arasındaki takvimlerde yer alan namaz vakitlerine bir saat eklenerek ezanların okutulması gerektiği bildirildi. Avrupa ülkelerinde bu gece yarısından sonra saatlerin 1 saat geri alınacağını göz önüne alan Avcılar Müftüsü Ömer Erden de, Merkez Camii’ndeki vaazında kış saati uygulamasına geçilmeyeceğini hatırlatarak, takvimlerdeki ezan saatlerine 1’er saat eklenmesini istedi.

Müftü Erden, şöyle dedi: “Alınan kararla Türkiye’de saatler artık ileri veya geri alınmayacak. Namaz saatlerini gösteren takvimlerimiz yılın belirli dönemlerinde ileri veya geri saat uygulamalarına göre belirlenerek hazırlanıyordu. Örneğin bugün için öğle namazı vakti takvimlerde 12.55 olduğu halde, pazar gününden itibaren 11.55’e dönüşecek. Geri saat uygulaması olmayacağı ve biz de saatlerimize müdahale yapmadığımız için aslında namaz saatleri için herhangi bir sorun yok. Takvimdeki öğle ezanı vakti 11.55’i, 12.55 gibi okumak durumundayız. 2017 takvimleri buna göre düzenleneceği için böyle bir şeye ihtiyacımız olmayacak. Yılbaşına kadar başkanlığımızın veya özel sektörün bastırdığı takvimlerde 1’er saat ekleme durumundayız. Ezanlarımız bugün kolumuzdaki saat hangi zamanı gösteriyorsa yine o saatte okunacak ancak, takvimlerde 1 saat geri görünecek    ”

KIBRIS’TA 2 FARKLI SAAT

Kıbrıs’ta Türk ve Rum kesimlerinde pazar gününden itibaren ilk kez farklı saat dilimlerinin uygulanacağı belirtildi. Yönetimlerin kış ve yaz saati uygulamaları nedeniyle Lefkoşa’nın Rum ve Türk bölümleri arasında da 1 saatlik fark görüleceği kaydedildi.

AVRUPA İLE İKİ İNGİLTERE İLE 3 SAAT FARK

Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki saat farkı 1 saat daha artıyor. Normalde Avrupa ülkeleriyle 1 saat olan fark böylelikle 2'ye çıkıyor. İngiltere ile ise farkımız 3 saat olacak.

ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE MAÇLAR ‘1 GÜN' SÜRECEK

Saat uygulamasındaki değişiklik, yıllardır bir neredeyse bir markaya dönüşen 21.45 Şampiyonlar Ligi maç başlangıç saatlerini de değiştirecek.

Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) kurallarına göre, Şampiyonlar Ligi maçları kışın Rusya ve bazı Orta Asya ülkelerindeki oynanan maçlardaki istisnalar dışında, aynı anda başlıyor.
Yaz saatinin kalıcı hale gelmesiyle birlikte Türk takımlarının Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanda oynadığı maçların başlangıç saatleri de 22.45'e kayacak. Uzatma ve penaltı atışları olmazsa maçların bitişi devre arasıyla birlikte 00.30'u bulacak. Böylelikle maçlar başladıkları tarihten bir gün sonra bitecek. Avrupa Ligi'nde, 20:00 ve 22.05'te başlayan maçların başlangıç saatiyse 21:00 ve 23.05'e kayacak.

KIBRIS'TA SAATLER DE BÖLÜNDÜ

Kıbrıs'ta Türk ve Rum kesimleri pazar gününden itibaren farklı saat dilimlerine geçecek. Saat farkı, Rum kesiminin kış saati uygulamasına geçmesi, Türk kesimininse Türkiye gibi yaz saatinde kalarak değişikliğe gitmemesi üzerine oluşacak. Böylece ilk kez Kıbrıs'ın iki kesimi arasında saat farkı oluşacak. İki kesimden de birçok insan iş, çalışma ya da gezme amacıyla her gün diğer kesime geçiyor. Saat farkı nedeniyle nasıl bir düzenleme yapılacağı, hangi saatin esas alınacağı henüz vatandaşlar tarafından bilinmiyor. Lefkoşa'nın iki bölümü arasında da saat farkı oluşacak.
Güney Kıbrıs'taki devlet radyosunda kış saati uygulaması nedeniyle oluşacak zaman farkı, “Tek bir adımla, farklı bir zaman dilimine geçiş. Bu çılgınlık” sözleriyle değerlendirildi.

Saat farkı en fazla BM yönetimindeki ara bölgede sorun oluşturacak. Ara bölgenin hangi saat uygulamasını esas alacağı henüz bilinmiyor. İki tarafın liderlerinin görüşmelerini yürüttüğü ara bölgede hangi saate göre görüşüleceği, ortak görev yapılan bölgedeki çalışma mesailerinin nasıl olacağı da henüz belirsizliğini koruyor.

KÜRESEL BORSALARLA FARK AÇILDI

Uzun süredir hükümetin gündeminde olan zaman dilimi değişikliği, Daha önce Bakanlar Kurulu'na geldiğinde küresel borsalarla senkronun yitirilebileceği ve uluslararası ticari ilişkilerde aksama olabileceği gerekçeleriyle rafa kaldırılmıştı. Borsa İstanbul'da işlemler 9.15'te başlıyor ve son fiyatlamalar 17.40'ta yapılıyor.

Örneğin, Londra'daki bir finans kuruluşu eğer Türkiye piyasasında işlem yapmak istiyorsa, yeni düzenlemeyle kış aylarında elini daha çabuk tutmak zorunda kalacak. Kış aylarında Londra – İstanbul arasındaki saat farkı 3'e çıkacağı için, Türkiye'de yapılacak bir finansal işlem için son emir saati Londra saatiyle 14.40 olacak. Yaz aylarındaysa, aradaki saat farkı Avrupa'da saatlerin ileri alınması nedeniyle tekrar 2'ye düşecek.

BİLGİSAYAR-TELEFON SAATLERİ OTOMATİK AYARLANACAK

İnternete erişimi olan telefon ve bilgisayarlar, her yıl iki kez saatlerin ileri ve geri alındığı gecelerde kendilerini otomatik olarak güncelliyorlardı. Sabit zaman dilimi uygulamasıyla birlikte eğer elektronik cihazlar otomatik saat ayarlaması yaparsa, kullanıcıların saatleri düzeltmesi gerekecek. Geçen yıl 1 Kasım seçimleri nedeniyle Türkiye'de kış saati uygulamasına geçiş bir hafta ertelenmişti.

Microsoft, o dönemde bir güncelleme yayınlayarak saatlerin bir hafta geç geri alınmasını sağlamaya çalıştıysa da güncelleme sadece Windows 10 işletim sistemi için geçerli olmuş ve birçok bilgisayarda saatler otomatik olarak geri alınmıştı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu da saati otomatik olarak geri alabilme özelliği bulunan akıllı telefon ve elektronik cihaz sahiplerini uyarmıştı. Sözcü

Laboratuvar ortamında sokmayan mülayim arı yetiştirildi

Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM), en sakin dişi ve erkek arıları laboratuvar ortamında ıslah ve seleksiyon yöntemleriyle bir araya getirerek, suni tohumlamayla sokmayan mülayim arı yetiştirdi.


Expo 2016 Antalya iç bahçede bulunan Düzce Üniversitesi'ne ait alan, ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.

DAGEM'de yapılan araştırma sonrasında geliştirilen 'Sokmayan mülayim arılar', Expo 2016 Antalya iç bahçedeki alanda sergileniyor.

En kuvvetli arı

DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, Düzce'nin Yığılca ilçesinin en sakin dişi ve erkek arılarını, laboratuvar ortamında ıslah ve seleksiyon yöntemleriyle bir araya getirerek suni tohumlamayla, sokmayan arı yetiştirdiklerini belirtti.

Yığılca ilçesinin, arıcılığın gen kaynakları olarak çok zengin bir bölge olduğunu belirten Kekeçoğlu, "Ülke olarak yerel gen kaynaklarını ortaya çıkarmamız lazım. Yığılca arısı, doğal olarak bölgede bulunan güzel bir eko tip. Coğrafi koşullara uyan bir tip. Kanat ve bacak uzunlukları, diğer arılara göre daha uzun ve bal verimi olarak da Anadolu ve Kafkasya'nın iki katı. Yığılca arısı kuvvetli bir arı" dedi.

Laboratuvar ortamı yaratıldı

Yığılca arısının üstün özelliklerini daha da geliştirmek için çalışmalar başlattıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, "İnsanların ve arıcıların en çok muzdarip olduğu konu, arı sokması. Biz de bölgenin en sakin dişi ve erkek arılarını bulduk. Sperm ve yumurtaları, laboratuvar ortamında bir araya getirerek suni tohumlama yöntemiyle bir nevi tüp bebekle yeni bir arı yapmış olduk" ifadesini kullandı.

Genleriyle oynanmadı

Arılara en hijyenik ortamda müdahale ettiklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, "Islah ve seleksiyon yöntemini uygulayarak, ameliyat sonunda sokma davranışı yönünden arıları iyileştirdik. Bu mülayim arıların genleriyle asla oynanmadı ya da iğnelerini çıkarmadık. Sadece en sakin dişi ve erkek arıdan çocuklar oluşturduk. Şu anda agresif olmayan kolonileri bir araya getirdik. Orada doğan işçi arılar da bundan sonra agresif olmayacak. Daha sakin ve iyi huylu arılar devam edecek" diye konuştu.

Kedi-köpek yerine arı beslenecek

Mülayim arılarla hiçbir arıcılık kıyafeti giymeden çalışmanın mümkün olduğuna değinen Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, bunun da arıcıların rahat çalışma imkƒnı bulması açısından önemli olduğunu söyledi.

Mülayim arılar sayesinde İstanbul gibi büyük şehirlerde bile arıcılık yapılabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, Avustralya'da yaygın olan urban beekeping uygulamasına dikkat çekerek şunları söyledi:

"İstanbul'da ya da büyükşehirlerdeki meraklı kişiler evinin bahçesine arı kovanı koyarak kendi balını üretebilecek. Herkes kedi- köpek besliyor ama ben arıyı çok seviyorum belki arı yetiştirmek istiyorum bahçemde. Artık insanlar hobi olarak bahçelerinde arı yetiştirebilecek bu sayede."

DAGEM'in Expo 2016'daki İç Bahçe standında arıların yanı sıra doldurulmuş hayvanlar, böcekler ve kelebekler de ziyaretçilere tanıtılıyor.

28 Ekim 2016 Cuma

Cumhuriyet 93 yaşında

Tarih 29 Ekim 1923… Meclis’te tarihi bir an yaşanıyor. Milletvekillerinin ‘Yaşasın’ nidaları arasında en büyük Türk Devrimi hayata geçiyor. Cumhuriyet ilan ediliyor… İşte Atatürk’ün, ‘En büyük eserim’ dediği Cumhuriyet’e giden yolun öyküsü…


Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, tarihin ardından ya da önünden giden bir lider değil… Mustafa Kemal tarihin akışını değiştiren, şekillendiren ve tarihi yazan bir liderdir. Parçalanmış bir imparatorluktan, tüm dünyanın saygı duyduğu yeni bir devlet yarattı. Tarihe geçen bir destan yazdı. İşte “En büyük Türk Devrimi” cumhuriyete giden yol:

PEŞ PEŞE ZAFERLER

Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı düşman işgali altındaydı. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak kurtuluş mücadelesinin ateşini yaktı. Yokluk içindeki bir orduyla tüm dünyaya meydan okudu… Zafer üstüne zafer kazandı. Bir yandan savaşırken bir yandan da Cumhuriyet'e giden yolun taşlarını birer birer döşedi… 23 Nisan 1920'de Meclis'i açtı, yeni bir anayasa hazırladı… Şimdi sıra yıllardır hayalini kurduğu, daha 1917 yılında Hariciye Nezareti'nden İsmail Hakkı Paşa'ya “Bir gün mutlaka gelecek” dediği Cumhuriyet'teydi… Türkiye için bir milat olan 29 Ekim 1923'te…

KRİZDEN ÇIKIŞ ADRESİ

Genç Türkiye Devleti, bir hükümet kriziyle karşı karşıyaydı. Mustafa Kemal, krizden çıkışın yolunu, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözüyle müjdeledi. 28 Ekim akşamı, yakın çalışma arkadaşlarını Çankaya Köşkü'nde yemeğe davet etti.

Masada, İsmet İnönü, Fethi Okyar, Kazım Özalp vardı. Mustafa Kemal Atatürk, “Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilan ediyoruz” dedi. Yemekten sonra herkes gitti. İsmet İnönü ve Mustafa Kemal sabaha kadar Meclis'e sunulacak taslak üzerinde çalıştı. Atatürk metnin ilk maddesinin yanına el yazısıyla şunu yazdı: “Türkiye devletinin hükümet şekli Cumhuriyet'tir.”

Ve tarih: 29 Ekim 1923… Meclisi, saat 18.00'de toplandı. Genel Kurul'da 158 milletvekili vardı. İnönü, Meclis'e Anayasa'nın birinci maddesinin değiştirilmesi teklifini sundu. Meclis'te hararetli tartışmalar yaşandı. Kanun teklifi oy birliğiyle kabul edildi. Bütün milletvekilleri heyecanla ayağa fırlayıp dualar eşliğinde üç kez “yaşasın cumhuriyet” diye bağırdı….Falih Rıfkı Atay o tarihi anı şöyle anlattı: “Oylamada yanımda bulunan Osmanlı'nın dahiliye vekili Hazım bey'i hatırlıyorum. Kabul edenler diye sorunca iki elini birden kaldırdı.


ATATÜRK KONUŞUYOR…

Saat 20:45'te Cumhuriyet ilan edilmişti. Şimdi yapacak tek iş kalmıştı: Cumhurbaşkanını seçmek. Kapalı oylama yapıldı. Aslında aday da yoktu. Ancak oturuma katılan 158 milletvekilinin 158'i de tek bir isim yazdı:

Mustafa Kemal… Atatürk Meclis'i inleten alkışlar arasında kürsüye çıktı ve şu konuşmayı yaptı: Allah'ın inayetiyle şahsıma tevcih buyurduğunuz ve buyuracağınız vazifeleri layıkıyla yapmaya muvaffak olabileceğimi ümit ederim.

Türkiye Cumhuriyeti, mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” Bu konuşmanın ardından dualar okundu ve o tarihi oturum sona erdi…

COŞKU HER YIL ARTIYOR

Saat 22:00 olmuştu… Meclis'in önünde, toplanan vatandaşlar Mustafa Kemal'i büyük sevgi gösterisiyle karşıladı… Yurdun dört bir yanında 101 pare top atışı yapıldı. Bu şanlı destanın
kutlamaları daha ilan edildiği gün başlamıştı…


O günden sonra da milletin en büyük bayramı oldu. Tüm unutturma çabalarına ve kısıtlamalara rağmen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı her yıl artan bir coşkuyla kutlandı ve kutlanacak.

Çalışanları sevindirecek yıllık izin kararı

Avrupa Adalet Divanı'nın aldığı karar göre, yıllık izni sırasında rahatsızlanan çalışanın hasta olduğu günler izin olarak sayılmayacak. Karar Türkiye'yi de bağlıyor.


Avrupa Birliği bünyesindeki en yüksek mahkeme olma özelliği taşıyan Avrupa Adalet Divanı kararına göre AB sınırları içinde, ofiste değil de sahada çalışılan işlerde işe gidip gelme süreleri çalışma süresi olarak sayılacak. Ayrıca, yıllık izni sırasında rahatsızlanan çalışanın hasta olduğu günler izin olarak sayılmayacak. Kararların ortaya çıkmasındaki temel sebep ise İspanya’daki bir güvenlik sistemi şirketi ile çalışanı arasında geçen bir dava.

AAD kararını değerlendiren avukat Cevat Kazma, çıkan kararın Türkiye’yi de bağladığını ve uygulanmak zorunda olduğunu açıkladı.

AAD’nın aldığı kararların Türkiye’deki mahkemeler açısından bağlayıcı olduğunu belirten Avukat Cevat Kazma, alınan kararlarla birlikte, pazarlama ve satış temsilcileri, elektrik ustası, gaz tesisatçısı, bakım görevlisi gibi meslekleri yapan kişilerin işe gidiş geliş saatlerinin çalışma süresinden sayılacağını ifade etti.

Diğer önemli bir karar ise yıllık izin dönemleriyle ilgili. Avukat Cevat Kazma, yıllık izni sırasında rahatsızlanan çalışanların hasta olduğu gün sayısının bundan böyle yıllık izin günlerinden düşmeyeceğini belirtti.

Çalışanlar o günleri dilerse izinlerine ekleyebilecek ya da daha sonra kullanabilecek. DHA

İnsanoğlu 4 yıl içinde dünyadaki omurgalıların 3'te 2'sini yok etmiş olacak

Gezegenimiz dinozorların yok olmasından sonraki en büyük yok oluşla karşı karşıya. Dünya Doğayı Koruma Vakfının (WWF) "2016 Yaşayan Gezegen Raporu"na göre, son 40 yılda memeliler, kuşlar, sürüngenler ve balıklar gibi omurgalı hayvan popülasyonunun yarısından fazlası yok oldu. Verilere göre gidişat ise daha da kötü.


WWF tarafından her iki yılda bir yayımlanan ve küresel biyolojik çeşitlilik eğilimini ve gezegenin sağlık durumunu tespit etmeyi amaçlayan "Yaşayan Gezegen Raporu", mevcut doğal yaşamı ve insan faaliyetlerinin buna etkisini ortaya koyuyor.

Raporun analizlerini içeren "Yaşayan Gezegen Endeksi (YGE)", çeşitli omurgalı türlerin popülasyon verisini toplamak ve zaman içinde popülasyon büyüklüklerinde yaşanan ortalama değişimleri hesaplamak için biyolojik çeşitliliği ölçüyor.

2020'de omurgalıların yüzde 67'si kaybolabilir

YGE, aralarında memeliler, kuşlar, balıklar, amfibiler, sürüngenlerin olduğu 3 bin 706 omurgalı türüne ait 14 bin 152 popülasyonun izlenmesiyle elde edilen bilimsel verilere dayanıyor.
Rapordaki YGE'ye göre, 1970-2012 yılları arasında omurgalı nüfusunda yüzde 58'lik genel bir düşüş yaşandı. Bu da son 40 yılda memelilerin, kuşların, sürüngenlerin, çift yaşamlıların ve balıkların, popülasyon varlıklarının yarısından fazlasının yok olduğu anlamına geliyor.

Düşüş eğilimi devam ederse, 2020 itibarıyla türlerin popülasyonlarının yüzde 67'si kaybolabilir. Popülasyondaki düşüşün nedenleri arasında habitat kaybı ve bozulması, kirlilik, istilacı türler ve hastalıklar, aşırı avcılık ve iklim değişikliği gösteriliyor.

Rapora göre, ormanlar, bozkırlar, çayırlar, çöller, şehirler ve tarımsal alanlarda izlenen bin 678 türe ait 4 bin 658 popülasyonda yüzde 38'lik düşüş yaşandı.

Balıklar tükeniyor 

Göller, nehirler ve sulak alanlardaki 881 tatlı su türüne ait 3 bin 324 popülasyon üzerindeki gözlemlere göre ise yüzde 81'lik düşüş oldu.

Mercan kayalıkları, mangrov ormanları ve balıkçılık sahaları dahil olmak üzere okyanuslar ve denizlerdeki bin 353 deniz türüne ait  6 bin 170 popülasyonda da toplam yüzde 36'lık azalma yaşandı.

Raporda, küresel balık avına stok sağlayan balık popülasyonunun büyük bir kısmının aşırı avlanmış durumda olduğu ya da tamamen tükendiği ifade ediliyor.

Afrika filleri tehdit altında  

Raporda, Afrika fillerinin yasa dışı avcılık başta olmak üzere, aşırı sömürülmenin, habitat bozulmasının ve yaşam alanı kaybının ciddi tehdidi altında olduğuna da işaret edilerek, bugün yalnızca 415 bin Afrika filinin kaldığı bilgisi veriliyor.

Köpek balığı, keler ve vatozların, aşırı avcılık sebebiyle tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunun tahmin edildiği rapora göre, Irrawaddy yunusu gibi nehir yunuslarının nüfusu da tesadüfi avcılık sebebiyle hızla düşüyor.

2016 Yaşayan Gezegen Raporu'ndaki endekse, daha önceki rapordan farklı olarak 668 tür ve 3 bin 772 popülasyon eklendi.

İşte yeni emekli maaşları! En az maaş...

Merkez Bankası’nın 2016 yılı enflasyon tahmini yüzde 7.5. Buna göre, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin ocak zammı yüzde 3.73 olacak. Taban maaş bin 389 liraya kadar çıkacak.


Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Merkez Bankası'nın enflasyon tahminine göre, SSK ve Bağ- Kur emeklilerinin Ocak zammı yüzde 3.73 çıkacak. Bu tahmin tutarsa, en düşük aylık esnaf emeklilerinde bin 206 liraya, 2000'den önce emekli olan SSK'lılarda ise bin 389 liraya yükselecek. SSK ve Bağ-Kur emeklileri, her yılın Ocak ve Temmuz dönemlerinde, bir önceki 6 aylık dönemde gerçekleşen enflasyon kadar zam alıyor. 2016'nın ikinci 6 aylık döneminde gerçekleşen enflasyon, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin Ocak 2017'deki zammını belirleyecek. Merkez Bankası'nın enflasyon tahminleri zam oranının ipuçlarını veriyor. Merkez Bankası, 2016 yılı enflasyonunun yüzde 7.5 olmasını bekliyor. Buna göre, 2016'nın ikinci 6 aylık dönemindeki enflasyon yani SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin Ocak zammı yüzde 3.73 olacak.


İŞTE YENİ ÜCRETLER

Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) verilerine göre; halen en düşük maaş SSK'dan 2000'den önce emekli olanlarda bin 339, sonra emekli olanlarda 798, Bağ- Kur esnaf emeklilerinde bin 163, tarım emeklilerinde ise 916 lira seviyesinde. Yılın ikinci yarısında enflasyonun yüzde 3.73 olması halinde; Ocak'ta en düşük maaş 2000'den önce emekli olan SSK'lılarda bin 389, 2000'den sonra emekli olan SSK'lılarda 828, Bağ-Kur esnaf emeklilerinde bin 206, Bağ-Kur tarım emeklilerinde ise 950 liraya yükselecek. SSK ve Bağ-Kur emeklileri, 2017'nin ikinci zammını da Temmuz'da alacak.

NASIL HESAPLANDI

Endeksin geçen yıla göre yüzde 7.5 artışla Aralık 2016'da ulaşacağı nokta bulunuyor.Ardından Haziran 2016'ya göre ne kadar değişim yaşandığına bakılıyor.

Pazar günü saatlere dikkat!

Türkiye’de bu yıl kış saatine geçmek için saatleri bir saat geri alınmıyor. Ancak bu pazar (30 Ekim) gününe dikkat etmek gerekiyor. Bunun sebebi de akıllı telefonlar ve bilgisayarlar başta olmak üzere birçok cihazın otomatik saat ayarlara sahip olması. Güncellenmeyen işletim sistemleri ve yazılımlar yüzünden pazar günü saatiniz bir saat geri alınmış olarak uyanabilirsiniz.

Hürriyet'in haberine göre 50 milyon mobil cihaz, pazar günü saatini otomatik olarak 1 saat geri alacak. Bu sorun için iletişim operatörleri şebeke ve baz istasyonlarında saati güncel tutarak önlemlerini alıyor. Ancak işletim sistemleri ve cihaz üreticilerinin saatlerde güncelleme yapması gerekiyor.

Güncelleme yapılmayan işletim sistemlerinde saat ayarı, ‘otomatik’ yerine ‘manuel veya elle’ olarak seçilmeli. Ancak riske atmamak için ise pazar günü televizyonlardaki saati kontrol etmekte fayda olacak. Windows işletim sistemli bilgisayar ve sunucularda ise güncellemelerin yapılması halinde ise saatler doğru ayarda korunacak.

Sayaçlara ayarlama

Diğer taraftan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) elektrik sayaçlarıyla ilgili düzenlemeye gitti. EPDK’dan yapılan yazılı açıklamada, elektrik tüketimini ölçme amaçlı tesis edilen elektronik sayaçların 30 Ekim 2016 Pazar günü, daha önceden programlandığı gibi kendisini otomatik olarak bir saat geri alacağı hatırlatılarak, “Söz konusu durum üç zamanlı tarife üzerinden elektrik tüketen tüketiciler düşünüldüğünde; sayaç saati ile gerçek saat arasında bulunan bir saatlik fark gündüz, puant ve gece zaman dilimlerinde birer saatlik kaymalara ve üç zamanlı tarife dilimlerine göre tüketimlerini belirleyen bu tüketicilerin yanılmasına sebep olacaktır” denildi.

Ruslar konutta o ilçeden vazgeçemedi

Uçak düşürme olayı sonrası Türkiye- Rusya arasındaki krize rağmen Ruslar, Alanya'da konut almaktan vazgeçmedi. Bu yılın ilk 6 aylık döneminde ilçeden en fazla konut edinenlerin başında Ruslar yer aldı.

Türkiye’de en çok yerleşik yabancının yaşadığı yer olan Alanya’da, yılın ilk 6 ayında 51 ülkeden 1772 yabancı konut edindi. Alanya’dan en fazla konut edilen ülke vatandaşları ise geçen yıl iki ülke arasındaki uçak krizine rağmen Ruslar oldu. Bu yıl 1 Ocak- 30 Haziran tarihleri arasında 274 Rusya Federasyonu vatandaşı Alanya’dan konut aldı. Rusları 209 konutla İsveç, 181 konutla Almanya, 151 konutla Irak, 118 konutla Ukrayna, 116 konutla İran, 85 konutla Danimarka, 70 konutla Finlandiya, 54 konutla Hollanda, 35 konutla Belçika, 34 konutla İngiltere, 13 konutla İrlanda vatandaşları izledi.

ORTADOĞU İLGİSİ ARTIYOR

İlçenin son yıllarda turist aldığı bölgelerden Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri vatandaşlarının da Alanya’ya ilgileri arttı. Bu yılın ilk 6 ayında 77 Kazakistan vatandaşı Alanya’dan konut sahibi oldu. Bunları 28 Afganistan, 17 Ürdün, 11 Özbekistan ve 2 İsrail vatandaşı takip etti. Diğer bazı ülke vatandaşları da ilçeden konut sahibi oldu.

Açığa alınan 153 öğretmen görevine iade edildi

Sakarya'da, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınan 153 öğretmen görevlerine iade edildi.


Sakarya Valiliği tarafından 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında başlatılan soruşturmada 670 öğretmen açığa alındı. Öğretmenlerle ilgili olarak yapılan araştırma sonrasında terör örgütü ile bağlantısı olmadıkları belirlenen öğretmenler için görevlerine iade kararı alındı. 2 hafta önce 42 öğretmen görevlerine iade edildi. Durumları araştırılan öğretmenlerden 111’i için daha iade kararı verilirken, görevlerine iade edilen öğretmen sayısı 153’e yükseldi. Sözcü

Canlı yayında suçunu itiraf eden katilin, minik Irmak'ı öldürdüğü kesinleşti

Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 4 yaşındaki Irmak Kupal'ın kaybolmasından sonra canlı yayında suçunu itiraf eden Himmet A.'nın, küçük kıza tecavüz ettiği, ardından eliyle boğduğu Adli Tıp raporuyla da kesinleşti.

Alaşehir'de gündelik işlerde çalışan 44 yaşındaki Bilal Kupal ile 27 yaşındaki Suriye Kupal çiftinin Menderes Mahallesi, Elmadağ Caddesi, 2 Sokak'taki evlerinin önünde oynayan kızları Irmak Kupal, geçen 14 Ekim'de ortadan kayboldu.

Arama çalışmalarına rağmen minik Irmak bulunamadı; baba Bilal Kupal'ın şüphelendiğini söylediği Himmet A. ise katıldığı televizyon programında suçunu itiraf etti.

Türkiye'yi şoke eden itiraftan sonra Himmet A.'nın gösterdiği bölgede üç gün arama yapıldı. Evine 2 kilometre uzaklıkta ilk olarak Irmak'ın ayakkabıları bulundun, ardından da bağ içerisinde cesedi bulundu.

Alaşehir'de toprağa verilen Irmak Kupal'a İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin sonuçları da belli oldu.

Otopsi raporuna göre, Irmak'a tecavüz edildiği, elle boğularak öldürüldüğü saptandı.

Ayrıca, Himmet A.'nın DNA'sı ile tecavüze uğrayan Irmak'tan alınan sperm örneklerinin DNA'sı aynı çıktı. Otopsi raporunun soruşturmayı yürüten Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildği öğrenildi.

Türkiye ve Irak karşılıklı olarak vizeleri kaldırdı

Türkiye ve Irak vizeleri kaldırıldı. Karar yarından itibaren geçerli olacak. Açıklamayı Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakcı duyurdu.


Bağdat Büyükelçiliği'nin internet sayfasında konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:

Türkiye Büyükelçisi Kaymakcı: Irak ve Türk diplomatik, hizmet ve hususi pasaportlarına vize 28 Ekim’de kalkıyor.

Bazı gazetecilerin sorularına yanıt olarak Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakcı, 2014 yılından beri üzerinde çalışılan Türkiye ile Irak arasında resmi pasaportlara vizeyi kaldıran anlaşmanın nihayet 28 Ekim 2016  tarihinde yürürlüğe girdiğini, sözkonusu anlaşma uyarınca diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamili Türk ve Irak vatandaşlarının Irak ve Türkiye’ye seyahat için artık vizeye gereksinim duymayacaklarını doğruladı.

Büyükelçi Kaymakcı, değişikliğin sadece diplomatik, hizmet ve hususi pasaportlar için geçerli olduğunu, umuma mahsus Irak pasaportlarına ise etiket vize, e-vize ve C1 (tedavi, turizm ve ticaret) vize uygulamasının devam ettiğini, Türkiye’nin vize koşullarını yerine getiren ve önerildiği şekilde başvuran Iraklılara aynı gün vize verebildiğini vurguladı. Büyükelçi Kaymakcı, 2016 yılı başında başlatılan yeni vize uygulamaları ve kolaylıklarıyla, koşulları yerine getiren Iraklıların kolay ve hızlı bir şekilde vize alabilirken, Irak’tan Türkiye’ye ve diğer Avrupa ülkelerine yasadışı göçün ise önemli ölçüde azaltıldığını da kaydetti.

27 Ekim 2016 Perşembe

10 kişinin öldüğü asansör faciasında kusurlu bulunamadı

Mecidiyekoy'deki Torunlar Center inşaatında 6 Eylül 2014'te 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faciasına ilişkin davada, bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda, olayın "öngörülebilir nitelikte bir iş kazası" olduğu vurgulandı. Kazanın meydana gelmesindeki asıl nedene sebebiyet veren kişi veya kişilerin tespit edilemediği ifade edilen raporda, asli kusurlu tespitinin de yapılamadığı belirtildi.


Raporda 9 sanık tali kusurlu bulunurken; 13 sanık kusursuz bulundu. 3 sanık hakkında ise kusur tespiti yapılamadı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 25 tutuksuz sanıktan 13'ü ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Bülent Dalkıran olaya ilişkin bilirkişi raporunun ulaştığını bildirdi. Şikayetçi avukatlarından Yıldız İmrek, bilirkişi raporunu inceleyemedikleri gerekçesiyle süre talebinde bulundu.

Duruşmada tartışma

Avukat İmrek, sanık Murat Aytimur'un yurtdışına çıkış yasağına rağmen yurtdışında olduğunu tespit ettiklerini belirterek tutuklanmasını talep etti. Bu sırada sanık avukatlarından Hasan Girit'in "Sınırdan sızmışlardır" sözü üzerine, ölen İsmail Sarıtaş'ın kardeşi Ferit Sarıtaş sesini yükselterek tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı da Sarıtaş'ı salondan çıkardı. Bunun üzerine şikayetçi avukatları, Mahkeme Başkanı Bülent Dalkıran'a adil yargılamaya gölge düşürecek şekilde usule aykırı hareket ettiği gerekçesiyle müvekkillerinin yeniden salona alınmasını talep ettiler. Ancak mahkeme başkanı, bu talebi reddetti. Mahkeme heyeti duruşmayı, tarafların bilirkişi raporuna karşı diyeceklerini hazırlamaları için erteledi.

Asli kusurlu tespit edilemedi

İki makine mühendisi, bir elektrik-elektronik mühendisi, iki iş güvenliği uzmanı ve bir ceza muhakemesi uzmanından oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 102 sayfalık raporda, "olayın iş kazası olduğu ve önlenebilir nitelikte bir kaza olduğu" ifade edildi.

Raporda, olayın meydana geldiği asansör kabinin katlarda durmasını sağlayan sensör ile herhangi bir tehlike esnasında kabinin durmasını sağlayan elektro mekanik limit switchlerin (emniyet anahtarı) görev yapmalarını engellemek amacıyla sisteme müdahale eden kişi veya kişilerin kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu belirtildi. Ancak bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesine neden olan kişi veya kişilerin tespit edilememesinden dolayı asli kusurlu tespitininin de yapılamadığı vurgulandı.

9 sanık tali kusurlu

Bilirkişilerin asansörün teknik ve işgüvenliği yönünden yaptıkları değerlendirmede ise asansörün sözleşme şartlarında takibinde, bakımında, uygunluğunun değerlendirilmesinde ispata ilişkin kayıtların dosya içerisinde olmamasından dolayı Önder Türksoy, Ümit Savul, Turgay Dalkıç ve Adem Akyıldız'ın tali kusurlu oldukları vurgulandı. Kazanın oluşumu ve teknik inceleme neticesinde işin sağlıklı şekliyle yürütülmesinden sorumlu olan sanıklar Murat Aytimur, Bünyamin Keskin, Emre Öz, Ahmet Said Demir, Mert Çanakçı'nın da tali kusurlu oldukları anlatıldı.

Toplam 16 sanıkta kusur bulunamadı

Raporda üç sanık hakkında dava dosyasında sorumluluk alanları anlaşılmadığından kusur yüklenemeyeceği, diğer 13 sanığın ise kazanın oluşumunda kusurlu olmadıkları ifade edildi.

22,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor

6 Eylül 2014 tarihinde Mecidiyeköy'deki Torunlar Center inşaatında meydana gelen asansör kazasında 10 işçi feci şekilde hayatını kaybetmişti. Soruşturma kapsamında, Şantiye Şefi Önder Türksoy, Proje Müdürü Murat Aytimur, asansör teknikerleri Adem Akyıldız ve Turgay Dalkılıç "Birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçlamasıyla 11 Eylül 2014 tarihinde tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Erdal Bağcı'nın hazırladığı iddianamede, 25 şüphelinin "Taksirle 10 kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan 2,5 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken; davanın tutuklu sanıkları, sonraki yargılamalarda tahliye edilmişti.

Akıllı sayaç saatleri değişti

Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu'ndan (EPDK) kritik bir açıklama geldi: "30 Ekim'de gizli zam olmayacak, akıllı elektrik sayaçlarının indirimli saatleri bir saat ileri alındı."



EPDK'ndan yapılan açıklamada, gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla bütün yurtta 27 Mart 2016 Pazar günü saat 03:00’ten itibaren bir saat ileri alınmak suretiyle başlatılan yaz saati uygulamasının, yıl boyu sürdürülmesi kararı alındığı anımsatıldı.

Ancak elektronik elektrik sayaçlarının 30 Ekim 2016 tarihinde, daha önceden programlandığı gibi, kendisini otomatik olarak bir saat geri alacağı belirtilerek, tüketicinin mağdur olmaması için gerekli adımların atıldığını açıklandı.

Hürriyet'in haberine göre EPDK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:" Çok zamanlı tarifelerin uygulanması bakımından sayaç saati sürekli yaz saati uygulamasına göre güncellenmemiş sayaçlar üzerinden tüketimleri ölçülen tüketiciler için Ekim ayının son pazar günü ile Mart ayının son pazar günü arasında;

Gündüz dönemi : Saat 07-18

Puant dönemi : Saat 18-23

Gece dönemi : Saat 23-07 olarak,

Mart ayının son pazar günü ile Ekim ayının son pazar günü arasında ise;

Gündüz dönemi : Saat 06-17

Puant dönemi : Saat 17-22

Gece dönemi : Saat 22-06 olarak uygulanır.

Sayaç saati sürekli yaz saati uygulamasına göre güncellenmiş sayaçlar üzerinden tüketimleri ölçülen tüketiciler için yıl boyunca;

Gündüz dönemi : Saat 06-17

Puant dönemi : Saat 17-22

Gece dönemi : Saat 22-06
olarak uygulanır” şeklinde karar alınmıştır. "

Faturalar artmayacak

3 zamanlı tarife üzerinden elektrik kullanan tüketiciler için sürekli yaz saati uygulamasına geçilmesi nedeniyle sayaç zamanları güncellenene kadar uygulanmak üzere bu düzenlemenin yapıldığı belirtilen açıklamada, "Nihai faturalara yansıyacak herhangi bir artış kesinlikle söz konusu olmayacaktır. Yapılan değişiklik görevli tedarik şirketleri tarafından ilgili tüketicilere (SMS,e-posta, fatura üzerindeki açıklamalar v.s yoluyla) bildirilecektir" denildi.

Musul'dan kaçanlar akrabalarıyla 2 yıl sonra mülteci kampında buluştu

Musul operasyonu nedeniyle kenti terk edenler, Erbil'in 40 kilometre doğusunda peşmerge kontrol noktası Aksi Kalak yakınında bulunan Hazer'deki mülteci kampına akın etti. 


Savaştan kaçan halk 2 yıl önce bu kampa gelen yakınlarıyla buluştu. O anlarda yoğun duygusal anlar da yaşandı. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi görevlisi Stephane Dujarric, operasyonlar nedeniyle 9 bin kişinin Musul ve çevresini terk ettiğini söyledi. BM İnsanı Yardım Irak Koordinatörü Lise Grande ise, Musul'un geri alınması için düzenlenen askeri operasyonun yeni bir insani krizi de tetikleyebileceğini, güvenli alanların sınırlı oluşunun yardım kuruluşlarının faaliyetini sınırladığını söyledi. Hazer Mülteci Kampı'nda yaşananlar AFP'nin foto muhabiri Bülent Kılıç'ın objektifine böyle yansıdı...(cnntürk)







Uzmanlar uyarıyor: Cuma günü asit yağmuruna dikkat!

DEAŞ geçtiğimiz hafta hava saldırılarını engellemek için Musul'un güneyinde bulunan kükürt tesisine saldırı düzenlemiş ve bu saldırı ile zehirli gaz yayılmasına sebep olmuştu. NASA'dan zehirli gazın Türkiye'ye doğru ilerlediğini gösteren bir harita yayınlandı. Yapılan açıklamada cuma günü ülkemizin güneyi yağış alması bekleniyor ve saldırıdan sonra yayılan zehirli gazın, asit yağmuru riski taşıdığı belirtildi.


DEAŞ’ın hava saldırılarını engellemek için ateşe verdiği Musul’un güneyindeki kükürt tesisinden yayılan zehirli gaz, sağlımızı tehdit ediyor. Uzmanlara göre, cuma günü ülkemizin doğusunda görülecek yağış ile asit yağmuru riski bulunuyor..

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, terör örgütü DEAŞ’ın geçen hafta ateşe verdiği Musul’un güneyindeki Mişrak Kükürt tesisinden yayılan zehirli gazların Türkiye’ye geldiğini gösteren harita yayınladı. DEAŞ’ın Musul operasyonuna katılan koalisyon güçlerinin hava saldırılarını engellemek için, Kayyara’ya 25 kilometre uzaklıktaki tesisi yakmasının ardından açığa çıkan zehirli gaz bulutu nedeniyle en az iki kişi hayatını kaybetmişti.

Mardin, Şırnak, Hakkâri’de asit yağmuru riski

NASA’nın sitesinden yayınlanan habere göre Terra ve Agua uyduları, Mişrak’taki yangını 20 Ekim’de belirledi, kükürt tesisinden yayılan beyaz duman bölgeyi kapladı ve birkaç gün içinde zehirli gazlar rüzgarın da yardımıyla atmosfere yayıldı. NASA’nın 24 Ekim’de yayınladığı haritada, tesisin yanmasının ardından açığa çıkan sülfür dioksitin, Tikrit ve başkent Bağdat’ın dışında Türkiye’nin güneydoğusuna da yayıldığı görülüyor.

‘Binalarda aşınmaya neden olacak’

Olayla ilgili Hürriyet'e konuşan İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Mikdat Kadıoğlu, bu tür kimyasalların toz ve gaz şeklinde havaya karıştığını, yağmurla karşılaştığında oksijen ve hidrojenle birleşerek sülfürik asit, halk arasındaki adıyla ‘kezzap’ olarak yere indiğini söyledi. Prof. Kadıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Cuma günü rüzgar güneyden kuzeye yani Türkiye’ye doğru esecek. Mardin, Şırnak ve Hakkâri civarında hafif yağış görülecek. Havadaki sülfür dioksitin, diğer adıyla asit yağmurunun cuma günü bu üç ilde yere inme ihtimali var. Ağaçlarda, bitkilerde sararmaya neden olacak, açık su alanlarını ve gölleri asitlendirecek. Balıkları, sudaki canlıları etkileyecek, binaların yüzeyinde aşınmalara neden olacak”.

‘Bu durum ilk değil’

Bu durumun Türkiye’de ilk kez görülmediğine işaret eden Kadıoğlu şöyle devam etti: “Sürekli Avrupa sanayisinin sülfürik asidine maruz kalıyoruz. Katı yakıtların hepsinde kükürt var. Kışın kömür yakıldığında kükürt kokusunu alıyoruz. Termik santraller de asit yağmuruna neden oluyor. Esas problem, Musul civarında yaşayanlar için. Tuvalet, banyo gibi küçük bölümleri sığınağa dönüştürüp kapı ve camları koli bandıyla bantlamalı, dışardan gelen havayı solumamaları gerekiyor.”

Cuma günü bunlara dikkat edin

Prof. Mikdat Kadıoğlu, cuma günü için bölgedeki vatandaşların dikkatli olması konusunda uyardı ve şunları söyledi:

Yağmur altında kalmayın, dışarı çıkmayın.

Yağmur suyunu kullanmayın. Özellikle ilk yarım saatte yağan bölümünü kullanmayın.

Yağmur suyunu içmeyin, hayvanlara içirmeyin.

Açık havada çalışmayın, spor yapmayın.

26 Ekim 2016 Çarşamba

Uzaydan gelen sinyallerin sayısı artıyor

Rusya’daki bir radyo teleskobu, 95 ışık yılı uzaktan gelen “güçlü bir sinyal” yakalamıştı. Laval Üniversitesi’nde çalışan uzmanlar yeni sinyaller kaydettiklerini belirtti. Sinyallerin kaynağı hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.


234 sinyal kaydedildi

Kanada’nın Laval Üniversitesi’nde çalışan uzmanlar yaptıkları çalışmalarda uzaydan gelen 234 sinyal kaydettiklerini açıkladı.


'Güçlü bir sinyal'

Son olarak Rusya’daki bir radyo teleskobu, 95 ışık yılı uzaktan gelen “güçlü bir sinyal” yakalamıştı.


Sayıları artıyor

Uzaydan gelen sinyallerin sayısı hızla artıyor.


Laval Üniversitesi açıkladı

Kanada’daki Laval Üniversitesi’nde çalışan astronotlar, yıldızlardan gelen 234 gizemli sinyal kaydettiklerini açıkladı.


Dünyayla bağlantı kurmaya çalışıyorlar

Sinyallerin dünya dışı varlıklardan geldiğine inanan astronotlar Ermanno Borra ve Eric Trottier, bu varlıkların dünyayla bağlantı kurmaya çalıştıklarını iddia ediyor.


Aynı formda birçok sinyal algılandı

Borra, yeni sinyallerin daha önce de uzaydan gelen sinyallerle aynı forma sahip olduğunu söylüyor.


95 ışık yılı uzaklıktan...

Son olarak Rusya, 95 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir yıldızdan çok güçlü bir sinyal aldıklarını açıklamıştı.


Açıklamalar için henüz erken

Ancak uzmanlar, sinyalin ne anlama geldiğini ya da tam olarak nereden geldiğini söylemek için çok erken olduğunu belirtiyor.  (Kaynak: Habertürk)

TOKİ hedefini "4 bin" aşacak

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ergün Turan, sosyal konut sayısında 2016 hedefini aştıklarını belirterek, "60 bin konut hedeflemiştik, bu yılı 64 bin konut üretimiyle çıkmış olacağız" dedi.


Turan, bazı programlara katılmak için geldiği Bursa'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 13 yılda başarılı çalışmalara imza attıklarını söyledi.

Türkiye'deki konut üretimine çok yüksek oranda destek olduklarını dile getiren Turan, "Sosyal konut sayısında ciddi manada hedefimizi aşmış durumdayız. 60 bin konut hedeflemiştik bu yılı 64 bin konut üretimiyle çıkmış olacağız. Bu, Türkiye'de üretilen toplam konut sayısının yüzde 10'u demektir.
Bahsettiğim konutların tamamı alt ve orta gelir grubuna hitap eden sosyal konutlardır" diye konuştu.
Bu yıl gibi 2017'de de çalışmalarını titizlikle sürdüreceklerini vurgulayan Turan, şunları kaydetti:
"Hedefimiz inşallah yine beklentiyi aşmak ve yeni yılda 70 bin konut üretmek. Bizim yaptığımız iş hacminin içindeki konut üretimi yüzde 45, işimizin diğer yüzde 55'i ise milletin ihtiyacı olan kamu binalarıdır.

Bunların içinde son 4 yılda yapılan ve yapımına devam edilen 19 stadyum var, 72 bin öğrenci kapasiteli yurt inşaatı yaptık ve teslim ettik. 22 üniversitenin kampüs inşaatlarını yapıyoruz. Bin 50 okul inşaa ettik ve birçok kamu binasını, güvenlik birimlerimizin ihtiyaçlarını karşıladık. 81 vilayette şantiyesi olan aktif bir birliğiz."

Çalışmalarında yerel ve yatay mimariyi esas aldıklarını anımsatan Turan, "Bundan dolayı, yürüttüğümüz çalışmaların önemli bir bölümünü kentsel dönüşüm projeleri oluşturuyor. Belediyelerimizle iş birliği içinde 54 il ve 118 ilçede gerçekleşen 183 kentsel dönüşüm projesinin 53'ü tamamlandı. Çağdaş standartlarda geliştirilen 111 bin 474 konutun 68 bin 254'ü ise hak sahiplerine teslim edildi" dedi.